26. Şuara Suresi / 30.ayet

Musa: Peki ben sana, apaçık bir delil getirsem de mi?

Bknz: (43/46)»(43/56)

Mustafa Çavdar Meali

Şuara 30 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Musa, ya sana dedi, apaçık bir delil gösterirsem,

(Şuara 30)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Musa) Dedi ki: “Sana apaçık bir şey (bir delil-mucize) getirmiş olsam da mı (bana inanmayacaksın) ?”

(Şuara 30)

Abdullah Parlıyan Meali:

Musa: “Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan birşey getirmiş olsamda mı?” dedi.

(Şuara 30)

Adem Uğur Meali:

Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

(Şuara 30)

Ahmet Hulusi Meali:

(Musa) dedi ki: "Apaçık bir şey ile (apaçık bir delil olarak) sana gelmişsem de mi?"

(Şuara 30)

Ahmet Tekin Meali:

Mûsâ: “Sana hak peygamber olduğumu teyit eden apaçık bir mucize getirmiş olsam da mı?” dedi.

(Şuara 30)

Ahmet Varol Meali

(Musa): "Sana apaçık bir şey getirirsem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Ali Bulaç Meali:

(Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

(Şuara 30)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Mûsa dedi ki: “- Sana, peygamberliğimi apaçık isbat edecek bir delil (mucize) getirdimse de mi, (beni zindana atacaksın)?”

(Şuara 30)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Sana, apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.

(Şuara 30)

Ali Ünal Meali:

Musa, “Sana (söylediklerimin doğruluğunu ispat eden) apaçık bir delille gelmiş olsam da mı?” diye karşılık verdi.

(Şuara 30)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Musa: “Eğer sana apaçık bir delil getirsem de mi?” dedi.

(Şuara 30)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Musa, "Sana apaçık bir mucize getirirsem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Bekir Sadak Meali:

Musa: «Sana apacik bir sey getirmis isem de mi?» dedi.

(Şuara 30)

Besim Atalay Meali:

Musa dedi: «Eğer sana açık bir belge getirsem de mi?»

(Şuara 30)

Celal Yıldırım Meali:

Musâ ona : «Sana açık-seçik bir belge (ve mu'cize) getirsem de mi ?» dedi.

(Şuara 30)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Musa:) “Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?” dedi.

(Şuara 30)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Musa: "Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Musa, "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi.

(Şuara 30)

Diyanet Vakfı Meali:

Musa: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

(Şuara 30)

Edip Yüksel Meali:

Dedi ki, 'Size apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?'

(Şuara 30)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya, dedi: sana apaçık isbat edecek bir şey getirdimse de mi?

(Şuara 30)

Elmalılı Yeni Meali:

(Musa Firavun'a): "Sana apaçık bir şey (delil) getirdimse de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Erhan Aktaş Meali:

Musa: "Sana apaçık bir şey getirsem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Gültekin Onan Meali:

(Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

(Şuara 30)

Hakkı Yılmaz Meali:

Mûsâ: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?” dedi.

(Şuara 30)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişti ki: “Apaçık bir belgeyle gelmiş olsam da mı?”

(Şuara 30)

Harun Yıldırım Meali:

Dedi ki: Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?

(Şuara 30)

Hasan Basri Çantay:

(Muusa) dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirdimse de mi (zindana atacaksın)"?

(Şuara 30)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Mûsâ:) “Sana (peygamberliğimi) apaçık bildiren bir şey (bir mu'cize) getirmişolsam da mı?” dedi.

(Şuara 30)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Musa] "sana apaçık bir şey getirsem bile mi..?" dedi.

(Şuara 30)

Hüseyin Atay Meali:

"Sana apaçık bir delil getirmişsem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

İbni Kesir Meali:

Sana apaçık bir şeyle gelmişsem de mi? dedi.

(Şuara 30)

İlyas Yorulmaz Meali:

Musa “Peki sana apaçık bir kanıt getirirsem demi (hapsedersin) ?” dedi.

(Şuara 30)

İskender Ali Mihr Meali:

(Musa A.S): “Sana apaçık bir şey getirsem de mi?” dedi.

(Şuara 30)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Musa dedi: «Ya ben sana apaçık bir belge getirdimse?»

(Şuara 30)

Kadri Çelik Meali:

(Musa) Dedi ki: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?”

(Şuara 30)

Mahmut Kısa Meali:

Mûsâ, “Peki, doğru söylediğime dâir sana apaçık bir mûcize göstersem de mi?” dedi.

(Şuara 30)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rezilleşen Firavuna, Musa: "Sana gerçeği gösteren bir şey getirsem de mi?" diye sorar.

(Şuara 30)

Mehmet Türk Meali:

(Mûsa): “Sana (doğruluğumu ispat eden) apaçık bir şey getirsem de mi?” dedi.

(Şuara 30)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Musa,) “Sana apaçık (gerçek) olanı getirsem (de) mi?” dedi.

(Şuara 30)

Muhammed Esed Meali:

(Musa:) "Size gerçeği bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şey getirmiş olsam da, öyle mi?" dedi.

(Şuara 30)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Musa şöyle yanıt verdi; "Ya sana apaçık bir kanıt getirmiş olsam da mı?"

(Şuara 30)

Mustafa Çavdar Meali:

Musa: Peki ben sana, apaçık bir delil getirsem de mi?

Bknz: (43/46)»(43/56)

(Şuara 30)

Mustafa Çevik Meali:

29-33 Bunları duydukça daha çok hiddetlenen Firavun Musa’ya dönüp, “Benden başkasını Rab ve ilah olarak kabul etmekte ısrar edersen, andolsun seni zindana atar, orada çürütürüm.” diyerek tehditler savurmaya başladı. Musa bu defa Firavun’a, “Peki, ben sana Peygamber olduğumu, Allah’ın bana lütfettiği mucizelerle ortaya koyarsam, o zaman da mı kabul etmeyeceksin?” diye sordu. Firavun da ona: “Haydi söylediklerin doğru ise göster bakalım şu mucize delillerini.” dedi. Bunun üzerine de Musa asasını yere bıraktı ve asa birdenbire koca bir yılan oluverdi. Ardından da elini koynuna sokup çıkarınca, eli bakanların gözünü kamaştıran bir ışık kaynağına dönüşüverdi.

(Şuara 30)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Musa) dedi ki: "Sana, (hakikati) bütün açıklığıyla ortaya koyan bir şeyle gelmiş olsam da mı?"

(Şuara 30)

Osman Okur Meali:

Musa: "Sana apaçık bir şey getirmişsem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Mûsa aleyhisselâm da dedi ki: «Ben sana apaçık bir şey getirmiş olunca da mı beni zindana atacaksın!»

(Şuara 30)

Ömer Öngüt Meali:

Musa: “Sana apaçık bir şey getirmiş isem de mi?” dedi.

(Şuara 30)

Ömer Sevinçgül Meali:

Musa, “Sana apaçık bir şeyle gelmişsem de mi!” dedi.

(Şuara 30)

Sadık Türkmen Meali:

(Musa) dedi ki: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?!”

(Şuara 30)

Seyyid Kutub Meali:

Musa «Sana doğru söylediğimi kanıtlayan apaçık bir delil göstersem de mi? dedi.

(Şuara 30)

Suat Yıldırım Meali:

"Ya" dedi, "sana doğruluğumu ispatlayan aşikar bir delil getirmiş olsam da mı?"

(Şuara 30)

Süleyman Ateş Meali:

(Musa, peki): "Sana (doğruluğumu) kanıtlayan apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?" dedi.

(Şuara 30)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Sana apaçık bir belge ile geldiysem de mi?" dedi.

(Şuara 30)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Musa: "Sana apaçık bir delil getirmiş olsam da mı?" dedi.

(Şuara 30)

Şaban Piriş Meali:

-Sana, apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.

(Şuara 30)

Talat Koçyiğit Meali:

Mûsâ ise demişti ki: "Sana apaçık bir şey, (bir delil) getirmiş olsam da mı''*

(Şuara 30)

Tefhimul Kuran Meali:

(Musa) Dedi ki: «Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?»

(Şuara 30)

Ümit Şimşek Meali:

Musa “Apaçık bir delil getirecek olsam da mı?” dedi.

(Şuara 30)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Musa dedi: "Ya sana gerçeği gösteren birşey getirmişsem!"

(Şuara 30)