37. Saffat Suresi / 56.ayet

– Aman Allah’ım! Az kalsın sen, neredeyse beni de mahvedecektin! Der.

Bknz: (25/11)»(25/30)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah'a andolsun ki der, az kalmıştı, beni de helak edecektin.

(Saffat 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Dedi ki: "Andolsun Allah'a, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin (sana kalsa, bizi kandırıp Hakk’tan caydıracaktın) .”

(Saffat 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve “Aman Allah'ım!” der. Ey eski arkadaşım! Neredeyse beni de mahvedecektin.

(Saffat 56)

Adem Uğur Meali:

"Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.

(Saffat 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Dedi ki: "Tallahi, az kalsın beni de bu çukura yuvarlayacaktın. "

(Saffat 56)

Ahmet Tekin Meali:

Arkadaşına: “Allah'a yemin ederim ki, sen, az kalsın beni yakacaktın” der.

(Saffat 56)

Ahmet Varol Meali

Der ki: "Allah'a yemin olsun, sen az kalsın beni de helâke götürecektin.

(Saffat 56)

Ali Bulaç Meali:

Dedi ki: "Andolsun Allah'a, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."

(Saffat 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ona şöyle) der: “-Vallahi, doğrusu sen, az daha beni helâk edecektin.

(Saffat 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Der ki: "Allah tanıktır ki, neredeyse beni de tüketecektin!"

(Saffat 56)

Ali Ünal Meali:

“Allah’a yemin olsun ki,” der, “neredeyse benim de helâkime sebep olacaktın;

(Saffat 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Şöyle dedi: “Allah’a andolsun! Gerçekten, nerede ise beni de helak edecektin.”

(Saffat 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ona diyecek ki: "Allah'a andolsun ki, az kalsın beni de helak edecektin."

(Saffat 56)

Bekir Sadak Meali:

Ona der ki: «Allah'a and olsun ki, az kalsin beni de mahvedecektin.»

(Saffat 56)

Besim Atalay Meali:

Diyecek ki: «Allaha ant ederim, az kala beni de yok edecekti

(Saffat 56)

Celal Yıldırım Meali:

«Allah'a yemin olsun ki, neredeyse beni de mahvedecektin,» der.

(Saffat 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

56,57. Ona şöyle der: “Allah'a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.”

(Saffat 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ona der ki: "Allah'a and olsun ki, az kalsın beni de mahvedecektin."

(Saffat 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Ona şöyle der: "Allah'a andolsun, neredeyse beni de helak edecektin."

(Saffat 56)

Diyanet Vakfı Meali:

56, 57. «Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin. Rabbimin nimeti olmasaydı, şimdi ben de (cehenneme) getirilenlerden olurdum» dedi.

(Saffat 56)

Edip Yüksel Meali:

'ALLAH'a andolsun, az kalsın sen beni de mahfedecektin,' der.

(Saffat 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Tallahi, der: doğrusu sen az daha beni helak edecektin

(Saffat 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Vallahi doğrusu sen az daha beni helak edecektin! der.

(Saffat 56)

Erhan Aktaş Meali:

"Vallahi az kalsın beni de mahvedecektin." dedi.

(Saffat 56)

Gültekin Onan Meali:

Dedi ki: "Andolsun Tanrı'ya, neredeyse beni de (şu bulunduğun yere) düşürecektin."

(Saffat 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

(56-59) Dedi ki: “Allah'a yemin ederim ki doğrusu sen az daha beni değişime/yıkıma uğratacaktın. Rabbimin nimeti olmasaydı, kesinlikle ben de bu hazır bulundurulanlardan olacaktım. Peki, nasılmış bak! Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz; bir daha diriltilmeyecekmiş miyiz? Biz, azaba uğratılmayacak mıymışız?”

(Saffat 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dedi ki: “Allah’a yemin olsun ki, neredeyse beni de (içinde bulunduğun yere) düşürecektin.”

(Saffat 56)

Harun Yıldırım Meali:

"Yemin ederim ki, sen az daha beni de helâk edecektin.

(Saffat 56)

Hasan Basri Çantay:

(Ve ona) dedi ki: "Allaha yemin ederim, sen az kaldı beni de muhakkak helak edecekdin".

(Saffat 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

Dedi ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (sen) nerede ise gerçekten beni (de) helâk edecektin!”

(Saffat 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Tallahi [Allah'a yemin olsun ki] gerçekten neredeyse beni de mahvedecektin!" dedi.

(Saffat 56)

Hüseyin Atay Meali:

"Vallahi, az kalsın beni de mahvedecektin.

(Saffat 56)

İbni Kesir Meali:

Dedi ki: Allah'a andolsun ki; az kaldı beni de mahvedecektin.

(Saffat 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Allah'a yemin olsun ki, neredeyse beni de (cehenneme) yuvarlayacaktın.”

(Saffat 56)

İskender Ali Mihr Meali:

"Allah’a yemin olsun ki, sen az daha beni de gerçekten helâk edecektin?" dedi.

(Saffat 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Allah'a ant olsun ki az kalsın sen beni de, ne de olsa, azdıracaktın.

(Saffat 56)

Kadri Çelik Meali:

Der ki: “Andolsun Allah'a, şüphesiz sen az daha beni helâk edecektin.”

(Saffat 56)

Mahmut Kısa Meali:

Ve ona, “Allah’a yemin olsun ki,” diyecek, “az kalsın beni de mahvedecektin!”

(Saffat 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(56-57) "Sahiden beni helak edecektin tallahi", Rabbimin lütfu olmasaydı getirilenlerdendim" der

(Saffat 56)

Mehmet Türk Meali:

55,56. Sonra bakıp onu cehennem ateşinin tam ortasında görünce, ona: “Allah’a yemin ederim ki sen, neredeyse beni de helâk edecektin.” diyecek.

(Saffat 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Der ki: “Vallahi, neredeyse beni (de) helâk edecektin.”

(Saffat 56)

Muhammed Esed Meali:

ve "Aman Allahım!" der, "(Ey eski arkadaşım), neredeyse (beni de) mahvedecektin!

(Saffat 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ardından şöyle der; "Allah'a andolsun ki, az kalsın sen beni de yıkıma uğratacaktın."

(Saffat 56)

Mustafa Çavdar Meali:

– Aman Allah’ım! Az kalsın sen, neredeyse beni de mahvedecektin! Der.

Bknz: (25/11)»(25/30)

(Saffat 56)

Mustafa Çevik Meali:

50-61 Cennette birbirleriyle sohbet ederken, içlerinden biri der ki: “Bir zamanlar dünyada iken benim bir arkadaşım vardı ve bana hep derdi ki, sen âhiret hayatına gerçekten inanıyor musun? Şimdi biz öldükten, kemik yığını ve toprak haline geldikten sonra yeniden diriltilip hesaba mı çekileceğiz, buna mı inanıyorsun? Şimdi bana böyle diyenin durumunu görmek için cehenneme bir bakalım.” Cehenneme baktıklarında onu ateşinin ortasında görürler, cennetteki mü’min ona seslenerek, “Vallahi eğer senin aklına uysaydım beni de mahvedecektin. Ben Rabbimin davetine iman edip yönelmeseydim, şimdi o ateşin içinde feryat edenlerden olacaktım.” dedikten sonra da, cennette ki arkadaşlarına dönüp, “Biz bir daha ölmeyeceğiz ve cehennem azabı da görmeyeceğiz, işte gerçek zafer ve mutluluk budur, çalışıp çabalamak isteyenler bunun için çalışsınlar.” diyecek.

(Saffat 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Aman Allah'ım!" der, "Az kalsın beni mahvedecektin!

(Saffat 56)

Osman Okur Meali:

(56-57) Ona şöyle der: “Allah'a andolsun, neredeyse beni de helâk edecektin. Rabbimin lütfu olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülmüş olacaktım.”

(Saffat 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Der ki: «Vallahi sen az kaldı elbette beni helâk edecek idin.»

(Saffat 56)

Ömer Öngüt Meali:

Dedi ki: "Yemin ederim ki sen az daha beni de helâk edecektin!"

(Saffat 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Aman Allah’ım!” dedi. Ona, “Sen az daha beni de mahvedecektin!

(Saffat 56)

Sadık Türkmen Meali:

Dedi ki: “Allah’a yemin olsun ki, az kalsın sen beni de mahvedecektin!..

(Saffat 56)

Seyyid Kutub Meali:

Ona der ki; «Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin.

(Saffat 56)

Suat Yıldırım Meali:

(54-57) "Şimdi ister misiniz onu size göstereyim?" Onlar da arzu edince, derhal bir tarama yapıp onu cehennemin tam ortasında bulur. "Vallahi, nerdeyse beni de düştüğün o helake sürükleyecektin! Rabbimin hidayet nimeti yetişmeseydi, eli kolu kelepçeli getirilip o azaba atılanlardan olacaktım!"

(Saffat 56)

Süleyman Ateş Meali:

"Tallahi, dedi, sen az daha beni de alçaltacaktın."

(Saffat 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ona şöyle der: "Vallahi az kalsın beni de bu hale düşürecektin."

(Saffat 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Aman Allah'ım!" der, "Neredeyse beni de mahvedecektin."

(Saffat 56)

Şaban Piriş Meali:

-Allah'a yemin ederim ki, sen, neredeyse beni de mahvedecektin! der.

(Saffat 56)

Talat Koçyiğit Meali:

Der ki: "Allah'a yemin ederim ki, sen, neredeyse beni de mahvedecektin".

(Saffat 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Dedi ki: «Andolsun Allah'a, neredeyse beni de ( şu bulunduğun yere) düşürecektin.»

(Saffat 56)

Ümit Şimşek Meali:

Der ki: “Allah'a yemin olsun, neredeyse beni de helâk edecektin.

(Saffat 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dedi: "Vallahi, az kalsın sen beni de buralara düşürecektin."

(Saffat 56)