9. Tevbe Suresi / 58.ayet

Onlardan sadakaların dağıtımı konusunda sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar ve susarlar, eğer verilmezse hemen öfkelenir ve homurdanıp dururlar.

Bknz: (2/263)(2/272)(3/134)(9/60-79-103)(9/79)(9/103)(59/7)

Mustafa Çavdar Meali

Tevbe 58 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlardan, sadakaları vermede seni ayıplayan da var. O maldan diledikleri verilseydi hoşlanırlardı, verilmeyince de hemen kızarlar.*

(Tevbe 58)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Nebim!) Onlardan (münafıklardan, dağıttığın) sadakalar konusunda Seni yadırgayacaklar (dedikodu yapacaklar) vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazaplanırlar.

(Tevbe 58)

Abdullah Parlıyan Meali:

Onlardan kimi de, sadakaların bölüştürülmesi hususunda sana dil uzatır. Eğer o sadakalardan kendilerine, diledikleri bir şey verilirse hoşlanırlar, verilmezse de bakarsın kızıp öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Adem Uğur Meali:

Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlardan kimi de verdiğin yardımlar hakkında, sana dil uzatırlar... Eğer kendilerine verilirse razı olurlar... Eğer yardımlar kendilerine verilmemişse birden öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Ahmet Tekin Meali:

İçlerinde, beytülmalde, hazinede topladığın sadakaların, gelirlerin dağıtımı ile ilgili sana imalı söz söyleyenler, dil uzatanlar var. Eğer bu gelirlerden onlara pay verirsen hoşnut olurlar. Hazineden onlara bir pay vermezsen, hemen öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Ahmet Varol Meali

Onların kimileri de sadakalar konusunda sana dil uzatırlar. Ondan kendilerine verilirse hoşnut olurlar ama kendilerine verilmezse o zaman hemen öfkelenirler.*

(Tevbe 58)

Ali Bulaç Meali:

Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.

(Tevbe 58)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Münafıklardan bir kısmı, sadakaların (ganimetlerin) bölünmesini sana târiz ediyorlar (seni adâletsizlikle ithama kalkışıyorlar) Çünkü, o sadakalardan istedikleri şey kendilerine verilirse razı olurlar, verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onların arasında, karşılıksız yardımlar konusunda sana dil uzatanlar vardır. Kendilerine verilirse hoşnut olurlar; verilmezse öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Ali Ünal Meali:

İçlerinden bazıları da, senin zekât ve sadakaları taksim edişine dil uzatmaktadır. O zekât ve sadakalardan kendilerine bir şey verilirse memnun kalırlar; verilmezse bu defa öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlardan bazıları, senin zekâtı ve sadakaları dağıtmana dil uzatırlar. Eğer onlara o zekât ve sadakadan verilse razı olurlar, eğer bir şey verilmezse, işte o zaman kızgınlaşırlar.

(Tevbe 58)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlardan sadakaların taksimi hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da verilirse razı olurlar, şayet bunlardan kendilerine verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Bekir Sadak Meali:

Sadakalar hakkinda sana dil uzatanlar vardir. Onlara verilirse hosnut olurlar, verilmezse, hemen ofkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Besim Atalay Meali:

Doyumluk işlerinde, onların içerisinden, seni yerenler var, doyumluk verilince hoşnutluk gösterirler, verilmezse kızarlar

(Tevbe 58)

Celal Yıldırım Meali:

Onlardan bir kısmı da sadakaların taksim ve dağıtımı hakkında sana dil uzatıp kınamada bulunurlar. Ondan kendilerine verilirse hoşnud olurlar; verilmezse bir de bakarsın kızıp öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İçlerinden kimi de sadakalar(ın taksimi) hakkında sana dil uzatırlar. Eğer onlardan kendilerine verilirse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sadakalar hakkında sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İçlerinden sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Edip Yüksel Meali:

Onların bir kısmı, sadakaların dağıtımı konusunda seni eleştiriyor; kendilerine ondan verilince razı oluyorlar, ancak ondan kendilerine verilmeyince öfkeleniyorlar.

(Tevbe 58)

Elmalılı Orjinal Meali:

İçlerinden sadakalar hakkında sana ta'rız eden de var, çünkü, ondan kendilerine verilmişse hoşnud olurlar, verilmemişse derhal kızarlar

(Tevbe 58)

Elmalılı Yeni Meali:

Aralarında sadakalar konusunda seni kınayanlar da var. Çünkü ondan kendilerine verilmişse, hoşnut olurlar; şayet verilmemişse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Erhan Aktaş Meali:

İçlerinden kimileri de, sadakalar hakkında sana dil uzatır. Eğer kendilerine pay verilirse hoşlanırlar, verilmeyince de hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Gültekin Onan Meali:

Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.

(Tevbe 58)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlardan bazıları da, sadakalar hakkında sana dil uzatan kimselerdir. Ki, o sadakalardan kendilerine verilmişse hoşnut olurlar, verilmemişse hemen öfkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlardan bazısı (yaptığın taksimatı beğenmeyip) sadakalar konusunda seni eleştirir. Şayet ondan onlara verilirse razı olurlar, verilmediğinde ise (bir bakmışsın) öfkeden kudurmuşlar.

(Tevbe 58)

Harun Yıldırım Meali:

Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar.

(Tevbe 58)

Hasan Basri Çantay:

İçlerinden sadakalar (ın taksimi) hususunda seni ayıblayacaklar da var. Çünkü eğer içlerinden kendilerine (diledikleri bir şey) verilirse hoşlanırlar. Şayed yine kendilerinden olanlara (diledikleri şey) verilmezse derhal kızarlar.

(Tevbe 58)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onlardan öylesi de vardır ki, sadakalar (ve ganîmetlerin taksîmi) husûsunda seni ayıplar. Artık onlardan kendilerine verilirse hoşnûd olurlar; fakat onlardan (o arzu ettikleri şeylerden) kendilerine verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onlardan, sadakalar hakkında seni ayıplayan kimseler vardır. Eğer onlardan [Sadakalardan] kendilerine verilirse razı olurlar; eğer onlardan [Sadakalardan] kendilerine hiç verilmezse bir bakarsın ki kızarlar.

(Tevbe 58)

Hüseyin Atay Meali:

Gönülden sunular hakkında sana dil uzatanlar vardır. Onlardan kendilerine verilince hoşnut olurlar, eğer onlardan kendilerine verilmezse, hemen kızıverirler.

(Tevbe 58)

İbni Kesir Meali:

İçlerinden kimi de sadakalar hakkında sana dil uzatırlar. Eğer kendilerine verilirse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onların içinde senin sadakaları dağıtmandan rahatsız olup, seni çekiştirenler var. Eğer sadakalardan onlara da verirsen, ondan hoşnut olurlar. Yok eğer vermezsen, birden bire çılgına dönerler.

(Tevbe 58)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlardan, sadakalar konusunda seni ayıplayan kimseler vardır. Öyle ki eğer ondan (sadakadan, ganimetten) onlara verilirse razı olurlar ve ondan verilmezse, o zaman kızarlar.

(Tevbe 58)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onların içinde öyleleri de vardır ki sadakalarından ötürü seni kınarlar. Eğer onlara da verecek olursan sevinirler, eğer onlara vermiyecek olursan hemen küserler.

(Tevbe 58)

Kadri Çelik Meali:

Sadakalar (zekâtlar) hakkında seni ayıplayanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar, verilmezse, hemen öfkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Mahmut Kısa Meali:

Onlar arasında, zekât gelirlerinin paylaşımı konusunda —devlet malını kendilerine peşkeş çekmediğin için— birilerinin kayrıldığını öne sürerek seni iğneleyici sözlerle ayıplayanlar da var. Acaba amaçları gerçekten adâleti sağlamak mı? Hayır! Çünkü kendilerine bu mallardan yüklü bir pay verilse, dağıtımdan son derece memnun kalırlar, fakat zaten zengin oldukları için bu mallardan kendilerine bir pay verilmeyecek olsa, hemen kızarlar. Hâlbuki:

(Tevbe 58)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bazıları vardır aralarında ki onlar; sadaka konusunda seni yadırgarlar Eğer maldan diledikleri verilse hoşlanır, aksi olursa hemen kızarlar

(Tevbe 58)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Onlardan ganîmetlerin dağıtımı hakkında sana dil uzatanlar da var. Onlar, eğer o sadakalardan kendilerine bir pay verilirse hoşlanırlar, onlardan kendilerine bir pay verilmeyince de hemen kızarlar.1 *

(Tevbe 58)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlardan birtakım (münafıklar,) sadakalar konusunda seni suçlarlar. Ancak o (sadakalardan) kendilerine verilirse sevinirler. Eğer onlardan kendilerine verilmezse, (hemen) gücenirler.

(Tevbe 58)

Muhammed Esed Meali:

Ve onların arasında (ey Peygamber,) Allah için sunulan şeylerin (dağıtımında) sana dil uzatanlar var: onlardan kendilerine bir şey verilirse memnunlukla karşılarlar; ama bir şey verilmediğini görseler, işte o zaman öfkeden neredeyse deliye dönerler.

(Tevbe 58)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İçlerinden bir bölümü de sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan kendilerine verilmişse memnun olurlar. Verilmemişse hemen öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlardan sadakaların dağıtımı konusunda sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar ve susarlar, eğer verilmezse hemen öfkelenir ve homurdanıp dururlar.

Bknz: (2/263) - (2/272) - (3/134) - (9/60-79-103) - (9/79) - (9/103) - (59/7)

(Tevbe 58)

Mustafa Çevik Meali:

55-59 Münafıkların mallarının ve çocuklarının çokluğu seni imrendirip aldatmasın. Allah’ın daveti yolunda kullanmadıkları mallarının ve evlatlarının da onlara hiçbir faydası olmayacak; dünyada sıkıntı çekmelerine, âhirette ise cehenneme gitmelerine sebep olacak. Onlar mü’minlerden olmadıkları halde, basit ve geçici dünyevi çıkarları ve korkuları sebebi ile sizden olduklarına dair Allah adına yemin ederler. Bir tehlike belirdiğinde, hemen bir bahane uydurup oradan kaçar, bulabildikleri bir deliğe, bir kovuğa sığınırlar. Onlardan bir kısmı da fırsat bulunca, zekât ve sadakaların dağıtılması sırasında haksızlık yapıldığını ileri sürerek Peygamber’e iftira atıp dil uzatırlar ve kendilerine fazla pay verilmesini beklerler. Pay verildiğinde seslerini keserler ama hakları olmadığı için verilmeyince küstahlaşıp azarlar. Hâlbuki Allah ve Peygamber’in verdikleri ile yetinip, “Allah bize yeter, Allah ve Rasûlü bize daha çok şey ikram edecektir, biz Allah’a yürekten iman eder, O’na güveniriz” deseler ve buna uygun davransalardı, hiç şüphesiz bu hayırlarına olurdu.

(Tevbe 58)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar arasında, sadaka ve zekatların (dağıtımı) konusunda sana dil uzatanlar var: eğer kendilerine ondan bir pay verirsen seslerini keserler, yok eğer kendilerine ondan bir pay vermezsen, o zaman da öfkelerini kusarlar.

(Tevbe 58)

Osman Okur Meali:

Onlardan sadakaların (taksimi) hususunda seni ayıplayanlar da vardır. Sadakalardan onlara da (bir pay) verilirse razı olurlar, şayet onlara sadakalardan verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onlardandır, sadakalar hususunda seni ayıplar olan şahıs da. İmdi kendilerine onlardan verilmiş olunca hoşnut olurlar ve eğer onlardan verilmezse o vakit kızarlar.

(Tevbe 58)

Ömer Öngüt Meali:

Bazıları da sadakalar hususunda seni kınarlar. Eğer onlardan kendilerine verilse hoşlanırlar, verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onların arasında, yapılan yardımlar konusunda sana dil uzatanlar var! Onlardan verilirse hoşnut olurlar. Kendilerine verilmezse, hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Sadık Türkmen Meali:

İçlerinden sosyal yardımlar konusunda, sana dil uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse hoşnut olurlar; eğer kendilerine ondan bir pay verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Seyyid Kutub Meali:

Onların bazıları sadakaların (zekât gelirlerinin) bölüştürülmesi konusunda sana dil uzatırlar. Eğer zekât gelirlerinden kendilerine bir pay verilirse memnun olurlar, eğer bu gelirlerden kendilerine bir pay verilmez ise hemen öfkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Suat Yıldırım Meali:

Onlardan bazıları da senin zekat ve sadakaları taksim edişine dil uzatırlar. Bu mallardan kendilerine pay verilirse memnun olurlar, verilmeyince hemen kızıp öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Süleyman Ateş Meali:

Onlardan kimi de sadakalar(ın bölüştürülmesi hususun)da sana dil uzatır. Eğer o sadakalardan kendilerine pay verilse hoşlanırlar, onlardan kendilerine pay verilmezse hemen kızarlar.

(Tevbe 58)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İçlerinde sadakalar konusunda sende kusur arayanlar vardır. Kendilerine verilse hoşlarına gider, verilmezse anında sinirlenirler.

(Tevbe 58)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bir kısmı, mâlî yardımların dağıtımı konusunda seni eleştiriyor. Eğer onlardan kendilerine de verilirse seviniyor, verilmezse kızıyorlar.

(Tevbe 58)

Şaban Piriş Meali:

Onlardan sadakalar konusunda sana dil uzatanlar vardır. Onlara verilirse hoşnut olurlar; verilmezse hemen öfkeleniverirler.

(Tevbe 58)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlardan bir kısmı da, sadakalar konusunda sana saldıran kimselerdir. Eğer kendilerine o sadakalardan verilirse hoşnud olurlar; ondan verilmezse, hemen kinleniverirler.

(Tevbe 58)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, ondan kendilerine verilmediği zaman da bu sefer gazablanırlar.

(Tevbe 58)

Ümit Şimşek Meali:

Onlardan, sadakalar konusunda sana dil uzatanlar da vardır. Onlara da sadakalardan birşey verdiğinde bundan hoşlanırlar; vermediğin zaman öfkelenirler.

(Tevbe 58)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçlerinden bir kısmı da sadakalar konusunda sana laf dokundurur. Ondan kendilerine verilmişse memnun olurlar. Verilmemişse hemen öfkelenirler.

(Tevbe 58)