38. Sad Suresi / 39.ayet

Ey Süleyman işte bütün bunlar bizim sana sınırsız bir lütfumuzdur. İster onları serbest bırak istersen elinde tut.

Bknz: (34/12)»(34/14)

Mustafa Çavdar Meali

Sad 39 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bu, bizim vergimizdir demiştik, istersen sayısız olarak sen de ihsan et; istersen elini yum, verme.

(Sad 39)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“İşte bu, Bizim sana ikramımız ve bağışımızdır. (Ey Süleyman) Artık dilediğine ver, dilediğine verme, sana hesap sorulmayacaktır. (İster dağıt, ister saklayıp elinde tut!” diye serbest bırakmıştık).

(Sad 39)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve O'na “Bu devlet ve bu saltanat bizim sana hediyemizdir. Sana verilen bu nimetlerden dilediğine hesapsız ver, veya elinde tut serbestsin” dedik.

(Sad 39)

Adem Uğur Meali:

İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır dedik.

(Sad 39)

Ahmet Hulusi Meali:

"İşte bu (sana özel tasarruf edeceğin mülk) bizim hibemizdir; öyleyse ister ver ister verme, sınırsızca kullan!"

(Sad 39)

Ahmet Tekin Meali:

İşte bunlar bizim ihsanımız. Artık ister başkalarına ikram et. İster elinde tut. Bunun hesabı sana sorulmayacak.

(Sad 39)

Ahmet Varol Meali

Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya tut. (Bunun) bir hesabı yoktur.

(Sad 39)

Ali Bulaç Meali:

"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."

(Sad 39)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Biz buyurduk ki): “- Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesabsız olarak ver, yahud tut (verme, ey Süleyman).

(Sad 39)

Ali Rıza Sefa Meali:

"İşte bu, Bizim bağışımızdır. Artık, hesapsızca ver veya tut!"

(Sad 39)

Ali Ünal Meali:

“Bütün bunlar, sana hesapsız ihsanımızdır,” dedik, “istersen sen de (eksilir endişesine kapılmadan) onlardan başkasına ihsanda bulunabilirsin, istersen hiç bulunmazsın. Her iki durumda da sorguya çekilecek değilsin.”

(Sad 39)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Bu, Biz’im sana ikram ettiğimiz sonsuz ihsanımızdır. İster (başkasına) ver, ister tut.” (dedik.)

(Sad 39)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte bu, bizim ihsanımızdır. "Sen onu ister dilediğine ver, ister verme, sorulmazsın" dedik.

(Sad 39)

Bekir Sadak Meali:

«İste Bizim bagisimiz budur; ister ver, ister tut, hesapsizdir.» dedik.

(Sad 39)

Besim Atalay Meali:

İşte budur verdiğimiz, istersen sayısız ver, istersen sıkı davran

(Sad 39)

Celal Yıldırım Meali:

(Ey Süleyman !) İşte bu bizim vergimizdir, sen de bol bol ver veya yanında tut, hesapsızdır.

(Sad 39)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ve ona dedik ki: Ey Süleyman!) “Bu Bizim lütfumuzdur. Onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!”

(Sad 39)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"İşte Bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır." dedik.

(Sad 39)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme" dedik.

(Sad 39)

Diyanet Vakfı Meali:

«İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik.

(Sad 39)

Edip Yüksel Meali:

'Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut, tükenmez.'

(Sad 39)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bu işte, dedik: bizim atamız artık diler kerem et, diler imsak, hisabı yok.

(Sad 39)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok, dedik.

(Sad 39)

Erhan Aktaş Meali:

Bu Bizim verdiklerimizdir. Artık dilediğine ver veya verme.

(Sad 39)

Gültekin Onan Meali:

"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."

(Sad 39)

Hakkı Yılmaz Meali:

-İşte bu, Bizim hesaba gelmez ihsanımızdır. Artık sen dilersen başkalarına ver veya vermeyip tut.-

(Sad 39)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“İşte bu, bizim (sana olan) vergimizdir. Artık hesapsız olarak dilediğine ver, dilediğine verme.” (dedik.)

(Sad 39)

Harun Yıldırım Meali:

"İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut; hesapsızdır" dedik.

(Sad 39)

Hasan Basri Çantay:

(Dedik ki:) "Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)".

(Sad 39)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bu bizim ihsânımızdır; artık ister (dilediğine) hesabsız olarak ver, ister tut!

(Sad 39)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bu, bağışımızdır. Artık, hesapsız olarak¹ büyük iyilik et (verme) veya tut (verme).

(Sad 39)

Hüseyin Atay Meali:

36-40 Bunun üzerine, Biz de istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve dalgıçlık yapan hünerlileri, demir halkalarla bağlı olan diğerlerini onun emrine verdik. "İşte bizim bağışımız budur; ister ver, ister tut, hesapsızdır" dedik. Doğrusu, onun katımızda bir yaklaşımı ve güzel bir dönüşü vardır.

(Sad 39)

İbni Kesir Meali:

Bu, bizim bağışımızdır. Artık ister hesabsızca ver, ister tut.

(Sad 39)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bunlar sana bizim bağışladıklarımız. Bunları iyilik yapmak için de verebilirsin , istediğin kadar kendi elinde de tutabilirsin.

(Sad 39)

İskender Ali Mihr Meali:

Bunlar bizim atâmızdır (ihsanımızdır, verdiklerimizdir). Artık dilediğine hesapsız ver veya verme.

(Sad 39)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte bu, Bizim vergimizdir. İster tutarsın, ister verirsin, hesabı yoktur.

(Sad 39)

Kadri Çelik Meali:

“İşte bu, bizim hesapsız ihsanımızdır. (Ey Süleyman!) Artık dilersen (başkalarına) ihsan et, dilersen de (elinde) tut.”

(Sad 39)

Mahmut Kısa Meali:

“Ey Süleyman!” dedik, “Bu nîmetler, Bizim sana armağanımızdır; ister onları başkalarına dağıt, istersen elinde tut, bu konuda sana hesap sorulmayacaktır.”

(Sad 39)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Doğrusu "Bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de hesabı vurmaksızın ister tut ya da ister ver"

(Sad 39)

Mehmet Türk Meali:

(Ve ona Ey Süleyman!): “İşte bütün bunlar senin başkalarına hesapsızca verip vermemeyi, kendine bıraktığımız ihsanımızdır.” (dedik.)

(Sad 39)

Muhammed Celal Şems Meali:

İşte bu hesapsız bağışımızdır. İster (bu kavimlere) iyilikte bulun, ister (uygun bir şekilde) onları elinde tut.

(Sad 39)

Muhammed Esed Meali:

(Ve ona dedik:) "Bu Bizim hediyemizdir, onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!"

(Sad 39)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Bu, bizim hesapsız bağışımızdır. İster ver, ister elinde tut," dedik.

(Sad 39)

Mustafa Çavdar Meali:

Ey Süleyman işte bütün bunlar bizim sana sınırsız bir lütfumuzdur. İster onları serbest bırak istersen elinde tut.

Bknz: (34/12)»(34/14)

(Sad 39)

Mustafa Çevik Meali:

39-40 Sonra da Süleyman’a şöyle vahyettik: “Bütün bu insanların emrinde olması, Bizim sana nasip ettiğimiz iktidar ve güç sayesindedir. Sen de onları istersen serbest bırak, istersen de elinde tut, bu da senin bileceğin iştir.” Süleyman’ın Bizim yanımızda bir değeri ve âhirette de güzel bir yeri vardır.

(Sad 39)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Ve ona şöyle dedik): "İşte bu Bizim ikramımızdır; artık onu ister hiçbir hesap yapmadan karşılıksız ver, istersen elinde tut!"

(Sad 39)

Osman Okur Meali:

«İşte bu, bizim ihsanımızdır. Artık sen (dilersen başkalarına) ver veya verme. Bundan hesaba çekilmeyeceksin» dedik.

(Sad 39)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(Dedik ki:) «Bu Bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine hesapsız ikram et ve tutuver.»

(Sad 39)

Ömer Öngüt Meali:

İşte bu bizim bağışımızdır. Sen de bol bol ver, veya yanında tut, hesapsızdır.

(Sad 39)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Bu bizim sana verdiğimiz nimetimizdir. İster ikram et, ister elinde tut, sana kalmış” dedik.

(Sad 39)

Sadık Türkmen Meali:

“İşte bu bizim bağışımızdır. Artık sen de (istersen) ver ya da (istersen) tut! Hesap yok” (dedik).

(Sad 39)

Seyyid Kutub Meali:

İşte bizim bağışımız budur; «ister ver, ister tut, hesapsızdır» dedik.

(Sad 39)

Suat Yıldırım Meali:

Buyurduk: "Süleyman! İşte bu, sana ihsanımızdır. İster dağıt, ister yanında tut, bu hesapsızdır."

(Sad 39)

Süleyman Ateş Meali:

"Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya verme, hesapsızdır." (dedik).

(Sad 39)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bu, bizim sana ikramımızdır; başkasına ister ver, ister verme, hesabı sorulmayacaktır.

(Sad 39)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(37-39) Bütün bozguncu güçleri, her türlü yapı ustasını, dalgıcı ve zincirlerle birbirine bağlanmış diğerlerini de onun hizmetine verdik. "Bu Bizim ihsanımızdır. Onu başkalarına versen de, vermesen de hesabı sorulmaz" dedik.

(Sad 39)

Şaban Piriş Meali:

Bu, bizim hesapsız bağışımızdır. İster ver, ister tut.

(Sad 39)

Talat Koçyiğit Meali:

"Bu, bizim (sana) ihsanımızdır; ister ver, ister tut; hesapsızdır" (demiştik).

(Sad 39)

Tefhimul Kuran Meali:

«İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut.»

(Sad 39)

Ümit Şimşek Meali:

“Bu bizim armağanımızdır,” dedik. “İster ver, ister tut; hesabı sorulmaz.”

(Sad 39)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bu, bizim lütfumuzdur; ister ver, ister elinde tut. Hesap yok...

(Sad 39)