79. Naziat Suresi / 40.ayet

Ama kim de Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkup benliğini kötü arzu ve heveslerden uzak tutmuş ise.

Bknz: (21/101)»(21/103)(37/57)»(37/61)

Mustafa Çavdar Meali

Naziat 40 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve ama kim, Rabbinin durağından korkup da nefsi, dileğinden çekmişse.

(Naziat 40)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Her kim de Rabbinin makamından korkar ve nefsini hevâdan (kötü ve çirkin arzulardan) sakındırırsa,

(Naziat 40)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hesap gününde Rabbinin huzurunda durmaktan sakınanın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın

(Naziat 40)

Adem Uğur Meali:

Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için,

(Naziat 40)

Ahmet Hulusi Meali:

Rabbinin makamından korkan ve nefsini boş geçici sonsuzlukta hiçbir getirisi olmayan davranışlardan koruyana gelince;

(Naziat 40)

Ahmet Tekin Meali:

Rabbinin, işlediği ameller, hak ettiği mükâfatlar ve cezalar üzerindeki hükümranlığının, her şeyi ortaya koyarak, hükmünü icra edeceğinin endişesini duyan, azamet ve celâlinden korkanlar ve nefislerini, ihtirasları adına, bâtıl adına konuşmaktan, bâtılı savunmaktan, ihtiraslardan, günahlardan ve haramlardan akıllarını kullanarak men edenlerin de yurtları vardır.

(Naziat 40)

Ahmet Varol Meali

Kim de Rabbinin makamından [2] korkar ve nefsini kötü arzularından alıkoyarsa,*

(Naziat 40)

Ali Bulaç Meali:

Kim Rabbinin makamından korkar ve nefsi heva (istek ve tutkular)dan sakındırırsa,

(Naziat 40)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Fakat her kim de Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi, şehevattan alıkoymuşsa,

(Naziat 40)

Ali Rıza Sefa Meali:

Fakat Efendisinin karşısında durmaktan kim korkar ve benliğini kötü tutkulardan korursa.

(Naziat 40)

Ali Ünal Meali:

Ama kim de Rabbisinin kendisini gördüğü ve bir gün O’nun huzuruna çıkacağı gerçeğinin endişesiyle yaşamış ve nefsini baş aşağı heveslere dalmaktan men etmişse,

(Naziat 40)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Amma Rabbi olan Allah’ın makamından korkan ve nefsini hevadan menetmiş ise;

(Naziat 40)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Ama, kim Rabbinin makamından korkup da, kendini kötülüklerden alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

(Naziat 40)

Bekir Sadak Meali:

(40-41) Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kotulukten alikoymussa, varacagi yer suphesiz cennettir.

(Naziat 40)

Besim Atalay Meali:

Tanrı katında durmaktan korkana, kendi havasını bırakana

(Naziat 40)

Celal Yıldırım Meali:

(40-41) Kim de Rabbının (yüce) makamından korkmuş da nefsini havaî şeylerden alıkoymuşsa, şüphesiz ki Cennet onun varacağı yerdir.

(Naziat 40)

Cemal Külünkoğlu Meali:

40,41. Ancak kim Rabbinin huzurunda durup hesap vermekten ürkmüş ve nefsini kötü heveslerden uzak tutmuşsa, muhakkak onun varacağı yer cennettir.

(Naziat 40)

Diyanet İşleri Eski Meali:

40,41. Ama kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

(Naziat 40)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(40-41) Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.

(Naziat 40)

Diyanet Vakfı Meali:

40, 41. Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştıran için ise şüphesiz cennet yegâne barınaktır.

(Naziat 40)

Edip Yüksel Meali:

Rabbinin makamına karşı saygı duyan ve kendini kötü arzulardan alıkoyanlara gelince

(Naziat 40)

Elmalılı Orjinal Meali:

Her kim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi hevadan nehy eylemiş ise

(Naziat 40)

Elmalılı Yeni Meali:

Her kim de Rabbinin makamından korkmuş, nefsini kötü arzulardan engellemişse,

(Naziat 40)

Erhan Aktaş Meali:

Fakat Rabb'inin huzurunda suçlu olmaktan korkarak, kendisini tutkularından uzak tutana,

(Naziat 40)

Gültekin Onan Meali:

Kim rabbinin makamından korkar ve nefsi hevadan sakındırırsa,

(Naziat 40)

Hakkı Yılmaz Meali:

(40,41) Rabbinin makamından korkan ve kendini boş-iğreti arzudan meneden kimseye gelince; artık, hiç şüphesiz cennet, barınağın ta kendisidir.

(Naziat 40)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kim de Rabbinin makamından korkar ve nefsinin (meşru olmayan) isteklerine engel olursa,

(Naziat 40)

Harun Yıldırım Meali:

Kim Rabbinin makamından korkmuş ve nefsi hevadan sakındırmışsa.

(Naziat 40)

Hasan Basri Çantay:

Amma, kim Rabbinin makaamından korkdu, nefsini heva (ve hevesin) den alıkoyduysa,

(Naziat 40)

Hayrat Neşriyat Meali:

40,41. Kim de (kıyâmet günü) Rabbisinin makamından (huzûrunda durmaktan)korkmuş ve nefsi(ni), (kötü) arzulardan men' etmişse, artık şübhesiz (o kimse için) varılacak olan yer, ancak Cennettir!

(Naziat 40)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(40-41) RAB'binin makamından korkan ve (o) nefsi, (o) keyiften engelleyen kimse[ler'e] gelince: kesinlikle cennet, barınağın ta kendisidir.

(Naziat 40)

Hüseyin Atay Meali:

37-41 İşte, azıp da dünya hayatını yeğleyene gelince, doğrusu, onun varacağı yer alevli ateştir. Ancak, Rabbinin yüceliğinden korkup da, kendini hevesten alıkoyana gelince, doğrusu onun varacağı yer cennettir.

(Naziat 40)

İbni Kesir Meali:

Kim de Rabbının makamından korkup da nefsini heveslerden alıkoyduysa;

(Naziat 40)

İlyas Yorulmaz Meali:

Rabbinin makamından korkan ve nefsini, tutkularından uzak tutan kimse ise.

(Naziat 40)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve fakat, kim Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini heveslerinden nehyetmiş ise (heveslerine uymamışsa).

(Naziat 40)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak herkim de çalabının katından korkmuş da kendini dürtülerinden alıkoymuşsa,

(Naziat 40)

Kadri Çelik Meali:

Kim de Rabbinin makamından korkar ve nefsi de hevâdan sakındırırsa.

(Naziat 40)

Mahmut Kısa Meali:

Buna karşılık, her an ve her yerde Rabb’inin huzurunda ve O’nun gözetimi altında olduğu bilinciyle davranan, O’nun emirlerine karşı gelmek ve huzur-u ilâhîde mahcup duruma düşmekten korkan ve kendisini kötü arzulardan alıkoyanlara gelince,

(Naziat 40)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ama kim Rabbinden korkar ve nefsini dizginler ve korur.

(Naziat 40)

Mehmet Türk Meali:

40,41. Kim de Rabbinin hükümranlığından1 korkar ve kendisini kötülükten alıkoyarsa, şüphesiz onun varacağı yer de cennettir.*

(Naziat 40)

Muhammed Celal Şems Meali:

(40-41) Kim Allah’ın yüceliğinden korkup nefsini bayağı arzulardan alıkoyduysa, onun kalacağı yer (de,) şüphesiz Cennet olacaktır.

(Naziat 40)

Muhammed Esed Meali:

Ama Rabbinin huzurunda korku ile duranın ve nefsini kötü arzulardan alıkoyanın

(Naziat 40)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kim rabbinin huzurunda durmaktan korkup da nefsini kötü heveslerden alıkoymuşsa,

(Naziat 40)

Mustafa Çavdar Meali:

Ama kim de Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkup benliğini kötü arzu ve heveslerden uzak tutmuş ise.

Bknz: (21/101)»(21/103) - (37/57)»(37/61)

(Naziat 40)

Mustafa Çevik Meali:

40-41 Kim de dünya hayatını Allah’ın davetine teslim olarak yaşayıp tamamlamışsa, onun varacağı yer de huzur, güven, mutluluk ve nimetler yurdu cennet olacaktır.

(Naziat 40)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama Rabbinin yüce makamından korkan ve kendini nefsine (kulluktan) alıkoyan kimseler var ya:

(Naziat 40)

Osman Okur Meali:

(40-41) Kuşku yok ki kim Rabbinin azametinden korkup da kendini kötülükten alıkoymuşsa, varacağı yer şüphesiz cennettir.

(Naziat 40)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat kim ki, Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini hevâdan nehyetmiş ise.

(Naziat 40)

Ömer Öngüt Meali:

Rabbinin huzurunda durmaktan korkan ve nefsini hevâ ve hevesten alıkoyan kimseye gelince,

(Naziat 40)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kim Rabbinin makamından korkarak kendini günahlı isteklerinden alıkoyarsa,

(Naziat 40)

Sadık Türkmen Meali:

Her kim de, Rabbinin makamından korkmuş ve kendini boş tutkulardan alıkoymuşsa,

(Naziat 40)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak kim Rabbinin huzurunda durup hesap vermekten korkmuş ve nefsini kötü heveslerden menetmişse.

(Naziat 40)

Suat Yıldırım Meali:

Ama kim Rabbinin divanında durmaktan korkarsa ve nefsini heva ve hevese uymaktan dizginlerse,

(Naziat 40)

Süleyman Ateş Meali:

Ama kim Rabbinin divanında dur(up hesap ver)mekten korkmuş ve nefsi(ni) kötü heves(ler)den men etmişse

(Naziat 40)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kim de Rabbinin makamından korkar, arzularını dizginlerse[1]

1)Büyük günah işlememiş olanlar güzel yaşamış sayılır ve daha güzeli ile karşılanırlar. Allah Teala şöyle buyurur: "Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Bu, kötü davrananları yaptıklarına karşılık cezalandırsın ve güzel davrananları da daha güzeli ile karşılasın diyedir. Onlar, günahların büyüklerinden ve fuhuş çeşitlerinden kaçınanlardır; diğer günahlar başka. Rabbinin affı kapsamlıdır…" (Necm 53/31–32) Onlar sıkıntı çekmeden cennete girerler. Allah Teala şöyle buyurur: "Önceden en güzeli ile karşılayacağımızı bildirdiklerimiz Cehennemden uzak tutulacaklardır. Onun uğultusunu bile duymayacaklar ve sürekli canlarının çektiği şeyler içinde olacaklardır. Melekler, "bu sizin gününüz, size söz verilen gündür" diyerek onları karşılayacaklardır." (Enbiya 21/101-103) Büyük günah işlediği halde tevbe edip kendini düzeltenler de bu kesime girerler. Allah Teala şöyle buyurur: "Rahman'ın kulları Allah ile beraber başka bir tanrıyı yardıma çağırmazlar. Haklı bir sebep yoksa Allahın dokunulmaz kıldığı canı öldürmezler; zina etmezler. Kim bunları yaparsa günaha girer. Kıyamet günü onun azabı katlanır ve orada itibarsız olarak sürekli kalır. Ama tevbe eden, inanan ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder." (Furkan 25/68-70)

(Naziat 40)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(40-41) Rabbinin huzuruna çıkacağından korkup kendini kötü isteklerden alıkoyanın gideceği yer de cennettir.

(Naziat 40)

Şaban Piriş Meali:

Ama, kim de Rabbinin makamından korkup, kendisini heveslerine uymaktan alıkoymuşsa..

(Naziat 40)

Talat Koçyiğit Meali:

40-41 Amma kim Rabbının azametinden korkar ve nefsini heva ve heveslerinden alıkorsa, onun varacağı yer de cennettir.

(Naziat 40)

Tefhimul Kuran Meali:

Kim de Rabbinin makamından korkar ve nefsi de heva (istek ve tutkular)dan sakındırırsa,

(Naziat 40)

Ümit Şimşek Meali:

Kim Rabbinin huzurunda durmaktan korkup da nefsini kötü heveslerden alıkoymuşsa,

(Naziat 40)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Rabbinin yüceliğinden korkup nefsini boş heveslerden yasaklamış olan içinse,

(Naziat 40)