39. Zümer Suresi / 57.ayet

Yahut “Keşke Allah zorla da olsa beni doğru yola iletseydi de bende ona karşı gelmekten sakınanlardan olsaydım”.

Bknz: (6/125)(39/22)

Mustafa Çavdar Meali

Zümer 57 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut Allah beni doğru yola sevketseydi elbette çekinenlerden olurdum dediği.

(Zümer 57)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Veya (Gafillerin ve kâfirlerin) : "Şayet Allah bana hidayet verseydi, elbette müttakilerden olurdum" diyerek (hâşâ Allah’ı suçlamaya kalkışacağı),

(Zümer 57)

Abdullah Parlıyan Meali:

Veya gerçekten Allah beni doğru yola iletseydi, O'na karşı sorumluluk bilinci duyanlardan biri olurdum” diyeceği,

(Zümer 57)

Adem Uğur Meali:

Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum".

(Zümer 57)

Ahmet Hulusi Meali:

Yahut şöyle der: "Eğer Allah bana hidayet etseydi, elbette korunanlardan olurdum. "

(Zümer 57)

Ahmet Tekin Meali:

Yahut: “Allah bana doğru yolu gösterme lütfunda bulunsaydı, Allah'a sığınanlardan, emirlerine yapışanlardan, günahlardan arınıp azaptan korunanlardan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlerden olurdum.” diyeceği günden önce Kur'ân'a tâbi olun.

(Zümer 57)

Ahmet Varol Meali

Yahut: "Eğer Allah beni hidayete erdirseydi mutlaka takva sahiplerinden olurdum" demesinden.

(Zümer 57)

Ali Bulaç Meali:

Veya: "Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,

(Zümer 57)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud şöyle demesi var: “- Eğer Allah bana hidayet vereydi, muhakkak ben, Allah'dan korkanlardan (şirkten sakınanlardan) olurdum.”

(Zümer 57)

Ali Rıza Sefa Meali:

Veya şöyle diyecek: "Allah, beni gerçekten doğru yola eriştirseydi, kesinlikle sorumluluk bilincine erişirdim!"

(Zümer 57)

Ali Ünal Meali:

Yahut, “Ne olurdu, Allah beni hidayet edeydi de, O’na gönülden saygı besleyen, O’na karşı gelmekten sakınıp, O’nun azabından sakınanlardan olaydım!” diyerek, (boş bir mazeret ileri sürme mecburiyeti duymasın).

(Zümer 57)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Veya demesin: “Eğer Allah bana doğru yolu göstermiş olsaydı, elbette kendini (azaptan) koruyanlardan olurdum.”

(Zümer 57)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yahut, "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O'na karşı saygı duyanlardan olurdum" demesin diye.

(Zümer 57)

Bekir Sadak Meali:

(57-58) Veya, «Allah beni dogru yola eristirseydi sakinanlardan olurdum» diyecegi, yahut, azabi gordugunde: «Keski benim icin donus imkani bulunsa da iyilerden olsam» diyecegi gunden sakinin.

(Zümer 57)

Besim Atalay Meali:

Hiçbir kimse: «Allaha karşı yaptığım taşkınlıktan dolayı, bana yazıklar olsun; ben alay ediyorum!» demeye; ya da: «Allah beni doğru yola iletseydi sakınçlardan olurdum!» demeye; yahut azabı gördüğü zaman: «Bir kez daha döneydim, iyilerden olurdum!» Demeden önce, Allaha yönelin, ona teslim olun, sonra yardım olunmazsız

(Zümer 57)

Celal Yıldırım Meali:

Veya «eğer Allah beni doğru yola eriştirseydi, elbette (O'ndan) korkup (fenalıklardan) sakınanlardan olurdum,» diyeceği,

(Zümer 57)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Yahut: “Allah beni doğru yola iletseydi mutlaka sakınanlardan olurdum!” diyeceği (günden de sakının)!*

(Zümer 57)

Diyanet İşleri Eski Meali:

57,58. Veya, "Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum" diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: "Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam" diyeceği günden sakının.

(Zümer 57)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Yahut, "Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O'na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum" demesin.

(Zümer 57)

Diyanet Vakfı Meali:

57, 58. Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının.

(Zümer 57)

Edip Yüksel Meali:

Veya, 'ALLAH beni doğruya iletseydi kesinlikle erdemlilerden biri olacaktım,' demesin

(Zümer 57)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yahud diyeceği: Allah bana yolunu gösterse idi her halde ben müttekılerden olurdum

(Zümer 57)

Elmalılı Yeni Meali:

yahut: "Allah, bana yolunu gösterseydi, kesinlikle ben takva sahiplerinden olurdum."

(Zümer 57)

Erhan Aktaş Meali:

Veya "Allah bana doğru yolu gösterseydi, takva sahibi olurdum." denmemesi için.

(Zümer 57)

Gültekin Onan Meali:

Veya: "Gerçekten Tanrı bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum" diyeceği,

(Zümer 57)

Hakkı Yılmaz Meali:

(55-58) Ve ansızın azap gelmeden, kişinin, “Allah'ın yanında, yaptığım ölçüsüzlüklerden dolayı yazık bana! Doğrusu ben alay edenlerdendim” demesinden yahut “Allah, bana doğru yolu gösterseydi, her hâlde ben Allah'ın koruması altına girmiş kimselerden olurdum” demesinden veya azabı gördüğü zaman, “Bana bir geri dönüş olsaydı da ben de o iyilik-güzellik üretenlerden olsaydım” demesinden önce Rabbinizden size indirilenin en güzelini izleyin.”

(Zümer 57)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ya da: “Şayet Allah beni hidayet etmiş olsa, ben de muttakilerden olurdum.” demeden evvel...

(Zümer 57)

Harun Yıldırım Meali:

Yahut şöyle diyecektir:" Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum".

(Zümer 57)

Hasan Basri Çantay:

yahud "Hakıykaten Allah bana hidayet verseydi her halde (şirkden günahlardan) sakınanlardan olurdum" diyeceği,

(Zümer 57)

Hayrat Neşriyat Meali:

57,58. Yâhut: “Doğrusu Allah beni hidâyete erdirmiş olsaydı, elbette (ben de) takvâ sâhiblerinden olurdum” demesi(nden) yâhut azâbı gördüğü zaman: “Keşke benim için gerçekten bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iyilik edenlerden olsaydım!” demesi(nden evvel Kur'ân'a tâbi' olun)!

(Zümer 57)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(56-58) Herhangi bir canın "Allah'ın yanında eksiklik edişim üzerine [etmem sebebiyle] yazık bana! Gerçekten ben, cidden alay edenlerdendim!" demesinden veya "Şayet Allah bana yol göstermiş olsaydı, mutlaka korunup sakınanlar'dan olmuştum!" demesinden veya azabı gördüğü sırada "Benim için bir kere [şans] daha olsaydı da, güzellik [iyilik] edenlerden olsaydım..." demesinden [önce RAB'binizden size ne indirildi ise onun en güzeline bağlı olun¹].

(Zümer 57)

Hüseyin Atay Meali:

57-58 Veya "Allah bana doğru yol gösterseydi saygılı olurdum" demesinden, yahut, azabı gördüğünde, "Keşke benim için bir dönüş olsa da güzel iş yapanlardan olsam" der.

(Zümer 57)

İbni Kesir Meali:

Veya: Allah beni hidayete erdirseydi, ben de muttakilerden olurdum, diyeceği gün.

(Zümer 57)

İlyas Yorulmaz Meali:

Veyahut “Allah beni doğru yola iletmiş olsaydı, bende sakınıp korunanlardan olacaktım.”

(Zümer 57)

İskender Ali Mihr Meali:

Veya: "Muhakkak ki eğer Allah beni hidayete erdirseydi, ben mutlaka takva sahiplerinden olurdum." diyenlerden (olmayın).

(Zümer 57)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kimse demesin ki: «Allah beni doğru yola iletseydi kesenkes ben de sakınanın biri olurdum.»

(Zümer 57)

Kadri Çelik Meali:

Veya “Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum” diyeceği (günden sakının).

(Zümer 57)

Mahmut Kısa Meali:

Ya da, “Eğer Allah bana bir kitap göndererek doğru yolu göstermiş olsaydı, kesinlikle kötülüklerden uzak durur, günah ve isyankârlıktan sakınanlardan biri olurdum!” diye mâzeretler öne sürmesin.

(Zümer 57)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üzerine gelince yahut: "Allah bana hidayet verseydi, Ben de muttakilerden olurdum" der.

(Zümer 57)

Mehmet Türk Meali:

Veya: “Gerçekten Allah, beni hak yola iletseydi, elbette Allah’tan hakkıyla sakınanlardan olurdum.” demesi,

(Zümer 57)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Yahut Allah bana (zorla) hidayet verseydi, ben mutlaka (Allah’ın) takvasını benimseyenlerden olurdum, demesin.”

(Zümer 57)

Muhammed Esed Meali:

yahut, "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi mutlaka O'na karşı sorumluluk bilinci duyanlardan biri olurdum!" demesin diye,

(Zümer 57)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Veya, "Keşke Allah bana doğru yolu gösterseydi de korunanlardan olsaydım!" demeden önce...

(Zümer 57)

Mustafa Çavdar Meali:

Yahut “Keşke Allah zorla da olsa beni doğru yola iletseydi de bende ona karşı gelmekten sakınanlardan olsaydım”.

Bknz: (6/125) - (39/22)

(Zümer 57)

Mustafa Çevik Meali:

53-59 Ey Peygamber! Allah adına de ki: “Ey bu uyarılardan ders almayan, günahkâr ve kendilerine zulmeden kullarım! Allah’ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Allah günahlarından tevbe edip kendisine yönelerek davetine icabet edenlerin günahlarını bağışlar.” O halde sizler de azap gelip çatmadan tevbe ederek Rabbinizin daveti olan hayat nizamı ile yaşayın. Aksi halde sizi azaptan koruyup kurtaracak hiç kimseyi bulamazsınız. Allah’ın azabı birdenbire karşınıza çıkmadan Rabbinizden indirilen Kur’an ile yapılan çağrıya kulak verip O’na tabi olun ki, sonra Kıymet Günü “Rabbimin davetine uymayıp dünya hayatımı zayi ettiğim için yazıklar olsun bana.” demek zorunda kalmayasınız. Yahut azapla karşılaşınca, “Bana dünyaya tekrar dönme fırsatı verilse de, Rabbimin rızasını kazanmak uğrunda canla başla gayret edenlerden olsam.” diye pişmanlıkla kıvrananlardan olmayasınız. O zaman da Allah böylelerine: “Hayır, artık iş işten çoktan geçti. Dünya hayatlarınızda âyetlerim size apaçık ulaşmışken onları yalan saydınız, büyüklük taslayıp, kibirlenerek sırtınızı döndünüz.” diyecek.

(Zümer 57)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Veya "Eğer Allah beni doğru yola iletseydi, elbet ben de sorumlu davrananlar arasında olurdum" demesin!

(Zümer 57)

Osman Okur Meali:

(57-58) Veya, "Allah beni doğru yola yönlendirseydi sakınanlardan olurdum" diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: "Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam" diyeceği günden sakının.

(Zümer 57)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Veya (her nefsin) şüphe yok ki, «Eğer Allah bana hidâyet etse idi elbette ben muttakîlerden olurdum,» demesinden evvel (uyanması lâzımdır).

(Zümer 57)

Ömer Öngüt Meali:

Veya: "Allah bana hidayet etseydi, elbette takvâ sahiplerinden olurdum. " demesin.

(Zümer 57)

Ömer Sevinçgül Meali:

Ya da, “Allah beni doğru yola eriştirseydi ben de kötülüklerden sakınan kimselerin arasında yerimi alırdım” diyecek.

(Zümer 57)

Sadık Türkmen Meali:

Veya şöyle demesinden: “Eğer Allah bana hidayet etseydi, elbette, ben de korunup sakınanlardan olurdum.”

(Zümer 57)

Seyyid Kutub Meali:

Veya şöyle demesinden: «Allah beni doğru yola ulaştırsaydı sakınanlardan olurdum.»

(Zümer 57)

Suat Yıldırım Meali:

Yahut: "Allah bana hidayet verseydi, ben de Allah'a karşı gelmekten sakınanlardan olurdum."

(Zümer 57)

Süleyman Ateş Meali:

Yahut şöyle demesinden: "Allah bana hidayet etseydi, elbet ben de (Allah'ın azabından) korunanlardan olurdum."

(Zümer 57)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kalkıp şunu diyebilir: "Beni Allah yola getirseydi ben de çekinerek korunanlardan[1] olurdum."

1)Müttekiler: Allah'tan çekinerek korunan, kendini(fıtratını) bozmayan. Bakınız Bakara 2/2.

(Zümer 57)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(57-58) Yahut, "Allah beni doğru yola eriştirseydi, O'na karşı gelmekten çekinen biri olurdum"; yahut, azabı gördüğü zaman: "Bana bir fırsat daha verilse, iyi davranan biri olurdum" demesin.

(Zümer 57)

Şaban Piriş Meali:

Veya keşke Allah bana doğru yolu gösterseydi de korunanlardan olsaydım demesi...

(Zümer 57)

Talat Koçyiğit Meali:

55-58 "Azâb, siz farkına varmadan ve size birdenbire gelmeden, kişi, Allah'a itaatta işlediğim kusurdan dolayı bana yazıklar olsun; gerçekten alay edenlerden idim; yahut, Allah bana hidayet etseydi, muhakkak sakınanlardan olurdum; yahutta azabı görünce, benim için dünyaya tekrar dönüş olsaydı da ben de iyilerden olsaydım, demeden önce, Rabbınızdan size indirilen en güzel şeye uyun!"

(Zümer 57)

Tefhimul Kuran Meali:

Veya: «Gerçekten Allah bana hidayet verseydi, elbette muttakilerden olurdum» diyeceği,

(Zümer 57)

Ümit Şimşek Meali:

Veya “Allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum” demesin.

(Zümer 57)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana kılavuzluk etseydi elbette ben de korunanlardan olurdum."

(Zümer 57)