Allah dileseydi sizi bir tek ümmet olarak halk ederdi, fakat o, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola sevk eder ve yaptıklarınızdan dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Çünkü Allah dileseydi, sizleri tek tip bir toplum yapardı; ama sapmak isteyeni saptırıp doğru yola ulaşmak isteyeni de doğru yoluna iletiyor. Ve şüphesiz yaptıklarınızdan dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir inanca sahip toplum kılardı... Fakat (Allah), dilediğini saptırır ve dilediğini de hakikate erdirir... Yaptıklarınızın sonuçlarını yaşayacaksınız!
(Nahl 93)
Allah'ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, elbette sizi aynı inanç ve düşünceyi paylaşan bir tek millet yapardı. Fakat Allah, insanları irade hürriyetine ve seçme özgürlüğüne sahip kıldığı için, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti tercihlerine özgürlük tanır, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri doğru yola da sevkeder. Yapmaya devam ettiğiniz amellerinizden sorguya, hesaba çekileceksiniz.*
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi tek bir ümmet yapardı. Ancak (Allah) dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirir. Yapmakta olduklarınızdan mutlaka sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yaptıklarınızdan muhakkak sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini sapıtır ve dilediğine de hidayet verir. Muhakkak surette hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Oysa Allah dileseydi, kesinlikle, sizi bir tek topluluk yapardı. Fakat dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Yaptıklarınızdan kesinlikle sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dilemiş (ve irade vermeyerek sizi mecbur bırakmış olsaydı), hepinizi aynı inanç üzerinde tek bir ümmet yapardı. (Fakat O size irade verdi ve sizi herhangi türde bir inanç ve davranışa mecbur bırakmadı.) O, kimi dilerse saptırır ve kimi dilerse hidayet eder. (Ama O’nun saptırması ve hidayete erdirmesinde sizin tercihleriniz ve davranışlarınız elbette pay sahibi olduğu için,) bütün yaptıklarınızdan mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat (hikmeti gereği) bazılarını saptırır, bazılarını da doğru yola iletir. Ve yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı; fakat O, dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan elbette sorgulanacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, bir tek ümmet yapacaktı sizi; ancak O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir; ve mutlaka sorumlu olacaksınız yapageldiğiniz işlerden.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, bir tek ümmet olarak yaratırdı sizleri, oysa sapıttırır istediğin, istediğin doğru yola götürür; herhalde işlerinizden sorulursunuz
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi bir tek ümmet kılardı. Ama O, dilediği kimseyi saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Ve elbette yaptıklarınızdan sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini (kötü niyetleri gereği) sapıklıkta bırakır, dilediğini de (iyi niyetleri gereği) doğru yola iletir. Sizler yaptığınız işlerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Ama O, istediğini saptırır, istediğini doğru yola eriştirir. İşlediklerinizden, and olsun ki, sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
ALLAH dileseydi sizi bir tek toplum kılardı. Ancak, dilediğini saptırır, dilediğine de yol gösterir. Elbette yaptıklarınızdan sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah, dilese idi elbet hepinizi bir tek ümmet yapardı ve lakin o, dilediğine dalalet, dilediğine hidayet buyurur ve her halde hepiniz bütün yaptıklarınızdan mes'ul olacaksınız
(Nahl 93)
Allah dileseydi mutlaka hepinizi bir tek ümmet yapardı, fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir ve herhalde hepiniz, bütün yaptıklarınızdan sorumlu olacaksınız.
(Nahl 93)
Allah, dileseydi sizi tek bir ümmet[1] yapardı. Fakat Allah dileyeni saptırır, dileyeni de hidayete iletir.[2] Siz, yaptığınız her şeyden sorumlu tutulacaksınız.[3]
1)Aynı inanca mensup, aynı düşünce ve amaca sahip topluluk.
2)Hak edeni saptırır, hak edeni hidayete erdirir. Bu terkip; Allah, doğru yola iletilmeyi isteyeni doğru yola iletir; sapkınlıkta kalmak isteyeni de sapkınlıkta bırakır; sapkınlığı gerektiren şeyler yapanı saptırır, doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir, demektir. Hidayet ve dalalet konusu insanın dilemesiyle ilişkilidir. Allah, hiç kimseyi ne zorla hidayete erdirir ne de dalalete düşürür. İman ve inkar konusunda sorumluluk bütünüyle insana aittir. Ayetteki "Şae" sözcüğü, "dilediğini" anlamının yanı sıra, "şey edeni", "gayret göstereni", "bir şey yapmak isteyeni" anlamına da gelmektedir.
3)Bu cümleden de anlaşılıyor ki dilediğini seçme sorumluluğu kişinin kendisine aittir.
(Nahl 93)
Eğer Tanrı dileseydi sizi tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yaptıklarınızdan muhakkak sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Ve Allah dileseydi elbette hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır ve dilediğine de doğru yolu kılavuzlar/ dileyeni saptırır, dileyene kılavuzluk eder. Ve şüphesiz ki siz, bütün yaptıklarınızdan sorulacaksınız/sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi sizi (tevhid üzere Allah’a kulluk eden) tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayet eder. Kesinlikle yaptıklarınızdan sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi (hepinizi) bir tek ümmet yapardı. Şu kadar ki O, kimi dilerse onu sapıklıkda bırakır, kimi de dilerse onu hidayete iletir. Yapageldiğiniz işlerden elbette mes'ul olacaksınız.
(Nahl 93)
Hâlbuki Allah dileseydi, sizi elbette tek bir ümmet (olarak aynı din üzere)yapardı; fakat (O,) dilediğini (kendi isyânı yüzünden) dalâlete atar; dilediğini ise (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Ve (siz), yapmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorulacaksınız.(3)*
(Nahl 93)
Allah [zorlamayı]¹ tercih etseydi, sizi bir tek topluluk yapardı; fakat (tercihi size bıraktığı için) tercih eden¹ kimseye yolu kaybettirir; tercih eden kimseye yol gösterir. Bulunmakta olduğunuz eylemlerinizden mutlaka sorgulanacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, sizi tek bir millet yapardı. Ama, O, sapmayı dileyene yol verir ve doğruyu dileyene yol gösterir. Andolsun ki, yapmakta olduklarınızdan sorgulanacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi; sizi bir tek ümmet yapardı. Ama O; istediğini saptırır, istediğini doğru yola iletir. İşlediklerinizden muhakkak sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Ancak, Allah isteyeni sapıklık içinde bırakır, isteyeni de doğru yola iletir. Şüphesiz ki yaptığınız her şeyden sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Ve eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet kılardı. Fakat O, dilediğini (doğuştan bütün insanlar dalâlette olduğundan Allah’a ulaşmayı dilemeyeni, Allah Kendisine ulaştırmaz, böylece onu) dalâlette bırakır. Ve dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyeni) hidayete erdirir (verdiği söz gereğince, kefaleti sebebiyle Kendisine ulaştırır). Ve elbette yaptıklarınızdan (yapmış olduğunuz amellerinizden) sorgulanacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi hepinizi kesenkes bir tek topluluk yapardı. Ancak, tanrı kimi dilerse onu yoldan çıkarır, kimi dilerse onu da doğru yola iletir. Size gelince, besbelli ki siz yalnız işlediklerinizden ne de olsa sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, sizi (aynı inançlara sahip) tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yapmakta olduklarınızdan muhakkak sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Çünkü Allah dileseydi, hepinizi melekler gibi Allah’a kulluk eden tek tip bir toplum yapabilirdi, fakat böyle yapmadı; bunun yerine, size iyiyi kötüyü ayırt etme yeteneği vererek dilediğiniz inanç ve hayat tarzını seçme konusunda sizi özgür bıraktı. Böylece Allah, doğru yoldan uzaklaşmak isteyeni sapıklıkta bırakır, samîmî olarak doğruya, gerçeğe ulaşmak isteyeni de doğru yola iletir. Unutmayın, hepiniz bir gün Allah’ın huzuruna çıkacak ve yaptıklarınızdan dolayı mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, kesinlikle sizi tek bir ümmet kılardı. Ancak Allah, dilediğini şaşırtır, dilediğini de hak yola yöneltir ve (şunu iyi bilin ki) yaptıklarınızdan dolayı mutlaka hesaba çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah isteseydi, hepinizi tek bir ümmet yapardı. Ancak O, (sapıklığı) isteyenin sapık olduğuna karar verir, (doğru yolu) isteyene (de) doğru yolu gösterir. Yaptıklarınız hakkında (Kıyamet günü,) size elbette sorulacaktır.
(Nahl 93)
Çünkü, Allah dileseydi şüphesiz hepinizi bir tek ümmet yapardı; ama (sapmak) isteyeni saptırıp, (doğru yola ulaşmak) isteyeni de doğru yola yöneltiyor; Ve şüphesiz, yaptığınız her şeyden ötürü sorguya çekileceksiniz!
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi tek bir toplum yapardı. Ama o, istediğini saptırır, istediğini doğru yola eriştirir. Yaptıklarınızdan, elbette ki, sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah isteseydi, sizi kesinlikle tek bir ümmet yapardı.
(1) Fakat O sapıklığı tercih edeni sapıklıkta bırakır, doğru yolu tercih edeni de doğru yoluna iletir. Zira siz, yapıp ettiklerinizden kesinlikle sorgulanacaksınız.
(2)
Bknz: 1(5/48) - (42/8) - 2(3/86) - (4/88) - (4/115) - (6/35) - (7/30) - (7/146) - (13/31) - (45/23) - (47/25)»(47/26)
(Nahl 93)
93-94 Allah dileseydi, size hayat tarzınızı seçme iradesi vermez, hepinizi tevhid inancına uymaya mecbur bırakır ve tek bir ümmet yapardı. Sonunda her insan, tercih ettiği yaşayış biçiminden hesaba çekilecek. Yeminlerinizi aldatma aracına dönüştürmeyin, aksi halde ayağınızı sağlam basmışken sarsılıp kayarsınız. Böylece Allah’ın adını basit çıkarlarınıza alet etmiş olur, hem dünyada hem de âhirette kaybedenlerden olursunuz, üstelik âhirette daha büyük bir azaba çarptırılırsınız.
(Nahl 93)
Zaten eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapıverirdi; fakat o sapmak isteyeni saptırıyor, doğru yöne yönelmek isteyeni ise (ona) yöneltiyor: ne ki (seçiminiz sonucu) yapa geldiğiniz her şeyden mutlaka hesaba çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah güç,kudret kullansaydı hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat O, sapıklığı tercih edeni sapık sayar, doğru yolu tercih edeni de yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Ve eğer Allah Teâlâ dilese idi elbette sizleri bir tek ümmet kılardı. Fakat o dilediğini dalâlette bırakır ve dilediğini hidâyete erdirir ve sizler yapar olduğunuz şeylerden elbette sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi hepinizi bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğine de hidayet verir. İşlediklerinizden andolsun ki sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizi aynı inancı paylaşan bir tek topluluk yapardı. Fakat dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola eriştirir. Yapıp ettiklerinizin hepsinden sorumlu tutulup sorguya çekileceksiniz!
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi (özgür iradenizi elinizden alır), hepinizi bir tek toplum hâline getirirdi. Böylece Biz; (bozgunculuğu) dileyeni sapıklıkta bırakır, (tevhidi, güvenliği, adaleti) dileyeni de doğru yola iletiriz. Yapmış olduğunuz şeylerden mutlaka sorumlu tutulacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, hepinizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Sizler yaptığınız işlerden kesinlikle sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi sizin hepinizi bir tek ümmet yapardı. Lakin O, dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir.Şu kesin ki sizler bütün yaptıklarınızdan sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, hepinizi, bir tek ümmet yapardı, fakat (O), dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola iletir. Ve siz, mutlaka yaptığınız şeylerden sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Tercihi Allah yapsaydı sizi bir tek toplum (ümmet) yapardı[1]. Ama (tercihi size bıraktığı için) sapıklığı tercih edeni sapık sayar, hidayeti tercih edeni de yoluna kabul eder. Yaptıklarınızdan elbette sorumlu tutulacaksınız.
1)Bkz. Maide 5/48
(Nahl 93)
Allah dileseydi, sizi tek bir toplum yapardı. Ama O, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Sonunda bütün yaptıklarınızdan mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, sizi elbette tek bir ümmet yapardı. Fakat o dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğine de doğru yolu gösterir. Yaptıklarınızdan elbette hesaba çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, sizi muhakkak tek bir ümmet yapardı. Fakat o, dilediğini saptırır; dilediğine de hidayet eder. İşlediğiniz işlerden (kıyamet günü) mutlaka sorguya çekileceksiniz.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi, sizi tek bir ümmet kılardı; ancak dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Yapmakta olduklarınızdan muhakkak sorulacaksınız.
(Nahl 93)
Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı. Lâkin O dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Siz de yaptıklarınızdan sorgulanacaksınız.
(Nahl 93)
Allah dileseydi, elbette ki sizi birtek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz.
(Nahl 93)