16. Nahl Suresi / 78.ayet

Sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran ve belki hakkını verip şükredesiniz diye size duyma, işitme, görme ve düşünme kabiliyeti veren Allah’tır.

Bknz: (7/179)(23/78)(27/73)(46/26)(67/23)

Mustafa Çavdar Meali

Nahl 78 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Allah sizi, analarınızın karnından çıkardı, hiçbir şey bilmezdiniz ve size, şükredesiniz diye kulak verdi, gözler verdi, gönüller verdi.

(Nahl 78)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (yeteneklerini) ve (idrak etmek için) gönüller verdi.

(Nahl 78)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve Allah sizi analarınızın karnından çıkardı, hiç birşey bilmezdiniz. Belki de şükredersiniz diye size kulak verdi, gözler verdi ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Adem Uğur Meali:

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah sizi analarınızın karınlarından bir şey bilmez bir halde çıkardı... Değerlendirerek şükredenlerden olasınız diye, size sem' (algılama), basarlar (görüp değerlendirme) ve fuadlar (Esma mana özelliklerinin beyne yansıtıcıları - kalp nöronları) verdi.

(Nahl 78)

Ahmet Tekin Meali:

Allah sizi analarınızın karnından çıkardı. Siz, verdiğiniz taahhüt, kaderiniz, menfaatleriniz v.s. konularda hiçbir şey bilmiyordunuz. Size kulaklar, gözler, kalpler, akıllar verdi. Umulur ki şükrünüze vesile olur.*

(Nahl 78)

Ahmet Varol Meali

Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve belki şükredersiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Ali Bulaç Meali:

Allah, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi, analarınızın karnından çıkardı ve size kulaklar, gözler, kalbler verdi ki (iman edip) şükredesiniz.

(Nahl 78)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, sizi, annelerinizin karnından hiçbir şey bilmeyenler olarak çıkardı. Size, duyma yetisi, gözler ve duygular verdi; belki şükredersiniz diye.

(Nahl 78)

Ali Ünal Meali:

(Bütün hayvanları hayatlarında lâzım olacak bilgi ile donanmış olarak dünyaya gönderen) Allah, sizi hiçbir şey bilmez bir halde iken annelerinizin karnından çıkardı ve (öğrenerek mükemmelleşmeniz için) size duyma gücü, gözler ve (kalblerinizin merkezinde) iç idrak lâtifeleri verdi ki, (kalben, dille ve O’nun emirlerini yerine getirmek suretiyle fiilen) şükredesiniz.

(Nahl 78)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah, sizi analarınızın karınlarından çıkardı. Siz hiçbir şey bilmiyordunuz. Sizin için kulaklar, gözler ve duyular kıldı ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Siz hiçbir şey bilmezken Allah sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Bekir Sadak Meali:

Allah sizi annelerinizin karnindan bir sey bilmez halde cikarmistir. Belki sukredersiniz diye size kulak, goz ve kalp vermistir.

(Nahl 78)

Besim Atalay Meali:

Allah sizi, ananızın karnından bir şey bilmediğiniz halde çıkardı; size kulak, göz, gönül de verdi; olur ki şükredesiz !

(Nahl 78)

Celal Yıldırım Meali:

Allah sizi analarınızın karnından, sizi hiçbir şey bilmez iken çıkardı ; şükredersiniz diye size işitme, gözler, gönüller verdi.

(Nahl 78)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalp vermiştir.

(Nahl 78)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir şey bilmez durumda iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Diyanet Vakfı Meali:

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.  *

(Nahl 78)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman bir şey bilmiyordunuz. Size işitme, görme duyuları ve beyinler verdi ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiç bir şey bilmiyordunuz, öyle iken size, işitme, gözler, gönüller verdi ki şükredesiniz

(Nahl 78)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah, sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmediğiniz bir halde çıkardı. Öyle iken size, işitme, gözler ve kalpler verdi ki, şükredesiniz.

(Nahl 78)

Erhan Aktaş Meali:

Ve Allah, sizi hiçbir şey bilmez halde, annelerinizin karnından çıkardı. Size işitme yetisi, görme yetisi ve fuadlar[1] verdi. Umulur ki şükredersiniz.

1)Gönül, yararlı olmak, bir şeye ilgi duymak ve sorumlu olmak gibi anlamlara gelmektedir.

(Nahl 78)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı, sizi annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme [duyularını] ve yürekler (efidete) verdi.

(Nahl 78)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmezken çıkardı ve sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ödeyesiniz diye işitme, görme duyularını ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey bilmez hâlde çıkardı. Şükredesiniz diye de size kulaklar, gözler ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Harun Yıldırım Meali:

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Hasan Basri Çantay:

Allah sizi analarınızın karınlarından, kendiniz hiç bir şey bilmiyorken, çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler, gönüller verdi. Taki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve Allah sizi analarınızın karınlarından, (siz) hiçbir şey bilmez bir hâlde iken çıkardı; şükredesiniz diye de size kulaklar, gözler ve kalbler verdi.

(Nahl 78)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah, annelerinizin karnından siz hiçbir şey bilmiyor bir haldeyken sizi çıkardı. Sizin için algılama¹, bakışlar ve gönüller yaptı. Şükretmeniz beklenir.

(Nahl 78)

Hüseyin Atay Meali:

Allah sizi, annelerinizin karnından bir şey bilmez durumda çıkarmış ve şükredesiniz diye, size kulak, gözler ve yürekler vermiştir.

(Nahl 78)

İbni Kesir Meali:

Sizi, annelerinizin karnından Allah çıkardı. Hiç bir şey bilmezdiniz. Ve size kulaklar, gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah, sizler henüz hiçbir şey bilmezken, annelerinizin karnından sizi çıkarandır. Şükredesiniz diye size, kulak, göz ve kalp vermiştir.

(Nahl 78)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Allah, sizi bir şey bilmiyor halde annelerinizin karnından çıkardı. Ve sizi, işitme hassası, görme hassası ve idrak etme hassası (sahibi) kıldı. Umulur ki; böylece şükredersiniz.

(Nahl 78)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah sizi analarınızın karnından, hiçbir bilginiz olmadan çıkardı. Size kulak, göz, yürek verdi, şükredesiniz diye.

(Nahl 78)

Kadri Çelik Meali:

Allah sizi annelerinizin karınlarından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Umulur ki şükredersiniz.

(Nahl 78)

Mahmut Kısa Meali:

Sizi, hiçbir şey bilmeyen minicik bebekler hâlinde annelerinizin karnından çıkaran; kendisine kulluk edip şükredesiniz diye size duyacağınız kulaklar, göreceğiniz gözler ve araştırma, düşünme ve duyumsama yeteneği kazandıran gönüller veren Allah’tır. Size bahşedilen bu yetenekleri kullanarak çevrenizi dikkat ve ibretle inceleyin:

(Nahl 78)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lütfedip sizi, annelerinizin karnından hiç bir şey bilmezken çıkarmıştır. Neticede şükredesiniz diye işitme duyusu, görme gücü, kalp, gönüller vermiştir.

(Nahl 78)

Mehmet Türk Meali:

Allah sizi annelerinizin karnından, hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hiçbir şey bilmediğiniz bir durumdayken, Allah sizi annelerinizin karnından çıkardı. Şükredesiniz diye, sizin için kulaklar, gözler ve kalpler yarattı.

(Nahl 78)

Muhammed Esed Meali:

Ve sizi analarınızın karnından, hiçbir şey bilmez bir halde çıkarıp size, şükredesiniz diye işitme duyusu, görme duyusu, duyma, düşünme yetisi bahşeden Allah'tır.

(Nahl 78)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah sizi annelerinizin karnından çıkardığı zaman siz hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye o size işitme ve görme duyuları ile yürekler verdi.

(Nahl 78)

Mustafa Çavdar Meali:

Sizi analarınızın karnından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran ve belki hakkını verip şükredesiniz diye size duyma, işitme, görme ve düşünme kabiliyeti veren Allah’tır.

Bknz: (7/179) - (23/78) - (27/73) - (46/26) - (67/23)

(Nahl 78)

Mustafa Çevik Meali:

Analarınızın karnında sizi yaratıp, işitmek için kulak, görmek için göz ve düşünmek için akıl bahşeden, sonra da hiçbir şey bilmez haldeyken analarınızın karnından çıkaran Allah’tır. Bahşedilen nimetler için Rabbinize şükredip itaat etmeniz gerekmez mi?

(Nahl 78)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez bir halde çıkaran, belki şükrederler diye sizin için işitme, görme ve duyma-düşünme kabiliyeti takdir eden de yine Allah'tır.

(Nahl 78)

Osman Okur Meali:

Siz, hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve anlayışlar verdi.

(Nahl 78)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Allah sizi analarınızın karınlarından hiçbir şey bilmez olduğunuz halde çıkardı. Ve size teşekkür edesiniz diye kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Ömer Öngüt Meali:

Allah sizi analarınızın karnından kendiniz hiçbir şey bilmiyorken çıkardı. Şükredesiniz diye de kulaklar, gözler ve gönüller verdi.

(Nahl 78)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sizi annelerinizin karnından Allah çıkardı. Hiçbir şey bilmez bir hâldeydiniz. Şükredesiniz diye size kulaklar, gözler, gönüller verdi.

(Nahl 78)

Sadık Türkmen Meali:

Allah sizi annelerinizin karnından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz! Size kulaklar, gözler ve gönüller verdi. Belki şükredersiniz!

(Nahl 78)

Seyyid Kutub Meali:

Allah sizi, hiçbir şey bilmez halde, analarınızın karınlarından çıkardı, size kendisine şükredesiniz diye işitme duyusu, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Suat Yıldırım Meali:

Allah sizi analarınızın karınlarından öyle bir halde çıkardı ki hiçbir şey bilmiyordunuz. Öyle iken size kulaklar, gözler, kalpler verdi ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Süleyman Ateş Meali:

Allah sizi, (hiçbir şey bilmediğiniz durumda) annelerinizin karınlarından çıkardı, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller verdi ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah sizi analarınızın karnından çıkardığında hiç bir şey bilmiyordunuz. Ama size dinleme ve ileri görüşlü olma (basiret) özelliği ile gönüller vermişti. Belki görevlerinizi yerine getirirsiniz.

(Nahl 78)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah sizi analarınızın rahminden çıkardığında hiçbir şey bilmiyordunuz. Şükredesiniz diye size duyma, görme ve düşünme yeteneği verdi.

(Nahl 78)

Şaban Piriş Meali:

Allah sizi, hiçbir şey bilmez olduğunuz halde annelerinizin karnından çıkarmış ve size, şükür edesiniz diye kulak, göz ve kalp vermiştir.

(Nahl 78)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah sizi, analarınızın karınlarından çıkarmıştır. Hiçbir şey bilmiyordunuz. Fakat, şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalb vermiştir.

(Nahl 78)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah sizi annelerinizin karnından siz hiç bir şey bilmez halde iken çıkardı. Size, şükredesiniz diye kulaklar, gözler ve gönüller (düşünen kafalar) verdi. Ta ki şükredesiniz.

(Nahl 78)

Ümit Şimşek Meali:

Allah sizi annelerinizin karınlarından hiçbir şey bilmez halde çıkardı ve şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.

(Nahl 78)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.

(Nahl 78)