21. Enbiya Suresi / 109.ayet

Eğer yüz çevirirlerse de ki:
– Ben bu gerçeği Kuran’ı hepinize bildirdim ve aynı seviyeye gelip/eşit olduk. Artık size vaat edilen yakın mıdır yoksa uzak mıdır ben bilemem.

Bknz: (7/187)(33/63)(40/59)(67/23)»(67/30)(72/25)(79/42)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 109 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: Aynı tarzda hepinize de bildirdim ve size vaadedilen yakında mı olacak, uzak bir zamanda mı, onu bilmem ben.

(Enbiya 109)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere (zengin fakir, güçlü zayıf ayırt etmeden hepinizi Allah’ın kulları bilerek) açıklamada bulundum. (Artık vaid) Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azap günü) yakın mı, uzak mı, Ben bilemem (ama kesindir ve mutlaka gelecektir.) "

(Enbiya 109)

Abdullah Parlıyan Meali:

Şayet onlar, bu gerçeklerden yine de yüz çevirirlerse, de ki: Ben bu gerçeği hepinize aynı şekilde duyurdum, ama size vaadedilen kıyamet gününün yakın mı, uzak mı olduğunu ben bilemem.

(Enbiya 109)

Adem Uğur Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vâdolunan şey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.

(Enbiya 109)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Eşit olarak size bildirdim... Size vadolunan şey (uyarıldığınız ölüm) yakın mıdır uzak mıdır, bilmiyorum. "

(Enbiya 109)

Ahmet Tekin Meali:

Eğer İslâm'a girmeye, müslümanca yaşamaya, Kur'ân'a, sırtlarını çevirirler, güç ve iktidarlarını kullanarak, baskı ve zulme, halkı yönlendirmeye devam ederlerse: “Müslümanlara yaptıklarınızı savaş ilanı sayıyor, ben de aynı şekilde, mükellefiyetlerinizi bildirerek size savaş ilan ediyorum. Tehdit olunduğunuz savaşın yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem.” diyerek ültümatom ver.

(Enbiya 109)

Ahmet Varol Meali

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Size (gerçeği) eşit olarak bildirdim. Size vaadedilenin yakın mı yoksa uzak mı olduğunu ben bilemem.

(Enbiya 109)

Ali Bulaç Meali:

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı, uzak mı, bilemem."

(Enbiya 109)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun üzerine, imandan yüz çevirirlerse, o takdirde de ki: “- Size (emredildiğim şeyleri) dosdoğru bildirdim. (Müslümanların galebesi veya kıyamet azabı ile) korkutulduğunuz an yakın mı, yoksa uzak mı, ben bilmem.

(Enbiya 109)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yine de yüz çevirirlerse, şunu söyle: "Tümünüze eşit olarak duyurdum. Size sözü verilen, yakın mı; yoksa uzak mı bilmiyorum?"

(Enbiya 109)

Ali Ünal Meali:

(Rasûlüm,) her şeye rağmen yine de yüz çevirirlerse de ki: “Aynı derecede hepinize bildirilmesi gerekeni bildirdim, yapılması gereken ikazı yaptım. Fakat kendisiyle tehdit edildiğiniz o helâk, (dünyada başınızda patlayacak cezalar ve Kıyamet Günü) yakın mıdır uzak mıdır, işte onu bilemem.

(Enbiya 109)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer sırt çevirirlerse de ki: “Hepinize eşit olarak haber verdim. Ben bilmiyorum, vaadedildiğiniz (kıyamet) yakın mıdır, yoksa uzak mıdır?

(Enbiya 109)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizin hepinize eşit şekilde açıkladım. Artık tehdit edildiğiniz şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem."

(Enbiya 109)

Bekir Sadak Meali:

Eger yuz cevirirlerse, de ki: «Size dupeduz acikladim; tehdit olundugunuz seyin yakin mi uzak mi oldugunu bilmem.»

(Enbiya 109)

Besim Atalay Meali:

Eğer yüz dönerlerse, diyesin ki onlara: «Size açık bildirdim, sizinçin vait olunan yakın mıdır? Uzak mıdır bilemem?»

(Enbiya 109)

Celal Yıldırım Meali:

Yüzçevirirlerse de ki: Size düpedüz bildirdim : Tehdîd edildiğiniz o şey yakın mı, uzak mı bilmem..

(Enbiya 109)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Size (her şeyi) yeterli ölçüde bildirdim. Size söz verilen şeyin (hesap gününün) yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilemem.”

(Enbiya 109)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "Size düpedüz açıkladım; tehdit olunduğunuz şeyin yakın mı uzak mı olduğunu bilmem."

(Enbiya 109)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "(Bana emrolunanı, ayırım yapmadan) size eşit olarak bildirdim. Tehdit edildiğiniz şey yakın mı yoksa uzak mı, bilmiyorum."

(Enbiya 109)

Diyanet Vakfı Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vâdolunan şey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.

(Enbiya 109)

Edip Yüksel Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki, 'Size yeterli ölçüde bildirdim. Size söz verilen şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem.'

(Enbiya 109)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunun üzerine aldırmazlarsa o halde de de ki: size düpedüz ı'lan ettim, ve bilmem bu size edilen va'd-ü vaid pek yakın mı, yoksa uzak mı?

(Enbiya 109)

Elmalılı Yeni Meali:

Yine de aldırmazlarsa de ki: "Size düpedüz açıkladım, tehdit edildiğiniz şeyin yakın mı yoksa uzak mı olduğunu bilmem."

(Enbiya 109)

Erhan Aktaş Meali:

Buna rağmen yüz çevirirlerse, o zaman de ki: "Herkese eşit olarak duyurdum. Söz verilen şey yakın mı uzak mı orasını bilmiyorum!"

(Enbiya 109)

Gültekin Onan Meali:

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: "Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab) günü yakın mı, uzak mı, bilemem."

(Enbiya 109)

Hakkı Yılmaz Meali:

(109-111) Buna rağmen eğer yüz çevirirlerse: “Size dosdoğru/ eşit/tarafsız olarak açıkladım ve tehdit olunduğunuz şey yakın mı, uzak mı bilmiyorum. Şüphesiz Allah, sözden açığa vurulanı bilir, gizlediğiniz şeyleri de bilir. Ve ‘Belki bu gecikme sizi denemek ve bir süreye kadar yararlandırmak içindir’ ben bilmiyorum” de.

(Enbiya 109)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet yüz çevirirlerse de ki: “Size eşit şekilde/ayrım yapmadan uyarıda bulundum. Vadolunduğunuz şey yakın mı uzak mı bilmiyorum.”

(Enbiya 109)

Harun Yıldırım Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vâdolunan şey (mahşerde toplanma zamanınız) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.

(Enbiya 109)

Hasan Basri Çantay:

Eğer (Bu teklife karşı) onlar (yine) yüz çevirirlerse (o vakit da) de ki: "Size (hakıykatları) müsavat üzere bildirdim. Tehdid edilmekde olduğunuz (o korkunç akıbet) yakın mı, yoksa uzak mı, ben bilmem".

(Enbiya 109)

Hayrat Neşriyat Meali:

Artık yüz çevirirlerse, de ki: “(Ben emrolunduğum şeyi) size eşit olarak bildirdim. Tehdîd edilmekte olduğunuz şeyin yakın mı yoksa uzak mı olduğunu ise bilmem!”

(Enbiya 109)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(109-111) Artık yüz çevirdiler ise, "Size, bir eşitlik üzerine ilan ettim. Vaat olunduğunuz[şey] yakın mı yoksa uzak mı? Bilemiyorum. Gerçekten o, sözden açığını da biliyor, sizin sakladığınızı da... Bilemem, belki de o (tehdit) sizin için bir fitne [sınama] ve bir süreye kadar bir geçimdir." de.

(Enbiya 109)

Hüseyin Atay Meali:

Eğer yüz çevirirlerse, de ki: "Size eşit olarak açıkladım, tehdit olunduğunuz şeyin yakın mı, uzak mı olduğunu bilemem."

(Enbiya 109)

İbni Kesir Meali:

Şayet yüz çevirirlerse; de ki: Ben, size eşitlik üzere bildirdim. Artık tehdid edildiğiniz şeyin yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem.

(Enbiya 109)

İlyas Yorulmaz Meali:

Eğer bu gerçekten yüz çevirirlerse onlara deki “Size vaat edilenin (ölüm ve yeniden diriltilme vaktinin), yakınmı veya uzakmı olduğunu ben bilemem.”

(Enbiya 109)

İskender Ali Mihr Meali:

Bundan sonra dönerlerse, o zaman de ki: “Size müsavi olarak (herkese eşit şekilde), (Allah’ın emirlerini) bildirdim (ilân ettim). Vaadolunduğunuz şey (azap) uzak mı yoksa yakın mı (eğer) ben bilseydim (bilmiyorum).”

(Enbiya 109)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine onlar yine de yüzçevirecek olurlarsa de ki: «Her şeyi size olduğu gibi bildirmiş bulunuyorum. Size söz verilen son yakın mıdır, uzak mıdır, onu ben bilmiyorum.

(Enbiya 109)

Kadri Çelik Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Size düpedüz açıkladım; tehdit olunduğunuz şeyin yakın mı uzak mı olduğunu bilmem.”

(Enbiya 109)

Mahmut Kısa Meali:

Eğer inat edip yüz çevirirlerse, onlara de ki: “Ben size Rabb’imin mesajını olduğu gibi duyurdum fakat size vaadedilen azap yakın mıdır uzak mıdır, bunu bilemem! Onun için, bir an önce zulüm ve haksızlıklara son verip Rabb’inize yönelmenizi tavsiye ederim.”

(Enbiya 109)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa de ki: "Size bu gerçeği açıklamışımdır. Eh artık sizin tehdit edildiğiniz sorgu ve azabı bilmem; ne kadar yakındır veya uzaktır.”

(Enbiya 109)

Mehmet Türk Meali:

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, onlara: “(Bunları) sizin hepinize hiç ayırım yapmadan açıkça ilan ediyorum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) ya-kın mı, uzak mı? (onu ben) bilemem.” de.

(Enbiya 109)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer (arkalarını dönerlerse,) onlara de ki: “Ben hepinize ayırım yapmaksızın haber verdim. Size vadolunanın yakın mı, uzak mı olduğunu bilmem.”

(Enbiya 109)

Muhammed Esed Meali:

Ama eğer (bu gerçeğe) yüz çevirirlerse de ki: "Ben bu gerçeği hepinize aynı şekilde duyurdum; ama artık, size vaad edilen (Hesap Günü'nün) yakın mı, uzak mı olduğunu ben bilemem".

(Enbiya 109)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Eğer yine de yüz çevirirlerse, de ki; "Size yeterli ölçüde gerçeği bildirdim. Size söz verilen şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilemem."

(Enbiya 109)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: – Ben bu gerçeği Kuran’ı hepinize bildirdim ve aynı seviyeye gelip/eşit olduk. Artık size vaat edilen yakın mıdır yoksa uzak mıdır ben bilemem.

Bknz: (7/187) - (33/63) - (40/59) - (67/23)»(67/30) - (72/25) - (79/42)

(Enbiya 109)

Mustafa Çevik Meali:

106-111 Şüphesiz bu Kur’an’la bildirilenlerden alınması gereken dersler vardır, bundan ancak Allah’ı layıkıyla tanıyıp, yaratılışının maksadını kavramak isteyenler dersler çıkarabilirler. Ey Peygamber! Biz seni ve seninle birlikte Kur’an’ı insanlara gerçekleri tekrar hatırlatasın diye bir rahmet olarak gönderdik. Sen insanlara de ki: “Bana ilahınızın yalnız Allah olduğu vahyedilmekte, O’na teslim olmak üzere aklınızı kullanmayacak mısınız?” Şayet buna rağmen yüz çevirip de, reddederlerse, o zaman onlara de ki: “Ben bu gerçeği size duyurdum, uyarıldığınız Kıyamet Günü’nün de uzak mı, yoksa yakın mı olduğunu da ben bilemem. Benim bildiğim şu ki, Allah insanların açıktan ve gizliden yaptıklarını ve niyetlerinin ne olduğunu en iyi bilendir. Ben ayrıca müşrik ve kâfirlere vaat edilen azabın neden hâlâ gelmediğini de bilemem. Allah bunu sizlere doğru yola yönelmeniz için süre tanımak maksadı ile mi yapıyor, o yüzden mi nimetlerinden yararlandırıp imtihan ediyor, O’nu da yalnız O bilir.”

(Enbiya 109)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat eğer (bu davetten) yüz çevirirlerse, o zaman da de ki: "Ben bu daveti hiçbir ayrım gözetmeden hepinize duyurdum; ne var ki ben tehdit edildiğiniz (Hesap Günü'nün) yakın mı uzak mı olduğunu da bilemem."

(Enbiya 109)

Osman Okur Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: (Bana emrolunanı) hepinize açıkladım. Artık size vaad olunan şey (kıyamet) yakın mı uzak mı, bilmiyorum.

(Enbiya 109)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Eğer yüz çevirirlerse artık de ki: «Size müsâvat üzere bildirmiş oldum. O tehdit edilmiş olduğunuz şey yakın mıdır, uzak mıdır ben bilmem.»

(Enbiya 109)

Ömer Öngüt Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Ben size eşit bir şekilde tebliğ ettim. Artık size vaad edilen şeyin yakın mı uzak mı olduğunu bilmem. ”

(Enbiya 109)

Ömer Sevinçgül Meali:

Söylediklerini umursamaz, aldırmaz da yüz çevirirlerse, “Size güzelce açıkladım, görevimi yaptım. Kıyamet günü yakın mı, uzak mı onu bilmem” de.

(Enbiya 109)

Sadık Türkmen Meali:

Eğer yüz çevirirlerse, de ki: “Ben (bu gerçeği), size olduğu gibi/düpedüz/eşit biçimde duyurdum. Tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır, yoksa uzak mıdır, ben bilemem.

(Enbiya 109)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer bu çağrına sırt çevirirlerse onlara de ki; «Bana gelen mesajı duyurarak bu konuda sizi kendimle eşit bilgi düzeyine erdirdim. Size yöneltilen tehdit yakın mıdır, yoksa uzak mıdır, onu bilemem.»

(Enbiya 109)

Suat Yıldırım Meali:

Yine de yüz çevirirlerse de ki: "İşte sizin hepinizi de tam eşit şekilde hakka çağırdım. Artık tehdit olunduğunuz o kıyamet gününün yakın mı uzak mı olduğunu bilemem."

(Enbiya 109)

Süleyman Ateş Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizin hepinize eşit biçimde açıkladım. Artık tehdid edildiğiniz şeyin yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu bilmem."

(Enbiya 109)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yüz çevirirlerse de ki "Her şeyi size olduğu gibi bildirdim. Tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır yoksa uzak mıdır, onu ben bilmem.

(Enbiya 109)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Eğer yüz çevirirlerse deki: "Onu hepinize aynı şekilde duyurdum. Size söz verilen yakın mı, uzak mı bilemem."

(Enbiya 109)

Şaban Piriş Meali:

Eğer yüz çevirirlerse de ki: -Size (gerçeği) doğru bir şekilde açıkladım. Size vaat edilenin yakın mı yoksa uzak mı olduğunu bilmem.

(Enbiya 109)

Talat Koçyiğit Meali:

Eğer yüz çevirirlerse, yine de ki: "Size eşitlik üzere bildirdim. Artık size vadolunan cezanın yakın mı, yoksa uzak mı olduğunu ben bilemem".

(Enbiya 109)

Tefhimul Kuran Meali:

Buna rağmen yüz çevirecek olurlarsa, de ki: «Size eşitlik üzere açıklamada bulundum. Tehdit edildiğiniz (sorgu ve azab günü) yakın mı, uzak mı, bilemem.»

(Enbiya 109)

Ümit Şimşek Meali:

Yüz çevirirlerse de ki: Ben hepinize tebliğimi eşit olarak yaptım. Ama size vaad edilen şey yakın mıdır, uzak mıdır, onu bilemem.

(Enbiya 109)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Hepinize aynı şekilde, aynı düzeyde açıkladım. Artık bilmiyorum, tehdit edildiğiniz şey yakın mıdır, uzak mıdır?"

(Enbiya 109)