26. Şuara Suresi / 119.ayet

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o yüklü gemiyle kurtardık.

Bknz: (11/40)»(11/46)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 119 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Derken onu da o dopdolu gemiyle kurtardık, onunla beraber bulunanları da.

(Şuara 119)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bunun üzerine biz de, O'nu ve O'nunla beraber olanları insanlar ve hayvanlarla dopdolu bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Adem Uğur Meali:

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

(Şuara 119)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz de Onu ve Onunla beraber olan kimselerle dolu gemiyle, onları kurtardık.

(Şuara 119)

Ahmet Tekin Meali:

Biz de, onu ve beraberindekileri, istiap haddi aşılarak yüklenmiş o donanımlı gemilere alarak kurtardık.

(Şuara 119)

Ahmet Varol Meali

Böylece onu ve berberindekileri, yüklü geminin içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Ali Bulaç Meali:

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun üzerine biz, onu ve beraberindekileri, o yükle dolu geminin içinde selâmete çıkardık.

(Şuara 119)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bunun üzerine, Onu ve Onunla birlikte olanları, yüklü bir geminin içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Ali Ünal Meali:

Biz de, O’nu ve beraberindekileri (üzerine mü’minler ve her hayvan türünden bir çift yüklenmiş bulunan) o dopdolu gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz de onu ve onunla beraber inananları o dolu gemide kurtardık.

(Şuara 119)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Bunun üzerine onu ve beraberinde olanları dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık. Sonra geride kalanları suda boğduk. Doğrusu, bunda ders vardır, ama çoğu inanmamaktadır. Rabbin, şüphesiz güçlüdür, merhamet sahibidir.

(Şuara 119)

Bekir Sadak Meali:

Bunun uzerine onu ve beraberinde bulunanlari, dolu bir gemi icinde tasiyarak kurtardik.

(Şuara 119)

Besim Atalay Meali:

Dolmuş olan gemide, biz onu da kurtardık, onunla olanı da

(Şuara 119)

Celal Yıldırım Meali:

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri (binenlerle ve yüklenen şeylerle) dolan gemide kurtardık.

(Şuara 119)

Cemal Külünkoğlu Meali:

119,120. Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık. Sonra da geride kalanları (yaptıkları yüzünden) suda boğduk.

(Şuara 119)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Derken biz onu ve beraberindekileri dolu geminin içinde (taşıyıp) kurtardık.

(Şuara 119)

Diyanet Vakfı Meali:

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

(Şuara 119)

Edip Yüksel Meali:

Onu ve yanındakileri yüklü bir gemiyle kurtardık.

(Şuara 119)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o dolu gemide necata çıkardık

(Şuara 119)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

Erhan Aktaş Meali:

Bunun üzerine onu ve onunla birlikte olanları dolan gemide kurtardık.

(Şuara 119)

Gültekin Onan Meali:

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Hakkı Yılmaz Meali:

(119,120) Bunun üzerine Biz de o'nu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde kurtardık. Sonra da arkalarından arta kalanları suda boğduk.

(Şuara 119)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içerisinde kurtardık.

(Şuara 119)

Harun Yıldırım Meali:

Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri, o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.

(Şuara 119)

Hasan Basri Çantay:

Bunun üzerine biz onu da, beraberinde olanları da o dolu (yüklü) geminin içinde selamete erdirdik.

(Şuara 119)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bunun üzerine onu ve onunla berâber bulunanları, o dolu gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Ardından, onu ve onunla birlikte olan kimseleri (o) dolu gemide kurtardık.

(Şuara 119)

Hüseyin Atay Meali:

Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

İbni Kesir Meali:

Bunun üzerine Biz de, onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra Nuh'u ve onunla beraber olanları, dolu bir geminin içinde kurtardık.

(Şuara 119)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece onu ve onunla beraber olanları, dolu bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine Biz onu da, onunla birlikte o dopdolu gemide olanları da kurtardık.

(Şuara 119)

Kadri Çelik Meali:

Bunun üzerine onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Mahmut Kısa Meali:

Bunun üzerine, o korkunç tufanı gönderdik ve onunla beraberindeki müminleri, insanlarla ve her türden çift çift hayvanlarla dolu olan o gemi içinde kurtardık.”

(Şuara 119)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Rab) bunun üzerine Biz, onu ve beraberindekileri yüklü gemi ile kurtarmışızdır.

(Şuara 119)

Mehmet Türk Meali:

(Bunun üzerine) Biz, onu ve beraberindekileri, o yüklü gemide1 (taşıyarak) kurtardık.*

(Şuara 119)

Muhammed Celal Şems Meali:

Böylece Biz onu ve onunla birlikte olanları, dolu bir gemi ile (düşmanın şerrinden) kurtardık.

(Şuara 119)

Muhammed Esed Meali:

Ve bunun üzerine Biz de, onu ve onunla beraber olanları dopdolu bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bunun üzerine biz onu ve yanındakileri dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

Mustafa Çavdar Meali:

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o yüklü gemiyle kurtardık.

Bknz: (11/40)»(11/46)

(Şuara 119)

Mustafa Çevik Meali:

119-120 Sonunda Biz de Nûh’u ve onunla birlikte iman etmiş olan mü’minleri, diğer yüklerini de almış olan gemiye bindirip kurtardık, geride kalanları da suda boğduk.

(Şuara 119)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken, onu ve beraberindekileri yükünü almış olan o gemiyle kurtardık;

(Şuara 119)

Osman Okur Meali:

Bunun üzerine onu ve beraberinde bulunanları, dolu bir gemi içinde taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Binaenaleyh O'nu ve O'nunla beraber dolmuş gemide bulunanları necâta erdirdik.

(Şuara 119)

Ömer Öngüt Meali:

Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, dolu bir gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onu ve yanındakileri yüklü bir gemide kurtardık.

(Şuara 119)

Sadık Türkmen Meali:

Onu ve onunla birlikte bulunan kimseleri kurtardık, yük dolu gemi içinde!

(Şuara 119)

Seyyid Kutub Meali:

Bunun üzerine Nuh'u ve yanındakileri dolu bir gemiye bindirerek kurtardık.

(Şuara 119)

Suat Yıldırım Meali:

Hülasa Biz de onu ve yanındakileri o yükle dolu gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Süleyman Ateş Meali:

Biz de onu ve onunla beraber bulunanları, dolu gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bunun üzerine onu ve beraberindekilerini yüklü geminin içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Biz de onu ve yanındakileri, dolu bir gemide taşıyarak kurtardık.

(Şuara 119)

Şaban Piriş Meali:

Bunun üzerine biz, onu ve yanındakileri o yüklü gemide kurtuluşa erdirdik.

(Şuara 119)

Talat Koçyiğit Meali:

Bunun üzerine biz de onu ve onunla bir gemi dolusu beraber olanları kurtarmıştık.

(Şuara 119)

Tefhimul Kuran Meali:

Bunun üzerine, onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.

(Şuara 119)

Ümit Şimşek Meali:

Biz de onu ve dolu gemide onunla beraber olanları kurtardık.

(Şuara 119)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunun üzerine biz, onu da beraberindekileri de o yüklü gemide kurtardık.

(Şuara 119)