37. Saffat Suresi / 97.ayet

Bunun üzerine:
– İbrahim’i yakmak için bir bina yapın ve onu ateşin içine atın! Dediler.

Bknz: (21/52)»(21/68)

Mustafa Çavdar Meali

Saffat 97 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onun için bir yapı yapın da demişlerdi, atın onu ateşe.

(Saffat 97)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bunun üzerine kâfirler ve zalimler) Dediler ki: “(İbrahimi düşüncenin kökünü kurutmak üzere) Onun için (özel) bir bina (fırlatıcı mancınık) yapın ve kendisini hemen (ateş ve azabın) içine atın!”

(Saffat 97)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu olay ve sözler üzerine ileri gelenler şöyle bağrıştılar: “Bir odun yığını hazırlayın ve O'nu ateşin içine atın.”

(Saffat 97)

Adem Uğur Meali:

Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.

(Saffat 97)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Onun için bir bina yapın da Onu, yakanın (ateşin) içine atın!"

(Saffat 97)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “Büyük ocaklar çatın, derhal onu alevlerin arasına atın.” dediler.

(Saffat 97)

Ahmet Varol Meali

Dediler ki: "Onun için bir bina yapın da kendisini (oradan) alevli ateşe atın."

(Saffat 97)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."

(Saffat 97)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Onlar şöyle) dediler: “- İbrahim için (duvarla çevrili) bir bina yapın da, onu ateşe atın.”

(Saffat 97)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dediler ki: "Onun için bir yapı kurun ve Onu yakıcı ateşin içine atın!"

(Saffat 97)

Ali Ünal Meali:

(İbrahim’i nasıl cezalandırılacaklarını aralarında görüştüler ve) şu sonuca vardılar: “Fırın gibi büyük bir bina yapıp odunları tutuşturun ve O’nu alevlerin içine atın.”

(Saffat 97)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar: “İbrahim için bir bina (hapishane) yapın, onu orada ateşe atın!” dediler.

(Saffat 97)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kavmi, "Onun için bir yer yapın ve onu ateşe atın" dediler.

(Saffat 97)

Bekir Sadak Meali:

Putperestler: «Onun icin bir yapi yapin da onu oradan atesin icine atin» dediler.

(Saffat 97)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Ona bir yapı yapın, onu da içinde ateşe atın !»

(Saffat 97)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar, «bunun için bir bina yapın da (içine odun yakın ve) kendisini o Cehennem gibi ateşe atın» dediler.

(Saffat 97)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Puta tapanlar: “Onun için bir bina yapın da onu (içinde yakılan) ateşe atın” dediler.

(Saffat 97)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Putperestler: "Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın" dediler.

(Saffat 97)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kavmi, "Onun için bir bina yapın, (içinde ateş yakın) ve onu ateşe atın" dedi.

(Saffat 97)

Diyanet Vakfı Meali:

Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın! dediler.

(Saffat 97)

Edip Yüksel Meali:

Dediler ki, 'Onun için bir yapı kurun ve onu ateşe atın.'

(Saffat 97)

Elmalılı Orjinal Meali:

Haydin dediler, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın

(Saffat 97)

Elmalılı Yeni Meali:

Haydi, bunun için bir bina yapın ve bunu ateşe atın! dediler.

(Saffat 97)

Erhan Aktaş Meali:

"Onun için bir yer hazırlayın, sonra da onu ateşe atın." dediler.

(Saffat 97)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."

(Saffat 97)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar: “Şunun için bir duvar yapın/ ambargo uygulayın da bunu çılgınca yanan ateşin/aşırı sıkıntının içine atın!” dediler.

(Saffat 97)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Dediler ki: “Onun için yüksek bir yapı inşa edin. Sonra onu ateşin içine atın.”

(Saffat 97)

Harun Yıldırım Meali:

Dediler ki: “Onun için bir bina yapın da onu alevli ateşin içine atın.”

(Saffat 97)

Hasan Basri Çantay:

Dediler: "Onun için bir bina yapın da alevli ateşe atın onu".

(Saffat 97)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar ise:) “Onun için bir binâ yapın da, onu ateşe atın!” dediler.

(Saffat 97)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Milleti] "[İbrahim] için bir binayı bina edin de onu kızgın ateşe atın" dedi.

(Saffat 97)

Hüseyin Atay Meali:

"Onun için bir bina yapın da, onu alevli ateşe atın" dediler.

(Saffat 97)

İbni Kesir Meali:

Haydin; dediler, onun için bir bina yapın da onu alevli ateşe atın.

(Saffat 97)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kavmi “İbrahim için bir bina yapın da, onu oradan ateşin içine atın” dediler.

(Saffat 97)

İskender Ali Mihr Meali:

"Onun için yüksek binalar (mancınık) inşa edin. Sonra da onu alevlerle yanan ateşin içine atın!" dediler.

(Saffat 97)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Bir yer yapın da alevli ateşe atın onu.»

(Saffat 97)

Kadri Çelik Meali:

Dediler ki: “Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.”

(Saffat 97)

Mahmut Kısa Meali:

“İlahlarımıza dil uzatan bu adamın derhal öldürülmesi gerekir! O hâlde, şehrin meydanında büyük bir ateş hazırlayın, sonra onun için yüksek bir kule yapın ve onu oradan ateşe atın! Atın ki, onun izinden gitmeyi düşünenler ibret alsınlar!” dediler.

(Saffat 97)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(96-97) Allah sizi de, yaptıklarınızı da yaratmıştır. "Bina yapın, çılgınca yanan ateşe atın" dediler.

(Saffat 97)

Mehmet Türk Meali:

97,98. (Kâfirler): “Onun için bir bina yapın ve onu derhâl ateşin içine atın.” diyerek ona bir tuzak hazırlamak istediler. Ama Biz de sonunda onları rezil ettik.

(Saffat 97)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar dediler ki: “Onun için (içinde ateş yakılacak) bir bina yapın. Sonra (da) kendisini (alev alev yanan) ateşin içine atın.”

(Saffat 97)

Muhammed Esed Meali:

Onlar, "Bir odun yığını hazırlayın ve o'nu yanan ateşin içine atın!" diye bağırdılar.

(Saffat 97)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonunda; "İbrahim için bir odun yığını hazırlayın da onu ateşin içine atın!" dediler.

(Saffat 97)

Mustafa Çavdar Meali:

Bunun üzerine: – İbrahim’i yakmak için bir bina yapın ve onu ateşin içine atın! Dediler.

Bknz: (21/52)»(21/68)

(Saffat 97)

Mustafa Çevik Meali:

97-98 İbrahim bunları söyleyince orada toplananlar, “Odun toplayın da şu İbrahim’i yakıp putlarımıza yaptığı bu saygısızlığının cezasını vererek ondan kurtulalım.” dediler. Fakat Biz onların bu planlarını boşa çıkarıp, hayal kırıklığına uğratarak rezil edip küçük düşürdük.

(Saffat 97)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar "Onu (yakmak) için bir yapı yapın ve onu çılgınca yanan ateşin ortasına atın!" dediler.

(Saffat 97)

Osman Okur Meali:

"Onun için bir yapı yapın da onu oradan ateşin içine atın" dediler.

(Saffat 97)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dediler ki: «Bunun için bir bina yapınız da bunu bir ateş içinde bırakınız.»

(Saffat 97)

Ömer Öngüt Meali:

Dediler ki: "Onun için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın!"

(Saffat 97)

Ömer Sevinçgül Meali:

Puta tapanlar, “Bir yapı kurun da onu ateşe atın!” dediler.

(Saffat 97)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Onun için bir bina yapın ve onu ateşin içine atın!”

(Saffat 97)

Seyyid Kutub Meali:

Puta tapanlar: «Onun için bir bina yapın da onu ateşe atın» dediler.

(Saffat 97)

Suat Yıldırım Meali:

Sonunda: "Haydin, dediler, onun için bir odun yığını hazırlayın da onu ateşin içine atın!."

(Saffat 97)

Süleyman Ateş Meali:

"Onun için bir bina yapın da onu (o binada) ateşe atın" dediler.

(Saffat 97)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar da şöyle dediler: "Onun için bir yer yapın da alevli ateşin içine atın."

(Saffat 97)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar: "Bir odun yığını hazırlayın ve onu ateşe atın" dediler.

(Saffat 97)

Şaban Piriş Meali:

-Onun için bir bina yapın, onu ateşin içine atın! dediler.

(Saffat 97)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar da demişlerdi ki: "Onun için bir bina inşa edin ve onu ateşe atın".

(Saffat 97)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın.»

(Saffat 97)

Ümit Şimşek Meali:

“İbrahim için bir fırın yapın,” dediler. “Ve onu ateşe atın.”

(Saffat 97)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler: "Şunun için bir bina yapın da bunu ateşin ortasına fırlatın!"

(Saffat 97)