12. Yusuf Suresi / 3.ayet

Biz bu Kuran’ı sana vahyederek, kıssaların en güzelini sana aktarıyoruz. Hâlbuki sen, bu vahiyden önce bunlardan habersizdin.

Bknz: (11/120)(14/9)(28/3)

Mustafa Çavdar Meali

Yusuf 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sana bu Kur'an'ı vahyederek kıssaların en güzelini hikaye edeceğiz ve bundan önce sen elbette onu bilmeyenlerdendin.

(Yusuf 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Biz bu Kur'an'ı vahyetmekle Sana kıssaların (ibretli ve hikmetli tarihi olayların) en güzelini aktarıyoruz; oysa daha önce Sen bundan haberdar değildin.

(Yusuf 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey Muhammed! Biz sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle her türlü haberleri, sana en güzel ifade biçimiyle anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce bu haberleri bilmeyenlerden idin.

(Yusuf 3)

Adem Uğur Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.

(Yusuf 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Şu Kuran'ı (OKUnası, kavranılası metni) sana vahyederek (hakikatin olan Esma mertebesindeki ilimden bilincine yönlendirerek) biz (Esma özelliklerimiz itibarıyla biz), ibret verici olaylardan birini en güzel anlatımla sende açığa çıkartıyoruz... Önceden şüphesiz bu bilgi sana kapalıydı!

(Yusuf 3)

Ahmet Tekin Meali:

Sana, bu Kur'ân'ı vahyetmekle, geçmiş milletlerin kıssalarını, kıssaların en güzelini biz anlatmış oluyoruz. Daha önce bunlardan senin haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Ahmet Varol Meali

Biz, bu Kur'an'ı sana vahyetmekle kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Oysa daha önce (bunlardan) haberi olmayanlardandın.*

(Yusuf 3)

Ali Bulaç Meali:

Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sana bu sûreyi vahyetmemizle, en güzel kıssayı sana anlatacağız. Halbuki sen, daha önce bundan asla haberdar değildin.

(Yusuf 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bu Kur'an'ı sana bildirerek, en güzel öyküleri sana anlatıyoruz. Oysa sen, daha önce bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Ali Ünal Meali:

(Ey Rasûlüm!) Biz sana bu Kur’ân’ı vahyetmekle, (bu sûrede) geçmişin ibretlerle dolu tarihinden en güzel bir sayfayı anlatacağız. Şurası bir gerçek ki, senin şu ana kadar bundan haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz bu Kur’anı sana vahyetmekle, bu kıssayı en güzel şekilde senin hayatına uygulatıyoruz. Şüphesiz bundan önce sen, (bu kıssadan) habersizlerden idin..

(Yusuf 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz, bu Kur'an'ı sana vahyetmekle, geçmiş milletlerin haberlerini en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce bu haberleri bilmeyenlerdendin.

(Yusuf 3)

Bekir Sadak Meali:

Biz bu Kuran'i vahyederek, sana en guzel kissalari anlatiyoruz.. Oysa daha once sen bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Besim Atalay Meali:

Biz, sana vahiy etmekle işbu Kur'anı, haberlerin en güzelini sana anlatıyoruz, her ne kadar önce bilmezdinse de

(Yusuf 3)

Celal Yıldırım Meali:

Sana bu Kur'ân'ı vahyetmemizle, kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce bundan haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey Muhammed!) Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmekle, kıssaların (geçmiş kavimlere ait haberlerin) en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce bunlardan haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz.. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sana bu Kur'an'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin.

(Yusuf 3)

Diyanet Vakfı Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.

(Yusuf 3)

Edip Yüksel Meali:

Sana bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel bir anlatımla tarihi aktarıyoruz. Sen daha önce bundan habersizdin.

(Yusuf 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sana bu Kur'anı vahyetmemizle biz bir kıssa anlatıyoruz ki ahsenülkasas senin ise doğrusu bundan evvel hiç haberin yoktu

(Yusuf 3)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz sana bu Kuran'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Doğrusu, senin bundan önce hiç haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Erhan Aktaş Meali:

Biz, Sana bu kuranı[1] iletmekle, daha önce hakkında bilgi sahibi olmadığın kıssaları en doğru şekilde bildirmiş oluyoruz.

1)Beyanı. Beyan, bir şeyin kanıtlarıyla ortaya konması, ilan edilmesi demektir.

(Yusuf 3)

Gültekin Onan Meali:

Biz bu Kuran'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz; oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sana bu Kur’ân'ı vahyetmekle Biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki sen, bundan önce, kesinlikle bu konu hakkında duyarsız/ bilgisizlerdendin.

(Yusuf 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Biz, vahyettiğimiz bu Kur’ân (vesilesiyle) sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. (Oysa) hiç şüphesiz ki bundan önce (bu kıssalardan) habersizdin.

(Yusuf 3)

Harun Yıldırım Meali:

Biz sana bu Kur’an’ı vahyetmekle en güzel kıssayı sana anlatacağız. Oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Hasan Basri Çantay:

Biz sana bu Kur'anı (bu sureyi) vahyetmek suretiyle en güzel beyanı kıssa olarak anlatacağız. Halbuki sen daha evvel bundan elbet haberdar olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

Biz, bu Kur'ân'ı sana vahyetmekle, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Elbette(sen) ondan önce (bunlardan) habersiz olanlardan idin.

(Yusuf 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Biz, sana öykülerin en güzelini bu kur'an'ı vahiy edişimizle anlatıyoruz. Sen bundan [kur'an'dan] önce, gerçekten de bihaber olanlardan idin.

(Yusuf 3)

Hüseyin Atay Meali:

Biz, bu Kuranı sana vahyederek, anlatımların en güzelini sana anlatıyoruz. Oysa daha önce sen bunlardan haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

İbni Kesir Meali:

Biz; sana, bu Kur'an'ı vahyetmekle; kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki sen, daha önce bundan habersizdin.

(Yusuf 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu Kur'an da sana vahyederek, kıssaların en güzelini anlatacağız ve sen bu güzel kıssayı daha önce bilmiyordun.

(Yusuf 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Sana vahyettiğimiz bu Kur’ân ile en güzel kıssaları sana anlatıyoruz. Ve oysa sen, ondan önce elbette gâfillerdendin.

(Yusuf 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz bu Kur'an'ı senin gönlüne bildirmekle sana olaycaların en güzellerini anlatmış oluyoruz. Oysaki sen bundan önce bunlardan büsbütün bilgisiz bulunuyordun.

(Yusuf 3)

Kadri Çelik Meali:

Biz bu Kur'an'ı vahyederek, sana en güzel kıssayı anlatıyoruz. Oysa daha önce sen bundan habersizdin.

(Yusuf 3)

Mahmut Kısa Meali:

Dinle, ey Muhammed! Sana gönderdiğimiz bu Kur’an ayetleri sayesinde, insanlık tarihinde yaşanmış öykülerin en güzelini anlatacağız. Yoksa sen, bundan önce geçmiş Peygamberlerin kıssaları hakkında hiçbir bilgiye sahip değildin. İşte, İbrahim oğlu İshak oğlu Yakup oğlu Yûsuf’un ibretlerle dolu hayat hikayesi:

(Yusuf 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sana bu Kur'an'ı vahyederek geçmiştekilerin en güzel kıssalarını aktarıyoruz Üzerinde ibret dolu bu şeylerden bugüne kadar sen değildin haberdar.

(Yusuf 3)

Mehmet Türk Meali:

Biz, bu Kur’an’ı sana vahyederek1 daha önce hakkında hiçbir şey bilmediğin en güzel kıssayı,2 anlatıyoruz.*

(Yusuf 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

İspatlanmış tarihi gerçeklerin en iyisini anlatmak üzere Biz, bu Kur’an’ı sana vahyettik. Oysa sen bundan önce, (bu gerçeklerden) haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Muhammed Esed Meali:

Biz bu Kuran'ı sana vahyettikçe, (ey Peygamber,) bundan önce senin de (vahyin ne olduğundan) habersiz kimselerden olduğunu bilerek onu sana mümkün olan en iyi, en güzel üslupla açıklıyoruz.

(Yusuf 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bu Kur'an'ı bildirmekle biz, sana öykülerin en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz bu Kuran’ı sana vahyederek, kıssaların en güzelini sana aktarıyoruz. Hâlbuki sen, bu vahiyden önce bunlardan habersizdin.

Bknz: (11/120) - (14/9) - (28/3)

(Yusuf 3)

Mustafa Çevik Meali:

1-3 Elif. Lâm. Râ. Bu kitabı anlaşılsın, üzerinde düşünülsün diye, kullandığınız dilin harflerinden oluşan sözlerle, apaçık Arapça bir hitap olarak indirmekte, öğüt alınmak üzere geçmiş kavimlerin de kıssalarını bildirmekteyiz. Ey Peygamber! Biz sana bunları vahyetmeden önce sen bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bu Kur'an'ı sana vahyetmekle Biz, sana naklettiklerimizi en güzel, en açık seçik bir biçimde nakletmiş oluyoruz: oysa ki sen, bu hitabtan önce (vahyin ne olduğundan) habersizdin.

(Yusuf 3)

Osman Okur Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle (geçmiş milletlerin haberlerini) kıssalarını sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.

(Yusuf 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmemizle sana en güzel kıssayı naklediyoruz. Halbuki, sen ondan evvel elbette bundan habersizdin.

(Yusuf 3)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen daha önce bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kur’an’ı vahyetmekle sana hikayelerin en güzelini anlatıyoruz. Daha önce senin bundan haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Sadık Türkmen Meali:

Gerçekten Biz sana kıssaların/olayların en güzelini anlatıyoruz, bu Kur’an’ı sana vahyetmemizle!.. Oysa sen bundan önce (vahiy nedir) bilmeyenlerden idin!

(Yusuf 3)

Seyyid Kutub Meali:

Biz bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların, eski milletler ile ilgili hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysa daha önce bu hikâyeleri hiç bilmiyordun.

(Yusuf 3)

Suat Yıldırım Meali:

Biz, bu Kur'an'ı sana vahyetmekle, geçmiş ümmetlerin birtakım haberlerini en güzel şekilde beyan ediyoruz. Şu bir gerçek ki daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.

(Yusuf 3)

Süleyman Ateş Meali:

Biz, bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Sen ondan önce (bunları) bilmeyenlerden idin.

(Yusuf 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şimdi, vahyettiğimiz bu ayet kümeleriyle sana hikayelerin en güzelini anlatacağız.Oysaki daha önce sen bundan tamamen habersizdin.

(Yusuf 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu Kur'an'ı vahyederken onu sana en güzel üslupla aktarıyoruz. Çünkü sen daha önce bunları bilmezdin.

(Yusuf 3)

Şaban Piriş Meali:

Biz, sana bu Kur'an'ı vahyederek daha önce haberdar olmadığın en güzel olayı hikaye edeceğiz.

(Yusuf 3)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz bu Kur"ân'ı sana vahyetmekle, kıssaların en güzelini anlatmış oluyoruz; halbuki sen, önceden, bunlardan tamamıyle habersizdin.

(Yusuf 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarmaktayız, oysa sen, daha önce bundan haberi olmayanlardandın.

(Yusuf 3)

Ümit Şimşek Meali:

Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile, Biz kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Daha önce ise sen bunlardan habersizdin.

(Yusuf 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikayelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.

(Yusuf 3)