30. Rum Suresi / 52.ayet

– Şu bir gerçek ki; sen bu mesajı ölülere duyuramazsın, bir de arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını işittiremezsin.

Bknz: (27/80)»(27/81)(35/22)(36/70)

Mustafa Çavdar Meali

Rum 52 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hiç şüphe yok ki sen, sesini duyuramazsın ölüye ve ardına dönüp giderlerken davetini duyuramazsın sağırlara.

(Rum 52)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Şimdi Sen, (kalpleri) ölülere asla (söz) işittirip (uyandıramazsın) ve arkalarını dönüp giden (insan görünümlü) sağırlara da (Hakk) çağrıyı dinletip duyuramazsın.

(Rum 52)

Abdullah Parlıyan Meali:

Elbette sen ölülere, asla duyuramazsın ve sırtlarını dönüp uzaklaşan, kalbi sağırlara da asla duyuramazsın.

(Rum 52)

Adem Uğur Meali:

(Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.

(Rum 52)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki sen (bilgisizce kendini toprakta yok olup gidecek beden sanan) ölülere işittiremezsin; (Hakk'a) arkalarını dönüp gittiklerinde sağırlara da işittiremezsin!

(Rum 52)

Ahmet Tekin Meali:

Elbette sen, tebliğini ölüler gibi duygusuz olanlara duyuramazsın. İkballerine ve istikballerine sırt çevirip arkalarını dönüp giderlerken, hakkı duymak istemeyerek sağır kesilenlere de tebliğini duyuramazsın.*

(Rum 52)

Ahmet Varol Meali

Doğrusu sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Ali Bulaç Meali:

Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunun için sen (Ey Rasûlüm, onlar) arkalarını dönmüş giderlerken, (hakka olan) o daveti, (kalbleri) ölülere duyuramazsın ve sağırlara da işittiremezsin.

(Rum 52)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kuşkusuz, ölülere duyuramazsın; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.[342]

342)"Ölülere duyuramazsın!" bildirimi, 27:80 ve 35:22 ayetlerinde tekrarlanır. Geçimlerini din üzerinden sağlayanların çoğunluğu tarafından, "Ölüler sevdikleri kişileri duyarlar." denilerek anlatılanlar, Kur'an ayetlerinde çok açık bir biçimde yalanlanmıştır.

(Rum 52)

Ali Ünal Meali:

Bu sebeple (ey Rasûlüm,) sen ölülere hiçbir şeyi duyuramazsın; davetini arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara da duyuramazsın.

(Rum 52)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Artık sen, ölülere söz dinletemezsin. Sağırlara da arkalarını dönüp kaçtıklarında, çağrıyı işittiremezsin.

(Rum 52)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Elbette sen manen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken manen sağırlara o daveti işittiremezsin.

(Rum 52)

Bekir Sadak Meali:

Tabiidir ki sen olulere katiyyen isittiremezsin; donup giden sagirlara da cagriyi duyuramazsin.

(Rum 52)

Besim Atalay Meali:

İmdi, sen ölüye söz duyuramazsın, yüz çevirip gidince, sağırı çağırsan da işittiremen

(Rum 52)

Celal Yıldırım Meali:

Çünkü gerçekten sen ölülere işittiremezsin; arkasını çevirip giden sağırlara da daveti duyuramazsın.

(Rum 52)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Şüphesiz, sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.

(Rum 52)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Tabiidir ki sen ölülere katiyyen işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şüphesiz, sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri zaman çağrıyı sağırlara da işittiremezsin.

(Rum 52)

Diyanet Vakfı Meali:

(Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.

(Rum 52)

Edip Yüksel Meali:

Sen ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı duyurabilirsin.

(Rum 52)

Elmalılı Orjinal Meali:

Çünkü sen ölülere işittiremezsin, o da'veti sağırlara da işittiremezsin, arkalarını dönmüş giderlerken

(Rum 52)

Elmalılı Yeni Meali:

Çünkü sen ölülere işittiremezsin. O daveti arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.

(Rum 52)

Erhan Aktaş Meali:

Şu bir gerçek ki, sen ölülere[1] duyuramazsın. Arkasını dönüp giden sağırlara[2] da çağrıyı duyuramazsın.[3]

1)Aklını kullanmayanlara, aklını devre dışı bırakanlara.
2)Vurdumduymaz, sorumsuz ve neme lazımcılara.
3)Söz dinletemezsin.

(Rum 52)

Gültekin Onan Meali:

Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bu nedenle sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da dinletemezsin.

(Rum 52)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki sen, ölülere (benzeyen kâfirlere hakkı) işittiremezsin. Arkalarını dönüp gittiklerinde, (hakka karşı) sağır olanlara da daveti işittiremezsin.

(Rum 52)

Harun Yıldırım Meali:

(Resûlüm!) Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin.

(Rum 52)

Hasan Basri Çantay:

Bunun için sen — arkalarına dönüb giderlerken — o da'veti ölülere de duyuramazsın, sağırlara da işitdiremezsin.

(Rum 52)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde, şübhesiz ki sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönen kimseler olarak yüz çevirirlerken, o sağırlara da da'veti(ni) işittiremezsin!(1)*

(Rum 52)

Hubeyb Öndeş Meali: /

O halde, gerçekten sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönerek yüz çevirdikleri zaman sağırlara duayı işittiremezsin.

(Rum 52)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, sen ölülere işittiremezsin; dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

İbni Kesir Meali:

Bunun için sen; ölüye katiyyen işittiremezsin. Dönüp giden sağırlara da daveti duyuramazsın.

(Rum 52)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını döndüklerinde sağır olanlara çağrını duyuramazsın.

(Rum 52)

İskender Ali Mihr Meali:

Öyleyse muhakkak ki sen ölülere duyuramazsın, arkalarına dönüp gittikleri zaman sağırlara da daveti duyuramazsın.

(Rum 52)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki sen sesini ne ölülere işittirebilirsin, ne de arkasını dönen sağırlara işittirebilirsin.

(Rum 52)

Kadri Çelik Meali:

Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Mahmut Kısa Meali:

Ey Müslüman! Gerçek şu ki, sen, kalpleri kibir, bencillik ve günah kirleriyle kararıp ölmüş olanlarasesini duyuramazsın ve ne kadar çırpınsan da, gerçeklerden sırt çevirip uzaklaşmakta olan sağırlara bu çağrıyı işittiremezsin.

(Rum 52)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Uyarıp duyuramazsın ölülere, dönüp giden sağırlara çağrıyı duyuramazsın, İşitmez onlar.

(Rum 52)

Mehmet Türk Meali:

Bil ki sen (hakka) daveti ölülere1 işittiremediğin gibi, arkalarını dönüp giden sağırlara da duyuramazsın.2*

(Rum 52)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz sen, ölülere (sözünü) duyuramazsın ve sırtlarını dönüp gittikten sonra, sağırlara (da) çağrını işittiremezsin.

(Rum 52)

Muhammed Esed Meali:

Elbette sen ölülere asla duyuramazsın ve sırtlarını (sana) dönüp uzaklaşan (kalbi) sağırlara (da)!

(Rum 52)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Elbette ki, sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.

(Rum 52)

Mustafa Çavdar Meali:

– Şu bir gerçek ki; sen bu mesajı ölülere duyuramazsın, bir de arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını işittiremezsin.

Bknz: (27/80)»(27/81) - (35/22) - (36/70)

(Rum 52)

Mustafa Çevik Meali:

52-53 Ey Peygamber! Sen çağrını ölülere duyuramayacağın gibi kulağını tıkayıp arkasını dönüp gidenlere de duyuramazsın. Sen ancak yaratılış sebeplerini merak eden, kâinattaki nizamı ve yaratılmışlar arasındaki uyumu görüp düşünen kimseleri uyarabilirsin. İşte onlar davet olundukları Allah merkezli hayat nizamının anlam ve önemini kavrayabilirler.

(Rum 52)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şu da bir gerçek ki sen asla ölülere duyuramazsın; arkasını dönüp uzaklaşırken her tür davete sağır kesilenlere de duyuramazsın.

(Rum 52)

Osman Okur Meali:

Şu da bir gerçek ki sen asla ölülere duyuramazsın; arkasını dönüp uzaklaşırken her tür davete sağır kesilenlere de duyuramazsın.

(Rum 52)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Çünkü sen o dâveti ölülere duyuramazsın ve arkalarına dönüp giderlerken sağırlara da duyuramazsın.

(Rum 52)

Ömer Öngüt Meali:

Gerçek şu ki sen ölülere işittiremezsin. Arkalarını dönüp giden sağırlara da dâvetini duyuramazsın.

(Rum 52)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sen ölüye asla işittiremezsin. Davetini, dönüp gitmekte olan sağırlara duyuramazsın.

(Rum 52)

Sadık Türkmen Meali:

Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin! Ve çağrıyı; arkalarını dönmüş giderlerken, sağırlara da duyuramazsın!

(Rum 52)

Seyyid Kutub Meali:

Ey Muhammed! Sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrını işittiremezsin.

(Rum 52)

Suat Yıldırım Meali:

Şunu bil ki: Sen ne ölülere sesini duyurabilirsin, ne de arkasını dönüp uzaklaşan sağırlara bu daveti işittirebilirsin.

(Rum 52)

Süleyman Ateş Meali:

Sen de ölülere söz dinletemezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara çağrıyı işittiremezsin.

(Rum 52)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sen ölülere işittiremezsin, arkasını döndüğünde sağırlara da işittiremezsin.

(Rum 52)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sen sesini ölülere de, sana sırt çeviren sağırlara da duyuramazsın.

(Rum 52)

Şaban Piriş Meali:

Sen, ölüye sesini duyuramazsın, arkasını dönüp gittiği zaman sağırlara çağrını duyuramazsın.

(Rum 52)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Şüphe yoktur ki sen, ölülere işittiremez, dönüp gittikleri zaman da sağırlara çağırıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Tefhimul Kuran Meali:

Şimdi sen, ölülere (söz) duyuramazsın ve arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)

Ümit Şimşek Meali:

Sen ölülere söz dinletemezsin; arkasını dönüp giden sağırlara da çağrını duyuramazsın.

(Rum 52)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Artık sen ölülere işittiremezsin. Dönüp gittikleri takdirde sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.

(Rum 52)