56. Vakıa Suresi / 65.ayet

– Biz dileseydik onu çerçöp haline getirirdik, o zaman da siz şaşkınlık ve çaresizlik içinde:

Bknz: (57/20)

Mustafa Çavdar Meali

Vakıa 65 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Dilersek elbette onu kurutup çerçöp haline getirirdik de şaşırırkalır, nadim olurdururdunuz.

(Vakıa 65)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu (kurumuş) bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.

(Vakıa 65)

Abdullah Parlıyan Meali:

Çünkü dileseydik, onu olgunlaşmadan kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret ve dehşet içinde kalırdınız.

(Vakıa 65)

Adem Uğur Meali:

Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer dileseydik onu elbette kuru - cansız bitki kılardık da, şaşar kalırdınız!

(Vakıa 65)

Ahmet Tekin Meali:

Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olsaydı, onu kuru bir çöp haline getirirdik. Şaşırır, hayret eder dururdunuz!

(Vakıa 65)

Ahmet Varol Meali

Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık siz de şaşırıp kalırdınız.

(Vakıa 65)

Ali Bulaç Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Dileseydik o ekini çörçöp haline getirirdik de şöyle gevelerdiniz:

(Vakıa 65)

Ali Rıza Sefa Meali:

Eğer dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık ve şaşkınlık içinde kalırdınız.

(Vakıa 65)

Ali Ünal Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, o tohum(dan çıkan bitkiyi, ağacı) kupkuru odun parçaları haline getirirdik de, pişmanlık içinde donar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İsteseydik, onu (verimsiz) bir çerçöp yapardık. Siz de seyredip dururdunuz.

(Vakıa 65)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Düşündünüz mü ektiklerinizi? Siz mi onları ekin haline getiriyorsunuz yoksa biz mi? Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız. "Doğrusu borç altına girdik, daha doğrusu biz yoksul kaldık" derdiniz.

(Vakıa 65)

Bekir Sadak Meali:

(65-67) Dilersek Biz onu cercop yapariz, sasar kalirsiniz da soyle dersiniz: «Dogrusu borc altina girdik, hatta yoksun kaldik".

(Vakıa 65)

Besim Atalay Meali:

Eğer biz dileseydik, onu çerçöp kılardık, siz de şaşırırdınız!

(Vakıa 65)

Celal Yıldırım Meali:

istesek onu çer-çöp yapardık da siz de şaşırıp kalırdınız..

(Vakıa 65)

Cemal Külünkoğlu Meali:

65,66,67. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”

(Vakıa 65)

Diyanet İşleri Eski Meali:

65,66,67. Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık".

(Vakıa 65)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz:

(Vakıa 65)

Diyanet Vakfı Meali:

Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Edip Yüksel Meali:

Dileseydik onu samana çevirirdik de siz şaşardınız:

(Vakıa 65)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onları elbet bir çöpe çeviriverdik de şöyle geveler dururdunuz:

(Vakıa 65)

Elmalılı Yeni Meali:

Dilesek onları elbette bir çöpe çevirirdik de ağzınızda şöyle geveler dururdunuz:

(Vakıa 65)

Erhan Aktaş Meali:

Dileseydik kesinlikle onu çer-çöp yapardık da siz şaşırıp kalırdınız.

(Vakıa 65)

Gültekin Onan Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Hakkı Yılmaz Meali:

(65-67) Dileseydik Biz, kesinlikle onu kuru bir çöp yapardık da siz, “Şüphesiz biz borç altına girmiş kimseleriz! Daha doğrusu, biz her şeyi elinden alınmış yoksun bırakılmış kimseler imişiz!” diyerek şaşar kalırdınız:

(Vakıa 65)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet dilesek onu (meyvesiz, sebzesiz, tanesiz) kuru bir ot hâline getirirdik, siz de şaşırıp kalakalırdınız.

(Vakıa 65)

Harun Yıldırım Meali:

Dileseydik onu gerçekten bir ot kırıntısı kılardık da, siz hayret ederdiniz!

(Vakıa 65)

Hasan Basri Çantay:

Eğer dileseydik muhakkak ki onu (tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz de şaşakalırdınız.

(Vakıa 65)

Hayrat Neşriyat Meali:

Dileseydik onu elbette kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Şayet tercih edersek, onu çer çöp haline getiririz de şaşırır bir hale gelirsiniz.

(Vakıa 65)

İbni Kesir Meali:

Dilersek Biz, onu çörçöp yaparız da şaşar kalırsınız.

(Vakıa 65)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz dilersek, o yetiştirdiklerimizi kupkuru bir ot haline getiririz ve sizde şaşıp kalırsınız da.

(Vakıa 65)

İskender Ali Mihr Meali:

Eğer Biz dileseydik, elbette onu kuru ot kılardık (yapardık). O zaman siz şaşırıp kalırdınız.

(Vakıa 65)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer Biz dileseydik onları kuru ota döndürürdük, siz de baka kalırdınız!

(Vakıa 65)

Kadri Çelik Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık da böylelikle şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Mahmut Kısa Meali:

Dileseydik, hepsini daha olgunlaşmadan kurumuş çerçöp hâline getirirdik de, şaşırıp kalırdınız:

(Vakıa 65)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Varsaydık, onu kuru bir çöp haline getirirdik. Böylelikle şaşırır kalırdınız sizler.

(Vakıa 65)

Mehmet Türk Meali:

65,66,67. Eğer dilersek onu kesinlikle bir çör-çöp yapardık ve siz de: “Eyvah! Mahvolduk, daha doğrusu biz çok zarardayız!” diye, geveler dururdunuz.

(Vakıa 65)

Muhammed Celal Şems Meali:

Dileseydik onu kurumuş (saman) çöpüne çevirirdik. Siz (de) boş konuşup dururdunuz.

(Vakıa 65)

Muhammed Esed Meali:

(Çünkü,) dileseydik, onu kuru bir çöpe döndürürdük ve siz hayret (ve dehşet) içinde kalırdınız:

(Vakıa 65)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dikseydik, onu kuru bir çöp yapardık da sızlanıp dururdunuz.

(Vakıa 65)

Mustafa Çavdar Meali:

– Biz dileseydik onu çerçöp haline getirirdik, o zaman da siz şaşkınlık ve çaresizlik içinde:

Bknz: (57/20)

(Vakıa 65)

Mustafa Çevik Meali:

63-67 Şu toprağa attığınız tohuma dönüp bir bakıp da düşünün bakalım, o tohumu orada yeşertip büyüten siz misiniz, yoksa Biz miyiz? Dileseydik suyu gökten indirmeyip, onu kuru çer çöpe döndürürdük. O zaman siz de çaresizlik içinde, “Eyvah! Mahvolduk” diye sızlanıp dururdunuz ve elinizden hiçbir şey de gelmezdi.

(Vakıa 65)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Eğer dileseydik, onu çürüyüp un ufak olmuş bir ahşap kalıntısına çevirirdik de, şaşakalır (ve derdiniz ki):

(Vakıa 65)

Osman Okur Meali:

(65-67) Şayet uygun görseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde (şöyle) geveleyip dururdunuz: “Muhakkak biz çok ziyandayız (emeklerimiz boşa gitti). Hatta büsbütün yoksun bırakıldık!”

(Vakıa 65)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Eğer dilese idik onu elbette bir ot kırıntısı yapardık. Artık siz, şaşırır dururdunuz.

(Vakıa 65)

Ömer Öngüt Meali:

Eğer isteseydik onu (o ekini tohumsuz) bir ot kırıntısı yapardık da siz şaşakalırdınız.

(Vakıa 65)

Ömer Sevinçgül Meali:

Dilersek onu çerçöp yaparız da şaşar kalırsınız.

(Vakıa 65)

Sadık Türkmen Meali:

Dileseydik onu kupkuru bir çöp yapardık, siz de şaşırıp kalırdınız:

(Vakıa 65)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer isteseydik o ekinlerinizi ot kırıntılarına dönüştürürdük de şaşakalırdınız.

(Vakıa 65)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer isteseydik onu kuru çöp haline getirirdik, siz de şaşıp kalır, pişman olurdunuz:

(Vakıa 65)

Süleyman Ateş Meali:

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık, sızlanıp dururdunuz:

(Vakıa 65)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onları kuru ota dönüştürmeyi tercih edersek dönüştürürüz, o zaman da şaşırıp kalırsınız.

(Vakıa 65)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(65-67) Dileseydik onu çer çöpe çevirirdik de verdiğiniz emeğe yanar, "Geçim kaynağından mahrum bırakıldık ve perişan olduk" derdiniz.

(Vakıa 65)

Şaban Piriş Meali:

Dilersek, onu çör çöp yaparız da şaşırıp kalırsınız.

(Vakıa 65)

Talat Koçyiğit Meali:

65-67 Dilesek, onu kupkuru bir çöp kırıntısı yaparız da şaşar kalırsınız. Sonra da, "borç altına girdik; daha doğrusu mahrum kaldık" dersiniz.

(Vakıa 65)

Tefhimul Kuran Meali:

Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar kalırdınız.

(Vakıa 65)

Ümit Şimşek Meali:

Dileseydik onu kupkuru çöp yapardık da geveler dururdunuz:

(Vakıa 65)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dileseydik, onu kuru bir çöp haline getirirdik de başlardınız şu şekilde gevelemeye:

(Vakıa 65)