37. Saffat Suresi / 106.ayet

Gerçekten bu, apaçık ve zor bir sınavdı.

Bknz: (29/2)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 106 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir sınamaydı.

(Saffat 106)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir ibtila idi (ve Hz. İbrahim imtihanı geçmişti).

(Saffat 106)

Abdullah Parlıyan Meali:

Şüphe yok ki, bu apaçık bir sınamaydı.

(Saffat 106)

Adem Uğur Meali:

Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.

(Saffat 106)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki bu apaçık bir beladır (öğretici, idrak ettirici deneyim)!

(Saffat 106)

Ahmet Tekin Meali:

Bu, işte bu, açık bir imtihan, açık bir lütuf ve ihsandı.

(Saffat 106)

Ahmet Varol Meali

Doğrusu bu apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Ali Bulaç Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Muhakkak ki bu, açık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, işte bu, gerçekten apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Ali Ünal Meali:

Bu, belli ki büyük bir imtihandı.

(Saffat 106)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hiç şüphesiz bu, büyük bir imtihandı. (O, imtihanı verince:)

(Saffat 106)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Şüphesiz bu büyük bir imtihandır.

(Saffat 106)

Bekir Sadak Meali:

Dogrusu bu apacik bir deneme idi.

(Saffat 106)

Besim Atalay Meali:

Bu açık bir sınavdır!»

(Saffat 106)

Celal Yıldırım Meali:

Şüphesiz bu, açık bir imtihan idi.

(Saffat 106)

Cemal Külünkoğlu Meali:

106,107. “Şüphesiz bu apaçık bir imtihandı.” Ona (imtihanı kazanmasına karşılık) fidye olarak büyük bir kurban verdik.

(Saffat 106)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Doğrusu bu apaçık bir deneme idi.

(Saffat 106)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Şüphesiz bu apaçık bir imtihandır."

(Saffat 106)

Diyanet Vakfı Meali:

103, 104, 105, 106. Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.

(Saffat 106)

Edip Yüksel Meali:

Gerçekten bu apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şübhesiz ki bu açık bir ibtila, kat'i bir imtihan

(Saffat 106)

Elmalılı Yeni Meali:

Şüphesiz ki bu apaçık ve kesin bir imtihandı, dedik.

(Saffat 106)

Erhan Aktaş Meali:

Bu, kesin olarak apaçık bir beladır.[1]

1)Deneme, sınav.

(Saffat 106)

Gültekin Onan Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Hakkı Yılmaz Meali:

Şüphesiz oğulu yüzüstü bırakma işi, kesinlikle apaçık yıpratarak sınamadır.

(Saffat 106)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Harun Yıldırım Meali:

“Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.”

(Saffat 106)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat, bu, apaçık ve kat'i bir imtihandı.

(Saffat 106)

Hayrat Neşriyat Meali:

103,104,105,106. Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona: “Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!” diye seslendik.

(Saffat 106)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(103-106) İkisi de teslim olunca¹ ve [İbrahim] onu [çocuğunu] iki yan [alın] üzerine yatırınca "Ey İbrahim! Rüyayı doğrulamış bulunuyorsun. Gerçekten biz, güzellik [iyilik] edenlere bunun gibi karşılığını veririz. Gerçekten bu, apaçık bir sınamadır" diye ona seslendik.

(Saffat 106)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, bu apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

İbni Kesir Meali:

Muhakkak ki bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu olay İbrahim için açıkça bir imtihandı.

(Saffat 106)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki bu, kesin olarak apaçık bir imtihandır.

(Saffat 106)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Çünkü bu açıktan açığa bir sınama idi.»

(Saffat 106)

Kadri Çelik Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Mahmut Kısa Meali:

Doğrusu, bu gerçekten müthiş bir imtihândı! Ve İbrahim, en değerli varlığını Allah yolunda fedâ edebileceğini göstererek bu imtihânı kazandı.

(Saffat 106)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(106-107) Fakat doğrusu bu apaçık imtihandı. Ona büyük bir kurbanı fidye olarak vermişizdir.

(Saffat 106)

Mehmet Türk Meali:

Doğrusu bu, onun için çok açık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz bu, kesinlikle apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Muhammed Esed Meali:

çünkü bu, gerçekten apaçık bir sınama idi.

(Saffat 106)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hiç kuşku yok ki bu apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Mustafa Çavdar Meali:

Gerçekten bu, apaçık ve zor bir sınavdı.

Bknz: (29/2)

(Saffat 106)

Mustafa Çevik Meali:

101-108 İbrahim’in duasından sonra Biz de ona güzel huylu, hoşgörülü, halim selim bir erkek evlat müjdesi verdik. Çocuk doğru ile yanlışı birbirinden ayırabileceği ergenlik çağına erişince de, İbrahim ona, “Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ederken görüyorum, bir düşün bakalım, bu işe ne dersin?” diye sordu. Oğlu da babasına, “Sen rüyanda gördüğün şeyi yap, inşallah beni de buna itiraz etmeyip sabreden biri olarak bulacaksın” dedi. Sonra her ikisi de Allah’ın emri olarak algıladıklarına kendilerini teslim edince, İbrahim oğlunu alnı üzerine yatırdı. O sırada Biz de ona: “Ey İbrahim! Sen şimdi rüyanda gördüğünü gerçekleştirmeye kalkıştın. Biz teslimiyetini bildiğimiz kullarımızı yanlışlar yapmaktan koruruz.” diye vahyettik. Bu, İbrahim’in kendi kendini imtihan ettiği, yanlış ve çok zor bir sınama idi. Biz ona çocuğunu kurban etmek yerine fidye olarak büyük bir kurban verdik ve onu kesmesini emredip, yanlışından kurtardık.” Gelecek nesiller arasında İbrahim, bu yanlışının Allah tarafından düzeltilmesi ile de anılacaktır.

(Saffat 106)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hiç şüphesiz bu, elbet apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Osman Okur Meali:

Şüphesiz bu [oğulunu mağdur etme işi], kesinlikle apaçık bir beladır/imtahandır.

(Saffat 106)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir imtihandır.

(Saffat 106)

Ömer Öngüt Meali:

Bu gerçekten apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bu apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Sadık Türkmen Meali:

Şüphesiz bu, onun için apaçık bir karşılıktır!

(Saffat 106)

Seyyid Kutub Meali:

Gerçekten bu apaçık bir imtihan idi.

(Saffat 106)

Suat Yıldırım Meali:

Bu, gerçekten pek büyük bir imtihandı.

(Saffat 106)

Süleyman Ateş Meali:

Gerçekten bu, apaçık bir sınav idi.

(Saffat 106)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Gerçekten bu, yıpratıcılığı açık bir imtihandı[1]."

1)Bu, İbrahim aleyhisselamın, en sevdiği evladını bile Allah için feda edebildiğini gösterir. İşte tam teslimiyet budur. Allah Teala şöyle buyurur: Sahibi (Rabbi) ona "Teslim ol!" dediğinde o, "Varlıkların Sahibine (Rabbine) teslim oldum!" demişti. (Bakara 2/131)  Aynı teslimiyeti İsmail aleyhisselam da göstermiştir. Allah Teala onunla ilgili olarak da şöyle buyurmuştur: "Bu Kitap'ta İsmail'i de anlat. O, sözünü tutmuştu#; nebi olan elçiydi." (Meryem 19/54) Bu ayetlerle kurban edilmek istenenin İsmail aleyhisselam olduğu kesinleşir.

(Saffat 106)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir sınama idi.

(Saffat 106)

Şaban Piriş Meali:

Bu, elbette apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu, muhakkak ki apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Tefhimul Kuran Meali:

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.

(Saffat 106)

Ümit Şimşek Meali:

Hiç kuşku yok ki bu apaçık bir sınavdı.

(Saffat 106)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi."

(Saffat 106)