26. Şuara Suresi / 157.ayet

Buna rağmen onu hunharca boğazladılar, fakat sonunda pişman oldular.

Bknz: (7/73)»(7/79)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 157 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ayaklarını kesip öldürdüler onu da nadim oldular.

(Şuara 157)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Buna rağmen) Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak (hemen ardından onları) pişmanlık kaplamıştı.

(Şuara 157)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bütün bu uyarılara rağmen, deveyi ayaklarından keserek öldürdüler, sonra da pişman oldular.

(Şuara 157)

Adem Uğur Meali:

Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

Ahmet Hulusi Meali:

(Uyarıyı dinlemeyip) dişi deveyi vahşice boğazladılar; sonunda da çok pişman oldular.

(Şuara 157)

Ahmet Tekin Meali:

Derken, onu, kılıçla bacaklarından biçerek öldürdüler. Ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

Ahmet Varol Meali

Sonuçta onu boğazladılar; ama pişman oldular.

(Şuara 157)

Ali Bulaç Meali:

"Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular."

(Şuara 157)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Derken o deveyi kestiler, fakat pişman oldular.

(Şuara 157)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yine de onu kestiler. Sonra pişman oldular.

(Şuara 157)

Ali Ünal Meali:

Ama (deveye daha fazla katlanamaya rak,) sonunda onu vahşice boğazladılar; ne var ki, çok geçmeden yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar ise; o devenin el ve ayaklarını kestiler, ardından pişman oldular.

(Şuara 157)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Buna rağmen onlar deveyi kestiler, ama sonunda pişman oldular.

(Şuara 157)

Bekir Sadak Meali:

Onlar ise deveyi kestiler; ama pisman da oldular.

(Şuara 157)

Besim Atalay Meali:

Deveyi öldürdüler, sonra pişman oldular!

(Şuara 157)

Celal Yıldırım Meali:

Buna rağmen onlar o deveyi (bacaklarına) vurup devirdiler, (inatla onu) kestiler. (Sonra da) pişmanlık duyarak sabahladılar.

(Şuara 157)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Derken onu kestiler, fakat pişman oldular. Böylece onları azap yakaladı. *

(Şuara 157)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar ise deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Derken onu kestiler, fakat pişman oldular.

(Şuara 157)

Diyanet Vakfı Meali:

Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

Edip Yüksel Meali:

Nihayet onu kestiler; ancak pişman oldular.

(Şuara 157)

Elmalılı Orjinal Meali:

Derken onu vurdular, fakat nadim oldular

(Şuara 157)

Elmalılı Yeni Meali:

Derken onu vurdular, fakat pişman oldular;

(Şuara 157)

Erhan Aktaş Meali:

"Derken onu kestiler. Sonra da pişman oldular."

(Şuara 157)

Gültekin Onan Meali:

Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular.

(Şuara 157)

Hakkı Yılmaz Meali:

Buna rağmen onlar Destek Kurumu'nu, gelir kaynaklarını kurutarak yok ettiler de pişman olanlar olarak sabahladılar.

(Şuara 157)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu kestiler ve pişman oldular.

(Şuara 157)

Harun Yıldırım Meali:

Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

Hasan Basri Çantay:

Derken onu kesdiler. Fakat peşiman oldular.

(Şuara 157)

Hayrat Neşriyat Meali:

Derken onu kestiler; bunun üzerine (yaptıklarından) pişmanlık duyan kimseler oldular.

(Şuara 157)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, [milleti] onu [dişi deveyi] kurban etti, ardından pişman olarak sabahladılar.

(Şuara 157)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar ise onu sinirlediler; ama pişman da oldular.

(Şuara 157)

İbni Kesir Meali:

Onlar ise onu kestiler de pişman oldular.

(Şuara 157)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deveyi boğazladılar sonrada yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

İskender Ali Mihr Meali:

Buna rağmen onu kestiler. Sonra da pişman oldular.

(Şuara 157)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar ise o deveyi kestiler. Sonra da ettiklerine yanıp tutuştular.

(Şuara 157)

Kadri Çelik Meali:

Sonunda onu (yine de) kestiler de böylece pişman olmuş kimseler olarak sabahladılar.

(Şuara 157)

Mahmut Kısa Meali:

Bütün bu uyarılara rağmen, Allah’a itaatin simgesi olan deveyi hunharca boğazlayıp öldürdüler fakat çok geçmeden yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Uyarılara rağmen, deveyi ayaklarından yatırarak kestiler, fakat pişman oldular.

(Şuara 157)

Mehmet Türk Meali:

(Buna rağmen) o (deveyi) öldürdüler ve hemen pişman oldular.

(Şuara 157)

Muhammed Celal Şems Meali:

Buna rağmen, onlar onun (ayak) bileklerini kestiler. Sonra (da) pişman oldular.

(Şuara 157)

Muhammed Esed Meali:

Bütün bu uyarılara rağmen onlar yine de o deveyi hoyratça boğazladılar; ama bunu yaptıklarına (çok geçmeden) pişman oldular;

(Şuara 157)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Buna karşın onlar o deveyi kestiler fakat sonra pişman oldular.

(Şuara 157)

Mustafa Çavdar Meali:

Buna rağmen onu hunharca boğazladılar, fakat sonunda pişman oldular.

Bknz: (7/73)»(7/79)

(Şuara 157)

Mustafa Çevik Meali:

153-158 Salih’in bu uyarı ve öğütlerinin ardından kavmi de ona, “Ey Salih! Seni galiba birileri büyülemiş, o yüzden de peygamberlik iddiasında bulunuyorsun. Senin bizden hiçbir farkın yok, sen de bizim gibi bir insansın. Şayet söylediklerin gerçekten doğruysa ve sen peygambersen o zaman bize peygamberliğinin bir delili olarak mucize göster.” dediler. Salih de onlara: “İstediğiniz mucize işte şu dişi devedir, hayvanlarınızın sulandığı yerden su içme hakkı bir gün bu deveye, bir gün de sizin hayvanlarınıza ait olsun ve sakın ola bu deveye bir zarar vermeye kalkmayın, o takdirde müthiş bir azaba çarptırılırsınız.” Bu uyarıya rağmen o müşrik ve kâfirler, deveyi hunharca katlettiler, ardından Salih’in uyarıp haberini verdiği azap, onları kıskıvrak yakaladı, yaptıklarına çok pişman oldular, fakat artık çoktan iş işten geçmişti. Salih’in kavminin bu yaşadıklarından alınacak ibretlik dersler vardır. Fakat buna rağmen insanların çoğu uyarılardan yüz çevirirler.

(Şuara 157)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Buna rağmen onlar, onu işkence yaparak vahşice katlettiler; fakat sonunda pişman oldular;

(Şuara 157)

Osman Okur Meali:

Onlar ise deveyi kestiler; ama pişman da oldular. (Böylece onları azap yakaladı).

(Şuara 157)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Derken onu boğazladılar, sonra pişman olarak sabahladılar.

(Şuara 157)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar ise ayaklarını keserek onu öldürdüler, fakat pişman da oldular.

(Şuara 157)

Ömer Sevinçgül Meali:

Deveyi kestiler! Sonra da pişman oldular.

(Şuara 157)

Sadık Türkmen Meali:

Onu kestiler sonra pişman oldular!

(Şuara 157)

Seyyid Kutub Meali:

Buna rağmen devenin ayaklarını keserek onu cansız yere devirdiler. Fakat hemen pişman oldular.

(Şuara 157)

Suat Yıldırım Meali:

Derken, deveyi boğazladılar, ama çok geçmeden yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

Süleyman Ateş Meali:

Nihayet onu kestiler, ama pişman oldular.

(Şuara 157)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra o deveyi kestiler ama yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Buna rağmen o deveyi boğazladılar, ama bunu yaptıklarına pişman oldular.

(Şuara 157)

Şaban Piriş Meali:

Buna rağmen kestiler sonra da pişman oldular.

(Şuara 157)

Talat Koçyiğit Meali:

Buna rağmen onlar deveyi kesmişler, sonra da pişman olmuşlardı.

(Şuara 157)

Tefhimul Kuran Meali:

«Sonunda onu (yine de) kestiler, ancak pişman oldular.»

(Şuara 157)

Ümit Şimşek Meali:

Deveyi kestiler ve pişman oldular.

(Şuara 157)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onu yere yatırıp kestiler. Sonra da pişman oldular.

(Şuara 157)