29. Ankebut Suresi / 46.ayet

Size saldırganca davrananlar hariç kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele edin ve onlara şöyle deyin:
– Biz, bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz Müslüman olmuş kimseleriz.

Bknz: (16/125)(17/53)(42/15)(22/78)(41/33)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 46 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kitap ehliyle, ancak en güzel bir tarzda mücadele edin; yalnız içlerinden zulmedenler müstesna ve deyin ki: İnandık bize indirilene de, size indirilene de ve mabudumuz ve mabudunuz birdir ve biz, ona teslim olmuşuz.

(Ankebut 46)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlardan (Müslümanlara ve mazlum insanlara) -zulmedenleri hariç olmak üzere- Ehl-i Kitapla (kabalık ve zorbalıktan uzak) sadece en güzel yaklaşımla (ahsen ahlâkıyla fikri) mücadele yapın ve onlara deyin ki: “Bize indirilene de, size indirilene de inandık. İlahımız ve İlahınız birdir. Biz O'na teslim olanlardanız.” *

(Ankebut 46)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bize de kitap verildi deyip kitaba göre hareket etmeyen kimselerle aşırı gidip haksızlık yapmadıkları sürece, en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: “Bize indirilene inandığımız gibi, size indirilmiş olana da inanıyoruz. Çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz hepimiz O'na teslim olmuşuz.”

(Ankebut 46)

Adem Uğur Meali:

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

(Ankebut 46)

Ahmet Hulusi Meali:

Aralarındaki zulmedenler müstesna! Geçmişte kendilerine BİLGİ verilmiş olanlarla, en güzeli neyse o şekilde mücadele edin ve şöyle deyin: "Bize inzal olunana da size inzal olunana da iman ettik... İlahımız ve ilahınız aynı TEK'tir! Biz O'na teslim olmuşlarız. "

(Ankebut 46)

Ahmet Tekin Meali:

İçlerinden zulmedenler, İslâm'ın gelişmesinin, müslümanların ilerlemesinin önünü kesme planları yapanlar ve uygulayanlar, haksızlık edenler, şirke girenler bir yana, ehl-i kitaptan ehl-i tevhid olanlarla yalnızca en güzel, en mantıklı usulü kullanarak mücadele edin. “Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız, sizin Tanrınız birdir. Biz O'na teslim olan, İslâm'ı yaşayan müslümanlarız.” deyin.*

(Ankebut 46)

Ahmet Varol Meali

İçlerinden zulmedenler dışında kitap ehline karşı ancak en güzel şekilde mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olanlarız."

(Ankebut 46)

Ali Bulaç Meali:

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz."

(Ankebut 46)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Yahudi ve Hristiyanlardan) düşmanlıkta ileri gidenler müstesna olmak üzre, Yahudi ve Hristiyanlarla en güzel şekilde mücadele edin (yumuşak ve tatlı söz söyliyerek hakkı anlatın. Düşmanlıkta ileri gidenlerle ise, savaşın). Bir de deyin ki:” - Biz hem bize indirilene (Kur'an'a) hem de size indirilene (Tevrat ve İncîl'e) iman ettik. Bizim İlâh'ımız ve sizin İlâh'ınız birdir (ortağı yoktur). Biz, yalnız o'na itaat ederiz, (sizin gibi, Allah'dan başkasını rab edinmeyiz).”

(Ankebut 46)

Ali Rıza Sefa Meali:

Haksızlık yapanların dışındaki kitap halkıyla en güzel biçimde tartışın. Ve şunu söyleyin: "Hem bize indirilene hem de size indirilene inanıyoruz. Tanrımız ve Tanrınız aynıdır; Tektir. Çünkü biz, O'na teslim olanlarız!"

(Ankebut 46)

Ali Ünal Meali:

İçlerinde, (şirkte ve saldırganlıkta ısrar ederek) zulme batmış (ve dolayısıyla kendileriyle iyi münasebet mümkün) bulunmayanları dışında Kitap Ehli’yle ancak mümkün olan en güzel tarzda mücadele edin. Şöyle deyin onlara: “Biz, bize indirilen (Kur’ân’a da), size indirilen (kitaplara da) iman ettik. Bizim İlâhımız da sizin İlâhınız da bir ve aynı İlâh’tır; ve biz, O’na gönülden teslim olmuşuz.”

(Ankebut 46)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve Kitap verilenlerle en güzel yoldan başka bir yol ile mücadele etmeyin. Zalim olanları müstesna… Ve onlara: “Bize inene de, size inene de inandık. Bizim de, sizin de ilahınız birdir. Biz, O’na teslim olmuşlarız” deyin.

(Ankebut 46)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Zulmedenleri/şirk koşanları hariç, kitap ehli ile en güzel bir şekilde tartışınızve "Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir. Biz O'na teslim olmuşuzdur" deyiniz.

(Ankebut 46)

Bekir Sadak Meali:

Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en guzel sekilde mucadele edin, soyle deyin: «Bize indirilene de, size indirilene de inandik; bizim Tanrimiz da, sizin Tanriniz da birdir, biz O'na teslim olmusuzdur.»

(Ankebut 46)

Besim Atalay Meali:

Zulmedenlerden başka, kitaplı olanlarla, ancak en güzel yolda tartışasınız, diyeceksiniz onlara: «Bize inmiş olan da, size inene de inan getirmişiz biz, bizim Tanrımız da, sizinki de, hep birdir, biz O'na başeğmişiz»

(Ankebut 46)

Celal Yıldırım Meali:

Kitap Ehli olan (Yahudî ve Hıristiyan)larla —içlerinden zulmedenler dışında— ancak en güzel yoldan mücâdele edin. Deyin ki: «Bize indirilene de, size indirilene de inandık ; bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir ve biz ancak O'na teslimizdir.

(Ankebut 46)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kitap ehli ile (Yahudi ve Hıristiyanlarla) zulüm ve haksızlıktan uzak durdukları sürece en güzel şekilde tartışın ve (onlara) deyin ki: “Bize indirilene inandığımız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz. Çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz (hepimiz) O'na teslim olmuşuz.”*

(Ankebut 46)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık; bizim Tanrımız da, sizin Tanrınız da birdir, biz O'na teslim olmuşuzdur."

(Ankebut 46)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İçlerinden zulmedenler hariç, Kitap ehli ile ancak en güzel bir yolla mücadele edin ve (onlara) şöyle deyin: "Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir (aynı ilahtır). Biz sadece O'na teslim olmuş kimseleriz."

(Ankebut 46)

Diyanet Vakfı Meali:

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

(Ankebut 46)

Edip Yüksel Meali:

Kitap halkıyla, zalim olanları hariç en güzel bir biçimde tartışın ve 'Bize indirilene inandık ve size de indirilene inandık. Bizim Tanrımız, sizin de Tanrınız birdir. Biz sadece O'na teslim olduk,'deyin.

(Ankebut 46)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ehli kitaba en güzel olan suretden başkasıyle mucadele de etmeyin ancak zulmedenler başka ve deyinki; biz, hem bize indirelene iyman ettik hem size indirilene ve bizim ilahımızla sizin ilahınız bir, şu kadar ki biz yalnız ona müslimiz

(Ankebut 46)

Elmalılı Yeni Meali:

Kitap ehli ile zulmedenleri bir yana ancak en iyi bir şekilde mücadele edin ve deyin ki: "Biz, hem bize indirilene iman ettik, hem size indirilene ve bizim ilahımız ile sizin ilahınız birdir. Ancak biz yalnız O'na teslim olmuşuzdur."

(Ankebut 46)

Erhan Aktaş Meali:

Haksızlık edenleri hariç, Kitap Ehli ile ancak en iyi şekilde mücadele edin. Ve deyin ki: "Biz, bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim ve sizin ilahınız birdir. Biz de O'na teslim olanlarız."

(Ankebut 46)

Gültekin Onan Meali:

İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene inandık; bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz."

(Ankebut 46)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kendilerinden, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar hariç, Kitap Ehli ile ancak en güzel bir yolla mücâdele ediniz ve: “Biz, bize indirilene ve size indirilene inandık. Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir. Biz, sadece Allah için islamlaştıran kimseleriz” deyiniz.

(Ankebut 46)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İçlerinden zalim olanlar hariç, Ehl-i Kitap’la ancak en güzel üslupla tartışın. Deyin ki: “Bize ve size indirilene iman ettik. Bizim ilahımız ve sizin ilahınız tektir ve bizler, O’na teslim olmuş kimseleriz.”

(Ankebut 46)

Harun Yıldırım Meali:

İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehli kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

(Ankebut 46)

Hasan Basri Çantay:

İçlerinden zulmedenler müstesna olmak üzere ehl-i kitab ile en güzel (savaşdan) başka bir suretle mücadele etmeyin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim Allahımız da, sizin Allanınız da birdir. (Şu kadar ki) biz (ancak) Ona teslim olanlarız. (Biz Onun samimi müslümanlarıyız)".

(Ankebut 46)

Hayrat Neşriyat Meali:

İçlerinden zulmedenler hâriç, ehl-i kitabla ancak o en güzel olan (sûret)le mücâdele edin ve deyin ki: “(Biz,) bize indirilene de size indirilene de îmân ettik; bizim İlâhımız da sizin İlâhınız da birdir ve biz ancak O'na teslîm olanlarız.”

(Ankebut 46)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kitap halkıyla ancak en güzeliyle mücadele edin-tartışın. Ancak, onlardan zulüm-haksızlık edenleri (savaş açanları) hariç¹, "Bize indirilene ve size indirilene inandık. Biz, ona teslim olanlar (müslümanlar) iken, Tanrımız ve Tanrınız tektir." deyin.

(Ankebut 46)

Hüseyin Atay Meali:

Kitaplılardan, haksızlık yapanların dışında kalanlarla, "Bize indirilene ve size indirilene inandık, bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir, biz içtenlikle O’na bağlı olmuşuzdur" diyerek en güzel şekilde konuşun.

(Ankebut 46)

İbni Kesir Meali:

İçlerinden zulmedenler bir yana; Ehl-i Kitab ile en güzel olanın dışında mücadele etmeyin ve deyin ki Bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir. Biz, O'na teslim olanlarız.

(Ankebut 46)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kendilerine kitap verilenlerle mücadeleyi, en güzel bir biçimde yapın. Onlardan kendilerine zulmedenlere “Bize indirilene iman ettik ve size indirilmiş olana da de iman ettik. Bizim ilahımız da tek, sizin ilahınızda tek. Biz, O tek ilaha teslim olanlardanız” deyin.

(Ankebut 46)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve kitap ehli ile onlardan zulmedenler hariç, en güzel olandan başka bir şekilde mücâdele etmeyin. Ve "Biz, bize indirilene ve size indirilene îmân ettik. Bizim İlâhımız ve sizin İlâhınız birdir (aynıdır). Ve biz, O’na teslim olanlarız." deyin.

(Ankebut 46)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Kitap'lılarla çekişirken yolun en güzelinden başkasını tutmayın. İçlerinden kıyıcılık edenler olursa o başka. Hem onlara deyin: «Biz size bildirilene de inandık bize bildirilene de. Bizim tanrımız da bir, sizin tanrınız da bir. Biz kendimizi yalnız Ona veriyoruz.»

(Ankebut 46)

Kadri Çelik Meali:

İçlerinde zulmetmekte olanları hariç olmak üzere kitap ehli kimselerle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin ve “Bize indirilene ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuş olanlarız” deyin.

(Ankebut 46)

Mahmut Kısa Meali:

Kitap sahipleri olarak bilinen Yahudi ve Hıristiyanlar ile dînî konuları tartışırken, kaba ve kırıcı davranmayın! Gönül inciten, insanı rencide eden tavır ve davranışlardan uzak durun! Onlarla tatlı bir üslupla, en güzel şekilde tartışın. Fakat içlerinden, açıkça zâlimlik edenler başka;çünkü öyleleri, hiçbir mantıklı gerekçeye dayanmadan hakîkati inatla reddeder, sizi zorbalıkla sindirmeye çalışırlar. Hoşgörülü olacağız derken, zâlimler karşısında zayıf ve pısırık durmayın! Onlara, hak dinin kaynağının bir olduğunu, hatırlatarak deyin ki: “Bakın, biz hem bize gönderilen Kur’an-ı Kerime, hem de size gönderilen Tevrat, Zebur ve İncil’e —eklediğiniz veya değiştirdiğiniz kısımlar hariç— inanırız. Aslında bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da aynı ilâhtır. Ancak biz, yalnızca O’na boyun eğen müminleriz!”

(Ankebut 46)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ehl-i kitap'la en güzel hal dışında mücadele etmeyin. Ancak zulme sapanları müstesnadır. Bize indirilene iman ettiğimiz gibi size indirilene de iman ederiz. İlahımız ve ilahınız birdir. Usulen aynı inançlara sahibiz. Biz O'na her halimizle teslim olanlarız deyin onlara sizler.

(Ankebut 46)

Mehmet Türk Meali:

İçlerindeki zâlim1 olanları hariç, Kitap Ehli olan (Yahûdî ve Hıristiyanlarla) en güzel şekilde2 mücadele edin. Ve: “Biz, hem bize indirilen, hem de size indirilen kitapların aslın)a îman ettik. (Aslında) bizim ilâhımız da sizin ilâhınız da yalnız kendisine inandığımız3 tek Allah’tır” deyin.*

(Ankebut 46)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ehl-i Kitap ile en güzel (delilden) başkası ile tartışmayın. Ancak aralarından zulmedenler (bunun dışındadır.) Deyin ki: “Bize indirilene (de,) size indirilene (de) inandık. Bizim İlâhımız ve sizin İlâhınız tektir. Biz, ancak O’na itaat ederiz.”

(Ankebut 46)

Muhammed Esed Meali:

Geçmiş vahyin mensupları ile zulüm ve haksızlıktan uzak durdukları sürece en güzel şekilde tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene inandığımız gibi size indirilmiş olana da inanıyoruz: çünkü bizim ilahımız ile sizin ilahınız tek ve aynıdır ve biz (hepimiz) O'na teslim olmuşuzdur".

(Ankebut 46)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendilerine kitap verilenlerle ancak en güzel bir biçimde tartışın. Yalnız onlardan zulmedenleri bunun dışında tutun. Onlara deyin ki; "Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir. Ve biz ona teslim olmuşuzdur."

(Ankebut 46)

Mustafa Çavdar Meali:

Size saldırganca davrananlar hariç kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele edin ve onlara şöyle deyin: – Biz, bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz Müslüman olmuş kimseleriz.

Bknz: (16/125) - (17/53) - (42/15) - (22/78) - (41/33)

(Ankebut 46)

Mustafa Çevik Meali:

Ey mü’minler! Kitap ehli olanların içlerinden size düşmanca davranıp, zulmeden ve saldıranların dışındakilerle, makul, adil, erdemli ve en güzel biçimde konuşup tartışın, onları yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinmeye, Allah merkezli hayat nizamı ile yaşamaya davet edin. Ve onlara deyin ki: “Biz Rabbimizden hem bize hem size hem de öncekilere gönderilmiş olan peygamberlere, kitaplara iman ederiz. Bizler hepimizin tek ve gerçek Rabbi ve ilahı olan Allah’a teslim olmuş kimseleriz.”

(Ankebut 46)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Önceki vahiylerin mensuplarıyla tartışırken, haksızlık etmedikleri sürece en güzel yol ve yöntemden başkasına itibar etmeyin ve deyin ki: "Biz bize indirilene de, size indirilene de inanmışız; bizim de, sizin de ilahınız bir ve tektir; ne ki biz kayıtsız şartsız sadece O'na teslim olmuşuz."

(Ankebut 46)

Osman Okur Meali:

Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: "Bize indirilene de, size indirilene de inandık; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir, biz O'na teslim olmuşuzdur."

(Ankebut 46)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve ehl-i kitap ile en ziyâde güzel sûretten başkasıyla mücadele etmeyin. Onlardan zulmedenler ise müstesna, ve deyiniz ki: «Bize indirilmiş olana biz imân ettik ve bizim ilâhımız ile sizin ilâhınız birdir ve biz ancak O'na teslim olmuş olanlarız.»

(Ankebut 46)

Ömer Öngüt Meali:

Zulmedenleri hariç ehl-i kitap ile ancak en güzel şekilde mücadele edin ve deyin ki: “Bize indirilene de size indirilene de iman ettik. Bizim ilâhımız da sizin ilâhınız da birdir. Ve biz yalnız O'na teslim olmuşuzdur. ”

(Ankebut 46)

Ömer Sevinçgül Meali:

Zalim olanları bir yana, kendilerine kitap verilenlerle ‘öbür semavi dinlere inananlarla’ en güzel biçimde tartışın. “Biz, bize indirilene de, size indirilene de inandık. Bizim ilahımızla sizin ilahınız birdir. Biz ona teslim olmuşuzdur” deyin.

(Ankebut 46)

Sadık Türkmen Meali:

İçlerinden zulmedenleri hariç olmak üzere kitap ehli ile ancak, en güzel tarzda (medeniyet yarışı yaparak) mücadele edin. Ve deyin ki: Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim İlâhımız da sizin İlâhınız da birdir. Biz O’na teslim olanlarız!”

(Ankebut 46)

Seyyid Kutub Meali:

Yahudilerin ve Hıristiyanların zalim olanları dışında kalanları ile tartışırken olabildiğince gönül alıcı ve etkili bir dil kullanınız. Onlara deyiniz ki, «Bizler hem bize ve hem de size indirilen kitaplara inanıyoruz. Bizim de sizin de ilahınız birdir, biz O tek ilaha teslim olmuşuz.»

(Ankebut 46)

Suat Yıldırım Meali:

Zulmedenleri hariç, Ehl-i kitab ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin: "Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlahımız da sizin İlahınız da bir ve aynı İlahtır ve Biz O'na gönülden teslim olduk."

(Ankebut 46)

Süleyman Ateş Meali:

Kitap ehliyle, -haksızlık edenleri dışında- en güzel tarzda tartışın ve deyin ki: "Bize indirilene de size indirilene de inandık. Tanrımız ve tanrınız birdir, biz de O'na teslim olanlarız."

(Ankebut 46)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yanlış davrananlar dışındaki Ehl-i Kitapla[1] mücadeleyi, en güzel yöntemden başkasıyla yapmayın[2]. Onlara deyin ki; "Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim ilahımızla sizin ilahınız birdir. Biz ona teslim olmuş kimseleriz."

1) Kitaplarında uzman olan kişiler
2) Tevbe 9/29. ayet, yanlış davrananlarla ilgilidir. 

(Ankebut 46)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Haksızlıktan uzak durdukları sürece, Kitap Ehli ile en güzel biçimde tartışın. "Biz, bize indirilene de, size indirilene de inanıyoruz. Çünkü hepimizin ilahı tektir. Biz O'na teslim olduk" deyin.

(Ankebut 46)

Şaban Piriş Meali:

Kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele et. Ancak onlardan zalim olanlar hariç. Onlara şöyle deyin: -Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir. Biz ona teslim olanlarız.

(Ankebut 46)

Talat Koçyiğit Meali:

İçlerinden zâlim olanlar dışında, kitap ehline karşı, en güzel bir şekilde mücadele edin ve deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de îman ettik. Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz Ona teslim olan kimseleriz"?

(Ankebut 46)

Tefhimul Kuran Meali:

İçlerinde zulmetmekte olanları hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: «Bize indirilene ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınızda birdir ve biz O'na teslim olmuş olanlarız.»

(Ankebut 46)

Ümit Şimşek Meali:

Kitap Ehliyle ancak en güzel bir şekilde tartışın—yalnız onlardan zulmedenler müstesna. Onlara deyin ki: “Bize indirilene de, size indirilene de biz iman ettik. Bizim tanrımız da, sizin tanrınız da birdir. Ve biz Ona teslim olmuşuzdur.”

(Ankebut 46)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ehl-i kitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."

(Ankebut 46)