37. Saffat Suresi / 98.ayet

Onlar İbrahim’e tuzak kurmak istediler ama biz de tuzaklarını bozup onları perişan ettik.

Bknz: (21/52)»(21/68)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 98 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ona bir düzen yapmak istemişlerdi de biz onları alçaltmıştık.

(Saffat 98)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kılmış (planlarını boşa çıkarmıştık.)

(Saffat 98)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlar İbrahim'e kötülük yapmak istediler, ama biz onların planlarını bozduk ve onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Adem Uğur Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık.

(Saffat 98)

Ahmet Hulusi Meali:

Ona tuzak irade ettiler... Biz de onları esfelin (en aşağılar) kıldık.

(Saffat 98)

Ahmet Tekin Meali:

Ona bir kötülük planı hazırlamak istediler. Biz onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Ahmet Varol Meali

Böylelikle ona bir tuzak kurmak istediler. Ama biz kendilerini aşağılık kıldık.

(Saffat 98)

Ali Bulaç Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık.

(Saffat 98)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ona böyle bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk onları çok alçak duruma düşürdük.

(Saffat 98)

Ali Rıza Sefa Meali:

Böylece, Ona dalavere çevirmek istediler; sonunda, onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Ali Ünal Meali:

Bu şekilde O’na tuzak kurmaya yeltendiler, fakat Biz, onları kaybeden taraf kıldık.

(Saffat 98)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz (onların tuzağını boşa çıkarmakla) onları alçalttık.

(Saffat 98)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Ona tuzak kurmak istediler. Biz de onları alçaklardan kıldık.

(Saffat 98)

Bekir Sadak Meali:

Ona duzen kurmak istediler, ama Biz onlari altettik.

(Saffat 98)

Besim Atalay Meali:

Onu aldatmak istediler, biz onları çok alçalttık

(Saffat 98)

Celal Yıldırım Meali:

Böylece Ona bir tuzak kurmayı plânladılar. Biz de onları alaşağı edip daha da alçalttık.

(Saffat 98)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de (onu kurtarıp) onları en alçak kimseler kıldık.*

(Saffat 98)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Ona düzen kurmak istediler, ama Biz onları altettik.

(Saffat 98)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onları en alçak kimseler kıldık.

(Saffat 98)

Diyanet Vakfı Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz onları alçaklardan kıldık.

(Saffat 98)

Edip Yüksel Meali:

Onun için bir plan düşündüler, fakat biz onları altettik.

(Saffat 98)

Elmalılı Orjinal Meali:

Böyle ona bir tuzak kurmak istediler, biz de tuttuk kendilerini daha alçak düşürdük

(Saffat 98)

Elmalılı Yeni Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de tuttuk kendilerini daha alçak (bir duruma) düşürdük.

(Saffat 98)

Erhan Aktaş Meali:

Ona tuzak kurmak istediler. Tuzaklarını boşa çıkarıp onları aşağılık bir duruma düşürdük.

(Saffat 98)

Gültekin Onan Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık.

(Saffat 98)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar, İbrâhîm'e tuzak kurmak istediler de Biz onları aşağılıklar kılıverdik.

(Saffat 98)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ona tuzak kurmak istediler. Biz onları alçaltılmışlar kıldık.

(Saffat 98)

Harun Yıldırım Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Biz de onları en aşağılıklar kıldık.

(Saffat 98)

Hasan Basri Çantay:

Bunun üzerine ona bir tuzak kurmak arzu etdiler. Biz ise (Bil'akis) kendilerini (zeliller ve) sefiller etdik.

(Saffat 98)

Hayrat Neşriyat Meali:

Böylece ona tuzak kurmak istediler, fakat onları en alçak kimseler kıldık.

(Saffat 98)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Böylece ona bir plan yapmayı istediler, ardından onları aşağı seviyeye getirdik.

(Saffat 98)

Hüseyin Atay Meali:

Ona tuzak kurmak istediler, ancak Biz onları alt ettik.

(Saffat 98)

İbni Kesir Meali:

Ona hile yapmak istediler. Biz de onları en aşağılar kıldık.

(Saffat 98)

İlyas Yorulmaz Meali:

İbrahim'e bir tuzak hazırlamak istediler. Sonra bizde onları (kavmini) aşağılıklardan yaptık.

(Saffat 98)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra ona tuzak hazırlamak istediler. Bunun üzerine onları esfelîn (en çok sefil olanlar) kıldık.

(Saffat 98)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine İbrahim'i tuzağa düşürmek istediler. Biz de onların düzenini bozduk.

(Saffat 98)

Kadri Çelik Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alt olmuşlar kıldık.

(Saffat 98)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece, onu bir komploya kurban etmek istediler fakat Biz, İbrahim’i ateşten kurtararak onların heveslerini kursaklarında bıraktık. Sonra da onları, dünyada da âhirette de rezillik ve alçaklığa mahkûm ettik!

(Saffat 98)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz planlarını bozduk ve onları küçük düşürmüşüzdür.

(Saffat 98)

Mehmet Türk Meali:

97,98. (Kâfirler): “Onun için bir bina yapın ve onu derhâl ateşin içine atın.” diyerek ona bir tuzak hazırlamak istediler. Ama Biz de sonunda onları rezil ettik.

(Saffat 98)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar kendisine karşı (zalimane) bir plan yaptılar, ama Biz onları zillete uğrayanlar kıldık.

(Saffat 98)

Muhammed Esed Meali:

Ona kötülük yapmak istediler, ama Biz (onların planlarını bozduk ve böylece) onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Böylece İbrahim'e bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar İbrahim’e tuzak kurmak istediler ama biz de tuzaklarını bozup onları perişan ettik.

Bknz: (21/52)»(21/68)

(Saffat 98)

Mustafa Çevik Meali:

97-98 İbrahim bunları söyleyince orada toplananlar, “Odun toplayın da şu İbrahim’i yakıp putlarımıza yaptığı bu saygısızlığının cezasını vererek ondan kurtulalım.” dediler. Fakat Biz onların bu planlarını boşa çıkarıp, hayal kırıklığına uğratarak rezil edip küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Böylece ona zarar vermek istediler, ama biz onları rezil ettik.

(Saffat 98)

Osman Okur Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de (onu kurtarıp) onları en alçak kimseler kıldık.

(Saffat 98)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onun için böyle bir hile dilediler. Artık Biz de onları pek sefil kimseler kıldık.

(Saffat 98)

Ömer Öngüt Meali:

Ona bir tuzak kurmayı istediler. Fakat biz de onları alçak düşürdük.

(Saffat 98)

Ömer Sevinçgül Meali:

Düzen kurmak istediler, ama biz onların hepsini küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Sadık Türkmen Meali:

Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, Biz de onları sefiller haline getirdik!

(Saffat 98)

Seyyid Kutub Meali:

İbrahim'e bir tuzak kurmak istediler, biz de onların tuzaklarını boşa çıkardık, onları alçalttık.

(Saffat 98)

Suat Yıldırım Meali:

Ona tuzak hazırlamak istediler, ama Biz heveslerini kursaklarında bıraktık. Asıl kendilerini perişan ettik.

(Saffat 98)

Süleyman Ateş Meali:

Ona bir tuzak kurmak istediler, biz de (onların tuzaklarını boşa çıkardık), onları alçak düşürdük.

(Saffat 98)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bununla ondan kurtulmak[1] istemişlerdi; biz de onları en aşağılık bir hale getirdik.

1)كَيْدً=keyd, çare bulmak ve gidermek anlamına gelir. (es-Sıhah ve Mekayis'ul-luğa)

(Saffat 98)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Ona kötülük yapmak istediler, ama Biz onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Şaban Piriş Meali:

Ona tuzak kurmak istediler. Ama biz onları alçalttık.

(Saffat 98)

Talat Koçyiğit Meali:

Ona bir tuzak kurmak istemişler, biz de onları zelil etmiştik.

(Saffat 98)

Tefhimul Kuran Meali:

Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alçaltılmışlar kıldık.

(Saffat 98)

Ümit Şimşek Meali:

Böylece İbrahim'e bir tuzak kurmak istediler; Biz ise onları küçük düşürdük.

(Saffat 98)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ona tuzak kurmak istediler ama, biz onları sefiller, reziller haline getirdik.

(Saffat 98)