14. İbrahim Suresi / 9.ayet

Sizden önce gelip geçen, Nuh, Ad ve Semud kavminin ve sayılarını yalnızca Allah’ın bildiği daha nice toplumların haberleri size ulaşmadı mı? (1) Oysa elçileri onlara hakikatin apaçık belgeleri ile gelmişlerdi de, elleriyle ağızlarını kapatıp onları susturmak istemişler ve “Biz size gönderilene inanmıyoruz, ayrıca bizi çağırdığınız şeyler hakkında ciddi şüpheler taşıyoruz!” demişlerdi.(2)

Bknz: 1(14/45)(40/30)»(40/31)(50/36)»(50/37) – 2(6/57)(11/17)(28/47)(47/14)

Mustafa Çavdar Meali

İbrahim 9 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sizden önce gelip geçen Nuh, Âd ve Semud kavimleriyle onlardan sonra gelip geçen ve ancak Allah'ın bildiği kavimlere ait olan haberler gelmedi mi size? Onlara peygamberleri, apaçık delillerle gelmişti de onlar, elleriyle peygamberlerinin ağızlarını örtmüşler ve biz demişlerdi, sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz ve gerçekten de bizi davet ettiğiniz şeyler hakkında şüphe ve tereddüt içindeyiz.

(İbrahim 9)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size ulaşmadı mı? Ki onları (sayılarını ve yaşayışlarını) Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırarak) dediler ki: "Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri (İlahi hüküm ve haberleri kesinlikle) inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

(İbrahim 9)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sizden önce gelip geçen inkârcı toplumların başına gelenlerden, hiç haberiniz olmadı mı? Nuh kavminin, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin! Onların başına gelenleri, Allah'tan başka kimse bilmez. Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiler, onlar ise peygamberleri konuşturmamak için, ellerini onların ağızlarına doğru uzatıp, kapatmaya çalışmışlar ve: “Doğrusu biz, sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz ve bizi davet ettiğin şeyden de, iyice şüphe içindeyiz” dediler.

(İbrahim 9)

Adem Uğur Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.

(İbrahim 9)

Ahmet Hulusi Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh halkının, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi size? (Ki) onları Allah'tan başkası bilmez! Onlara Rasulleri delillerle gelmişti de; onlar ellerini ağızlarına götürüp (Arap adetinde bir fikri ret jesti) şöyle dediler: "Doğrusu biz kendisiyle irsal olunduğunuzu inkar ediyoruz; gerçekten bizi kendisine davet ettiğine karşı, endişe verici bir kuşku içindeyiz. "

(İbrahim 9)

Ahmet Tekin Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve kimliklerini yalnızca Allah'ın bildiği onlardan sonraki kavimlerin cezalandırılma haberleri sana gelmedi mi? Rasulleri, deliller ve mucizelerle hak dine davet için geldi de, onlar kendilerine uzatılan rahmet ve lütuf ellerini lafa boğarak geri çevirdiler: “Biz, sizin özgürce tebliğ ile görevlendirildiğiniz dini kabul etmiyoruz. Bizi davet ettiğiniz, bizi teşvik ettiğiniz şeye karşı sû-i zannımızın beslediği şüpheler içindeyiz.” dediler.*

(İbrahim 9)

Ahmet Varol Meali

Size, sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin -ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp şöyle dediler: "Biz sizinle gönderileni inkar ettik ve doğrusu sizin bizi kendisine çağırdığın şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz."

(İbrahim 9)

Ali Bulaç Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

(İbrahim 9)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Size, sizden önce gelip geçen Nûh kavminin, Âd kavminin, Semûd kavminin ve onlaradan sonra da tafsilâtını ancak Allah'ın bildiği kavimlerin haberleri gelmedi mi? Onlara, Peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi de ellerini (hayretlerinden kendi ağızlarına veya konuşturmamak için Peygamberlerin) ağızlarına itip şöyle demişlerdi: “- Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz, ona inanmıyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeyden, kuşku veren bir şüphe içindeyiz.”

(İbrahim 9)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sizden öncekilerin; Nuh, Âd ve Semud toplumlarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Elçiler onlara açık kanıtlarla gelmişlerdi. Fakat onlar, ellerini ağızlarına götürüp, şöyle dediler: "Aslında, sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Aslında, bizi çağırdığınız şeyden derin bir kuşku duyuyoruz!"

(İbrahim 9)

Ali Ünal Meali:

Sizden önce gelmiş geçmiş toplulukların, Nuh kavminin, Âd ve Semûd’un ibret dolu tarihleri size anlatılmadı mı? Ve onlardan sonra gelen toplulukların da? (Tarihin derinliklerinde kalmış) bu toplulukları, (bütün özellikleri ve tarihleriyle) ancak Allah bilir. Kendilerine gönderilen rasûller, onlara apaçık gerçekler ve delillerle gelmişlerdi. Fakat onlar, (bu gerçekler ve deliller karşısında söyleyecek söz bulamamanın şaşkınlığı içinde, fakat alay ve öfke ile) ellerini ağızlarına götürüp, “Biz” dediler, “sizinle gönderilen bu şeyleri ret ve inkâr ediyoruz. Gerçekten biz, bizi kabul etmeye çağırdığınız bu şeyler hakkında çok derin bir kuşku içindeyiz.”

(İbrahim 9)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Allah’tan başka hiç kimse onları bilmez. Peygamberlerimiz onlara mucizeler ile geldiler, (kabullenmemek için) ellerini ağızlarına tıkadılar ve dediler ki: “Biz, sizin getirdiğinizi inkâr ettik. Ve bizi kendisine çağırdığınız şeyler konusunda kuşkulu bir tereddüt içindeyiz.”

(İbrahim 9)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilemez. Peygamberleri onlara mucizeler getirdi de onlar, ellerini/güçlerini kullanarak peygamberlerin ifade özgürlüğünü engellediler ve dediler ki: "Biz, size gönderileni inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz."

(İbrahim 9)

Bekir Sadak Meali:

Sizden once gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onlari Allah'tan baskasi bilmez size ulasmadi mi? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini agizlarina goturup: «Biz sizinle gonderilene inanmiyoruz. Bizi cagirdiginiz seyden de suphe ve endise icindeyiz» dediler.

(İbrahim 9)

Besim Atalay Meali:

Sizden önce geçmiş olan Nuh'un, Âd'in, Semud'un uluslarının, bunlardan sonra gelen —sayılarını ancak Allahın bildiği — kimselerin haberleri, sizlere erişmedi mi? Peygamberleri onlara belgelerle gelmişti, parmakların ağızlarına götürerek dediler ki: «Sizinle gönderilen şeylere inanmayız biz, bizi çağırdığınız şeyden şüphe ederiz, bizler şüphe üzerindeyiz!»

(İbrahim 9)

Celal Yıldırım Meali:

Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd, Semûd'un ve onlardan sonra gelip (ismini, sayısını, kıssalarını) Allah' tan başkasının bilmediği kavimlerin (ve milletlerin) haberleri size gelmedi mi ? Peygamberleri onlara açık belgelerle, mu'cizelerle geldiler; onlar ise (peygamberleri konuşturmamak için) ellerini (onların) ağızlarına doğru uzatıp, «doğrusu biz sizinle gönderilen şeyleri inkâr ediyoruz; bizi davet ettiğiniz şeyden de iyice şüphe içindeyiz!» dediler.

(İbrahim 9)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Daha önce yaşamış Nuh, Ad ve Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'tan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar ellerini ağızlarına götürüp: “Biz, sizinle gönderilen talimatları kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü bize yaptığınız davetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz” dediler.

(İbrahim 9)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sizden önce gecen Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri ki onları Allah'tan başkası bilmez size ulaşmadı mı? Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat ellerini ağızlarına götürüp: "Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz" dediler.

(İbrahim 9)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sizden önceki Nuh, Ad, ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin –ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, "Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.

(İbrahim 9)

Diyanet Vakfı Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.  *

(İbrahim 9)

Edip Yüksel Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Aad ve Semud halkının ve onlardan sonra gelip de sadece ALLAH'ın bildiği kimselerin haberleri size ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık delillerle gittiler, fakat onları küçümsediler ve 'Biz getirdiğiniz şeyi inkar ediyoruz ve bizi çağırdığınız mesaj hakkında kuşkumuz ve şüphemiz var,' dediler.

(İbrahim 9)

Elmalılı Orjinal Meali:

Size önünüzden geçenlerin haberleri gelmedi mi? Kavmi Nuhun, Adın ve Semudun ve daha onlardan sonrakilerin ki tafsıllerini ancak Allah bilir, onlara resulleri beyyinelerle geldiler de ellerini ağızlarına ittiler ve biz dediler: sizin gönderildiğiniz şey'i tanımıyoruz ve biz, sizin bizi da'vet ettiğiniz şeyden bir şekk içindeyiz

(İbrahim 9)

Elmalılı Yeni Meali:

Size, sizden önce gelip geçenlerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin ki, ayrıntılarını ancak Allah bilir! Onlara peygamberleri açık delillerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına ittiler ve: "Biz, sizinle gönderilen şeyi tanımıyoruz ve biz, bizi davet ettiğiniz şeyden kuşkulu bir şüphe içindeyiz." dediler.

(İbrahim 9)

Erhan Aktaş Meali:

Sizden öncekilerin; Nuh toplumunun, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Rasulleri onlara beyyinelerle[1] geldiği halde onlar zorla susturmaya çalışarak: "Biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyi küfrediyoruz;[2] bizi çağırdığınız şeyden kesinlikle kuşku içindeyiz." dediler, endişeli bir halde.

1)Kanıt içeren açıklayıcı, açığa çıkarıcı bilgi.
2)Gerçek olduğunu kabul etmiyoruz.

(İbrahim 9)

Gültekin Onan Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Tanrı'dan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeylere küfrettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

(İbrahim 9)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sizden öncekilerin; Nûh toplumunun, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık kanıtlarla geldi de onlar, ellerini, elçilerin ağızlarına götürdüler. Ve: “Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi bilerek reddettik/ inanmadık ve şüphesiz biz, bizi çağırdığınız şey hakkında yetersiz bilgi ve endişe içindeyiz” dediler.

(İbrahim 9)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Size, sizden önce (yaşayan) Nuh, Âd ve Semud kavminin ve onlardan sonrakilerin haberleri gelmedi mi? Onları Allah’tan başkası bilmez. Resûlleri onlara apaçık delillerle geldiler. (Resûlleri susturmak için) ellerini ağızlarına götürdüler ve dediler ki: “Hiç şüphesiz biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik. Ve hiç şüphesiz, bizi davet ettiğiniz şey hakkında da huzursuzluk veren bir şüphe içerisindeyiz.”

(İbrahim 9)

Harun Yıldırım Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri kendilerine mucizeler getirdi de onlar, ellerini peygamberlerinin ağızlarına bastılar ve dediler ki: Biz, size gönderileni inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz.

(İbrahim 9)

Hasan Basri Çantay:

Sizden evvelkilerin, Nur, Ad ve Semud kavmlerinin ve onlardan sonra (gelib sayılarını) Allahdan başkasının bilmediği (kavmlerin) haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar ellerini ağızlarına itib: "Biz size gönderileni inkar etdik ve biz sizin da'vet eder olduğunuz (din) den kat'i ve kocundurucu bir şek ve şübhe içindeyiz" demişlerdi.

(İbrahim 9)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sizden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin haberleri size gelmedi mi? Ki onları(n gerçek mâhiyetini) ancak Allah bilir. Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldi de (onlar) ellerini (peygamberlerin) ağızlarına götürüp (onların teblîğine dahi karşı çıkarak): “Doğrusu biz, kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve gerçekten biz, bizi kendisine da'vet etmekte olduğunuz şeyden kuşku veren kesin bir şübhe içindeyiz” dediler.

(İbrahim 9)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Size, sizden öncekilerin Nuh, Ad, Semud milletlerinin ve onlardan sonrakilerin haberi hiç gelmedi mi? Onları ancak Allah biliyor. Elçileri kendilerine açık kanıtlarla geldi de ellerini ağızlarına döndürüp "gerçekten biz, sizinle gönderileni örtüp göz ardı ettik. Gerçekten biz, bizi kendisine davet ettiğiniz şüpheliden yana bir şek [kararsızlık, şüphe] içindeyiz" dediler.

(İbrahim 9)

Hüseyin Atay Meali:

Sizden önce geçen Nuh, Âd, Semûd uluslarının ve onlardan sonrakilerinin haberi size gelmedi mi? Allah'tan başkası onları bilmez. Onlara elçileri açık belgelerle geldiler, hemen elleriyle ağızlarını tıkayarak, "Sizinle gönderilen şeyi doğrusu inkâr ediyoruz ve bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz" dediler.

(İbrahim 9)

İbni Kesir Meali:

Sizden önce geçenlerin Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra Allah'tan başka kimsenin bilmediği kavimlerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara ayetlerle geldiler de onlar, ellerini ağızlarına koyup: Biz, sizin gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik, bizi çağırdığınız şeyden şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.

(İbrahim 9)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizden önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları yalnızca Allah biliyor. Elçileri onlara açıklayıcı delillerle geldiklerinde, ellerini ağızlarına götürerek “Sizinle beraber gönderilenleri kabul etmiyoruz ve bizi davet ettiğiniz şeyler hakkında da şüphe ve tereddüt içindeyiz” demişlerdi.

(İbrahim 9)

İskender Ali Mihr Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad kavminin ve Semud kavminin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları, Allah’tan başkası bilemez. Onların resûlleri, onlara beyyinelerle (delillerle) geldiler. Fakat onlar, ellerini ağızlarına götürdüler (öfkelendiler). Ve şöyle dediler: “Gerçekten biz onunla gönderildiğiniz şeyi inkâr ettik. Ve muhakkak ki; biz, bizi kendisine (ona) davet ettiğiniz şeye karşı tereddüt ediyoruz, şüphe içindeyiz.”

(İbrahim 9)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sizden önce gelen Hud, Âd, Semud uluslarının, onlardan sonra da gelen, sayısını ancak Allah bilir, ulusların olaycaları size anlatılmadı mı? Onlara elçiler apaçık belgeler getirmişlerdi. Onlar ise ellerini o elçilerin ağzına kapatmışlardı da şöyle demişlerdi: «Biz size gönderileni tanımıyoruz. Çünkü sizin bizi çağırdığınız dinden çok şüpheliyiz.»

(İbrahim 9)

Kadri Çelik Meali:

Sizden önceki Nuh, Ad ve Semud kavmi ile Allah'tan başkasının bilemeyeceği onlardan sonrakilerin haberi size gelmedi mi? Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de (alay edercesine) ellerini ağızlarına götürmüş ve “Şüphesiz biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırmakta olduğunuz şeyden, gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz” demişlerdi

(İbrahim 9)

Mahmut Kısa Meali:

Sizden önce gelip geçen zâlim kavimlerin başına gelen ibret verici felâketlerin haberi size ulaşmadı mı; yani Nûh kavminin, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen ve Allah’tan başka hiç kimsenin bilmediği daha nice toplumların haberleri? Peygamberleri onlara hakîkati tüm çıplaklığıyla gösteren ve inkâr edilmesi mümkün olmayan apaçık mûcizelerle gelmişlerdi. Fakat onlar, öfke ve hayretten ellerini ağızlarına götürerek, “Biz, sizinle gönderilen bu mesajı asla tanımıyoruz! Çünkü bizi çağırdığınız bu tek tanrı inancına karşı derin bir kuşku içindeyiz!” diye karşılık vermişlerdi.

(İbrahim 9)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İnkar eden sizden önceki kavimlerden hiç haber gelmedi mi? Haberiniz yok mudur? Malum olan kavimler, Nuh, Ad, Semud'dur. Bunların hepsini birden Allah bilir. İşte böyle peygamberleri apaçık deliller getirmişi de, ellerini ağızlarına götürdüler Biçare öfkelerinden ısırıp dediler: "Doğrusu biz seninle gönderileni ederiz inkar. Rızamız için davet ettiğin şeyden de gerçekten şüpheli bir tereddüt içindeyizdir."

(İbrahim 9)

Mehmet Türk Meali:

(Sayılarını ve durumlarını) Allah’tan başkasının bilmediği, sizden önceki (kavim)lerden, Nûh, Âd ve Semûd kavimleri ile onlardan sonra gelenlerin haber(ler)i size gelmedi mi?1 Onlara Peygamberleri apaçık delillerle gelince, onlar ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden parmaklarını ısırdılar)2 ve: “Biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri kesinlikle inkâr ettik ve bizi davet ettiğiniz şeyden de gerçekten ürküyoruz.”3 dediler.*

(İbrahim 9)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sizden önce (gelen) Nuh’un kavminin, Âd ile Semûd ve onlardan sonrakilerin (kalpleri titreten) haberi, size gelmedi mi? Allah’tan başka kimse onları bilmez. Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldiler. (Ancak) onlar ellerini ağızlarının üzerine koydular. (Bu kelimeler değişik manalarda yorumlanabilir. A) Kâfirler hayretle ellerini kendi ağızları üzerine koydular. B) Kâfirler ellerini peygamberlerin ağızları üzerine koydular ve böylece onların yoluna engel olmaya çalıştılar. Her iki durumda da kâfirlerin, peygamberlerin sözlerini kabul etmedikleri ve kendileriyle diyalogdan kaçındıkları anlaşılmaktadır.) “Biz sizinle birlikte gönderilen (talimatı) kesinlikle inkâr ederiz. Bizi çağırdığınız (söz) hakkında, muhakkak rahatsız edici bir şüphe içindeyiz,” dediler.

(İbrahim 9)

Muhammed Esed Meali:

Sizden önce gelip geçen (inkarcı toplum)ların başına gelenlerden hiç haberiniz olmadı mı; Nuh kavminin, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen daha nicelerinin? Onlar(ın başına gelenleri) Allah'tan başka kimse bilmez. Onlara da kendileri için görevlendirilmiş olan elçiler, hakkı bütün açıklığıyla gösteren delillerle gelmişlerdi; fakat onlar, ellerini şaşkınlıkla ağızlarına götürüp "Biz, sizinle gönderildiğini iddia ettiğiniz mesajın hak olduğuna inanmıyoruz" dediler, "ve doğrusu bizi çağırdığınız şey(in mahiyetin)den yana ciddi bir şüphe ve şaşkınlık içindeyiz".

(İbrahim 9)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sizden öncekilerin; Nuh, Ad ve Semud halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size gelmedi mi? Onları, Allah'tan başkası bilmez. Kendilerine gönderilen elçiler onlara kanıtlar getirdi de onlar ellerini ağızlarına koydular ve dediler ki; "Biz sizinle gönderileni inkar ettik ve bizi çağırdığınız şeyden de kuşku ve kaygı içindeyiz."

(İbrahim 9)

Mustafa Çavdar Meali:

Sizden önce gelip geçen, Nuh, Ad ve Semud kavminin ve sayılarını yalnızca Allah’ın bildiği daha nice toplumların haberleri size ulaşmadı mı? (1) Oysa elçileri onlara hakikatin apaçık belgeleri ile gelmişlerdi de, elleriyle ağızlarını kapatıp onları susturmak istemişler ve “Biz size gönderilene inanmıyoruz, ayrıca bizi çağırdığınız şeyler hakkında ciddi şüpheler taşıyoruz!” demişlerdi.(2)

Bknz: 1(14/45) - (40/30)»(40/31) - (50/36)»(50/37) - 2(6/57) - (11/17) - (28/47) - (47/14)

(İbrahim 9)

Mustafa Çevik Meali:

Sizden önce gelip geçen Nûh, Âd, Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelen sayılarını yalnızca Allah’ın bildiği kavimlerin başlarından gelip geçenlerden sanki hiç haberiniz yokmuş gibi davranıyorsunuz. Onlara da peygamberleri yaratılışlarının amacının ne olduğunu ve buna göre nasıl yaşamaları gerektiğini apaçık tebliğ etmiş, misallerle açıklamış, yaşayışları ile de göstermişlerdi. Fakat onlar da daveti ellerinin tersi ile itmiş, peygamberleri susturmaya çalışmış, “Biz sizin söylediklerinizi kabul etmiyoruz, çünkü peygamber olduğunuza inanmıyoruz.” demişlerdi.

(İbrahim 9)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sizden öncekilerin haberi size gelmedi mi? Nuh, Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin (uğradıkları felaketin gerçek mahiyetini) Allah'tan başka kimse bilmez. Elçileri onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiş, onlar ise nimeti teperek (sözlerini) ağızlarına tıkmışlar ve "Şunu aklınıza koyun ki biz sizinle gönderilenleri reddediyoruz; zira biz, davet ettiğiniz şeye dair şüphe içindeyiz" demişlerdi; mütereddit bir halde...

(İbrahim 9)

Osman Okur Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Rasülleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

(İbrahim 9)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Size sizden evvelkilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin (ki onları Allah'tan başkası bilmez) haberleri gelmedi mi? Onlara peygamberleri mûcizelerle gelmişlerdi. Onlar ellerini ağızlarına itmişler ve demişlerdi ki: «Biz kendisiyle gönderilmiş olduğunuz şeyi inkar ettik ve biz kendisine bizi dâvet ettiğiniz şey hakkında şüphe yok ki, kuşkulandırıcı bir şey içindeyiz.

(İbrahim 9)

Ömer Öngüt Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh, Âd ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Onları Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık deliller (mucizeler) getirmişlerdi de, ellerini ağızlarına koydular. “Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi dâvet ettiğiniz şeyden de kuşkulu bir şüphe içindeyiz. ” dediler.

(İbrahim 9)

Ömer Sevinçgül Meali:

Önceki çağlarda yaşamış olan Nuh, Âd, Semud gibi toplulukların haberleri size ulaşmadı mı! Onların başından geçenleri ‘gerçek anlamda’ Allah’tan başka kimse bilmez. Peygamberler kendilerine apaçık delillerle gelmişlerdi. Onlar, ellerini ağızlarına götürüp, “Biz sizinle gönderilenlere inanmıyoruz. Bizi kendisine çağırdığınız şey hakkında derin kuşkularımız var” dediler.

(İbrahim 9)

Sadık Türkmen Meali:

SİZE, sizden önceki kimselerin haberleri gelmedi mi? Nuh, Âd ve Semud kavminin ve onların ardından gelenlerin! Onları ancak Allah bilir. Elçileri onlara apaçık kanıtlar getirmişlerdi; ama onlar elleri ile o elçilerin ağızlarını kapattılar ve dediler ki: “Gerçekten biz, ona gönderilen o şeyi inkâr ettik, bizi kendisine çağırdığınız şeyden, kuşkulu bir şüphe içindeyiz.”

(İbrahim 9)

Seyyid Kutub Meali:

Daha önce yaşamış Nuh, Ad, Semud kavimlerine, ayrıca bunlardan sonra gelen ve haklarında Allah'dan başka hiç kimsenin bir şey bilmediği toplumlara ilişkin bilgi size ulaşmadı mı? Peygamberleri, bu toplumlara açık belgeler ile geldiler. Fakat onlar (sesleri yankılanarak gürleşsin diye) ellerini ağızlarına tutarak sizin bize getirdiğiniz mesajı reddediyoruz, bizi benimsemeye çağırdığınız ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz» dediler.

(İbrahim 9)

Suat Yıldırım Meali:

Sizden önce gelip geçmiş ümmetlerin, Nuh, Ad ve Semud halklarının ve onlardan sonra gelip de Allah'tan başkasının tamtamına bilemeyeceği halkların başlarından geçen olaylardan haberdar olmadınız mı? Elçileri kendilerine delil ve mucizeler getirdiler de onlar ellerini ağızlarına götürüp: "Biz, dediler, sizinle gönderilen talimatları kabul etmiyoruz. Çünkü biz, bize yaptığınız davetin mahiyetinden derin bir kuşku içindeyiz."

(İbrahim 9)

Süleyman Ateş Meali:

Sizden öncekilerin: Nuh, 'Ad ve Semud kavimlerinin ve onlardan sonra gelenlerin -ki onları(n sayısını) Allah'tan başka kimse bilmez- haberi size gelmedi mi? Elçileri onlara kanıtlar getirdi de onlar, ellerini ağızlarına koydu (öfkelerinden parmaklarını ısırdı)lar (yahut: peygamberlerin ağızlarını tuttular): "Biz sizinle gönderilen mesajı tanımadık ve biz sizin bizi çağırdığınız şeye karşı derin bir kuşku içindeyiz!" dediler.

(İbrahim 9)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizden önceki Nuh, Ad ve Semud halklarının haberi size ulaşmadı mı? Onlardan sonrakilerin haberlerini ise Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara da açık belgelerle (ayetlerle) gelmişlerdi ama onlar, lafı ağızlarına tıkayarak şöyle demişlerdi: "Sizin elçi olarak gönderilmeniz bizi hiç ilgilendirmiyor, bizi çağırdığınız şeyden dolayı da kuşku veren bir şüphe içindeyiz."

(İbrahim 9)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Size, sizden öncekilerin; Nuh kavminin, Ad ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonra gelip geçen, haklarında Allah'tan başka kimsenin bir şey bilmediği kavimlerin başından geçenler ulaşmadı mı? Elçileri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, ellerini ağızlarına götürüp: "Biz sizin getirdiğinizi inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyin doğruluğundan da derin bir kuşku içindeyiz" dediler.

(İbrahim 9)

Şaban Piriş Meali:

Sizden önce geçen Nuh, Ad, Semud halklarının ve onlardan sonra gelenlerin haberleri size ulaşmadı mı? -ki onları Allah'tan başkası bilmez-. Onlara peygamberleri belgelerle geldiler, fakat elleriyle ağızlarını kapatıp: -Biz sizinle gönderilene inanmıyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de şüphe ve endişe içindeyiz, dediler.

(İbrahim 9)

Talat Koçyiğit Meali:

Sizden öncekilerin, Nûh, Âd ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin -ki sayılarını Allah'tan başkası bilmez- haberleri size ulaşmadı mı? Onlara da peygamberleri apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp reddetmişler ve: "Biz, sizinle gönderilen şeyi inkâr ettik; biz, sizin bizi davet ettiğiniz şey hakkında da şüphe içindeyiz, mütereddidiz" demişlerdi.

(İbrahim 9)

Tefhimul Kuran Meali:

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Peygamberleri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: «Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkâr ettik ve bizi kendisine çağırmakta olduğunuz şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.»

(İbrahim 9)

Ümit Şimşek Meali:

Sizden önce geçen Nuh kavminin, Âd ve Semud'un ve daha sonra gelenlerin—ki bunların hepsini birden ancak Allah bilir—haberi size ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık deliller getirmiş, onlar ise öfkelerinden ellerini dişleyerek “Sizinle gönderileni biz inkâr ediyoruz; bizi davet ettiğiniz şey hakkında da derin bir kuşku içindeyiz” demişlerdi.

(İbrahim 9)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad'ın, Semud'un ve onlardan sonrakilerin haberleri ulaşmadı mı size? Allah'tan başkası bilmez onları. Peygamberleri onlara açık deliller getirmişti de onlar ellerini ağızlarına itip şöyle demişlerdi: "Biz size gönderileni kesinlikle tanımıyoruz ve biz sizin çağırdığınız şey konusunda karmaşa ve çıkmaza iten bir kuşku içindeyiz."

(İbrahim 9)