3. Ali İmran Suresi / 35.ayet
- « Ali İmran 34
- Ali İmran 35
- Ali İmran 36 »
Ali İmran 35 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
An o zamanı ki İmran'ın zevcesi, ya Rabbi demişti, karnımdakini, azatlı bir kul olmak üzere sana adadım, kabul et. Şüphe yok ki sen duyarsın, bilirsin.*
(Ali İmran 35)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olan (bebeğimi), her türlü nefsi bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak (ve sadece Senin rızanı umarak) onuSana nezr ettim. (Tamamen Senin hizmetine adadım.) Benden kabul et. Şüphesiz İşiten, Bilen, Sensin Sen!" demişti.
(Ali İmran 35)Abdullah Parlıyan Meali:
Bir zamanlar İmrân'ın karısı demişti ki: “Ey Rabbim! Karnımdakini her türlü bağımlılıklardan uzak, hür olarak sadece sana kul olması için adadım. Benden bunu kabul buyur. Doğrusu yalnız sen, herşeyi bilen ve duyansın.”
(Ali İmran 35)Adem Uğur Meali:
İmrân'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin."
(Ali İmran 35)Ahmet Hulusi Meali:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim karnımdaki çocuğu herhangi bir şarta bağlı olmaksızın sana adadım; benden kabul buyur. Muhakkak ki sen, Semi'sin, Aliym'sin. "
(Ali İmran 35)Ahmet Tekin Meali:
İmran'ın karısı: “Rabbim, karnımdakini hür, baskılara boyun eğmeyen, samimi bir kul olarak Sana, Senin mabedine adadım. Adağımı kabul buyur. Sen, sadece Sen niyazımı işitiyor, niyetimi biliyorsun.” dedi.
(Ali İmran 35)Ahmet Varol Meali
Hani İmran'ın hanımı: "Ey Rabbim! Karnımda olanı dünya meşguliyetlerinden uzak olarak sana adadım. Onu benden kabul eyle. Şüphesiz sen duyansın, bilensin" demişti. [4]*
(Ali İmran 35)Ali Bulaç Meali:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti.
(Ali İmran 35)Ali Fikri Yavuz Meali:
(Îsa'nın büyükannesi olan) İmran'ın zevcesi şöyle demişti: “- Ey Rabbim, karnımdakini dünya meşguliyetlerinden beri olarak sana adadım. Böylece adağımı kabul buyur. Muhakkak ki sen, benim adadığımı hakkıyla işitici ve niyyetimin ne olduğunu kemâliyle bilicisin.”
(Ali İmran 35)Ali Rıza Sefa Meali:
İmran'ın karısı, şöyle demişti: "Efendim! Aslında, karnımdakini, özgürce Sana adadım; kabul et. Kuşkusuz, Sen, Duyansın; Bilensin!"
(Ali İmran 35)Ali Ünal Meali:
Hani bir zaman İmran’ın hanımı şöyle dua ve münacatta bulunmuştu: “Rabbim! Şu karnımdaki yavruyu her türlü bağdan, dünya iş ve meşgalesinden azade ve her şeyiyle Sana teslim bir kul olarak, (bilhassa Ma’bed’e hizmet etsin diye) Sana adadım; ne olur bu adağımı kabul buyur; şüphesiz ki Sen’sin Semîʽ (her şeyi hakkıyla işiten); Alîm (niyetlere ve kalbden geçenlere varıncaya kadar her şeyi hakkıyla bilen).”
(Ali İmran 35)Bahaeddin Sağlam Meali:
Hatırla o zamanı ki, İmran’ın hanımı: “Ya Rabbi! Ben karnımdaki bu bebeği hür olarak sana adadım. Sen onu benden kabul et! Sen her şeyi işiten ve bilensin!” dedi.
(Ali İmran 35)Bayraktar Bayraklı Meali:
İmran'ın eşi şöyle demişti: "Ey Rabbim! Karnımdaki çocuğu hür/erkek bir insan olarak sırf sana adıyorum. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz hakkıyla işiten ve bilen sensin."
(Ali İmran 35)Bekir Sadak Meali:
Imran'in karisi: «Ya Rabbi! Karnimda olani, sadece sana hizmet etmek uzere adadim, benden kabul buyur, dogrusu isiten ve bilen ancak Sensin» demisti.
(Ali İmran 35)Besim Atalay Meali:
İmran'ın karısı demişti ki: «Ya Rab! Şu karnımda olanı, âzadolunmuş bir köle gibi, ben sana adamışım, onu benden onayla, sen işitir, sen bilirsin!»
(Ali İmran 35)Celal Yıldırım Meali:
Hani imrân'ın karısı: «Rabbim ! karnımdakini her kayıttan uzak sadece ibâdette bulunmak üzere sana adadım. Bunu benden kabul buyur. Şüphesiz ki sen, sen her şeyi işitirsin, bilirsin,» demişti.
(Ali İmran 35)Cemal Külünkoğlu Meali:
Hani İmran'ın karısı (İsa'nın büyükannesi ve Meryem'in annesi Hanne) şöyle demişti: “Ey Rabbim! Karnımdaki (çocuğumu) senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et. Doğrusu, yalnız sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!”
(Ali İmran 35)Diyanet İşleri Eski Meali:
İmran'ın karısı: "Ya Rabbi! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak Sensin" demişti.
(Ali İmran 35)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Hani, İmran'ın karısı, "Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin" demişti.
(Ali İmran 35)Diyanet Vakfı Meali:
İmrân'ın karısı şöyle demişti: «Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım. Adağımı kabul buyur. Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin.»
(Ali İmran 35)Edip Yüksel Meali:
İmran'ın karısı demişti ki: 'Rabbim, karnımdaki (bebeği) tamamiyle sana adadım, adağımı kabul buyur. Sen İşitensin, Bilensin.'
(Ali İmran 35)Elmalılı Orjinal Meali:
Imranın haremi dediği vakit: "Ya rabbi! ben karnımdakini her kayıddan azade olarak sana adadım, hemen kabul buyur benden, çünkü bir sensin işiden bilen sen"
(Ali İmran 35)Elmalılı Yeni Meali:
İmran'ın karısı: "Ya Rab! Ben karnımdakini kayıtsızca sana adadım, hemen kabul et bunu benden; çünkü sadece Sensin işiten, bilen Sen!" dedi.
(Ali İmran 35)Erhan Aktaş Meali:
Hani, bir zaman İmran'ın hanımı: "Rabbim! Karnımdakini kendi isteğimle sana adadım.[1] Benden kabul et. Kuşkusuz, Sen Her Şeyi Duyan ve Her Şeyi Bilen'sin." demişti.
1)Her şeyi ile senin yoluna adadım.
Gültekin Onan Meali:
Hani İmran'ın karısı "Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen" demişti.
(Ali İmran 35)Hakkı Yılmaz Meali:
Hani bir zaman İmrân'ın karısı: “Rabbim! Kesinlikle ben, karnımdakini tam hür olarak senin için adadım. Sen de benden kabul et, şüphesiz Sen en iyi işitensin, en iyi bilensin” demişti.
(Ali İmran 35)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
(Hatırlayın!) Hani İmran’ın karısı demişti ki: “Rabbim! Şüphesiz ki ben, karnımdaki (çocuğu) hür (senden başkasına kulluk yapmayan) olarak sana adadım. (Adağımı) benden kabul et. Şüphesiz ki sen, (işiten ve dualara icabet eden) Es-Semi’, (her şeyi bilen) El-Alîm’sin.”
(Ali İmran 35)Harun Yıldırım Meali:
Hani İmran’ın karısı demişti ki: “Rabbim, doğrusu ben karnımdakini azad edilmiş olarak sana adadım; benden kabul et! Şüphesiz Semi’ ve Alîm olan sensin, yalnız sen!”
(Ali İmran 35)Hasan Basri Çantay:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım. Benden olan bu (adağ) ı kabul et. Şübhesiz (niyazımı) hakkıyle işiden, (niyyetimi) kemaliyle bilen Sensin Sen" demişdi.
(Ali İmran 35)Hayrat Neşriyat Meali:
Bir zaman İmrân'ın hanımı (Hanne) şöyle demişti: “Rabbim! Gerçekten ben karnımdakini (ibâdet için) âzâd edilmiş (bir köle) olarak sana adadım, artık benden kabûl buyur! Şübhesiz ki Semî' (her niyâzı işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak sensin!”
(Ali İmran 35)Hubeyb Öndeş Meali: /
bir zamanlar¹, İmran'ın² hanımı "RAB'bim! Gerçekten ben, karnımdakini hür olarak sana adadım. Artık benden (bunu) kabul et. Kesinlikle sen, devamlı işitensin, devamlı bilensin" demişti.
(Ali İmran 35)Hüseyin Atay Meali:
Hani, İmran’ın karısı, "Rabbim! Karnımda olanı sırf sana adadım, benden kabul buyur! Doğrusu, işiten ve bilen ancak Sensin" demişti.
(Ali İmran 35)İbni Kesir Meali:
Hani, İmran'ın karısı: Rabbım karnımdakini hür olarak Sana adadım, benden kabul buyur. Doğrusu Sensin Sen, Semi, Alim, demişti.
(Ali İmran 35)İlyas Yorulmaz Meali:
İmranın karısı “Rabbim karnımdaki (çocuğu)mu hiçbir kimsenin baskısı olmadan sana adıyorum. Benden kabul et. Sen her şeyi işiten ve bilensin” demişti.
(Ali İmran 35)İskender Ali Mihr Meali:
İmrân'ın eşi (Hanne): "Rabbim ben, karnımda olanı (doğacak çocuğumu), hür olarak senin için (yalnız sana itaat ve ibadet etsin diye) nezrettim (adadım). Artık (onu) benden kabul buyur. Muhakkak ki Sen Semi'sin (en iyi işitensin), Alîm'sin (en iyi bilensin)." demişti.
(Ali İmran 35)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
O gün İmran'ın karısı şöyle demişti: «Ey çalabım! Gerçekten ben karnımdakini sana azatlı kul olarak adadım. Sen benim bu adağımı ona. Çünkü işitici olan, bilici olan yalnız sensin.»
(Ali İmran 35)Kadri Çelik Meali:
Hani İmran'ın karısı, “Ya Rabbi! Karnımda olanı, her şeyden bağımsız sadece sana ibadet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Doğrusu işiten ve bilen ancak sensin” demişti.
(Ali İmran 35)Mahmut Kısa Meali:
Hani bir zamanlar İmrân’ın hanımı Allah’a el açıp yalvararak, “Ey Rabb’im!” demişti, “Karnımda taşıdığımyavrumu, tüm varlığıyla senin hizmetine adadım, bu adağımı benden kabul eyle! Doğrusu sen, her şeyi işiten, her şeyi bilensin!”
(Ali İmran 35)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
İmran'ın zevcesi, hani o zamanlar: "Ya Rabbi, karnımdakini bağımsız, hür Mahiyetinde sadece sana kul olmak üzere adadım, Sen kabul buyur, Rabbim niyetimi biliyorsun. Şüphesiz Sen işitensin, bilensin" demiştir.
(Ali İmran 35)Mehmet Türk Meali:
İmran’ın karısı: “Ey Rabbim! Karnımdaki (çocuğu) sadece Sana hizmet etmek üzere, Senin yoluna adadım. Onu benden kabul buyur. Şüphesiz en iyi işiten ve eksiksiz bilen Sensin.” dedi.1*
(Ali İmran 35)Muhammed Celal Şems Meali:
Hani İmrân’dan bir kadın, “Ey Rabbim, karnımdakini hür olarak sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz Sen, en iyi işiten ve en iyi bilensin,” demişti.
(Ali İmran 35)Muhammed Esed Meali:
Bir vakit İmran ailesinden bir kadın, "Ey Rabbim! Rahmimdeki (çocuğumu) Senin hizmetine adayacağıma söz veriyorum. Benden bunu kabul et: Doğrusu, yalnız Sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!" diye (Rabbine) seslenmişti.
(Ali İmran 35)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Hani bir zamanlar İmran'ın eşi; "Rabbim, ben özgür bir biçimde karnımdakini sana adadım. Adağımı kabul eyle. Hiç kuşku yok ki, sen, işiten ve bilensin," demişti.
(Ali İmran 35)Mustafa Çavdar Meali:
Hani İmran’ın hanımı demişti ki, “Rabbim karnımdakini özgür olarak sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilensin.Bknz: (6/162) - (19/16) - (19/34)
(Ali İmran 35)Mustafa Çevik Meali:
35-41 Vaktiyle İmran’ın karısı Allah’a şöyle dua etmişti: “Rabbim! Karnımdaki çocuğu yalnız Seni Rab ve ilah edinerek yaratılışının sebebine uygun yaşamak ve onu yaşatmak uğruna gayret eden bir kul olması dileğiyle, Sana hizmete adıyorum. Benden bunu kabul eyle, şüphesiz Sen duaları işiten, niyetleri bilensin.” İmran’ın karısı doğan çocuğunun kız olduğunu görünce, “Rabbim kız çocuğu doğurdum, hâlbuki erkek olmasını istiyordum. Erkek çocuk, kız çocuk gibi değildir. Adını da Meryem koydum, onu ve soyunu şeytanın şerrinden korunmak üzere Sana emanet ediyorum.” dedi. Tabii ki Allah, İmran’ın karısının erkek evlat beklerken kız doğurduğunu biliyordu. Rabbi, İmran’ın karısının duasını kabul ederek, onu bir çiçek gibi yetiştirmek üzere Zekeriyya Peygamber’in himayesine yönlendirdi. Zekeriyya ne zaman mabette Meryem’in bulunduğu bölüme girse, Meryem’in yanında yiyecekler olduğunu görüyordu: “Ey Meryem, bu yiyecekler sana nereden geliyor” deyince, Meryem de “Bunları bana Rabbim lütfediyor. O, dilediğine hesapsız rızık bahşeder” diyordu. Bunları duyan Zekeriyya o sırada şöyle dua etti. “Rabbim bana da katından lütfunla güzel bir nesil bahşet! Şüphesiz Sen duaları işitir ve karşılık verirsin.” Sonra da mihrapta namaza durunca melekler ona şöyle seslendiler: “Ey Zekeriyya! Allah sana adı Yahya olacak bir erkek çocuk lütfedeceğini ve onun da çok iffetli ve faziletli salih bir peygamber olacağı müjdesini veriyor.” Bunun üzerine Zekeriyya büyük bir şaşkınlıkla şöyle dedi: “Rabbim! Ben yaşlanmış biriyken ve üstelik karım da kısır olduğu halde benim nasıl bir oğlum olabilir.” Ona müjdeyi veren melekler de Zekeriyya’ya “Elbette olur! Allah dilediğini yapar.” dediler. Sonra da Zekeriyya, “Rabbim bana bu olacakların bir delilini göster.” diye dua etti. Allah da ona: “Senin insanlarla üç gün boyunca işaretleşme dışında konuşamaman bunun alametidir. Sen üç gün boyunca, Rabbinin yüceliğini düşünüp bahşettiği bu nimete durmadan şükret.” diye vahyetti.
(Ali İmran 35)Mustafa İslamoğlu Meali:
Hani İmran'ın kadını demişti ki: "Rabbim! Karnımdaki çocuğu, (her tür iç ve dış ayartmalardan) özgür olarak sana adadım: Benden kabul buyur! Çünkü sen her şeyi işitensin, her şeyi bilensin.
(Ali İmran 35)Osman Okur Meali:
Hani İmran'ın(soyundan gelenin) karısı: Rabbim karnımda olanı (sadece sana özgürce hür olarak) adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin demişti.
(Ali İmran 35)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Yâd et ki, İmrân'ın refika- sı: «Yarabbi! Ben karnımda olanı azadlı bir köle olarak Sana nezrettim. İmdi bunu benden kabul buyur. Şüphe yok ki hakkıyla işitici Sen'sin, kemaliyle bilici Sen'sin» demişti.
(Ali İmran 35)Ömer Öngüt Meali:
Hani İmran'ın karısı şöyle demişti: “Ey Rabbim! Karnımda olanı azatlı bir kul olarak sırf sana (hizmet etmek üzere) adadım, bunu benden kabul buyur. Şüphesiz ki işiten ve bilen ancak sensin. ”
(Ali İmran 35)Ömer Sevinçgül Meali:
Hani, İmran’ın hanımı, “Rabbim, rahmimde olanı senin hizmetine adadım. Benden kabul buyur. Sen işitensin, bilensin!” demişti.
(Ali İmran 35)Sadık Türkmen Meali:
HANİ, İmran’ın karısı; “Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf Sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz Sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” demişti.
(Ali İmran 35)Seyyid Kutub Meali:
Hani, İmran'ın karısı 'Rabbim, karnımdaki çocuğu, her türlü endişeden arınmış olarak sırf sana adadım, O'nu benden yana kabul buyur. Hiç , kuşkusuz sen işiten ve bilensin' dedi.
(Ali İmran 35)Suat Yıldırım Meali:
Hani bir vakit İmran'ın hanımı şöyle demişti: "Ya Rabbi, karnımda taşıdığım çocuğumu sana adadım, her türlü bağdan azade olarak senin yoluna hizmet edecektir. Adağımı lütfen kabul buyur. Şüphesiz (duaları işiten, niyetleri bilen) semi ve alim yalnız Sen'sin!"
(Ali İmran 35)Süleyman Ateş Meali:
İmran'ın karısı demişti ki: "Rabbim, karnımda olanı tam hür olarak sana adadım, benden kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin."
(Ali İmran 35)Süleymaniye Vakfı Meali:
Bir gün İmran'ın karısı şöyle dedi: "Sahibim! Karnımda olanı, bağımsız olarak[1] sana adadım; benden kabul et! Dinleyen de bilen de Sen'sin!"
1)Ayetteki muharrar =مُحَرَّر hür olarak, yani ailesinden bağımsız olarak hareket etmesi anlamındadır.
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
İmran'ın karısı: "Rabbim! Doğuracağım çocuğu Sana adadım, kabul buyur. Doğrusu Sen, her şeyi duyar ve bilirsin" demişti.
(Ali İmran 35)Şaban Piriş Meali:
Hani İmran'ın karısı: -Rabbim karnımda olanı sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin demişti.
(Ali İmran 35)Talat Koçyiğit Meali:
(Hani bir gün) İmrân’ın karısı demişti ki: "Rabbım! Ben. karnımdakini, yalnız ibadet için sana adadım; (bunu) benden kabul et Şüphe yoktur ki sen, hakkıyla işiten, hakkıyla bilensin."
(Ali İmran 35)Tefhimul Kuran Meali:
Hani İmran'ın karısı: «Rabbim, karnımda olanı, 'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen.» demişti.
(Ali İmran 35)Ümit Şimşek Meali:
Hani, İmrân'ın hanımı, “Yâ Rabbi,” demişti, “karnımdakini Senin hizmetine adadım; kabul et. Sen herşeyi işiten, herşeyi bilensin.”
(Ali İmran 35)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et. Kuşkusuz sen, evet sen, herşeyi duyan, herşeyi bilensin."
(Ali İmran 35)