34. Sebe Suresi / 49.ayet
Sebe 49 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
De ki: Gerçek geldi ve boş şey gitti, ne bir daha zuhur eder, ne de yeniden ve tekrar gelir.
(Sebe 49)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
De ki: "(Artık) Hakk gelmiştir; Bâtıl ise (bundan böyle) ne (yeni bir şey) ortaya çıkarabilir, ne (eski düzeni ve dönemi) geri getirebilir. (Hakkın yegâne kaynağı Kur’an’dır ve İslam hükümran olacaktır.) "
(Sebe 49)Abdullah Parlıyan Meali:
De ki: “Hak ve gerçek sistem, İslâm geldi. Bundan sonra batıl yani değersiz ve sahte olan sistemler ne yeni birşey getirebilir, ne de geçmiş gitmiş olanı geri döndürebilir.”
(Sebe 49)Adem Uğur Meali:
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
(Sebe 49)Ahmet Hulusi Meali:
De ki: "Hak açığa çıktı! Batıl ne yeni bir şey oluşturabilir ne de eskiyi yeniden ileri sürebilir!"
(Sebe 49)Ahmet Tekin Meali:
“Gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak kitap Kur'ân, İslâm geldi. Artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya çıkarabilir, ne de eski bir şeyi geri getirebilir.” de.*
(Sebe 49)Ahmet Varol Meali
De ki: "Hak geldi, batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir."
(Sebe 49)Ali Bulaç Meali:
De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
(Sebe 49)Ali Fikri Yavuz Meali:
(Ey Rasûlüm, yine o kâfirlere) de ki: “- Hak (din olan İslâm) geldi, bâtıl (şirk) kayboldu gitti ve geride dönmez.”
(Sebe 49)Ali Rıza Sefa Meali:
De ki: "Gerçek geldi; gerçeğe aykırı olan, ne ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir!"
(Sebe 49)Ali Ünal Meali:
De ki: “Hak geldi ve bütün açıklığıyla kendisini ortaya koydu. Artık, (takipçileri canlı tutmaya çalışsa da) bâtılın yapacağı yeni bir şey olmadığı gibi, geçmişi geri getirebilecek de değildir.”
(Sebe 49)Bahaeddin Sağlam Meali:
De ki: “Hak geldi, batıl ne varlık gösterebilir, ne de geri gelebilir.”
(Sebe 49)Bayraktar Bayraklı Meali:
De ki: "Hak geldi, batıl artık ne bir şeyi ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir."
(Sebe 49)Besim Atalay Meali:
Diyesin ki: «Hak geldi, bâtıl bir şey yaratamaz, bir şeyi de o geri döndüremez!»
(Sebe 49)Celal Yıldırım Meali:
De ki: Hakk geldi; batıl ise ne (bir şey) başlatıp meydana getirebilir, ne de (onu) geri çevirebilir.
(Sebe 49)Cemal Külünkoğlu Meali:
De ki: “Hak (din olan İslam ve Kur'an) geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez.”
(Sebe 49)Diyanet İşleri Eski Meali:
De ki: "Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir."
(Sebe 49)Diyanet İşleri Yeni Meali:
De ki: "Hak geldi. Artık batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez."
(Sebe 49)Diyanet Vakfı Meali:
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.
(Sebe 49)Edip Yüksel Meali:
De ki, 'Gerçek gelmiştir; batıl ise ne yeni bir şeyi başlatabilir, ne de tekrarlayabilir.'
(Sebe 49)Erhan Aktaş Meali:
De ki: "Hakk[1] geldi. Artık, Batıl[2] ortaya bir şey koyamaz da geri getiremez de."
1)Kur'an, Allah'ın dini, gerçek.
2)Cahiliye, cahiliye dini.
Gültekin Onan Meali:
De ki: "Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir."
(Sebe 49)Hakkı Yılmaz Meali:
De ki: “Kur’ân/Kur’ân'ın içerdiği gerçekler geldi. Ve bâtıl başlatamaz ve geri getiremez; artık hiçbir şey yapamaz.”
(Sebe 49)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
De ki: “Hak geldi. Batıl, ne bir şeyi başlatıp var edebilir ne de geri getirebilir.”
(Sebe 49)Harun Yıldırım Meali:
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geri getirebilir.
(Sebe 49)Hasan Basri Çantay:
De ki: "Hak geldi. Baatıl ne ibtidaen, ne de iadeten (hiçbir şey yaratmıya) kaadir olamaz".
(Sebe 49)Hayrat Neşriyat Meali:
De ki: “Hak geldi; artık bâtıl ne (bir şeyi) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.”
(Sebe 49)Hubeyb Öndeş Meali: /
"Hak [gerçek] geldi; batıl [yalan] (herhangi bir şeyi) başlatamaz ve iade edemez." de.
(Sebe 49)Hüseyin Atay Meali:
De ki: "Gerçek geldi; artık saçmalık ne bir şey yaratabilir, ne de yeniden var edebilir."
(Sebe 49)İbni Kesir Meali:
De ki: Hak gelmiştir. Artık batıl, ne yeniden bir şey ortaya koyabilir, ne de geri getirebilir.
(Sebe 49)İlyas Yorulmaz Meali:
Deki “Hak (gerçek doğrular) gelmiştir ve artık batıl ortaya çıkamaz ve geri de dönemez.”
(Sebe 49)İskender Ali Mihr Meali:
De ki: "Hak geldi, bâtıl (bir şey) zuhur ettiremez ve geri getiremez."
(Sebe 49)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
De ki: «Doğru geldi. İğrinin gücü ne yoktan varetmiye, ne de öldükten sonra diriltmiye yetmez.
(Sebe 49)Kadri Çelik Meali:
De ki: “Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.”
(Sebe 49)Mahmut Kısa Meali:
O hâlde, küfrün karanlıklarını parçalayıp âlemleri aydınlatan Kur’an’ın meydana getireceği değişimi şimdiden müjdeleyerek de ki: “İşte nihâyet, mutlak ve değişmez gerçeklik ve doğruluk olan hak geldi ve yalan, kötülük, inkârcılık temeline dayanan bâtılın yok oluş süreci başladı! Bundan böyle, Müslümanlar Kur’an’a bağlı kaldıkları sürece, artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de eski saltanatını geri getirebilir!
(Sebe 49)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Sen de ki: "Hak geldi; batıl ise ne bir şeyi ortaya çıkarabilir ne de geçmiş olanı geri getirebilir.
(Sebe 49)Mehmet Türk Meali:
“(Artık) Hak (olan İslâm Dini) geldi. (Bundan sonra) bâtıl, yeni bir şeyi ortaya çıkaramayacağı gibi hiçbir şeyi de geri getiremez.” de.1*
(Sebe 49)Muhammed Celal Şems Meali:
De ki: “(En mükemmel) hak geldi. Batıl ne bir şeyi başlatıp (var edebilir,) ne (de onu) tekrar edebilir.”
(Sebe 49)Muhammed Esed Meali:
De ki: "Değişmez gerçek, şimdi (bütün açıklığıyla) ortaya çıkmıştır, (yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkumdur), çünkü sahte ve yalan, ne yeni bir şey getirebilir, ne de (geçip gitmiş olanı) geri döndürebilir".
(Sebe 49)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
De ki; "Gerçek olan geldi, artık yalan ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
(Sebe 49)Mustafa Çavdar Meali:
De ki: – Çünkü sonsuz hakikat Kuran gelmiştir. Artık batıl, ne yeni bir şey ortaya koyabilir ne de eski gücüne geri dönebilir.Bknz: (13/17) - (18/56) - (21/18)
(Sebe 49)Mustafa Çevik Meali:
De ki: “Artık yaratılışınızın sebebi olan ilâhî hakikat gelmiştir. Beşerî olanlar ise sönüp gitmeye mahkûmdur.”
(Sebe 49)Mustafa İslamoğlu Meali:
De ki: "Ebedi gerçek (gündeme) gelmiştir: artık sahte ve yalan ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de geçmişi geri getirebilir."
(Sebe 49)Osman Okur Meali:
De ki: "Değişmez gerçek, şimdi (bütün açıklığıyla) ortaya çıkmıştır, (yalan ve sahte olan ise sönüp gitme ye mahkumdur), çünkü sahte ve yalan, ne yeni bir şey getirebilir, ne de (geçip gitmiş olanı) geri döndürebilir".
(Sebe 49)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
De ki : «Hak geldi, bâtıl (ise bir şeyi) ne bidâyeten vücuda getirebilir ve ne de iade edebilir.»
(Sebe 49)Ömer Öngüt Meali:
De ki: "Hak gelmiştir. Artık bâtıl ne yeniden bir şey başlatabilir, ne de tekrar geri getirebilir. "
(Sebe 49)Ömer Sevinçgül Meali:
“Hak ‘gerçek, doğru’ geldi, batıl ‘sahte, yalan, boş’ artık ne yenisini yapabilir, ne de eskisini geri getirebilir!” de.
(Sebe 49)Sadık Türkmen Meali:
De ki; “Hak olan/gerçek geldi; artık bâtıl/yalan ne yeniden başlar ve ne de geri gelir.”
(Sebe 49)Suat Yıldırım Meali:
De ki: "İşte gerçek geldi, bütün açıklığıyla ortaya çıktı. Yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkumdur."
(Sebe 49)Süleyman Ateş Meali:
De ki: "Hak geldi, artık batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
(Sebe 49)Süleymaniye Vakfı Meali:
"Hak(gerçek) geldi; artık batıl(uydurma olan) hangi yeniliği getirecek ve neyi yeniden başlatacaktır?"
(Sebe 49)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
De ki: "Hakikat ortaya çıktı; bâtıl artık ne canlanabilir, ne de geri gelebilir."
(Sebe 49)Talat Koçyiğit Meali:
De ki: "Hak gelmiştir. Artık bâtıl, ne yeniden bir şey başlatır, ne de onu gerigetirir."
(Sebe 49)Tefhimul Kuran Meali:
De ki: «Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.»
(Sebe 49)Ümit Şimşek Meali:
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne yeni birşey ortaya çıkarabilir, ne de gideni geri getirebilir.
(Sebe 49)Yaşar Nuri Öztürk Meali
De ki: "Hak geldi, artık batıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
(Sebe 49)