51. Zariyat Suresi / 40.ayet
- « Zariyat 39
- Zariyat 40
- Zariyat 41 »
Zariyat 40 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Derken onu ve ordusunu helak etmiş, onları denize atıvermiştik de o kendisini kınayıp durmadaydı.
(Zariyat 40)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o Firavun) 'kınanacak işler yapıyordu' (ve boğulacağını anlayınca boşuna pişmanlık duyuyordu).
(Zariyat 40)Abdullah Parlıyan Meali:
Ve biz onu ve askerlerini alarak, hepsini denize atmıştık, o esnada ümitsizlik içerisinde, yaptıklarına pişman olarak, kendini kınıyordu, ama son andaki pişmanlık ve kınamanın faydası olmayacaktı.
(Zariyat 40)Adem Uğur Meali:
Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Ahmet Hulusi Meali:
Bunun üzerine onu ve ordusunu yakaladık da onları denize attık... O pişmanlıkla kendi kendini yeriyordu!
(Zariyat 40)Ahmet Tekin Meali:
Onu, Allah'a âsî olan ilâhî kuralları tanımayan askerî erkânını ve ordularını da tutup denize attık. O pişmanlık duyarak kendisini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Ahmet Varol Meali
Biz de onu ve askerlerini yakalayıp denize attık ki o (bu sırada kendi kendini) kınamaktaydı. [3]*
(Zariyat 40)Ali Bulaç Meali:
Bunun üzerine, Biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıyordu.'
(Zariyat 40)Ali Fikri Yavuz Meali:
Bunun üzerine tuttuk kendisini ve ordularını denize attık. Öyle ki, küfür ve inad üzere bulunuyordu.
(Zariyat 40)Ali Rıza Sefa Meali:
Sonunda, onu ve ordularını yakalayıp denize attık. Zaten kendi kendisini suçluyordu.[451]
451)"Kendi kendisini suçluyordu." söylemi, kimi Kur'an çevirilerinde, "Tek suçlu oydu." veya "Kınanmayı hak etmişti." veya "Kınanacak işler yapmıştı." biçiminde çevrilmiştir.
Ali Ünal Meali:
Neticede Firavun’u da ordularını da kıskıvrak yakaladık ve denizin dibine geçiriverdik. Boğulurken yaptıklarına bin pişman kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Bahaeddin Sağlam Meali:
Biz, onu ve askerlerini yakalayıverdik. O kendini kınarken, onları denize attık.
(Zariyat 40)Bayraktar Bayraklı Meali:
Sonunda onu ve askerlerini denize attık. O, kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Bekir Sadak Meali:
Sonunda onu ve ordularini yakalayip denize attik. O, kinanmayi haketmisti.
(Zariyat 40)Besim Atalay Meali:
Hemen onu askerleriyle birlikte tutup denize attık, o kınanan iş görmüştü
(Zariyat 40)Celal Yıldırım Meali:
Bu sebeple onu da, ordusunu da yakalayıp (deniz) dalgaları arasına fırlattık ki (o sırada) kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Cemal Külünkoğlu Meali:
Biz de onu ve ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. O (boğulma esnasında), pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu (ama iş işten geçmişti).
(Zariyat 40)Diyanet İşleri Eski Meali:
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.
(Zariyat 40)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Diyanet Vakfı Meali:
Nihayet onu da ordularını da yakalayıp denize attık, bu sırada kendini kınayıp duruyordu. *
(Zariyat 40)Elmalılı Orjinal Meali:
Onun üzerine biz de tuttuk kendisini ve ordularını deryaya fırlatıverdik, namerdlik ederken o leim.
(Zariyat 40)Elmalılı Yeni Meali:
Bunun üzerine Biz de tuttuk kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik o alçak namertlik ederken.
(Zariyat 40)Erhan Aktaş Meali:
Sonra onu ve ordularını yakaladık ve denize attık. Kendi kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Gültekin Onan Meali:
Bunun üzerine, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,), 'kınanacak işler yapıyordu'.
(Zariyat 40)Hakkı Yılmaz Meali:
Sonra da Biz, onu ve ordularını yakalayıverdik de onları bol suda/nehirde fırlatıp atıverdik. O ise ayıplanan/ kınayan biridir.
(Zariyat 40)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Onu ve ordusunu yakalayıverdik ve denize attık. O, kınanan bir kimseydi.
(Zariyat 40)Harun Yıldırım Meali:
O, kınanacak işler yaptığı için, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık.
(Zariyat 40)Hasan Basri Çantay:
Nihayet onu da, ordularını da yakalayıb denize atdık ki o, (bu sırada kendi kendini) kınayıcı idi.
(Zariyat 40)Hayrat Neşriyat Meali:
Bunun üzerine (biz de) onu ve ordusunu, kendisi kınanacak bir kimse olarak yakalayıp hepsini denize atıverdik.
(Zariyat 40)Hubeyb Öndeş Meali: /
Derken, onu ve ordusunu yakaladık. Ardından, o [Firavun] kendisini kınar bir haldeyken onları [Firavun ve ordusunu] denize¹ değersizce attık.
(Zariyat 40)Hüseyin Atay Meali:
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attığımızda o yeriniyordu.
(Zariyat 40)İbni Kesir Meali:
Sonunda onu da, ordularını da yakalayıp denize attık. O, kınanacak işler yapıp durmaktaydı.
(Zariyat 40)İlyas Yorulmaz Meali:
Sonra, bizde Firavun'u ve ordusunu yakaladık ve zavallı, acınacak bir halde denizin içine atıp boğduk.
(Zariyat 40)İskender Ali Mihr Meali:
Sonunda onu ve ordularını yakaladık ve böylece onları kınanmış olarak denize attık.
(Zariyat 40)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Sonunda Firavun'u da, askerlerini de tutup denize döktük. O sırada firavun kendi kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Kadri Çelik Meali:
Bunun üzerine biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O kınanacak işler yapıp durmaktaydı.
(Zariyat 40)Mahmut Kısa Meali:
Biz de onu ve bütün ordusunu kıskıvrak yakaladık ve Firavun, son nefesinde tövbe ederek yaptıklarından dolayı kendisini kınayıp dururken, hepsini denize atıverdik! Fakat bu gecikmiş tövbe, onu korkunç sondan kurtaramamıştı!
(Zariyat 40)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
İşte Biz de onu ve ordularını denize attık. O yapıyordu kınanacak işler.
(Zariyat 40)Mehmet Türk Meali:
Biz de onu ve ordularını azgınlık yapıp dururken denizde boğarak helâk ettik.1*
(Zariyat 40)Muhammed Celal Şems Meali:
Bunun üzerine Biz, onu ve ordularını yakaladık. Sonra (da) onları denize attık. O, (bugüne kadar) hep ayıplanmaktadır.
(Zariyat 40)Muhammed Esed Meali:
ve Biz onu ve adamlarını yakalayıp hepsini denize atmıştık, (bütün bu olup bitenler için) suçlanması gereken, (Firavun'dan başkası değildi,) yalnız o idi (tek suçlu).
(Zariyat 40)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp denizin ortasına attık. Bu sırada o kendi kendini suçlayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Mustafa Çavdar Meali:
Biz de onu ve ordularını kıskıvrak yakalayıp denize atmıştık. O da kendini kınaya kınaya boğulup gitti. (Zariyat 40)Mustafa Çevik Meali:
38-40 Musa’nın kıssasında da alınacak dersler vardır. Biz Musa’yı da peygamberliğinin çok açık delilleri ve mucizelerle Firavun ve kavmine göndermiştik. Firavun, Musa’nın Allah adına yaptığı davetine karşı çıkıp, “Bu adam sihirbazın hatta delinin biridir.” diyerek küstahça böbürlenip daveti reddetmişti. Bunun üzerine, Biz de Firavun’u orduları ile birlikte denizde boğarak helak ettik. Firavun denizde boğulmak üzereyken, gerçek Rab ve ilahın yalnızca Allah olduğunu kabullenip, Allah adına yapılan davete uymamış olmanın pişmanlığı ile kendi kendini suçlamıştı.
(Zariyat 40)Mustafa İslamoğlu Meali:
Derken, Biz de onu ve ordusunu enseledik, hepsini denize döktük: o hala kendi kendisini kınayadursun.
(Zariyat 40)Osman Okur Meali:
Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp nehrin (barajın) ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Artık O'nu da, ordularını da yakaladık, hemen onları denize atıverdik. Ve o, levm edilecek şeyleri yaparken (öyle bir felakete uğramış oldu).
(Zariyat 40)Ömer Öngüt Meali:
Biz de onu ve ordusunu tutup denize attık. Bu sırada o, kendisini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Ömer Sevinçgül Meali:
Onu da, ordularını da tutup denize attık. Firavun, kınanacak işler yapıyordu ‘ya da ölüm anında kendisini kınıyordu’.
(Zariyat 40)Sadık Türkmen Meali:
Biz de derhal onu ve ordusunu yakaladık onları denize fırlatıverdik; o (Firavun boğulurken) kendi kendini kınıyordu!..
(Zariyat 40)Seyyid Kutub Meali:
Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.
(Zariyat 40)Suat Yıldırım Meali:
Biz de hem onu, hem ordularını yakalayıp denizin dibine geçiriverdik. Boğulurken, pişmanlıkla kendi kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Süleyman Ateş Meali:
Biz de onu ve askerlerini yakaladık, onları denize attık. (O boğulurken pişmanlıkla) Kendi kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Süleymaniye Vakfı Meali:
Nihayet Firavunu tuttuk, ordusuyla birlikte denizin içinde darmadağınık ettik. O sırada o, kendini kınıyordu.
(Zariyat 40)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Biz de onu ve adamlarını denizde boğarak cezalandırmıştık. Firavun kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)Şaban Piriş Meali:
Biz de onu ve askerlerini yakalamış ve denize atmıştık. O pişman olmuştu.
(Zariyat 40)Talat Koçyiğit Meali:
Bunun üzerine biz de onu ve askerlerini yakalamış ve Firavun, pişmanlık duyup kendi kendini kötüler bir halde iken onları denize atmıştık.
(Zariyat 40)Tefhimul Kuran Meali:
Bunun üzerine, biz onu ve ordularını yakalayıp denize attık; (ki o,) 'kınanacak işler yapıp durmaktaydı'.
(Zariyat 40)Ümit Şimşek Meali:
Biz de hem onu, hem ordusunu yakalayıp denize attık ki, o sırada o kendi kendisini suçluyordu.
(Zariyat 40)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp suyun ortasına fırlattık. Kendi kendini kınayıp duruyordu.
(Zariyat 40)