29. Ankebut Suresi / 39.ayet

Karun, Firavun ve Haman da benzer bir akıbete uğradı Hâlbuki Musa, onlara hakikatin apaçık belgeleri ile gelmişti. Fakat onlar kibirlenip ülkede bozgunculuğa devam ettiler ama bizim azabımızdan kurtulamadılar.

Bknz: (28/3)»(28/6)(43/46)»(43/56)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 39 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Karun'u ve Firavun'u ve Haman'ı da helak etmiştik ve andolsun ki Musa, onlara apaçık delillerle gelmişken tuttular da, yeryüzünde ululanmaya kalkıştılar ve azabı da savuşturamadılar.

(Ankebut 39)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık) . Andolsun Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak onlar yeryüzünde büyüklenip (azgınlaşmıştı) . Oysa onlar Bizi atlatıp (takdirimizden kaçamazlardı veazabımızdankurtulamamışlardı).

(Ankebut 39)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kârûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helak etmiştik. Gerçekten Musa onlara, apaçık delillerle geldi. Fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar ve O'nu reddettiler. Halbuki Allah'ı aciz bırakacak ve inecek azabın önüne geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Adem Uğur Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Ahmet Hulusi Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı (da böyle yaptık)... Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller olarak geldi de; dünyada benlik - büyüklük tasladılar... Oysa (gücümüzün) önüne geçemezlerdi!

(Ankebut 39)

Ahmet Tekin Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helâk ettik. Andolsun Mûsâ onlara apaçık deliller, mucizelerle gelmişti. Onlar ülkede, yeryüzünde büyüklük taslamışlar ve zorbalık ve diktatörlük ederek iktidarda kalmışlardı. Halbuki onlar da azâbımızdan kurtulacak değillerdi.*

(Ankebut 39)

Ahmet Varol Meali

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (helak ettik). Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller getirmişti. Ama onlar yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azaptan kurtulup) geçecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Ali Bulaç Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Karûn'u da, Firavûn'u da ve (onun veziri) Hâmân'ı da helâk ettik. Gerçekten Mûsa, onlara apaçık delillerle gelmişti de, onlar yeryüzünde kibirlenib baş kaldırdılar (iman etmediler). Halbuki (azabdan) kurtulacak değillerdi.

(Ankebut 39)

Ali Rıza Sefa Meali:

Karun da Firavun da Haman da öyle. Gerçek şu ki, Musa, onlara açık kanıtlar getirmişti. Fakat yeryüzünde büyüklük tasladılar. Oysa kaçıp kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Ali Ünal Meali:

Karun, Firavun ve Hâmân’ı da hatırlayın; Şurası bir gerçek ki, Musa onlara apaçık delillerle geldi, fakat onlar o ülkede kibir ve gururlarına yenik düşerek insanları eziyorlardı. Ama, haklarındaki hükmümüzü uygulamaya mani olup da cezamızdan kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Karun, Firavun ve Haman’ı da helak ettik. Andolsun! Musa onlara açık deliller ile geldi de onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Fakat Bizi geçemediler (Bizden kurtulamadılar.)

(Ankebut 39)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da helak ettik. Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslayıp, kabul etmediler. Oysa bizden kaçıp kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Bekir Sadak Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'i da yok ettik. And olsun ki Musa kendilerine belgelerle gelmisti de onlar yeryuzunde buyukluk taslamislardi. Oysa azabimizdan kurtulamazlardi.

(Ankebut 39)

Besim Atalay Meali:

Karun'u da, Firavun'u da, Hâman'ı da yok ettik, belgelerle Musa vardığında onlara, yeryüzünde imdi, büyüklük tasladılar, azabı da savamadılar

(Ankebut 39)

Celal Yıldırım Meali:

Karun'u, Fir'avn'ı ve Hâmân'ı da (inkâr ve azgınlıkları yüzünden) yok ettik. Sânım hakkı için Musâ onlara acık belgelerle (susturucu) mu'cizelerle geldi; fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar (Hakk'ı kabul etmediler ve ona boyun eğmeyi gururlarına yediremediler). Halbuki (Allah'ı âciz bırakacak ve inecek azâbın) önüne geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yaptıkları yüzünden helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Hâlbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da yok ettik. And olsun ki Musa kendilerine belgelerle gelmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa azabımızdan kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da helak ettik. Andolsun, Musa kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Diyanet Vakfı Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Edip Yüksel Meali:

Karun, Firavun ve Haman'ı da... Musa, onlara apaçık delillerle gitmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Atlatıp kaçamadılar.

(Ankebut 39)

Elmalılı Orjinal Meali:

Karuna ve Fir'avne ve Hamane de, celalim hakkı için onlara Musa beyyinelerle geldi de onlar o yerde kibirlenib kafa tuttular, halbuki önüne geçecek değillerdi

(Ankebut 39)

Elmalılı Yeni Meali:

Karun'a Firavun'a ve Haman'a da (gönderdik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık delillerle geldi de onlar; o yerde kibirlenip kafa tuttular. Oysa, (azabın) önüne geçecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Erhan Aktaş Meali:

Karun, Firavun ve Haman'a; Musa kanıt içeren, açıklayıcı bilgiyle geldi. Ne var ki onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Onlar kurtulanlardan olmadılar.[1]

1)Azabımızdan kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Gültekin Onan Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Hakkı Yılmaz Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da yıkıma uğrattık. Andolsun ki Mûsâ onlara apaçık deliller ile gelmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Hâlbuki onlar, geçiciler değillerdi.

(Ankebut 39)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Karun, Firavun ve Haman’ı da (helak ettik). Andolsun ki Musa, onlara apaçık deliller getirdi. Yeryüzünde büyüklendiler. Hâlbuki onlar (azabımızın) önüne geçemediler (ona engel olamadılar).

(Ankebut 39)

Harun Yıldırım Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Hasan Basri Çantay:

Kaarunu, Fir'avnı, Hamaanı da (helak etdik). Andolsun ki Musa (daha evvel) kendilerine apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar yer (yüzün) de büyklük taslamışlardı. Halbuki (azabın) önüne geçebilecek de değillerdi.

(Ankebut 39)

Hayrat Neşriyat Meali:

Karun'u, Fir'avun'u ve (vezîri) Hâmân'ı da (helâk ettik); and olsun ki, Mûsâ onlara (apaçık) deliller getirmişti de (onlar) yeryüzünde büyüklük taslamışlardı; hâlbuki(onlar, azâbımızın) önüne geçecek kimseler değillerdi.

(Ankebut 39)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da [helak ettik]. Elbetteki, Musa onlara açık kanıtlarla gelmişti. Ardından, onlar yerde [bölgede] büyüklük tasladılar. Hâlbuki, öne geçici değillerdi.

(Ankebut 39)

Hüseyin Atay Meali:

Ve Karun, Firavun ve Hamam Andolsun ki, Musa onlara açık belgelerle gelmişti de, onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Ancak geçip gidecek değillerdi.

(Ankebut 39)

İbni Kesir Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da. Andolsun ki Musa, kendilerine apaçık burhanlar getirmiş de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki azabımızın önüne geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

İlyas Yorulmaz Meali:

Musa Karun, Firavun ve Haman'a açık deliller getirmişti. Sonra onlar yer yüzünde büyüklük taslamışlardı, fakat onlar Allah'ın azabından kaçamamışlardı.

(Ankebut 39)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki Karun, firavun ve Haman’a, Musa (A.S) beyyinelerle (açık delillerle) geldi. Fakat onlar, yeryüzünde kibirlendiler. Ve onlar, (azabımızdan) kurtulanlar olmadılar.

(Ankebut 39)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz Karun'u, Firavun'u, Hâmân'ı da yokettik. Musa onlara apaçık belgeler getirmişti. Onlar ise yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysaki azabı önliyecek değildirler.

(Ankebut 39)

Kadri Çelik Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (yıkıma uğrattık). Şüphesiz Musa onlara apaçık delillerle gelmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklendiler ve onlar (sonuçta kudret ve irademizden) öne geçiler değillerdir.

(Ankebut 39)

Mahmut Kısa Meali:

Ayrıca, Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da böyle helâk etmiştik. Mûsâ onlara, hakîkati apaçık gösteren deliller ve apaçık mûcizeler getirmişti fakat onlar, yeryüzünde büyüklük taslamaya kalkıştılar. Oysa elimizden kaçıp kurtulacak değillerdi!

(Ankebut 39)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Umumiyetle aynen Karun, Firavun ve Haman'ı da helak ettik. Andolsun ki Musa getirmiştir Tam apaçık delilleri. Ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa azaptan kurtulacak değillerdir.

(Ankebut 39)

Mehmet Türk Meali:

Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı1 da (helâk ettik). Yemin olsun ki Mûsa onlara apaçık âyetler getirince onlar, güçlerinin Bize yetmeyeceğini bile bile,2 hemen yeryüzünde büyüklük tasladılar.*

(Ankebut 39)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Biz,) Kârûn’u (da,) Fir’avun ve Hâmân'ı (da azaba uğrattık.) Şüphesiz Musa, onlara apaçık mucizelerle gelmişti. Sonunda onlar, memlekette (herkese) kibirli davrandılar. (Ama bizim azabımızdan) kaçıp kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Muhammed Esed Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı (da böyle cezalandırdık). Musa onlara hakikatin bütün kanıtlarını getirmişti, ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar (ve o'nu reddettiler); halbuki onlar (elimizden) kaçıp kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Karun'u, Firavunu, Hâmân'ı da yok ettik. Halbuki Musa onlara apaçık kanıtlar getirmiş, onlar ise yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Ama azabımızdan kaçamadılar.

(Ankebut 39)

Mustafa Çavdar Meali:

Karun, Firavun ve Haman da benzer bir akıbete uğradı Hâlbuki Musa, onlara hakikatin apaçık belgeleri ile gelmişti. Fakat onlar kibirlenip ülkede bozgunculuğa devam ettiler ama bizim azabımızdan kurtulamadılar.

Bknz: (28/3)»(28/6) - (43/46)»(43/56)

(Ankebut 39)

Mustafa Çevik Meali:

Kârun, Firavun ve Haman’ı da helak edip yıkıma uğrattık. Çünkü Musa da onları Allah’ın âyetleri ve mucizelerle doğru olan hayat nizamına davet etmiş fakat kibirlenip, böbürlenerek onu yalanlamışlardı. Sonunda hak ettikleri azabımızdan kaçıp kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Karun, Firavun ve Haman da (benzer bir akıbete uğradı). Doğrusu Musa, onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmişti; fakat onlar ülkede büyüklük tasladılar: ne ki hiç biri de asla (Bizi) aşamadılar.

(Ankebut 39)

Osman Okur Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da yok ettik. Andolsun ki Musa kendilerine açık delillerle gelmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa (onlar, azâbımızın) önüne geçecek kimseler değillerdi. (azabımızdan) kurtulamazlardı.

(Ankebut 39)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Karun'u ve Fir'avun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik). Andolsun ki, onlara Mûsa beyyineler ile gelmişti. Fakat onlar yeryüzünde böbürlendiler. Halbuki, onlar (helâkin) önüne geçecek kimseler değildiler.

(Ankebut 39)

Ömer Öngüt Meali:

Kârun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helâk ettik). Andolsun ki Musa onlara apaçık delillerle geldi, onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar, oysa onlar öne geçebilecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Ömer Sevinçgül Meali:

Karun ve Firavun ve Haman’ı da helak ettik. Musa, onlara apaçık mucizelerle gelmişti. Fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar, inanmadılar. Oysa, ‘azgınlıkları yüzünden başlarına gelecek azabı’ engellemelerine imkân yoktu.

(Ankebut 39)

Sadık Türkmen Meali:

Karun’u, Firavun’u ve Hâman’ı da! Ant olsun, Musa onlara apaçık delillerle geldi. Ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ancak geçip gidecek değillerdi!

(Ankebut 39)

Seyyid Kutub Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı yok ettik. Musa onlara açık kanıtlar getirdi. Fakat yeryüzünde büyüklük tasladılar, ama elimizden kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Suat Yıldırım Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da helak ettik. Musa kendilerine belgelerle, mucizelerle geldi, ama onlar o ülkede kibirlendiler, büyüklük tasladılar, fakat hükmümüzden kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Süleyman Ateş Meali:

Kaarun'u, Fir'avn'ı, Haman'ı da (helak ettik). Andolsun, Musa onlara açık kanıtlar getirdi, fakat onlar o yerde büyüklük tasla(yıp ayetlerimizi kabule tenezzül etme)diler. Ama geçip gidecek, (elimizden kurtulacak) değillerdi.

(Ankebut 39)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Karun, Firavun ve Haman... Musa onlara açık belgelerle gelmişti. Onlar hemen kendilerini o yerin büyüğü gördüler. Bunu ilk yapan onlar değildi.

(Ankebut 39)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da yok ettik. Musa onlara apaçık deliller getirdiği halde, yeryüzünde büyük tasladılar. Ama elimizden kurtulamadılar.

(Ankebut 39)

Şaban Piriş Meali:

Karunu, Firavun'u ve Haman'ı (helak etti.) Musa, onlara belgelerle gelmişti. Fakat yeryüzünde büyüklendiler ama ileri gidemediler.

(Ankebut 39)

Talat Koçyiğit Meali:

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da helak etmiştik. Mûsâ, onlara apaçık mucizeler getirmişti de, onlar, yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Fakat helak olmaktan kurtulamamışlardı.

(Ankebut 39)

Tefhimul Kuran Meali:

Karûn'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti ancak onlar yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi.

(Ankebut 39)

Ümit Şimşek Meali:

Karun'u, Firavun'u, Hâmân'ı da helâk ettik. Halbuki Musa onlara apaçık deliller getirmiş, onlar ise o ülkede büyüklük taslamışlardı. Fakat azabımızdan kaçamadılar.

(Ankebut 39)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Karun'u, Firavun'u, Haman'ı da öyle yaptık. Yemin olsun, Musa onlara açık seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne geçemezlerdi.

(Ankebut 39)