4. Nisa Suresi / 146.ayet

Ancak, tövbe ile dönüş yapanlar, durumlarını düzeltip, Allah’a sımsıkı bağlananlar ve dinlerini Allah’a has kılarak yaşayanlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Vakti geldiğinde Allah, müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

Bknz: (9/104)(20/82)(25/70)»(25/71)(39/53)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 146 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ancak tövbe edenler, ıslah olanlar, Allah'a sarılanlar ve Allah için dinlerinde ihlas sahibi bulunanlar müstesna. Onlar, inananlarladır ve Allah, müminlere pek büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ancak (samimiyetle) tevbe edenler, (kötü hallerini) ıslah edip düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah yakında mü’minleri büyük ecirlere kavuşturacaktır.

(Nisa 146)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu münafıklar içinden tevbe edip hayatlarını, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar hariç. Zira bunlar, gerçekte mü'minlerle beraberdirler ve zamanı gelince Allah, bütün mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Adem Uğur Meali:

Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Ahmet Hulusi Meali:

Ancak (yanlışını idrak ederek) tövbe edenler, tutumlarını doğrultanlar, hakikatleriyle Allah'a sarılanlar, din anlayışlarını Allah için saflaştıranlar müstesna... Onlar iman ehli ile beraberdirler. Allah iman ehline aziym mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Ahmet Tekin Meali:

Ancak, tevbe edenler, münafıklığı terk edip Allah'a itaate yönelenler, iyi ve ıslah olanlar din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini, hallerini düzelterek, geliştirerek yaşayanlar Allah'ın emirlerine, şeriatına sımsıkı sarılarak himayesine sığınanlar, Allah için dinlerine, samimi olarak bağlananlar, işte bunlar mü'minlerle beraberdir. Allah mü'minlere büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Ahmet Varol Meali

Ancak tevbe edip durumlarını düzelten, Allah'a sarılan ve dinlerini Allah için halis kılanlar müstesnadırlar. Bunlar mü'minlerle birliktedirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Ali Bulaç Meali:

Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah mü'minlere büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ancak yaptıklarından tevbe edip hallerini düzeltenler ve Allah'a (dinine) sarılıp dinlerini (ibadetlerini) Allah için hâlis kılanlar müstesna... Çünkü bunlar mü'minlerle beraberdirler. Mü'minlere ise, Allah pek büyük bir mükafât verecektir.

(Nisa 146)

Ali Rıza Sefa Meali:

Pişmanlık gösterenler, durumlarını düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinini yalnızca Allah'a özgüleyenler başkadır. İşte onlar, inananlarla birliktedir. Ve Allah, inananlara, yakında büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Ali Ünal Meali:

Ancak samimi bir tevbe ile Allah’a yönelip hallerini düzeltenler ve Allah’a sımsıkı sarılanlar, ayrıca dinlerini tam bir ihlâsla yaşayıp Allah’a halis kul olanlar, işte bunlar mü’minlere dahildirler. Ve gün gelecek, Allah mü’minlere çok büyük bir mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Tevbe edip ıslah-ı hal edenler, Allah’a bağlanıp dinlerini O’na halis kılanlar müstesna… Onlar müminlerle beraberdir (ve onlardandır.) Allah ilerde müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ancak tövbe edenler, hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar, dinlerini sadece Allah'a tahsis edenler; işte bunlar müminlerle beraberdirler ve Allah ileride bütün müminlere büyük ödülverecektir.

(Nisa 146)

Bekir Sadak Meali:

Ancak tevbe edenler, nefislerini islah edenler, Allah'in Kitap'ina sarilanlar ve dinlerine Allah icin candan baglananlar mustesnadir. Onlar inananlarla beraberdirler. Allah muminlere buyuk ecir verecektir.

(Nisa 146)

Besim Atalay Meali:

Tövbe yapanlarla, halini düzelterek Allaha sarılanlar, Allah için dinlerinde özden olanlar, böyle değildirler, imdi bunlar inanlılarla birlikte olacaklardır, Allah inanmışlara büyük sevap verecektir

(Nisa 146)

Celal Yıldırım Meali:

Ancak tevbe edip durumlarını (düşünce ve davranışlarını) düzeltip Allah'a sarılanlar ve dinlerini gösterişten uzak, Allah için katıksız ve saf tutanlar müstesna... İşte bunlar mü'minlerle beraberdirler, mü'minlere ise Allah büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ancak tevbe edenler, (hallerini düzelterek) dürüst ve erdemli yaşayanlar, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve yalnız O'na yürekten inanıp bağlananlar hariçtir. Zira bunlar mü'minlerle beraberdirler. Zamanı geldiğinde Allah mü'minlere çok büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'ın Kitap'ına sarılanlar ve dinlerine Allah için candan bağlananlar müstesnadır. Onlar inananlarla beraberdirler. Allah müminlere büyük ecir verecektir.

(Nisa 146)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah'a has kılanlar müstesnadır. Bunlar mü'minlerle beraberdirler. Allah, mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Diyanet Vakfı Meali:

Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılıp dinlerini (ibadetlerini) yalnız onun için yapanlar başkadır. İşte bunlar (gerçekte) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Edip Yüksel Meali:

Ancak tevbe eden, durumunu düzelten, ALLAH'a sarılan ve dinlerini sadece ALLAH'a ait kılanlar başka... Bunlar, inananlarla birliktedir. ALLAH inananlara daha sonra büyük bir ödül verecek.

(Nisa 146)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ancak tevbe edib hallerini düzelten ve Allaha sarılıb dinlerini Allah için halıs kılan kimseler müstesna, çünkü bunlar mü'minlerle beraberdir, mü'minlere ise Allah azim bir ecir verecektir

(Nisa 146)

Elmalılı Yeni Meali:

Ancak tevbe edip durumlarını düzelten, Allah'a sarılıp dinlerini Allah için samimi kılan kimseler müstesna, çünkü bunlar müminlerle beraberdir. Müminlere ise Allah büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak tövbe edip, kendilerini düzeltenler, Allah'ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar, dinlerini yalnızca Allah'a has kılanlar hariç. İşte bunlar, mü'minlerle beraberdirler. Allah, zamanı geldiğinde, mü'minlere büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Gültekin Onan Meali:

Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Tanrı'ya sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Tanrı için (halis) kılanlar başka; işte onlar inançlılarla beraberdirler. Tanrı inançlılara büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Hakkı Yılmaz Meali:

(145,146) Şüphesiz ki münâfıklar –tevbe edenler, düzeltenler, Allah'a sıkıca sarılanlar ve dinlerini Allah için arıtan kimseler müstesna; artık bunlar, mü’minlerle beraberdirler ve Allah, mü’minlere büyük bir ecir verecektir –, Ateş'ten, en aşağı tabakadadırlar. Sen de onlara bir yardım edici bulamazsın.

(Nisa 146)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Tevbe edenler, (hatalarını) düzeltenler, Allah’a tutunanlar ve dinlerini (içine şirk ve riya karıştırmadan) Allah’a halis kılanlar; bunlar (münafıklarla değil), müminlerle beraberdir. Ve Allah, müminlere büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Harun Yıldırım Meali:

Ancak tevbe edip düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılıp dinlerini yalnız Allah’a has kılanlar müstesna... İşte onlar mü’minlerle beraberdir. Allah da yakında mü’minlere çok büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Hasan Basri Çantay:

Ancak (etdiklerine peşiman olarak) tevbe edenler, (hallerini) düzeltenler, Allaha sımsıkı sarılanlar, dinlerinde Allah için halis (ve samimi) bulunanlar başka. Çünkü bunlar mü'minlerle beraberdirler, mü'minlere Allah çok büyük bir ecir verecekdir.

(Nisa 146)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ancak tevbe edip (hâllerini) ıslâh edenler ve Allah'a (O'nun dînine) sımsıkı sarılıp dinlerinde (ibâdetlerinde yalnız) Allah için samîmî olanlar müstesnâ;(2) işte onlar mü'minlerle berâberdir. Ve Allah, mü'minlere ileride (pek) büyük bir mükâfât verecektir.*

(Nisa 146)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ancak tevbe etmiş, (hataların) düzeltmiş, Allah'a sarılmış ve dinini sadece Allah'a adamış olanlar hariç. İşte onlar, inançlılarla beraberdir. Allah, inançlılara yakında büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Hüseyin Atay Meali:

Ancak, tövbe edenler, düzeltenler, Allah'a sıkı bağlananlar ve dinlerini Allah'a özgü kılanlar, işte, bunlar inananlarla beraber olacaklardır. Allah da inananlara büyük ödül verecektir.

(Nisa 146)

İbni Kesir Meali:

Ancak tevbe edenler, ıslah olanlar, Allah'a sarılanlar ve Allah için dinlerine bağlananlar müstenadır. Onlar, mü'minlerle beraberdirler. Allah, mü'minlere büyük bir mükafat vercektir.

(Nisa 146)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ancak, hatalarından dönenler, (tövbe edenler) sonra hatalarını düzeltip doğru şeyler yapanlar, sonra Allah'ın gönderdiği kitaba sıkı sıkıya sarılanlar ve Allah'ın dinine kendiliklerinden hiçbir şey katmadan İslam'ı din olarak yaşayanlar, işte böyleleri, inananlarla beraber olacak ve Allah, elbette ki inanlara büyük mükafaatlar verecektir.

(Nisa 146)

İskender Ali Mihr Meali:

Tövbe edenler ve nefsini ıslâh edenler (nefs tezkiyesi yapanlar), Allah'a sarılanlar ve dînlerini Allah için halis kılanlar hariç. İşte onlar, mü'minlerle beraberdirler. Ve Allah, yakında mü'minlere “büyük ecir (mükâfat)” verecektir.

(Nisa 146)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak, o kimseler ki tövbe ettiler, kendilerini düzelttiler, Allah'a sığındılar, dinlerine candan bağlandılar, bunlar başka. İşte bunlar inananlarla bir arada bulunacaklardır. Allah inananlara ulu bir karşılık verecektir.

(Nisa 146)

Kadri Çelik Meali:

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'a sarılanlar ve dinlerini Allah için halis kılan kimseler müstesna. İşte onlar iman edenlerle beraberdirler ve Allah yakında müminlere büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Mahmut Kısa Meali:

Ancak ikiyüzlülükten vazgeçerek tövbe edenler, hatâlarını telâfî edip durumlarını düzeltenler, Allah’a yürekten boyun eğerek Kur’an’a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız Allah için yaşayanlar hariç. Çünkü bunlar, inananlarla beraberdirler ve Allah, inananlara büyük bir ödül bahşedecektir!

(Nisa 146)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ancak tövbe edenler, ıslah olup hayatını değiştirenler, Allah'a sıkıca sarılanlar Nihayetinde dinlerini Allah için ihlas sahibi kılanlar bu durumdan başkadır. İşte onlar, mümin olanlarla beraberdir. Allah müminlere büyük ecir verecektir.

(Nisa 146)

Mehmet Türk Meali:

Ancak tevbe edenler, Allah’ın istediği gibi davrananlar, Allah’a sarılanlar ve dinlerine Allah için gönülden bağlananlar, bunun dışındadır. Onlar, mü’minlerle beraberdir ve Allah, mü’minlere çok büyük bir mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak tevbe edip kendilerini ıslah eden, Allah’a sımsıkı sarılan ve dinlerini (de) Allah için halis edenler, (bundan) müstesnadır. İşte müminler ile birlikte olanlar (da,) bunlardır. Allah müminlere pek yakında, büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Muhammed Esed Meali:

Ancak tevbe edenler, dürüst ve erdemlice yaşayanlar, Allaha sımsıkı sarılanlar ve yalnız Ona yürekten inanıp bağlananlar hariç: Zira bunlar müminlerle birlikte olacaklardır ve zamanı geldiğinde Allah bütün müminlere büyük bir mükafat bahşedecektir.

(Nisa 146)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Fakat tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar ve tam bir içtenlikle inanç ve ibadetlerini Allah'a yöneltenler başkadır. Onlar inananlarla birliktedirler. Elbette ki, Allah, inananlara çok büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Mustafa Çavdar Meali:

Ancak, tövbe ile dönüş yapanlar, durumlarını düzeltip, Allah’a sımsıkı bağlananlar ve dinlerini Allah’a has kılarak yaşayanlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Vakti geldiğinde Allah, müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

Bknz: (9/104) - (20/82) - (25/70)»(25/71) - (39/53)

(Nisa 146)

Mustafa Çevik Meali:

144-146 Ey iman edenler! Siz sakın mü’minleri bırakıp da müşrik, kâfir ve münafıkları dost edinmeyin. Yoksa siz de Allah’ın size azap etmesi için apaçık bir delil ortaya koymuş olursunuz. Münafıklar cehennemin en alt tabakasında yanacaklardır ve kendilerine yardım edecek hiç kimse de bulamayacaklardır. Ancak tevbe edip, yalnızca Allah’ı ilah edinerek O’na karşı sorumluluklarını samimiyetle yerine getirenler, bağışlanacak ve mü’minlerle birlikte ödüllendirilecekler.

(Nisa 146)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ne ki tevbe edenler, gidişatını düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve Allah'a itaatte samimi olanlar hariç; işte bunlar mü'minlerle birlikte olacaklar ve zamanı geldiğinde Allah mü'minlere muhteşem bir ödül verecek.

(Nisa 146)

Osman Okur Meali:

Ama dönüş (tevbe) yapan, kendilerini düzelten, Allah'a sarılan ve dinini sadece Allah’a has kılanlar (yani imani, itikadi ve ameli sadece Allah’ın kitabına göre uygulayan) başka. Onlar, inanıp güvenenlerle beraberdirler. Allah, inanıp güvenenlere büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ancak o kimseler ki, tövbe ettiler, ve hallerini ıslahta bulundular ve Allah Teâlâ'ya iltica ediverdiler, ve dinlerini Allah için halisane kıldılar, onlar müstesna. İşte onlar mü'minler ile beraberdirler. Mü'minlere ise Allah Teâlâ elbette pek büyük mükâfaat verecektir.

(Nisa 146)

Ömer Öngüt Meali:

Ancak tevbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerinde Allah için ihlâs sahibi olanlar muratlarına erenlerdir. İşte bunlar müminlerle beraberdirler. Allah yakında müminlere büyük bir mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ancak, tevbe edenler, kendilerini düzeltenler, Allah’ın kitabına sımsıkı sarılanlar, dinlerini Allah’a özgü kılanlar bunun dışındadır. Onlar inananlarla birliktedirler. Allah, inananlara büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Sadık Türkmen Meali:

Ancak tövbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah’ın kitabına sarılanlar ve dinlerini Allah’a has kılanlar müstesnadır. Bunlar müminlerle beraberdirler. Allah müminlere büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Seyyid Kutub Meali:

Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın ipine sarılanlar, sırf Allah'a bağlananlar bir dindarlığı benimseyenler işte bunlar, müminlerle beraberdirler. Allah ilerde müminlere büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Suat Yıldırım Meali:

Ancak tövbe edip hallerini düzeltenler ve Allah'a sımsıkı sarılanlar ve bütün samimiyetleriyle sırf Allah'a itaat edenler müstesna. İşte bunlar müminlerle beraberdir. Allah müminlere de büyük mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Süleyman Ateş Meali:

Ancak tevbe edenler, uslananlar, Allah'a yapışanlar ve dinlerini sırf Allah için yapanlar (yalnız O'na tapanlar), işte onlar mü'minlerle beraberdir; Allah da yakında mü'minlere büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ama dönüş (tevbe) yapan[1], kendilerini düzelten, Allah'a sarılan ve dinini sadece Allah'a has kılanlar başka. Onlar, inanıp güvenenlerle beraberdirler. Allah, inanıp güvenenlere büyük bir ödül verecektir.

1)Tevbe eden

(Nisa 146)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ancak, tövbe eden, durumlarını düzelten, Allah'a bağlanan ve O'nun egemenliğine boyun eğenler bunun dışındadır. İşte onlar, müminlerle beraberdir. Allah, müminlere büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Şaban Piriş Meali:

Ancak, tevbe edenler, hallerini düzeltip, Allah'a bağlananlar ve dinlerini Allah için arındıranlar, işte onlar müminlerle beraberdir. Allah, müminlere büyük bir mükafat verecektir.

(Nisa 146)

Talat Koçyiğit Meali:

Ancak (bunlardan) tövbe edenler, hallerini düzeltenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dînlerini Allah için hâlis kılanlar başka Bunlar, mü'minlerle beraberdirler. Ve Allah, mü'minlere büyük mükâfat verecektir.

(Nisa 146)

Tefhimul Kuran Meali:

Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah'a sımsıkı sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar başka; işte onlar mü'minlerle beraberdirler. Allah, mü'minlere büyük bir ecir verecektir.

(Nisa 146)

Ümit Şimşek Meali:

Ancak tevbe edenler, durumlarını düzeltenler, Allah'ın buyruklarına sımsıkı sarılanlar ve tam bir içtenlikle iman ve ibadetlerini Allah'a yöneltenler müstesnadır. Onlar mü'minlerle beraberdirler; Allah ise mü'minlere pek büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ancak tövbe edip hallerini düzelterek Allah'a yapışan ve dinlerini samimiyetle Allah'a özgüleyenler müstesnadır. İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. Ve Allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.

(Nisa 146)