Hiç şüphen olmasın ki bizde sana benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Haydi, şimdi herkese açık bir alanda ne senin ne de bizim cayamayacağımız bir buluşma zamanı belirle!
Bknz: (20/59)
Hiç şüphen olmasın ki bizde sana benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Haydi, şimdi herkese açık bir alanda ne senin ne de bizim cayamayacağımız bir buluşma zamanı belirle!
Bknz: (20/59)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
O halde biz de onun gibi bir büyü yaparak karşı geleceğiz sana, aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et de sen ve biz, vaadimizden caymayalım, buluşalım orada, hem de ikimize de müsavi mesafede, münasip bir yer olsun orası.
(Taha 58)“Madem öyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tespit et, bizim de, senin de (muhalefet edip) karşı çıkmayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
(Taha 58)Madem öyle, biz de sana senin büyün gibi bir büyü getireceğiz. Aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et de, sen ve biz vaadimizden caymayalım, düz ve geniş bir yerde karşılaşalım.”
(Taha 58)Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla.
(Taha 58)"Sendekinin benzeri bir sihri, biz de sana getireceğiz... Aramızda bir buluşma zamanı belirle ki, ikimiz de ona uyalım... Düzgün bir mekanda buluşalım. "
(Taha 58)“O halde, biz de senin sihrin gibi bir sihirle senin karşına çıkacağız. Şimdi, bizimle senin aranda, bir vakit ve bir buluşma yeri tesbit et. Senin de bizim de itiraz etmeyeceğimiz uygun bir yer olsun.”
(Taha 58)Muhakkak, biz de sana karşı benzer bir büyü getireceğiz. Şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yer ve zamanı belirle. Senin de bizim de karşı olmayacağımız uygun bir yer olsun.
(Taha 58)"Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
(Taha 58)O halde biz de senin sihrin gibi, sana bir sihir yapacağız. Şimdi sen, kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti tayin et ki, ne senin, ne bizim caymıyacağımız uygun bir yer olsun.
(Taha 58)"Madem öyle, onun tıpkısı bir büyüyü, kesinlikle sana getireceğiz. Şimdi, bizim ve senin için uygun olan bir buluşma zamanı ve yeri belirle!"
(Taha 58)“Şunu bil ki, sihrine mukabil aynı sihirle sana karşı koyacağız. Şimdi, aramızda sonradan üzerinde caymayacağımız bir buluşma vakti tayin et de, düz, geniş bir alanda karşılaşalım.”
(Taha 58)“Biz senin sihrinin aynısını sana getireceğiz. Orta bir yerde ne senin ne bizim gelmemezlik etmeyeceğimiz bir randevu ver bize!” dedi.
(Taha 58)"Biz de kesinlikle sana benzeri bir büyü getireceğiz. Bizim de sizin de anlaşacağımız uygun bir yerde buluşmamız için bir vakit belirle!" dediler.
(Taha 58)(56-58) And olsun ki Firavun'a butun delillerimizi gosterdik de yalan sayip kabulden cekindi ve: «Ey Musa! Sihirbazliginla bizi yurdumuzdan cikarmaya mi geldin? simdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana gosterecegiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki sen de biz de duz bir yerde bulunalim da caymayalim» dedi.
(Taha 58)Benzeri bir büyüyle, düz bir alanda, sana karşı koyacağız, aramızda buluşacak yer göster, ikimiz de caymıyalım, bir düzeyde olalım»
(Taha 58)Elbette biz de seninkinin benzeri bir sihir sana getireceğiz. Artık bizimle kendi aranda bir yer ve vakit belirle ki bizim de, senin de sözümüzden dönmeyeceğimiz (elverişli) düz bir yer olsun o..
(Taha 58)57,58. (Firavun Musa'ya şöyle) dedi: “Ey Musa! Sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin? O halde biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.”
(Taha 58)56,57,58. And olsun ki Firavun'a bütün delillerimizi gösterdik de yalan sayıp kabulden çekindi ve: "Ey Musa! Sihirbazlığınla bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Şimdi biz de seninkinin benzeri bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayinet ki sen de biz de düz bir yerde bulunalım da caymayalım" dedi.
(Taha 58)"Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle."
(Taha 58)Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla.
(Taha 58)'Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle. '
(Taha 58)O halde bilmiş ol ki biz de onun gibi bir sihir sana yapacağız, şimdi sen, seninle aramızda bir miad ta'yin et ki ne senin ne bizim hulf etmiyeceğimiz denk bir mahal olsun.
(Taha 58)O halde bilmiş ol ki, biz de sana onun gibi bir sihir yapacağız. Şimdi sen, seninle aramızda bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne senin ne de bizim caymayacağımız denk bir yer olsun!" dedi.
(Taha 58)O halde biz de sana, senin sihrine benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Şimdi üzerinde birlikte anlaşacağımız bir yer ve zaman belirle.
(Taha 58)"Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
(Taha 58)(57-58) Firavun: “Ey Mûsâ! Sen etkili bilginle bizi topraklarımızdan çıkarmak için mi geldin bize? O hâlde biz de senin etkili bilgin gibi bir etkili bilgi ile sana geleceğiz. Şimdi bizimle senin aranda bir buluşma zamanı/yeri belirle ki; bizim ve senin karşı çıkmayacağımız düz ve geniş bir yer olsun” dedi.
(Taha 58)“Kesinlikle biz de onun benzeri bir büyü ile sana geleceğiz. Bizimle senin aranda, bir buluşma yeri ve zamanı belirle. Ne biz ne de sen (sözümüzden) dönelim. (Belirlediğin mekân) hepimize eşit mesafede/düzlük bir alan olsun.”
(Taha 58)Öyle ise, muhakkak surette biz de sana, aynen onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla.
(Taha 58)"Şimdi biz de sana onun (senin sihrin) gibi bir sihir yapacağız, şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti ta'yin et ki ne senin, ne bizim caymayacağımız düz (geniş) bir yer olsun" dedi.
(Taha 58)“Öyle ise, (biz de) mutlaka sana onun benzeri bir sihir getireceğiz; şimdi (sen,)bizimle kendi aranda bir buluşma zamânı (ve yeri) ta'yîn et ki, ne bizim, ne de senin ona muhâlefet etmeyeceğimiz, (herkesin gelebileceği) uygun bir yer olsun!”
(Taha 58)"Onun benzeri bir sihri sana mutlaka getireceğiz. Bizimle senin aranda bir buluşma yeri; bizim ve senin kendisinden caymayacağımız seviyeli bir yer belirle."
(Taha 58)57-58 De ki : "Ey Musa! Büyücülüğünle bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Andolsun biz de seninkinin benzeri bir büyüyü sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki, sen de, biz de düz bir yerde bulunalım da, caymayalım."
(Taha 58)Şimdi biz de seninkine benzer bir sihir göstereceğiz sana. Bizimle senin aranda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et ki; sen de, biz de düz bir yerde bulunalım, caymayalım.
(Taha 58)Bundan sonra bizim için, senin yaptığın sihirlerin benzerini sana getirmek şart oldu. Şimdi seninle bizim aramızda sihir yarışması için bir zaman ve uygun bir yer belirle, ne biz ve nede sen, belirlenmiş zaman ve yer hususunda ihtilafa düşmeyelim.
(Taha 58)Öyleyse biz de sana mutlaka onun gibi bir sihir getireceğiz. Şimdi (sen), seninle bizim aramızda bir zaman (buluşma zamanı) (ve) bizim ve senin, ihtilâf etmeyeceğimiz uygun bir yer tayin et (seç).
(Taha 58)Şimdi biz de senin büyüne karşılık büyü yapacağız. Haydi seninle bizim karşılaşacağımız günü söyle. Senin de bizim de cayamıyacağımız uygun bir yerde olsun.»
(Taha 58)“Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda, ne senin, ne de bizim muhalefet etmeyeceğimiz (mesafesi ikimize de) denk bir yerde buluşma zamanı tayin et.”
(Taha 58)“Madem öyle, o zaman biz de sana aynı şekilde bir büyüyle karşılık vereceğiz; o hâlde, aramızda bir buluşma vakti belirle; ikimizin de caymayacağı uygun bir yerde buluşup halkın önünde kozlarımızı paylaşalım.
(Taha 58)"Tamam, biz de seninki gibi bir sihri sana getireceğiz. Aramızda bir buluşma belirleyiver. Ancak orası bir birimize karşı koyamayacağımız geniş açık bir yer olsun" demiştir.
(Taha 58)“Madem öyle biz de sana, buna benzer bir büyü1 getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda senin de bizim de itiraz edemeyeceğimiz uygun bir zaman ve yer2 belirle.” dedi.*
(Taha 58)“(Öyleyse) biz (de,) senin sihrinin aynısını karşına çıkartacağız. Onun için bizim ile aranda belli bir zaman ve yer tayin et. Biz (de,) sen (de) ondan dönmeyelim. Orası (ikimiz için de,) fark yaratmayan bir yer (olsun.)”
(Taha 58)Madem öyle, biz de sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!"
(Taha 58)"Biz de senin büyünün benzerini getireceğiz. Aramızda bir buluşma zamanı belirle. Senin de, bizim de vazgeçmeyeceğimiz uygun bir yer olsun."
(Taha 58)Bknz: (20/59)
(Taha 58)55-58 Ey insanlar! Biz sizi topraktan yarattık, ölümünüzle birlikte yine toprağa döndüreceğiz ve sonra da tekrar oradan diriltip çıkaracağız. Doğrusu Biz, Firavun’u mucizeler ve âyetlerimizle gerçeğe, yaratılışının sebebi olan hayat nizamına davet ettik. Fakat o, hepsini yalan sayıp sırtını döndü, müşrik ve kâfirlikte inatla direndi. Firavun Musa’ya dönüp, “Ey Musa! Sen sihirbazlıkla bizim nizamımızı ortadan kaldırmaya, bizi yerimizden, yurdumuzdan çıkarmaya, yönetime el koymaya mı geldin? Fakat bilesin ki biz de sana daha etkili bir sihirle karşılık vereceğiz, böylece senin bu oyununu bozup, çürüteceğiz. Şimdi sen uygun bir yer ve zaman belirle de herkesin gözü önünde seninle hesaplaşalım.” dedi.
(Taha 58)Fakat şunu da bil ki biz de sana, benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Haydi, şimdi bizimle senin aranda kamuya açık bir mekanda, iki tarafın da cayamayacağı bir buluşma zamanı tayin et!"
(Taha 58)(57-58) (Firavun Musa'ya şöyle) dedi: “Ey Musa! Sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin? O halde biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle.”
(Taha 58)«O halde biz de sana onun misli bir sihir elbette getireceğiz. Artık bizim aramızla senin aranda bir buluşacak vakit tayin et ki, o bizim de senin de caymayacağımız düz bir yer olsun.»
(Taha 58)“Şimdi biz de seninkine benzeyen bir sihri sana göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir vakit tayin et ki, sen de biz de düz bir yerde bulunalım, caymayalım. ”
(Taha 58)“Seninki gibi bir büyüyü biz de yapabiliriz. Bir buluşma ayarla. Yeri ve zamanı ikimiz için de uygun olsun. Ne biz sözümüzden dönelim ne de sen.”
(Taha 58)Biz de sana mutlaka onun gibi bir büyü getireceğiz. Şimdi sen, seninle bizim aramızda bir buluşma yeri ve zamanı ayarla. Bizim ve senin muhalefet etmeyeceğin uygun bir yer olsun.”
(Taha 58)Biz de seninki gibi bir büyü ile karşına çıkacağız. Seninle buluşacağımız bir zaman belirle. Bu randevudan sen de bizde caymayalım. Buluşma yerimiz açık bir düzlük olsun.
(Taha 58)(57-58) "Sen," dedi, "sihirdeki maharetinle bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Musa!" "O halde bilmiş ol ki biz de seninki gibi bir sihirle karşı koyacağız." "Şimdi sen, bizim de senin de caymayacağımız uygun bir buluşma vakti tayin et, düz, geniş bir alanda karşılaşalım!"
(Taha 58)"Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."
(Taha 58)Biz de senin büyün gibi bir büyüyle geleceğiz. Bizimle karşılaşman için aramızda bir gün belirle; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yerde olsun."
(Taha 58)(57-58) Firavun: "Ey Musa! Bizi sihrinle yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin? Öyleyse biz de seninki gibi bir sihir ortaya koyacağız. Bunun için uygun bir zaman ve yer belirleyelim" dedi.
(Taha 58)Biz de sana, seninkine benzer bir sihir göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir buluşma vakti ve yeri belirle de bizim de senin de caymayacağımız bir yer olsun.
(Taha 58)"O halde biz de sana, senin sihrin gibi bir sihir getireceğiz. Bu sebeple bizimle senin aranda bir yer ve zaman tayin et ki, bizim de senin de caymayacağımız uygun bir yer olsun.
(Taha 58)«Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de ona karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun» dedi.
(Taha 58)“Biz de senin büyünün benzerini getireceğiz. Aramızda bir buluşma zamanı belirle. Senin de, bizim de caymayacağımız uygun bir yer olsun.”
(Taha 58)"Seninki gibi bir büyü, biz de mutlaka sana getireceğiz. Seninle bizim aramızda öyle bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne biz cayalım ne de sen. Herkese uygun bir yer olsun."
(Taha 58)