37. Saffat Suresi / 166.ayet

Ve biz Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz.

Bknz: (21/26)»(21/29)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 166 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve şüphe yok ki biz, mabudumuzu tenzih ederiz elbet.

(Saffat 166)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Evet) "Biziz, o (sürekli) tesbih (ve tenzih) ederek (Allah’ın emirlerini harfiyen yerine getirenler de) gerçekten biz olmaktayız".

(Saffat 166)

Abdullah Parlıyan Meali:

Şüphesiz O'nun sınırsız şanını yücelten biziz, biz.”

(Saffat 166)

Adem Uğur Meali:

Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz.

(Saffat 166)

Ahmet Hulusi Meali:

"Muhakkak ki biz, evet biziz o tespih edenler (işlevlerini yerine getirmek suretiyle kulluğunu ifa edenler {tespihin anlamı}). "

(Saffat 166)

Ahmet Tekin Meali:

“- Devamlı tesbih edenler, zikredenler, namaz kılanlar, ibadet edenler biziz, biz.”*

(Saffat 166)

Ahmet Varol Meali

Şüphesiz o tesbih edenler biziz."

(Saffat 166)

Ali Bulaç Meali:

"Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz."

(Saffat 166)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ve Muhakkak ki biz, (Allah'ı şanına lâyık olmayan şeylerden) tenzih edenleriz.”

(Saffat 166)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Kuşkusuz, yüceltenleriz!"

(Saffat 166)

Ali Ünal Meali:

“Biz, O’nun her türlü kusurdan ve O’na yakışmayan nitelemelerden mutlak manâda münezzeh bulunduğunu sürekli ilan edenleriz de.”

(Saffat 166)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve gerçekten devamlı tesbih ederiz.” (derler.)

(Saffat 166)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Elbette Allah'ı noksan sıfatlardan uzak tutarız."

(Saffat 166)

Bekir Sadak Meali:

(164-166) Melekler soyle derler: «Bizim herbirimizin bilinen bir makami vardir. suphesiz biz sira sira duranlariz, suphesiz biz Allah'i tesbih edenleriz.»

(Saffat 166)

Besim Atalay Meali:

Biz de tespih eden kimselerdeniz

(Saffat 166)

Celal Yıldırım Meali:

Ve şüphesiz bizler durmadan tesbîh ederiz,» (derler).

(Saffat 166)

Cemal Külünkoğlu Meali:

164,165,166. Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O'nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”

(Saffat 166)

Diyanet İşleri Eski Meali:

164,165,166. Melekler şöyle derler: "Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz."

(Saffat 166)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Şüphesiz biz (Allah'ı) tespih edip yüceltenleriz."

(Saffat 166)

Diyanet Vakfı Meali:

164, 165, 166. (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz.

(Saffat 166)

Edip Yüksel Meali:

Biz, anıp yüceltenleriz.

(Saffat 166)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve biz elbette biz o tesbih edenleriz

(Saffat 166)

Elmalılı Yeni Meali:

elbette biziz o tesbih edenler, biziz." Derler

(Saffat 166)

Erhan Aktaş Meali:

Biziz biz, tesbih[1] edenler.

1)Allah'ı her türlü noksanlıktan arındırarak, övgü ile yüceltmek. Allah'ın, her türlü noksanlıktan arınık, tüm mükemmel niteliklere sahip olduğunu bilmek; Allah'ı kendisine özgü nitelikleri ile tanımak ve tanıtmak.

(Saffat 166)

Gültekin Onan Meali:

"Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz."

(Saffat 166)

Hakkı Yılmaz Meali:

(164-166) Ve “Bizden her birimizin kesinlikle belli bir makamı vardır. Ve biz kesinlikle saf saf dizilenlerin/ dizenlerin ta kendisiyiz. Biz, Allah'ı noksanlıklardan arındıranların da ta kendisiyiz”.

(Saffat 166)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Ve yine, hiç şüphesiz ki bizler, tesbih edenleriz.”

(Saffat 166)

Harun Yıldırım Meali:

"Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."

(Saffat 166)

Hasan Basri Çantay:

Biziz o tesbih edenler de mutlak biz.

(Saffat 166)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Hem muhakkak ki, tesbîh edenler gerçekten ancak biziz.”

(Saffat 166)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Gerçekten biz, mutlaka tenzih edenlerin ta kendileriyiz."

(Saffat 166)

Hüseyin Atay Meali:

164-166 Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Doğrusu, biz sıra sıra duranlarız, doğrusu, biz Allah’ı arı tutanlarız.

(Saffat 166)

İbni Kesir Meali:

Ve muhakkak ki biz; tesbih edenleriz.

(Saffat 166)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Biz sürekli Allah'ı tesbih edenlerdeniz” dediler.

(Saffat 166)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve muhakkak ki biz, mutlaka (Allah’ı) tesbih edenleriz.

(Saffat 166)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

işte ululıyanlar da bizleriz.»

(Saffat 166)

Kadri Çelik Meali:

“O tesbih edenler de gerçekten biziz.”

(Saffat 166)

Mahmut Kısa Meali:

“Biz müminler, hem sözlerimizle, hem davranışlarımızla Rabb’imizin adını tüm evrene ilan ederek O’nun sınırsız yüceliğini övgüyle tesbih edenleriz!”

(Saffat 166)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(165-166) Tam saflar halinde dizilen biziz. Elbet biziz devamlı tesbih edenler, zikir edenler.

(Saffat 166)

Mehmet Türk Meali:

164,165,166. (O cinler ve melekler): “Bizim her birimiz için belli bir makam vardır.1 Biz de (Allah’ın huzurunda) kesinlikle saf tutarız ve Onu tesbih ederiz.” derler.*

(Saffat 166)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Keza hepimiz, mutlaka tespih ederiz.”

(Saffat 166)

Muhammed Esed Meali:

ve şüphesiz biz de O'nun sınırsız şanını yüceltiriz!"

(Saffat 166)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Ve biz Allah'ı yüceltenleriz."

(Saffat 166)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve biz Allah’ın emrinden çıkmayan kimseleriz.

Bknz: (21/26)»(21/29)

(Saffat 166)

Mustafa Çevik Meali:

164-166 Allah’ın davetine iman edip, ilâhî nizam ile ahlakı yaşamak ve yaşatmak uğrunda canla başla gayret edenler, derler ki: “Bizim her birimizin, çabamız ölçüsünde Rabbimizin yanında güzel bir yerimiz ve bir makamımız vardır. Bizler Rabbimize karşı sorumluluklarımızı bilinçle yerine getirmek için sırt sırta verip, yan yana dizilip O’na yönelmiş, yüceliğini idrak edip O’na teslim olmuş kimseleriz.”

(Saffat 166)

Mustafa İslamoğlu Meali:

yine biziz (O'nun) yüceliğini dile getirenler, elbet biz!"

(Saffat 166)

Osman Okur Meali:

(164-166) (Sizin Allah ile soy bağı kurmaya çalıştığınız Melekler derler ki:) “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O'nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”

(Saffat 166)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler.

(Saffat 166)

Ömer Öngüt Meali:

"O tesbih edenler de biziz biz!"

(Saffat 166)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Bütün kusurlardan ırak olduğunu dile getirerek Allah’ı anarız.”

(Saffat 166)

Sadık Türkmen Meali:

Elbette biz, tesbih edenleriz.”

(Saffat 166)

Seyyid Kutub Meali:

Allah'ı tesbih edenleriz.

(Saffat 166)

Suat Yıldırım Meali:

Allah'ı zikredip O'nu tenzih edenler biziz."

(Saffat 166)

Süleyman Ateş Meali:

"Biziz, o tesbih edenler, biz."

(Saffat 166)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Hepimiz Allah'ın emrinden çıkmayan kimseleriz."

(Saffat 166)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(164-166) "Hepimizin belli bir yeri vardır. Biz de O'nun huzurunda saf tutarız. Biz de O'nun sınırsız şanını yüceltiriz."

(Saffat 166)

Şaban Piriş Meali:

Ve yine biz, tesbih ediciler biziz.

(Saffat 166)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah'ı her an tesbih edenler biziz".

(Saffat 166)

Tefhimul Kuran Meali:

«Biziz, o tesbih edenler de, gerçekten biziz.»

(Saffat 166)

Ümit Şimşek Meali:

“Ve biz Allah'ı tesbih edenleriz.”

(Saffat 166)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O durmadan tespih edenler elbette biziz.

(Saffat 166)