42. Şura Suresi / 51.ayet
Şura 51 ayeti için diğer mealler.
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Ve hiçbir insana söz söylemez Allah, ancak vahiyle, yahut perde ardından, yahut da bir elçi gönderir de, izniyle dilediğini vahyeder ona; şüphe yok ki o, pek yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.*
(Şura 51)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Allah'ın bir insanla (karşılıklı) konuşması olacak şey değildir. Ancak vahiyle (kalbine ilham ederek), veya perde arkasından (seslenerek), veya bir resul gönderip (ona) Kendi izniyle dilediğini vahyederek (olabilir) . Gerçekten O Yücedir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.
(Şura 51)Abdullah Parlıyan Meali:
Allah bir insanla karşılıklı konuşmaz. Ancak vahiy vasıtasıyla, yahut perde arkasından konuşur, ya da bir elçi gönderip, kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz O, yücelerin yücesidir ve yaptığı herşeyi yerli yerince yapar.
(Şura 51)Adem Uğur Meali:
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir.
(Şura 51)Ahmet Hulusi Meali:
Bir beşer için Allah'ın kendisiyle konuşması mümkün değildir! Ancak vahiy yollu yahut perde arkasından ya da bir Rasul (melek) irsal edip izniyle dilediğini vahyetmesi hariç! Muhakkak ki O, Aliy'dir, Hakiym'dir.
(Şura 51)Ahmet Tekin Meali:
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir Rasul gönderir, ilmi, planı dâhilinde izniyle sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanları vahyeder. O yücedir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
(Şura 51)Ahmet Varol Meali
Allah, vahiy yoluyla yahut perde arkasından ya da bir elçi göndererek o (elçi)nin dilediğini ona vahyetmesi dışında bir insanla konuşmaz. Şüphesiz O, uludur, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ali Bulaç Meali:
Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ali Fikri Yavuz Meali:
Hiç bir insan yoktur ki, Allah'ın onunla (doğrudan doğruya) konuşması olsun; ancak vahy ile, yahud perde arkasından, yahud bir peygamber gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi suretiyle olur. Çünkü O, çok yücedir, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ali Rıza Sefa Meali:
Allah, bir insanoğlu ile ancak Tanrısal bildirim yoluyla veya perde arkasından konuşur. Veya bir elçi gönderip, Kendi izniyle, dilediğini ona bildirir. Kuşkusuz, O, Çok Yücedir; Bilgelik ve Adaletle Yönetendir.[418]
418)Allah'ın, insanlarla konuşması, Zebur, Eyüp 33:14-16 ayetlerinde, şöyle yazılıdır: "İnsan anlamasa da Tanrı, şu ya da bu yolla konuşur. Rüyada, geceleyin görümde, insanları ağır uyku basınca, yatakta yatarlarken; kulaklarına konuşur."
Ali Ünal Meali:
Allah, bir beşerle ya (manâyı onun kalbine doğrudan atma şeklinde) vahiyde bulunma, ya bir perde arkasından ona hitap etme, ya da dilediğini ona vahiy yoluyla iletecek bir elçi (melek) gönderme dışında hiçbir şekilde konuşmaz. O, mutlak yüce ve aşkındır; her hüküm ve icraatında pek çok hikmetler bulunandır.
(Şura 51)Bahaeddin Sağlam Meali:
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla (direkt) veya bir perde arkasından konuşur. (Yani)(*) bir elçi (melek) gönderir, o melek Allah’ın izniyle, dilediklerini vahiy olarak bildirir. Şüphesiz O, çok yüce ve her şeyi yerli yerinde yapandır.*
(Şura 51)Bayraktar Bayraklı Meali:
Allah, bir insanla ancak ilham yoluyla, yahut perde arkasından konuşur, yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi/Cebrail gönderir. Allah yücedir; hikmet sahibidir.
(Şura 51)Bekir Sadak Meali:
Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasindan konusur, yahut bir elci gonderir; izniyle, dildigini vahyeder. Dogrusu O yucedir, Hakim'dir.
(Şura 51)Besim Atalay Meali:
Ancak, O'nun izniyle vahiy yolundan, ya da perde arkasından, yahut da bir elçi göndererek dilediği kimseyi, onun gönlüne bırakmaktan başka türlü hiçbir kimse Allah ile konuşamaz, O yücedir, O bilge
(Şura 51)Celal Yıldırım Meali:
Allah'a yaraşır ve yakışır olmaz bir insanla konuşsun, ancak ya vahiy ile, ya perde arkasından konuşur, ya da elçi gönderip kendi izniyle dilediğini vahyeder. Şüphesiz ki O, yücedir, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Cemal Külünkoğlu Meali:
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Diyanet İşleri Eski Meali:
Allah bir insanla ancak vahiy suretiyle veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderir; izniyle, dilediğini vahyeder. Doğrusu O yücedir, Hakim'dir.
(Şura 51)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla, yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Diyanet Vakfı Meali:
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O yücedir, hakîmdir. *
(Şura 51)Edip Yüksel Meali:
ALLAH bir insanla ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından iletişim kurar, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder. O, Yücedir, Bilgedir.
(Şura 51)Elmalılı Orjinal Meali:
Bununla beraber hiç bir beşer için kabil değildir ki Allah ona başka suretle kelam söylesin, ancak vahyile veya bir hicab arkasından ve yahud bir Resul gönderip de izniyle ona dilediğini vahyettirmesi müstesna, çünkü o çok yüksek, çok hakimdir
(Şura 51)Elmalılı Yeni Meali:
Bununla beraber hiçbir insan için Allah'ın şu üç suret dışında doğrudan doğruya ona söz söylemesi mümkün değildir; ancak, ya vahiy ile, ya perde arkasından ya da bir elçi gönderir, izniyle ona dilediğini vahyeder. Çünkü O, çok yüksek ve çok hikmet sahibidir.
(Şura 51)Erhan Aktaş Meali:
Allah'ın, vahiy yolu ile veya bir perde arkasından veya bir elçi göndererek[1] izni ile dilediğini vahyetmesi dışında, bir beşer[1] ile konuşması söz konusu değildir. Kuşkusuz O, Çok Yüce'dir, En İyi Hüküm Veren'dir.
1)Bu ayete; Allah'ın insanla, "vahyederek", "perde arkasından" ve "elçi göndererek" olmak üzere üç şekilde vahyi ilettiği şeklinde anlam verilebileceği gibi; vahyin tek yolla, o da: " Vahyederek; yani perde gerisinden, yani elçi göndererek." şeklinde anlam vermek te mümkündür. Ayette, vahyedilme yolları değil, vahyedilme biçimi anlatılmaktadır.
Gültekin Onan Meali:
Kendisiyle Tanrı'nın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Hakkı Yılmaz Meali:
Ve bir beşer için, bir vahiy ile veya perde arkasından yahut bir elçi gönderip de izniyle/ bilgisiyle dilediğini vahyetmesi dışında Allah'ın kendisine söz söylemesi olmaz. Şüphesiz O, çok yüce ve yücelticidir, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/ sağlam yapandır.
(Şura 51)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Vahyetmek, perde gerisinden (konuşmak) veya izniyle vahyeden bir elçi/melek yollaması dışında, Allah’ın bir insanla konuşması olacak şey değildir. Şüphesiz ki O, (zatı ve sıfatları en yüce olan) Aliy, (hüküm ve hikmet sahibi olan) Hakîm’dir.
(Şura 51)Harun Yıldırım Meali:
Kendisiyle Allah’ın konuşması, bir beşer için olacak şey değildir; ancak bir vahiy ile ya da perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi başka. Şüphesiz O, Aliyy’dir, Hakîm’dir.
(Şura 51)Hasan Basri Çantay:
(Ya) bir vahy ile, ya bir perde arkasından, yahud bir elçi gönderib de kendi izniyle dileyeceğini vahyetmesi olmadıkça Allahın hiçbir beşere kelam söylemesi (vaaki) olmamışdır. Şübhesiz ki O, çok yücedir, mutlak bir hukum ve hikmet saahibidir.
(Şura 51)Hayrat Neşriyat Meali:
Hem bir insan için, Allah'ın kendisiyle konuşması, ancak vahiy ile veya bir perde arkasından veya bir elçi gönderip de izniyle (ona) dilediğini vahyetmesiyle olur.(1) Şübhesiz ki O, Âliyy (çok yüce)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.*
(Şura 51)Hubeyb Öndeş Meali: /
Herhangi bir beşer için, Allah'ın onunla konuşması ancak bir vahiy olarak veya bir engel arkasından veya bir Elçi göndermesi [ile] olmuştur. Böylece, o kendisinin izniyle tercih ettiğini vahiy ediyordu. Gerçekten o, yücedir, hakimdir/hikmetlidir.
(Şura 51)Hüseyin Atay Meali:
Allah bir beşerle ancak vahyederek veya perde arkasından konuşur veya bir elçi gönderir, bilgisiyle dilediğini vahyeder. Doğrusu, O yücedir, bilgedir.
(Şura 51)İbni Kesir Meali:
Bir beşer için Allah'ın kendisiyle konuşması olacak şey değildir. Meğer ki bir vahy ile veya perde arkasından, yahut bir elçi gönderip de izni ile dilediğini vahyetsin. Muhakkak ki O; Aliyy'dir, Hakim'dir.
(Şura 51)İlyas Yorulmaz Meali:
Allah bir insanla ancak, vahy ederek veya perde arkasından veya elçi (melek) göndererek konuşur ki, o elçi melek, Allah'ın dilediği şeyleri, O nun izni ile vahyeder. Allah çok yüce ve her şeyin hükmünü verendir.
(Şura 51)İskender Ali Mihr Meali:
Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Allah hiçbir âdemoğluna doğrudan doğruya söz söylemiş değildir. Yalnız gönle bildirerek, ya kendini göstermeden ya da bir elçi göndererek kendi uygunuyla dilediğinin gönlüne bildirdiği olmuştur. Çünkü O yücedir, doğruyu bildiricidir.
(Şura 51)Kadri Çelik Meali:
Ancak bir vahiy ile ya da perde arkasından veya bir elçi (melek) gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi dışında, kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir. Gerçekten O yücedir, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Mahmut Kısa Meali:
Allah, Peygamber olarak seçtiği bir insanla ancak şu yollarla konuşur: Ya mesajını doğrudan onun kalbine ileterek, yani vahyederek, ya bir perde arkasından ona seslenerek, ya da dilediği şeyleri izniyle ona bildiren meleklerden bir elçi göndererek. Hiç kuşkusuz Allah,yüceler yücesidir, sonsuz hikmet sahibidir.
(Şura 51)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Ulu Allah insanla konuşmaz, ancak vahiyle, yahut bir perde ardından veya bir elçi ile konuşur. Rızasıyla, kendi izniyle vahyeder. Şüphesiz ki O, pek yücedir. O hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Mehmet Türk Meali:
Allah’ın bir beşerle vahiy yoluyla veya perde arkasından yahut bir elçi göndererek izniyle ona dilediğini vahyetmesi1 dışında konuşması asla mümkün değildir. O çok yücedir, hüküm (ve hikmet) sahibidir.*
(Şura 51)Muhammed Celal Şems Meali:
Allah’ın kendisiyle (doğrudan) konuşması, hiçbir insan için mümkün değildir. Ancak vahiy (yoluyla) yahut perde arkasından (konuşabilir.) Yahut (melekler arasından) bir elçi gönderir. (O elçi) O’nun izni ile O’nun istediğini vahyeder. Şüphesiz O, çok yüce şanlıdır (ve) çok hikmet sahibidir.
(Şura 51)Muhammed Esed Meali:
Allah, insanla, ancak apansız gelen bir ilham aracılığıyla yahut bir perde arkasından (seslenerek,) yahut (vahyedilmesini) dilediği şeyi kendi izniyle vahyeden bir elçi göndermek suretiyle konuşur. O, şüphesiz yücedir, hikmet Sahibidir.
(Şura 51)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Allah bir insanla ancak bildirimde bulunmak yoluyla veya perde arkasından konuşur. Ya da bir elçi gönderip kendi izniyle ona dilediğini bildirir. O, yücedir ve erdemli bilginin kaynağıdır.
(Şura 51)Mustafa Çavdar Meali:
Allah bir beşer ile ancak ya vahyederek, ya perde gerisinden ya da dilediğini O’nun izniyle vahyetmek üzere elçi (melek) göndererek konuşur, Zira O, yücelerden yücedir ve her şeyi yerli yerince yapandır.Bknz: (2/97)»(2/99) - (4/163)»(4/164)
(Şura 51)Mustafa Çevik Meali:
Allah’ın hiçbir ölümlü ile doğrudan konuşması olacak şey değildir. Allah insanın kalbine doğrudan vahyederek yahut bir perde arkasından ya da bir elçi melek göndererek konuşur. Allah beşerî özelliklerden uzak, yüceler yücesidir.
(Şura 51)Mustafa İslamoğlu Meali:
Hiçbir ölümlüyle Allah'ın (yüz yüze) konuşması olacak şey değildir; ancak O ani ve içe tesir eden ilahi bir ilham yoluyla, veya bir perde arkasından, ya da O'nun dilediği şeyi yine O'nun izniyle bildirsin diye bir elçi göndermek suretiyle konuşur: Şüphesiz O aşkın ve yücedir, her hükmünde tam isabet sahibidir.
(Şura 51)Osman Okur Meali:
Hiç bir ölümlüyle Allah'ın (yüz yüze) konuşması olacak şey değildir, ancak vahiy ile yani perde arkasından yani bir elçi (melek) göndererek uygun bir şekilde vahyeder.
(Şura 51)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Ve bir beşer için sahih değildir ki, Allah onunla mükâlemede bulunsun. Ancak vahy ile veya bir hicap arkasından (kelâm ile) veyahut bir elçi göndererek kendi izniyle dilediğini vahyettirmesi ile (olan mükâleme) müstesna. Şüphe yok ki O, pek yücedir, çok hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ömer Öngüt Meali:
Allah'ın bir insanla konuşması mümkün değildir. Ancak vahiy yoluyla veya perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. O, yücedir, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ömer Sevinçgül Meali:
Allah, bir insanla, ya vahiy yoluyla, ya perde arkasından konuşur ya da bir peygamber gönderir. İzniyle dilediklerini ona bildirir. O sonsuz yücedir, her işini nice gayeler gözeterek yapandır.
(Şura 51)Sadık Türkmen Meali:
ALLAH’ın bir insanla iletişim kurması sözkonusu değildir; ancak (seçtiği elçilerle) vahiy yoluyla/içlerine ilham ederek veya bir şeyi perdeleyerek/engel koyarak ya da elçi gönderip, izniyle dilediğini vahyederek/bildirerek iletişim kurar. Şüphesiz O; yücedir, doğru hüküm/karar verendir.
(Şura 51)Seyyid Kutub Meali:
Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla veya perde arkasında konuşur. Yahut bir elçi gönderip izniyle ona dilediğini vahyeder. O, yücedir ve her yaptığı yerindedir.
(Şura 51)Suat Yıldırım Meali:
Allah bir insana ancak vahiy yoluyla veya bir perde arkasından hitab eder, yahut ona Kendi izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir.Çünkü O yüceler yücesidir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Süleyman Ateş Meali:
Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut izniyle dilediğini vahyedecek bir elçi gönderir. O, yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Süleymaniye Vakfı Meali:
Allah, bir insanla ilham yoluyla[1], perde arkasından[2] veya tercih ettiği şeyi kendi izniyle içine fısıldasın diye elçi gönderme dışında bir yolla konuşmaz[3]. Yüce olan ve doğru kararlar veren O'dur.
1)Bu Allah'ın her insana yaptığının iyi veya kötü olduğunu ilham etmesidir. (Bkz. Şems 91/8)
2)Musa (a.s.) ‘a Tur dağı civarından ağaç arkasından Allah tealanın seslenmesi gibi (Bkz. Kasas 28/30)
3)"Allah gizli bilgilerini sizinle paylaşmaz. Onun için uygun gördüğü bir elçisini seçer. Siz, Allah'a ve elçilerine inanıp güvenin. Eğer inanıp güvenir ve kendinizi korursanız büyük bir ödülü hak edersiniz." (Al-i İmran 3/179)
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Allah bir insanla ancak, ya doğrudan vahyederek yahut bir perde arkasından seslenerek ya da bir elçi aracılığıyla dilediği şeyi vahyederek konuşur. Doğrusu O, çok yücedir, hikmet sahibidir.
(Şura 51)Şaban Piriş Meali:
Bir insanın, vahiy dışında veya perde arkasından ya da bir elçi gönderilmeksizin Allah ile konuşması mümkün değildir. İşte bu şekilde O, dilediğine kendi izni ile vahyeder. O, çok yüce ve hakimdir.
(Şura 51)Talat Koçyiğit Meali:
Allah'ın bir insanla karşılıklı konuşması asla olacak şey değildir. Ancak ya vahiy (ilham) yoluyla, ya da perde arkasından konuşur; yahutta bir elçi gönderir ve izniyle dilediğini vahyeder. O, şüphesiz her şeyi hakkıyla bilendir; hikmet sahibidir.
(Şura 51)Tefhimul Kuran Meali:
Kendisiyle Allah'ın konuşması, bir beşer için olacak (şey) değildir; ancak bir vahy ile yada perde arkasından veya bir elçi gönderip kendi izniyle dilediğine vahyetmesi (durumu) başka. Gerçekten O, yüce olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Şura 51)Ümit Şimşek Meali:
Allah'ın bir beşerle konuşması ancak vahiyle veya perde gerisinden olur; yahut ona bir elçi gönderir de, Onun izniyle, Onun dilediği şeyi elçi ona vahyeder. Şüphesiz ki O pek yücedir ve sonsuz hikmet sahibidir.
(Şura 51)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur; yahut da bir resul gönderir de kendi izniyle dilediğini vahyeder. Yüceler yücesi O'dur; hüküm ve hikmet sahibi O'dur.
(Şura 51)