37. Saffat Suresi / 91.ayet
Saffat 91 ayeti için diğer mealler.
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Derken o da onların mabutları olan putlara gidip demişti ki: Neye yemek yemiyorsunuz?
(Saffat 91)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Derken gizlice onların (puthanesine girip sahte) ilahlarına sokularak: "Yemek yemiyor musunuz?" diye (takılmıştı).
(Saffat 91)Abdullah Parlıyan Meali:
İbrahim de kimselerin bulunmadığı o günde, onların put ve sahte ilahlarına yaklaştı da, “Önünüze kutsallaştırılmak üzere konulmuş bu güzelim yemeklerden niçin yemiyorsunuz?
(Saffat 91)Adem Uğur Meali:
Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz?
(Saffat 91)Ahmet Hulusi Meali:
(İbrahim de) onların tanrılarına yaklaşıp yöneldi de: "Yemez misiniz?" dedi.
(Saffat 91)Ahmet Tekin Meali:
Bir kurnazlık yaparak gizlice putların yanına gitti. Önlerindeki yemeklere bakarak, alaylı bir ifadeyle: “Yemeyecek misiniz?” dedi.
(Saffat 91)Ahmet Varol Meali
O da gizlice onların ilâhlarının yanına sokulup: "Hani yemiyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Ali Bulaç Meali:
Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Ali Fikri Yavuz Meali:
Bunun üzerine gizlice onların ilâhlarına (putlarına) varıb dedi ki: “- (Şu yanınızda bulunan yemekleri) yemez misiniz?”
(Saffat 91)Ali Ünal Meali:
Bunun üzerine İbrahim, gizlice putların yanına sokuldu ve (kendilerine sunulan yiyeceklerin öylece durduğunu görünce) “Yesenize, niye yemiyorsunuz?” diye sordu.
(Saffat 91)Bahaeddin Sağlam Meali:
Bunun üzerine gizlice onların ilahlarına vardı. “Hiç yer misiniz?” dedi.
(Saffat 91)Bekir Sadak Meali:
(91-92) O da onlarin tanrilarina gizlice yonelip: «Sunduklari yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konusmuyor musunuz?» dedi.
(Saffat 91)Besim Atalay Meali:
91,92. Gizlice, İbrahim putlara giderek: «Yiyip içmez misiniz? Niçin söylemezsiniz?»
(Saffat 91)Celal Yıldırım Meali:
Sonra İbrâhim gizlice onların tanrılarına yönelip yaklaştı ve, «yemek yemez misiniz ?»
(Saffat 91)Cemal Külünkoğlu Meali:
91,92,93. O da onların tanrılarına gizlice yönelip: “Yemek yemiyor musunuz? Ne diye konuşmuyorsunuz?” diyerek onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi.
(Saffat 91)Diyanet İşleri Eski Meali:
91,92. O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Diyanet İşleri Yeni Meali:
İbrahim, onların putlarının tarafına gizlice gitti ve şöyle dedi: "Yemez misiniz?"
(Saffat 91)Diyanet Vakfı Meali:
91, 92. Yavaşça putlarının yanına vardı. (Oraya konmuş yemekleri görünce:) Yemiyor musunuz? Neden konuşmuyorsunuz? dedi.
(Saffat 91)Elmalılı Orjinal Meali:
Derken kurnazlıkla onların ilahlarına vardı da buyursanız a, dedi, yemez misiniz?
(Saffat 91)Elmalılı Yeni Meali:
Derken bir kurnazlıkta onların ilahlarına vardı da "Buyursanıza, yemez misiniz?" dedi.
(Saffat 91)Gültekin Onan Meali:
Bunun üzerine onların tanrılarına sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Hakkı Yılmaz Meali:
(91,92) Sonra da o, onların ilâhlarına sokulup “Yemez misiniz/ nasiplenmez misiniz? Neyiniz var ki, konuşmuyorsunuz?” dedi.
(Saffat 91)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
(Kimseler kalmayınca) onların ilahlarına yöneldi ve: “(Şu yemeklerden) yemez misiniz?” dedi.
(Saffat 91)Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine o da kurnazca onların düzme Tanrılarına varıb dedi ki: "Hani yemek yemiyorsunuz"?!
(Saffat 91)Hayrat Neşriyat Meali:
Sonra (o da bir bahâne ile) gizlice onların ilâhlarına varıp dedi ki: “(Önünüze konmuş bu yiyeceklerden) yemiyor musunuz?”
(Saffat 91)Hubeyb Öndeş Meali: /
(91-92) Ardından [İbrahim] onların Tanrılarına kurnazlık yaptı, "Yemiyor musunuz? Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?" dedi.
(Saffat 91)Hüseyin Atay Meali:
91-92 O da onların tanrılarına gizlice yaklaşıp, "Yemiyor musunuz? Ne o konuşmuyorsunuz?" dedi.
(Saffat 91)İskender Ali Mihr Meali:
Onların ilâhları ile ilgilendi ve: "Yani (siz yemek) yemiyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Sonra İbrahim kimseye görünmeden tanrıların yanına varıp dedi: «Niçin yiyip içmiyorsunuz?
(Saffat 91)Kadri Çelik Meali:
Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup, “Yemek yemiyor musunuz?” dedi.
(Saffat 91)Mahmut Kısa Meali:
O sırada İbrahim, plânını uygulamaya başladı. Mâbedin içine girerek, kavminin putlarına gizlice yaklaştı ve “Ne o!” diye seslendi, “Önünüze konan yiyecekleri yemiyor musunuz?”
(Saffat 91)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
(90-91) Arkalarını dönüp öylece ondan kaçtılar. Onların tanrılarına sokulup "Yemez misiniz?" der.
(Saffat 91)Mehmet Türk Meali:
91,92. Bunun üzerine (o,) onların ilâhlarının yanına gizlice varıp: “(Şu önünüzdekileri) yemiyor musunuz?1 Neyiniz var? (Niye) konuşmuyorsunuz?” dedi.*
(Saffat 91)Muhammed Celal Şems Meali:
Sonra o, gizlice tanrılarına doğru gitti ve dedi ki: “Sizler (hiç) yemez misiniz?”
(Saffat 91)Muhammed Esed Meali:
O da onların tanrılarına gizlice yaklaştı ve "Ne o! (Önünüze konulmuş nimetlerden) yemiyor musunuz?
(Saffat 91)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
İbrahim sonra onların ilahlarına yaklaşıp; "Bir şey yemez misiniz?" dedi.
(Saffat 91)Mustafa Çavdar Meali:
Ve İbrahim, onların putlaştırdığı ilahlarıyla baş başa kaldı onlara: -Buyursanıza niçin yemiyorsunuz? Dedi. (Saffat 91)Mustafa Çevik Meali:
88-96 Sonra da İbrahim başını gökyüzüne doğru kaldırıp, yanında bulunanlara dedi ki: “Siz bu asılsız, düzmece uydurmalarınızla Allah’ın yarattığı yıldızları, ayı, güneşi de hurafelerinize alet ediyorsunuz, sizin bu tutumunuz beni hasta etti.” Bunun üzerine yanında bulunanlar İbrahim’den uzaklaştılar. Böylece yalnız kalan İbrahim kavminin putperestliğini, onlara başka bir yol ile de göstermeyi düşündü ve kalkıp putların yanına gitti. Putperest halkın onların önüne koydukları yemekleri de görünce iyice sinirlenerek putlara, “Haydi buyursanız ya niçin yemiyorsunuz, neyiniz var, niçin konuşmuyorsunuz?” diyerek üzerlerine yürüyüp şiddetle vurarak putları parçaladı. Olanların haberini alan kavminden birçok insan, koşarak oraya geldiler. İbrahim de onlara dönüp, “Siz kendi ellerinizle yontup, heykellerini yaptığınız bu dünyadan göçüp gitmiş, kendilerini benden korumaktan da aciz, size de hiçbir yararı dokunmayan şu putlarınızdan mı sorunlarınızın çözümünü bekliyorsunuz? Hâlbuki putlaştırdıklarınızı da sizleri de yaratan Allah’tır.” dedi.
(Saffat 91)Mustafa İslamoğlu Meali:
Derken o, onların putlarına usulca yaklaştı ve "Ne! Yoksa (önünüze konulanlardan) yemiyor musunuz?" dedi (ve ekledi):
(Saffat 91)Osman Okur Meali:
(91-92) O da onların tanrılarına gizlice yönelip: "Sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz? Ne o, konuşmuyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Artık onların putlarına gitti de (istihzâ tarikiyle) dedi ki: «Yemek yemez misiniz?»
(Saffat 91)Ömer Öngüt Meali:
Gizlice putlarının yanına vardı. "Sundukları yemekleri yemiyor musunuz?" dedi.
(Saffat 91)Ömer Sevinçgül Meali:
Derken, ‘İbrahim’ onların putlarının yanına gitti. Putlara, “Ne o! Yemek yemiyor musunuz!?” dedi.
(Saffat 91)Sadık Türkmen Meali:
DERKEN gizlice, onların (tapındıkları) ilahlarına/tanrılarına yaklaştı ve dedi ki: “Yemez misiniz?
(Saffat 91)Seyyid Kutub Meali:
İbrahim de; gizlice onların tanrılarına sokuldu. «Size sundukları yiyecekleri yemiyor musunuz?»
(Saffat 91)Suat Yıldırım Meali:
(91-92) O da çaktırmadan putların yanına sokuldu. Onlara takdim edilmiş öylece duran yemekleri görünce: "Buyursanıza, neden yemiyorsunuz?" "Neyiniz var, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.
(Saffat 91)Süleymaniye Vakfı Meali:
Sonra gizlice ilahlarına yönelmiş ve şöyle demişti: "Siz bir şey yemez misiniz?"
(Saffat 91)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
(91-92) İbrahim, onların ilahlarına yaklaşıp: "Önünüze konulan nimetlerden neden yemiyorsunuz, neden konuşmuyorsunuz?" dedi.
(Saffat 91)Talat Koçyiğit Meali:
91-92 O da gizlice onların putlarına gitmiş ve demişti ki: "Hiç yemiyor musunuz? Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz"?
(Saffat 91)Tefhimul Kuran Meali:
Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: «Yemek yemiyor musunuz?» dedi.
(Saffat 91)Yaşar Nuri Öztürk Meali
O da onların ilahlarının yanına sokulup dedi: "Bir şey yemez misiniz?"
(Saffat 91)