4. Nisa Suresi / 66.ayet

Eğer gerçekten biz, onlara “Kendinizi feda edin veya yurtlarınızı terk edin!” diye emretmiş olsaydık, onlardan çok azı hariç bunu yapmazlardı. Ama yine de onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için daha hayırlı ve iman açısından daha sağlam olurdu.

Bknz: (2/286)(47/20)»(47/21)

Mustafa Çavdar Meali

Nisa 66 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Biz onlara, kendinizi öldürün, yahut ülkenizden çıkın diye emretseydik, bunu onlara farz etmiş olsaydık ancak içlerinden pek azı bunu yapardı. Halbuki kendilerine verilen öğüdü tutsalar, deneni yapsalardı bu, hem onlara daha hayırlı olurdu, hem de inançlarını kökleştirirdi.

(Nisa 66)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Eğer gerçekten Biz onlara: (Madem samimiyetle tevbe etmişseniz, haydi Allah için) "Kendinizi öldürün (bağışlanmak ve cennete ulaşmak karşılığı intihara yürüyün) ya da yurtlarınızdan çıkıp (buradan uzaklaşın!) " diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, (çoğu) bunu yapmazlardı. Ama onlar, kendilerine verilen öğüdü (tutarak gereğini) yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olacak (bir tercihti. Yani Hz. Peygamber, (S.A.V) Allah’ın vahyi olarak; kendi canımıza kıymayı bile emretse, yerine getirilmesi icab ederdi.)

(Nisa 66)

Abdullah Parlıyan Meali:

Fakat biz onlara “Hayatlarınızı feda edin” yahut “Yurtlarınızı terkedin” diye emretmiş olsaydık, çok azı bunu yapardı. Oysa tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu kesinlikle onların yararına olurdu ve onları imanlarında daha güçlü kılardı.

(Nisa 66)

Adem Uğur Meali:

Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer onların üzerine "nefslerinizi öldürün" (Allah uğruna ölümü göze alıp ölün) veya "yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık, pek azı dışında, bunu yapamazlardı. Eğer onlar kendilerine yapılan bu nasihati uygulasalardı, elbette haklarında hayırlı ve en sağlıklı karar olurdu.

(Nisa 66)

Ahmet Tekin Meali:

Eğer onlara: "Uğrumuzda kanlarınızı dökün, canlarınızı feda edin, yurtlarınızı terk ederek göç edin" diye emretmiş, bunu bir yazılı kural haline getirmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü, sorumluluklarıyla ilgili yapılan uyarıyı dikkate alarak yerine getirselerdi, bu onlar için hem daha hayırlı olur, hem de imanlarını daha çok pekiştirir, itibarlarını daha da yükseltirdi.

(Nisa 66)

Ahmet Varol Meali

Biz eğer onların üzerine: "Kendi nefislerinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık [16] çok azı dışındakiler bunu yapmazlardı. Eğer onlar kendilerine öğüt edileni yapsalardı, haklarında daha iyi olurdu ve inançlarının daha iyi kökleşmesini sağlardı.*

(Nisa 66)

Ali Bulaç Meali:

Eğer gerçekten biz, onlara: "Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Eğer biz o münafıklara: “- Nefislerinizi cihad için öldürün, yahut yurdlarınızdan çıkın” diye bir farziyyet yükleseydik, içlerinizden pek azı müstesna, onu yapmazlardı. Onlar kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirseydiler elbette bu, haklarında çok hayırlı ve imanlarını kökleştirme bakımından sağlam bir hareket olurdu.

(Nisa 66)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Bencilliğinizi yok edin!" veya "Yurtlarınızdan çıkın!" diyerek onlara yazmış olsaydık, çok azı dışında bunu yapmazlardı. Oysa kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için kesinlikle daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Ali Ünal Meali:

Eğer onlar hakkında, “Günahlarınızdan arınmak için Allah yolunda meydana atılıp ölüme koşun!” veya “(Günahlarınızla kirlettiğiniz) yurdunuzdan çıkın (ve Allah yolunda hicret edin)!” diye hükmetmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bu hükmü yerine getirmezlerdi. Ama hiç olmazsa kendilerine yapılan nasihatları baştan tutmuş olsalardı –bari şimdi tutsalar– bu, hem haklarında hayırlı olurdu, hem de pekişmiş bir iman, güvenli bir hayat ve elde ettikleri güçle ayaklarını yere sağlam basarlardı.

(Nisa 66)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer Biz onlara: “Kendinizi öldürün veya memleketlerinizden çıkın” diye emretseydik, çok azı hariç çoğu bu emri yerine getirmezlerdi. (Hâlbuki onlar birbirlerini öldürüyor ve memleketlerinden çıkarıyorlar.) Eğer onlar öğüt aldıkları şeyleri yapsalardı, onlar için daha yararlı ve imanlarının tesbiti için daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Fakat biz onlara, "hayatlarınızı feda ediniz" yahut "yurtlarınızı terkediniz" diye emretmiş olsaydık, çok azı hariç, bunu yapmazlardı. Oysa tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu, kesinlikle onların yararına olurdu ve onları daha güçlü kılardı.

(Nisa 66)

Bekir Sadak Meali:

sayet onlara «Kendinizi oldurun» yahut «Memleketinizden cikin» diye emretmis olsaydik, pek azindan baskalari bunu yapmazlardi. Kendilerine verilen ogudu yerine getirmis olsalardi onlar icin daha iyi ve daha saglam olurdu.

(Nisa 66)

Besim Atalay Meali:

Biz onlara kendilerin öldürmeyi, ya da yurtlarından çıkmayı farzetmiş olsaydık, ancak onlardan pek azı bunu yapardı, öğütlenen şeyi onlar yapsaydı, haklarında hem hayırlısı, hem de sağlam olurdu

(Nisa 66)

Celal Yıldırım Meali:

Eğer onlara: «Kendinizi öldürün veya yurdunuzdan çıkın !» diye bir şey farz kılmış olsaydık, içlerinden pek azı dışında bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine yapılan öğüdü yerine getirselerdi, herhalde haklarında hayırlı, (imânlarının) sebat etmesi bakımından daha sağlam ve sıhhatli olurdu.

(Nisa 66)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Eğer biz onlara: “canlarınızı feda ediniz” ya da “yurtlarınızdan çıkınız” diye emretmiş olsaydık, pek azı dışında, bunları yapamazlardı. Oysa onlar, kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, bu haklarında daha hayırlı ve hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Şayet onlara "Kendinizi öldürün" yahut "Memleketinizden çıkın" diye emretmiş olsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Eğer biz onlara, "Hayatlarınızı feda edin veya yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (imanlarını) daha çok pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Diyanet Vakfı Meali:

Eğer onlara, kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın, diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Edip Yüksel Meali:

'Canınızı adayın' yahut 'Yurtlarınızdan çıkın,' diye emretmiş olsaydık, pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine öğütleneni uygulasalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Elmalılı Orjinal Meali:

Eğer onlara nefislerinizi öldürün veya "diyarınızdan çıkın" diye yazsa idik pek azından ma'dası onu yapmazlardı, fakat kendilerine va'zolunanı yapsalardı elbette haklarında çok hayırlı ve payidar kılmak i'tibarile de en sağlam bir hareket olurdu

(Nisa 66)

Elmalılı Yeni Meali:

Eğer onlara: "Nefislerinizi öldürün!" veya "Yurdunuzdan çıkın!" diye teklif etmiş olsaydık -pek azı hariç- bunu yapmazlardı. Fakat kendilerine öğütleneni yapsalardı, elbette haklarında çok hayırlı ve inançları ebedileştirmek itibariyle de en sağlam bir hareket olurdu.

(Nisa 66)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer biz onlara: "Kendinizi öldürün[1] veya yurtlarınızdan[2] çıkın" diye yazsaydık, çok azı hariç bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüde uysalardı, elbette bu onlar için hem daha hayırlı hem daha sağlam olurdu.

1)Canlarınızı feda etmeyi, ölümü göze almayı.
2)Cihad için.

(Nisa 66)

Gültekin Onan Meali:

Eğer gerçekten biz, onlara: "Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın" diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Hakkı Yılmaz Meali:

Eğer Biz, onlara: “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın” diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ve eğer onlar, öğütlendikleri şeyleri yapsalardı, elbette kendileri için daha hayırlı ve sebat etmede daha kuvvetli olurdu.

(Nisa 66)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet biz: “Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın.” diye onlara farz kılmış olsak, onlardan azı hariç (bu emri) yerine getirmezlerdi. Onlar, kendilerine verilen bu öğüdü yerine getirselerdi kendileri için daha hayırlı olur, (ayaklarını) daha kuvvetli bir şekilde sabit kılardık.

(Nisa 66)

Harun Yıldırım Meali:

Eğer biz onlara: “Nefislerinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın!” diye yazacak olsaydık –içlerinden pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Eğer onlar kendilerine öğüt verilen şeyi yapsalardı andolsun ki onlar için daha hayırlı ve yerleştirme bakımından da daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat, biz onlara: "Kendinizi öldürün, yahud yurdlarınızdan çıkın" diye yazsaydık, içlerinden birazı müstesna olmak üzere, bunu yapmazlardı. Onlar öğüd verildikleri şeyleri hakkıyle icra etselerdi bu, kendileri için elbet hem daha hayırlı, hem (imanlarını) sağlamca kökleşdirmiş olurdu.

(Nisa 66)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki şübhesiz ki biz onlara (münâfıklara): “Nefislerinizi öldürün!” veya “Yurtlarınızdan çıkın!” diye (öncekilere olduğu gibi çok ağır bir külfeti üzerlerine) yazsaydık, içlerinden pek azı müstesnâ, bunu yapmazlardı. Böylece gerçekten onlar, o nasîhat edilegeldikleri (ve güçlerinin yettiği) şeyleri yapsalardı, elbette kendileri için hayırlı ve(îmanlarını) takviye cihetiyle daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(66-68) Şayet, kesinlikle biz "kendi benliğinizi/birbirinizi öldürün ve yurtlarınızdan çıkın" diye onlara [görev] yazsaydık, onlardan pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Gerçekten onlar, kendilerine ne öğüt edildi ise onu yapmış olsalardı, mutlaka kendileri için daha iyi (hayırlı) ve tesbit [inancı sağlama alma] bakımından daha güçlü olacaktı. O zaman da, onlara tarafımızdan çok büyük bir ödülü mutlaka verirdik ve mutlaka onları, sapasağlam bir doğru yola iletirdik.

(Nisa 66)

Hüseyin Atay Meali:

Eğer onlara "Kendilerinizi iyi bilin veya memleketlerinizden çıkın" diye yazsaydık, pek azından başkası bunu yapmazdı. Kendilerine verilmiş olan öğüdü tutmuş olsalardı, onlar için daha iyi ve daha kalıcı olurdu.

(Nisa 66)

İbni Kesir Meali:

Şayet onlara; Kendinizi feda edin, yahut memleketinizden çıkın, diye emretmiş olsaydık, pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Kendilerine öğüt verilen şeyleri yerine getirseydiler elbette bu; haklarında çok hayırlı ve payidar olma açısından daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

İlyas Yorulmaz Meali:

Eğer biz onlara “Kendinizi (Allah için) feda edin veya yurtlarınızdan çıkın” diye emretseydik, emri pek azı hariç yerine getirmeyeceklerdi. Halbuki onlar, kendilerine tavsiye edilenleri yerine getirselerdi onlar için daha hayırlı ve daha güçlü bir durumda olurlardı.

(Nisa 66)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve eğer onlara: “Nefslerinizi öldürün.” veya “Yurtlarınızdan çıkın.” diye yazsaydık (farz kılsaydık) muhakkak ki, onlardan pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ve eğer onlar, kendilerine öğütleneni yapsalardı mutlaka bu kendileri için daha hayırlı ve sebatı bakımından (îmânları) daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Gerçekten Biz onların kendilerini öldürmelerini, ya da yurtlarından çıkıp gitmelerini boyunlarına borç yazsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Eğer onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı ne de olsa kendileri için daha iyi olurdu. Hem de onlar inançlarını iyice pekiştirmiş olurlardı.

(Nisa 66)

Kadri Çelik Meali:

Eğer onlara, “Nefislerinizi öldürün” yahut “Memleketinizden çıkın” diye emretmiş olsaydık, pek azından başkaları bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğüdü yerine getirmiş olsalardı, onlar için hem daha hayırlı ve hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Mahmut Kısa Meali:

Demek onlara, “Allah yolunda savaşarak canlarınızı fedâ edin!” ya da “Zulmün egemen olduğu yurdunuzdan çıkın ve Allah yolunda hicret edin!” diye emretmiş olsaydık, —içlerinden pek azı hariç— emrimize karşı geleceklerdi. Oysa kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette bundan kendileri kazançlı çıkar, üstelik daha sağlam ve sağlıklı bir inanca kavuşarak, istikrarlı bir toplum meydana getirmiş olurlardı.

(Nisa 66)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Aynen Biz onlara kendinizi öldürün veya ülkeyi terk edin diye emretseydik eğer Nitekim onlardan çok az kısmı dışında bunu yapmazlardı. Halbuki onlar İtaat edip kendilerine verilen öğüdü yerine getirip tavsiyeye uysalardı eğer Şüphesiz bu kendileri için daha hayırlı, inançları daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Mehmet Türk Meali:

Eğer Biz, onlara: “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın.” diye emretmiş olsaydık, bunu içlerinden ancak pek azı yapabilirdi. Oysa onlar, kendilerine verilen emirleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (îmanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz onlara, “Kendinizi öldürün” yahut “Evlerinizden çıkın,” diye emretmiş olsaydık, pek azından başkası bunu yapmazdı. Öğütlendiklerini yerine getirmiş olsalardı, haklarında daha hayırlı olur (ve bu imanlarının) güçlenmesine (de) vesile olurdu.

(Nisa 66)

Muhammed Esed Meali:

Fakat biz onlara "Hayatlarınızı feda edin!" yahut "Yurtlarınızı terk edin!" diye emretmiş olsaydık, çok azı bunu yapardı. Oysa, tavsiye edilen şeyi yapmış olsalardı, bu, kesinlikle onların yararına olurdu ve onları (imanlarında) daha güçlü kılardı,

(Nisa 66)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz onlara, "Canınızı verin," yahut "Yurdunuzu terk edin," diyecek olsaydık, içlerinden pek azı bunu yapardı. Ama kendilerine öğütleneni yapsalardı, elbette bu, kendileri için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer gerçekten biz, onlara “Kendinizi feda edin veya yurtlarınızı terk edin!" diye emretmiş olsaydık, onlardan çok azı hariç bunu yapmazlardı. Ama yine de onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için daha hayırlı ve iman açısından daha sağlam olurdu.

Bknz: (2/286) - (47/20)»(47/21)

(Nisa 66)

Mustafa Çevik Meali:

66-68 Şayet Biz, o münafıklara “Yaratılışınızın sebebi olan hayatı yaşamak uğrunda, gerekirse hayatınızı feda edin yahut gerekirse yurtlarınızı terk edin.” diye emretmiş olsaydık, içlerinden çok azı bunu yapmaya razı olurdu. Hâlbuki onlar öğüt verilerek davet olunduklarına uysalardı, kendileri için daha hayırlı olur, gerçek imana kavuşmuş olurlardı. Biz de o takdirde onlara yardım eder, hidayet ile ödüllendirirdik.

(Nisa 66)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat Biz, onlara "Canlarınızı feda edin!" ya da "Yurtlarınızı terk edin!" diye emretmiş olsaydık, çok azı dışında bu emri tutmazlardı. Ama öğütleneni yapsalardı, kendileri için daha iyi olurdu ve (bu) onları daha dirençli kılardı.

(Nisa 66)

Osman Okur Meali:

Eğer onlara, kendinizi öldürün (benim uğrumda canlarınızı verin) yahut yurtlarınızdan çıkın (hicret edin), diye emretmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna, bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, onlar için hem daha hayırlı hem de (imanlarını) daha pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Eğer onların üzerine «Nefislerinizi öldürünüz veya yurtlarınızdan çıkınız,» diye yazsaydık bunu onlardan birazı müstesna olmak üzere yapmazlardı. Ve eğer onlar kendisiyle öğüt verildikleri şeyi yapsa idiler elbette onlar için hayırlı ve berdevam olmak itibariyle daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Ömer Öngüt Meali:

Eğer biz onlara: “Kendinizi öldürün veya yurtlarınızdan çıkın!” diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç bunu yapmazlardı. Kendilerine verilen öğütleri yerine getirselerdi, elbette onlar için daha hayırlı ve (dinde sâbit kalmaları bakımından) daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlara, “Kendinizi öldürün!” ya da “Yurdunuzdan çıkın!” diye emretmiş olsaydık, pek azı dışında bunu yapmazlardı. Kendilerine önerileni yapsalardı, haklarında daha hayırlı, kalıcılık yönünden daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Sadık Türkmen Meali:

Eğer Biz onlara; “Hayatlarınızı feda edin veya yurtlarınızdan çıkın” diye yazıp bildirmiş olsaydık, içlerinden birçoğu bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette haklarında hem daha hayırlı, hem de (imanlarını) daha çok pekiştirici olurdu.

(Nisa 66)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer onlara «canlarınızı feda ediniz» ya da «yurtlarınızdan çıkınız» diye emretmiş olsaydık, pek azı dışında, bunları yapamazlardı. Oysa eğer onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, bu haklarında hayırlı ve güvenceli bir tutum olurdu.

(Nisa 66)

Suat Yıldırım Meali:

Şayet onlara "Ölüme atılın!" veya "Vatanınızdan ayrılın!" (hicret edin) emrini vermiş olsaydık, pek azı müstesna, bunu yerine getirmezlerdi. Onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette kendileri için hayırlı olur, durumlarını daha da sağlamlaştırırlardı.

(Nisa 66)

Süleyman Ateş Meali:

Eğer onlara: "Kendinizi öldürün, ya da yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama kendilerine öğütleneni yapsalardı, elbette kendileri için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şayet onlara: "kendinizi öldürün!" veya "yurdunuzdan çıkın!" diye emretseydik, pek azı dışındakiler bunu yapmazlardı. Ama kendilerine verilen öğüt ne olursa olsun, onu yapsalardı onlar için daha iyi ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Eğer onlara, "Kendinizi feda edin" veya "Yurdunuzdan çıkın" deseydik, bunu ancak pek azı yapardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü dinleselerdi, onlar için daha iyi ve daha doğru olurdu.

(Nisa 66)

Şaban Piriş Meali:

Eğer gerçekten biz, onlara, "nefislerinizin hakkından gelin veya yurtlarınızdan çıkın." diye yazmış olsaydık, onlardan çok azı hariç bunu yapmazlardı. Onlar kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu onlar için daha hayırlı ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Talat Koçyiğit Meali:

Faraza biz onlara "kendinizi öldürün", yahut "yurdunuzdan çıkın" diye yazıp farz kılsaydık, onlardan çok azı müstesna o (farz)nu yapmazlardı. Eğer onlar, kendilerine öğüt verilen şeyi yapsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı ve (îmanlarında) daha sağlamlaştırıcı olurdu.

(Nisa 66)

Tefhimul Kuran Meali:

Eğer gerçekten biz, onlara: «Kendinizi öldürün ya da yurtlarınızdan çıkın» diye yazmış olsaydık, onlardan az bir bölümü dışında, bunu yapmazlardı. Onlar, kendilerine verilen öğüdü yerine getirselerdi, bu şüphesiz onlar için hayırlı ve daha sağlam olurdu.

(Nisa 66)

Ümit Şimşek Meali:

Biz onlara “Canınızı verin” yahut “Yurdunuzu terk edin” diyecek olsak, içlerinden pek azı bunu yapardı. Eğer onlar kendilerine verilen öğütü yerine getirmiş olsalardı, elbette bu haklarında daha hayırlı olurdu ve azim ve sebatları ziyadeleşirdi

(Nisa 66)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer onlar üzerine, "Kendinizi öldürün yahut yurtlarınızdan çıkın!" diye yazmış olsaydık, içlerinden pek azı hariç, bunu yapmazlardı. Ama onlar kendilerine öğütleneni yapsalardı, onlar için hem daha hayırlı olurdu hem de ömürlü olmaları bakımından daha yarayışlı.

(Nisa 66)