34. Sebe Suresi / 34.ayet
Sebe 34 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Ve hiçbir şehre korkutuculardan birini göndermedik ki oradaki nimete, mala sahib olanlar, şüphe yok ki biz, size gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demesinler.
(Sebe 34)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı (elçi) gönderdikse, mutlaka oranın “refah içinde şımaran önde gelenleri”: "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.
(Sebe 34)Abdullah Parlıyan Meali:
Biz her ne zaman, bir ülkenin toplumuna bir uyarıcı gönderdiysek, o toplumun varlıkla şımarmış kimseleri: “Doğrusu biz, sizinle gönderilen şeyleri tanımıyoruz, reddediyoruz!” demişlerdir.
(Sebe 34)Adem Uğur Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.
(Sebe 34)Ahmet Hulusi Meali:
Biz hangi memlekete bir uyarıcı irsal ettiysek, oranın şımarık zenginleri: "Muhakkak ki biz Risaletinizle gönderilen hakikat bilgisini kabul etmeyiz" (dediler).
(Sebe 34)Ahmet Tekin Meali:
Biz herhangi bir memlekete özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı gönderdiğimizde, o memleketin refah ile şımartılmış ileri gelenleri mutlaka: “Sizin tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini biz kabul etmiyoruz, inkâr ediyoruz” demişlerdir.*
(Sebe 34)Ahmet Varol Meali
Biz hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek muhakkak oranın varlıklıları: "Biz sizinle gönderileni inkâr ediyoruz" dediler.
(Sebe 34)Ali Bulaç Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.
(Sebe 34)Ali Fikri Yavuz Meali:
Biz herhangi bir memlekete azabla korkutucu bir peygamber gönderdikse, muhakkak o memleketin ileri gelen refah düşkünleri: “- Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah'ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler. (Ey Rasûlüm, onun için sen, kavminden bir kısım elebaşlar iman etmedi diye üzülme.)
(Sebe 34)Ali Rıza Sefa Meali:
Hangi kente bir uyarıcı gönderdiysek, orasının ellerine güç geçirmiş olanları, şöyle dediler: "Aslında, sizinle gönderileni inkar ediyoruz!"
(Sebe 34)Ali Ünal Meali:
Ne zaman Biz bir memlekete bir uyarıcı göndermişsek, oranın hiçbir ölçü ve kural tanımadan ve hiçbir ahlâkî kaygı taşımadan dünyevî zevkler peşinde koşan önde gelenleri, mutlaka uyarıcılara, “Bakın, sizle gönderilen o Mesaj’ı biz kesinlikle ret ve inkâr ediyoruz!” diye karşı çıkmışlardır.
(Sebe 34)Bahaeddin Sağlam Meali:
Biz, hiçbir şehre hiçbir uyarıcı peygamber göndermeyiz illa ki, oranın şımarık başkanları: “Biz, sizin getirdiğiniz mesajları kabul etmiyoruz.” demiş olmasınlar.
(Sebe 34)Bayraktar Bayraklı Meali:
Biz, herhangi bir ülkeye bir uyarıcı gönderdiğimizde mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri, "Biz, size gönderilmiş şeyi inkar ediyoruz" demişlerdir.
(Sebe 34)Bekir Sadak Meali:
Dogrusu uyarici gondermis oldugumuz her kasabanin varlikli kimseleri, onlari: «Biz sizinle gonderilen seyleri inkar ediyoruz» diye gelmislerdir.
(Sebe 34)Besim Atalay Meali:
Biz bir kente, hiçbir kocunduran göndermedik ki, onun zenginleri: «Göndermiş olduğunuz şeye biz inanmayız!» dememiş olalar
(Sebe 34)Celal Yıldırım Meali:
Biz ne kadar bir kasabaya bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın şımarık ileri gelenleri, «doğrusu biz sizinle gönderilen şeyleri tanımıyoruz» demişlerdir.
(Sebe 34)Cemal Külünkoğlu Meali:
Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri: “Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah'ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler.
(Sebe 34)Diyanet İşleri Eski Meali:
Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin varlıklı kimseleri, "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" dediler.
(Sebe 34)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Biz, hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarık zenginleri, "Biz, sizinle gönderileni inkar ediyoruz" demişlerdir.
(Sebe 34)Diyanet Vakfı Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.
(Sebe 34)Edip Yüksel Meali:
Bir kente her ne zaman bir uyarıcı gönderirsek, elitleri, 'Sizin kendisiyle gönderildiğiniz mesajı reddediyoruz,' dediler.
(Sebe 34)Elmalılı Orjinal Meali:
Biz her hangi bir memlekette (bir nezir) tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdikse her halde onun refah ile şımartılmış olanları dediler ki: "biz sizin gönderildiğiniz şeyleri tanıyamayız"
(Sebe 34)Elmalılı Yeni Meali:
Biz herhangi bir memlekette tehlikeyi haber veren bir Resul gönderdiysek, herhalde onun refah ile şımartılmış olanları: "Biz, sizin gönderildiğiniz şeyleri tanımayız." dediler.
(Sebe 34)Erhan Aktaş Meali:
Biz, hangi beldeye bir uyarıcı gönderdiysek, oranın varlıklı olmalarıyla şımarmış ileri gelenleri[1]: "Biz, sizin getirdiğiniz şeylere inanmıyoruz." dediler.
1)Kodamanları, güç ve imtiyaz sahibi olanları.
Gültekin Onan Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeye kafir olanlarız" demişlerdir.
(Sebe 34)Hakkı Yılmaz Meali:
Ve Biz herhangi bir memlekete uyarıcı gönderdikse, kesinlikle oranın varlık ve güç sahibi şımarık önde gelenleri: “Biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri/ mesajları bilerek reddedenleriz / inanmayanlarız” dediler.
(Sebe 34)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Biz, hangi beldeye bir uyarıcı yolladıysak mutlaka oranın refah içinde yaşayan şımarık zenginleri: “Biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr ediyoruz.” dediler.
(Sebe 34)Harun Yıldırım Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.
(Sebe 34)Hasan Basri Çantay:
Biz hiçbir memlekete gelecek tehlikeleri haber verici bir peygamber göndermedik, ille oranın refah erbabı: "Biz, sizin gönderdiğiniz şeylere küfr edicileriz" dediler.
(Sebe 34)Hayrat Neşriyat Meali:
Hem hiçbir memlekete (kendilerine Allah'ın azâbından haber veren) bir korkutucu(peygamber) göndermedik ki, mutlaka oranın ni'met içinde (şımarmış) olanları: “Gerçekten biz kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edenleriz” demiş olmasın!
(Sebe 34)Hubeyb Öndeş Meali: /
Herhangi bir kentin içine, bir uyarıcı[cinsin]den ne gönderdiysek zengin şımarıkları ancak "gerçekten biz, kendisiyle gönderildiğiniz [vahye] karşı Kafiriz [görmezden gelenleriz]" dediler.
(Sebe 34)Hüseyin Atay Meali:
Doğrusu, uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin şatafatlıları, onlara "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz" derler.
(Sebe 34)İbni Kesir Meali:
Uyarıcı gönderdiğimiz her kasabanın varlıklıları dediler ki: Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar edenleriz.
(Sebe 34)İlyas Yorulmaz Meali:
Biz, bir şehrin ileri gelenleri “Biz size gönderilmiş olanı inkar edip kabul etmiyoruz” dedikten sonra, onlara uyarıcı göndermişizdir.
(Sebe 34)İskender Ali Mihr Meali:
Ve Bizim nezir göndermediğimiz hiçbir yer yoktur. Her karyenin (ülkenin) refah içinde olanları (ileri gelenleri): "Muhakkak ki biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr edenleriz." demekten başka bir şey söylemediler.
(Sebe 34)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Hiçbir il yoktur ki Biz oraya bir uyarıcı gönderelim de oranın varlıklı kimseleri: «Biz sizinle gönderilenleri tanımıyoruz» demiş olmasınlar.
(Sebe 34)Kadri Çelik Meali:
Biz hangi ülkeye, bir uyarıp korkutucu gönderdiysek, mutlaka oranın refah içinde şımaran önde gelenleri, “Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz” demişlerdir.
(Sebe 34)Mahmut Kısa Meali:
Zaten, Biz ne zaman bir memlekete uyarıcı bir Peygamber veya dâvetçi gönderdiysek, o ülkenin zenginliklerini ellerinde bulunduran, lüks ve refah içinde yüzen ve her türlü ahlâksızlık ve sefahate dalmış olan kesimi, alışageldikleri yaşantının sona ereceği endişesiyle, İslâm dâvetçilerine, “Şunu peşinen söyleyelim, biz sizin getirdiğiniz mesajı inkâr ediyoruz!” demişlerdir.
(Sebe 34)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Etkileşimde bulunup, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, O beldedeki ileri gelenler, Şımarıklığı refahından olanlar: "Gerçekten bizi sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz." demiştir.
(Sebe 34)Mehmet Türk Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek oranın şımarmış elebaşları, ona mutlaka: “Gerçekten biz sizinle gönderilen mesajları inkâr ediyoruz.” dediler.
(Sebe 34)Muhammed Celal Şems Meali:
Biz hangi yerleşime bir uyarıcı gönderdiysek, oranın zenginleri, “Şüphesiz bizler, birlikte gönderildiğiniz (mesajı şiddetle) reddederiz.” dediler.
(Sebe 34)Muhammed Esed Meali:
Nitekim, ne zaman bir topluma uyarıcı gönderdiysek, toplumun sefahata dalmış olan kesimi, "(Sahip olduğunuzu iddia ettiğiniz) mesajınızın hak olduğunu inkar ediyoruz!" derler;
(Sebe 34)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka, oranın varlıkla şımarmış olan kimseleri, "Biz, size gönderilen şeyi inkar ediyoruz," demişlerdir.
(Sebe 34)Mustafa Çavdar Meali:
Biz hangi memlekete bir elçi gönderdiysek oranın şımarık zenginleri: – Biz sizin getirdiğinize inanmıyoruz. Derler.Bknz: (18/32)»(18/45) - (23/64)»(23/66)
(Sebe 34)Mustafa Çevik Meali:
34-36 Biz ne zaman bir topluma, yaratılış sebepleri olan hayat nizamına davet eden bir peygamber göndersek, onların refahla şımarmış, safahata dalmış ileri gelenleri, ona karşı çıkmakla birlikte, Peygamber ve onunla birlikte olanlara: “Biz mal-mülk, evlat ve itibar bakımından sizlerden çok üstün ve değerliyiz. Bu bakımdan azaba uğratılacağımızı da düşünmüyoruz.” derler. Sen onlara de ki: “Benim Rabbim dilediğine bol rızık verip, dilediğine rızkını sınırlı tutarak kullarını deneyip açığa çıkarır, fakat insanların çoğu bunu anlamak istemez.”
(Sebe 34)Mustafa İslamoğlu Meali:
Ve ne zaman Biz bir topluma uyarıcı göndermişsek, oranın refah içinde şımarmış seçkinleri "Sizinle gönderilen şeyin ısrarlı inkarcısıyız" derler.
(Sebe 34)Osman Okur Meali:
Nitekim, ne zaman bir topluma uyarıcı gönderdiysek, toplumun sefahata dalmış olan kesimi, "(iddia ettiğiniz) mesajınızın hak olduğunu inkar ediyoruz!" derler;
(Sebe 34)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Ve hiçbir beldeye bir korkutucu zât göndermedik ki, illâ onun refah içinde yaşayanları dediler ki: «Biz şüphe yok ki, kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar edicileriz.»
(Sebe 34)Ömer Öngüt Meali:
Biz hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, oranın varlıklı ve şımarık kişileri mutlaka: "Biz size gönderilmiş olan şeyleri inkâr ediyoruz. " demişlerdir.
(Sebe 34)Ömer Sevinçgül Meali:
Biz hangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek, oranın şımarık zenginleri, “Biz, size gönderileni inkâr ediyoruz” demişlerdir.
(Sebe 34)Sadık Türkmen Meali:
HANGİ ÜLKEYE bir uyarıcı göndermiş isek, oranın servetle şımarmış kişileri: “Biz, sizin kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi, inkâr edenleriz” demişlerdir.
(Sebe 34)Seyyid Kutub Meali:
Uyarıcı gönderdiğimiz her kentin şımarık elebaşları mutlaka şöyle dediler. «Biz, sizin getirdiğiniz mesajı kesinlikle inkâr ediyoruz»
(Sebe 34)Suat Yıldırım Meali:
Uyarmak üzere Peygamber gönderdiğimiz hiçbir belde yoktur ki, onların ileri gelen, varlıklı ve şımarık olanları: "Biz sizinle gönderilen şeyleri reddediyoruz, bunu böyle bilesiniz!" demiş olmasınlar.
(Sebe 34)Süleyman Ateş Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek mutlaka oranın varlıkla şımarmış kimseleri: "Biz, sizin gönderildiğiniz şeyi inkar ediyoruz" dediler.
(Sebe 34)Süleymaniye Vakfı Meali:
Bir yere elçi gönderdiğimizde onların şımartılmış takımı şunu söyler: "Biz sizinle gönderilen şeyleri görmek istemiyoruz".
(Sebe 34)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
(34-35) Biz hangi topluma bir uyarıcı gönderdiysek, o toplumun zevki sefaya dalmış varlıklı kesimi mutlaka: "Sizin getirdiğinizi tanımıyoruz. Bizim servetimiz ve adamlarımız sizinkinden daha çok. Bundan dolayı azaba uğrayacak da değiliz" demişlerdir.
(Sebe 34)Şaban Piriş Meali:
Bir ülkeye uyarıcı göndermedik ki oranın varlıklıları: -Biz, sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demiş olmasınlar.
(Sebe 34)Talat Koçyiğit Meali:
Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, oranın varlıklıları, "siz ne ile gönderilmişseniz, biz onu mutlaka inkâr edeceğiz" demişlerdir.
(Sebe 34)Tefhimul Kuran Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı, korkutucu gönderdikse, mutlaka oranın 'refah içinde şımaran önde gelenleri': «Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz» demişlerdir.
(Sebe 34)Ümit Şimşek Meali:
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek, oranın refah içinde şımarmış ileri gelenleri, “Sizinle gönderileni biz inkâr ediyoruz” dediler.
(Sebe 34)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: "Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkar ediyoruz!"
(Sebe 34)