24. Nur Suresi / 16.ayet

Evet bu iftirayı duyar duymaz “Böyle şeyler konuşmak bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır.” demeniz gerekmez miydi?

Bknz: (33/58)(49/6)(104/1)»(104/9)

Mustafa Çavdar Meali

Nur 16 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Duyduğunuz vakit, buna dair bir söz söylemek, bize düşmez; haşa, bu, pek büyük bir iftira deseydiniz.

(Nur 16)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Oysa) Onu işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek (ve münafık iftiracıları haklı görmek) bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen Yücesin; (hâşâ!) bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Abdullah Parlıyan Meali:

Duyduğunuz zaman, bu konuda konuşmak bize düşmez, kudret ve yüceliğinde sınırsız olan sensin ey Rabbimiz! “Bu büyük ve çok kötü bir iftiradır” demeniz gerekmezmiydi?

(Nur 16)

Adem Uğur Meali:

Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Ahmet Hulusi Meali:

Onu (o yalanı) işittiğinizde: "Bunu konuşmak bizim işimiz değildir! Subhaneke (Seni tenzih ederiz)! Bu, aziym bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Ahmet Tekin Meali:

Onu duyduğunuzda: “Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.” demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Ahmet Varol Meali

Onu duyduğunuzda: "Bize bunu konuşmak yakışmaz. (Ey Rabbimiz!) Sen yücesin! Bu büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Ali Bulaç Meali:

Onu işittiğiniz zaman: "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onu (Hz. Aişe'ye iftirayı) işittiğiniz zaman: “- Bunu söylemek bize caiz olmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır.” desenizdi ya...

(Nur 16)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onu duyduğunuzda, "Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Sen, tüm yakıştırmalardan ayrıksın. İşte bu, büyük bir karalamadır!" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Ali Ünal Meali:

Onu duyduğunuzda, “Böyle bir şeyi ağzımıza almak bize yakışmaz. Aman Allah’ ım, bu çok büyük bir iftira!” diyerek kestirip atmanız gerekmiyor muydu?

(Nur 16)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Neden, bu hadiseyi işittiğiniz zaman; “Böyle konuşmak bize yakışmaz. Seni tenzih ederiz. Bu, apaçık bir iftiradır” demediniz?

(Nur 16)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bu iftirayı duyduğunuzda, "Bunu dilimize dolamak bize yakışmaz; bu, büyük bir iftiradır" demeliydiniz.

(Nur 16)

Bekir Sadak Meali:

O'nu isittiginizde: «Bu konuda konusmamiz yakisik almaz; hasa, bu buyuk bir iftiradir» demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Besim Atalay Meali:

Siz onu işitince: «Biz bunu konuşmayız, Allah kutsaldır, bu büyük bir iftiradır!» deseydiniz a?

(Nur 16)

Celal Yıldırım Meali:

Onu işittiğiniz vakit, (Peygamberin eşiyle ilgili) böyle bir konuşmamız bize uygun olmaz; Hakk'ı tenzîh ederiz, bu en büyük bir iftiradır, deseydiniz ya..

(Nur 16)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bu iftirayı işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) sen yücesin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Diyanet İşleri Eski Meali:

O'nu işittiğinizde: "Bu konuda konuşmamız yakışık almaz; haşa, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bu iftirayı işittiğiniz vakit, "Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah'ım! Bu, çok büyük bir iftiradır" deseydiniz ya!

(Nur 16)

Diyanet Vakfı Meali:

Onu duyduğunuzda: «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır» demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Edip Yüksel Meali:

Onu işittiğinizde, 'Bunu konuşmamız doğru değil. Sen Yücesin. Bu büyük bir iftiradır,' demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onu işittiğiniz vakıt: bunu söylemek bize gerekmez, haşa bu bir büyük bühtandır deseniz ya

(Nur 16)

Elmalılı Yeni Meali:

Onu duyduğunuz da: "Bunu söylemek bize yakışmaz, haşa bu büyük bir iftiradır." deseydiniz ya!

(Nur 16)

Erhan Aktaş Meali:

Ve onu duyduğunuz zaman: "Bunu konuşmamız bize yakışmaz. Seni tenzih ederiz! Bu büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Gültekin Onan Meali:

Onu işittiğiniz zaman: "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Tanrım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onu duyduğunuz zaman, “Bunu konuşup durmamız bize yakışmaz. Sübhaneke! Allah'ım sen arınıksın, bu, çok büyük bir iftiradır...” deseydiniz ya!

(Nur 16)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onu duyduğunuz zaman: “Bizim bunu konuşmamız olacak şey değildir, seni tenzih ederiz. Bu, apaçık bir iftiradır.” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Harun Yıldırım Meali:

Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Hasan Basri Çantay:

Onu duyduğunuz zaman: "Bunu söylememiz bize yakışmaz. Haaşa. Bu, büyük bir iftiradır" demeniz (lazım) değil miydi?

(Nur 16)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem onu duyduğunuz zaman: “Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onu [iftirayı] işittiğiniz zaman, "Bunu konuşmamız bizim için [doğru] olmaz. Ne münasebet! Bu, büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Hüseyin Atay Meali:

Onu işittiğinizde, "Bu konuda konuşmamız yakışık almaz! Allah korusun! Bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

İbni Kesir Meali:

Onu duyduğunuz zaman: Bunu söylememiz bize yakışmaz. Haşa bu, büyük bir iftiradır, demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

İlyas Yorulmaz Meali:

Siz bu iftirayı işittiğinizde “Bu olay karşısında bizim konuşmamızı gerektirecek bir delil yok. Sen bu kötülüğü yapmazsın, bu büyük bir iftiradır” demeliydiniz.

(Nur 16)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onu işittiğiniz zaman: “Bizim bunu konuşmamız olmaz (bize yakışmaz), sen Sübhan’sın (Allah’ım Sana sığınırız). Bu büyük bir bühtan (uydurulmuş bir iftira)dır.” deseydiniz olmaz mıydı (demeniz gerekmez miydi)?

(Nur 16)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Siz bu yalanı duyunca: «Bunu ağza almak bize yaraşmaz. Seni ulularız. Bu büyük bir karamadır» demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Kadri Çelik Meali:

Onu işittiğiniz zaman, “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allahım!) Sen münezzehsin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Mahmut Kısa Meali:

Bunu işittiğiniz anda, derhal mümine yaraşan tavrı takınmalı ve “Bu konuda öyle ileri geri konuşmak bize yakışmaz; aman Allah’ım, bu gerçekten büyük bir iftiradır!” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nasıl oldu da onu işitir işitmez hemen: "Böyle iftirayı ağzımıza almayız, Üstelik bu tür söylentiler bize yakışmaz. Haksız bühtandır" demediniz

(Nur 16)

Mehmet Türk Meali:

(Sizin o iftirayı) işittiğiniz zaman: “bu konuda konuşmamız bize yakışmaz. Hâşâ kesinlikle olmaz. Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onu duyduğunuzda neden, “Bunu tekrar ağzımıza almamız, bizim için uygun değildir. (Yarabbi,) Sen her eksiklikten uzaksın. Bu, büyük bir iftiradır.” demediniz?

(Nur 16)

Muhammed Esed Meali:

Ve (bir kez daha): Böyle bir (söylentiyi) işittiğiniz zaman "Bu konuda konuşmak bize düşmez; kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Sensin; şüphesiz bu çok kötü bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz. Bu, büyük bir yalandır! " demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Mustafa Çavdar Meali:

Evet bu iftirayı duyar duymaz “Böyle şeyler konuşmak bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır.” demeniz gerekmez miydi?

Bknz: (33/58) - (49/6) - (104/1)»(104/9)

(Nur 16)

Mustafa Çevik Meali:

11-18 Peygamber’in eşine iftira atan, içinizden üç beş kişinin ortaya çıkması size şermiş gibi gelmesin. Aksine içinizdeki böylesine bozguncu ve fitnecileri tanımanız hayrınıza olmuştur. Onların her biri bu iftiralarının cezasını çekecek, iftiranın baş sorumlusu ise çok daha çetin bir azaba çaptırılacak. Siz ey mü’minler! Böyle bir söylentiyi duyduğunuz zaman kadın erkek hepiniz birden, “Bu bir iftiradır” deyip hüsnü zanda bulunup tepki göstermeniz gerekmez miydi? Öte yandan, iftiracıların da dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Bunu yapamadıklarına göre, onlar yalancı ve iftiracıların ta kendileridir. Ey bu iftiraya karşı çıkmayan ve inanan mü’minler! Şayet Allah’ın size merhameti olmasaydı dünyada ve âhirette çok büyük bir azaba çarptırılırdınız. Çünkü kesin bir belge ve bilgiye dayanmadan iftiraya karşı çıkmıyor, ayrıca yayıyordunuz, üstelik bu yaptığınız çirkinliği hafife alıp, önemsemiyordunuz. Oysa bu yaptığınız Allah katında çok büyük bir vebal, çok büyük bir günahtır. İftirayı duyar duymaz “Böylesine bilgimiz ve delilimiz olmayan şeylere inanmak, bu konuda konuşmak bize yakışmaz, bu büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi? Gerçekten Allah’a ve Rasûlüne iman ediyorsanız böyle bir günaha girmekten sakının! Allah size hükümlerini böylece apaçık bildiriyor. Allah her şeyin mutlak doğrusunu bilen ve bildirendir.

(Nur 16)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte bu yüzden, onu işitir işitmez: "Bu konuda konuşmak bize düşmez! (Allah'ım, böyle bir iftiradan) Senin yüce zatına sığınırız! Bu dehşet bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Osman Okur Meali:

Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?

(Nur 16)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onu işittiğiniz zaman, «Bunu söylemek bize layık olmaz, hâşâ bu, pek büyük bir iftiradır,» demeli değil mi idiniz?

(Nur 16)

Ömer Öngüt Meali:

Onu duyduğunuz zaman: “Bunu söylemek bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır. ” demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onu işitince, “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. Sübhanallah! Bu söylenenler büyük bir iftiradır!” demeniz gerekmez miydi!

(Nur 16)

Sadık Türkmen Meali:

Bu iftirayı işittiğiniz vakit; “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!

(Nur 16)

Seyyid Kutub Meali:

Onu işittiğiniz zaman «Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa Allah'a! Bu ağır bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Suat Yıldırım Meali:

Nasıl oldu da onu işitir işitmez: "Böylesi iftiraları ağzımıza alamayız, böyle şeyler bize yakışmaz. Haşa! Bu pek büyük, pek çirkin bir bühtandır." demediniz!

(Nur 16)

Süleyman Ateş Meali:

Onu işittiğiniz zaman, "Bunu konuşmamız bize yakışmaz, haşa, bu, büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onu duyduğunuzda şöyle deseydiniz olmaz mıydı: "Bu konuda konuşmaya hakkımız yoktur. Biz sana içten boyun eğeriz ey Sahip, bu büyük bir iftiradır!"

(Nur 16)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Böyle bir söz duyduğunuzda: "Bu konuda konuşmamız doğru değildir, çünkü bu apaçık bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Şaban Piriş Meali:

Onu duyduğunuz zaman "Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa, bu büyük bir iftiradır." demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Talat Koçyiğit Meali:

Halbuki o iftirayı işittiğiniz zaman, "bunu bizim konuşmamız bize yakışmaz; hâşâ, bu, büyük bir iftiradır" deseniz ne olurdu?

(Nur 16)

Tefhimul Kuran Meali:

Onu işittiğiniz zaman: «Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)

Ümit Şimşek Meali:

Onu işittiğiniz zaman “Bunu söylemek bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır” deseydiniz ne olurdu!

(Nur 16)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; haşa, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?

(Nur 16)