56. Vakıa Suresi / 85.ayet

Artık biz, ona sizden daha yakınız. Ama siz göremezsiniz.

Bknz: (33/9)

Mustafa Çavdar Meali

Vakıa 85 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve biz, ona sizden daha yakınız ve fakat göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Her anında ve o sırada) Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz (ve farkında olmazsınız).

(Vakıa 85)

Abdullah Parlıyan Meali:

ve bizi görmediğiniz halde, biz ona sizden daha yakınken,

(Vakıa 85)

Adem Uğur Meali:

(O anda) biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz ona sizden daha yakınızdır, fakat görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ahmet Tekin Meali:

O anda, biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Ahmet Varol Meali

Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Ali Bulaç Meali:

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz ise, ona, ilim ve kudretimizle sizden çok yakınız; fakat siz, (yapılmakta olan işleri ) görmezsiniz, anlıyamazsınız.

(Vakıa 85)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ona, sizden daha yakınız. Fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ali Ünal Meali:

Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve Biz, sizden ona daha yakınız. Fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Hele can boğaza dayandığı zaman. Siz o zaman, bakıp duracaksınız. O anda biz, ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Bekir Sadak Meali:

(83-85) Kisinin cani bogaza dayaninca ve siz o zaman bakip kalirken, Biz o kisiye sizden daha yakinizdir, ama gormezsiniz.

(Vakıa 85)

Besim Atalay Meali:

Bizse O'na, sizden daha yakınız, görmezsiniz?

(Vakıa 85)

Celal Yıldırım Meali:

Biz ona sizden daha yakınızdır, ama siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(O anda) biz ona sizden daha yakınız. Fakat siz (bizi) göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Diyanet İşleri Eski Meali:

83,84,85. Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Diyanet Vakfı Meali:

(O anda) biz ona sizden daha yakınız, ama göremezsiniz.  *

(Vakıa 85)

Edip Yüksel Meali:

Biz ona (can çekişene) sizden daha yakınız; ancak siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz ise ona sizden yakınızdır ve lakin görmezsiniz

(Vakıa 85)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz ise ona sizden daha yakınızdır, fakat siz göremezsiniz!

(Vakıa 85)

Erhan Aktaş Meali:

Biz ona sizden daha yakınız fakat siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Gültekin Onan Meali:

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Hakkı Yılmaz Meali:

(83-85) Ancak can boğaza gelip dayandığı zaman, siz de o zaman, onun karşısında bekliyorsunuz, Biz ise ona sizden daha yakınız. Velâkin siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Biz size, ondan daha yakınız fakat görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Harun Yıldırım Meali:

Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Hasan Basri Çantay:

Biz ona sizden yakınız. Fakat görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki biz, ona sizden daha yakınız; fakat (siz) görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(83-87) O halde, (can) boğaza ulaştığında, o sürede siz bakıp dururken hâlbuki biz size sizden daha yakın iken fakat siz bakmıyor iken eğer siz gerçekten de din/karşılık bulacaklar değilseniz [kendi canınıza geri dönmeniz] gerekmez miydi? Eğer dürüst idiyseniz, ona [canınıza] geri dönsenize?¹

(Vakıa 85)

İbni Kesir Meali:

Biz ona sizden daha yakınız, ama görmezsiniz.

(Vakıa 85)

İlyas Yorulmaz Meali:

O durumda, o nefse biz sizden daha yakınız. Ancak siz görmüyorsunuz.

(Vakıa 85)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Biz, ona sizden daha yakınız fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Biz ise ona sizden daha yakın oluruz. Ancak, siz bunu göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Kadri Çelik Meali:

Biz ona sizden daha yakınız; ancak siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Mahmut Kısa Meali:

Ve Biz, —siz göremeseniz bile— ona sizden daha yakınken,

(Vakıa 85)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(85-86) Ancak siz görmezsiniz. Biz ona, sizden daha yakınız, vereceğiniz hesap yoksa eğer.

(Vakıa 85)

Mehmet Türk Meali:

(İşte o an) Biz, ona sizden daha yakınız. Fakat siz, bunu asla bilemezsiniz!

(Vakıa 85)

Muhammed Celal Şems Meali:

Biz, (ölenin) canına sizden daha yakın oluruz, ama siz (bu gerçeği) göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Muhammed Esed Meali:

ve (Bizi) görmediğiniz halde, Biz ona sizden daha yakınken:

(Vakıa 85)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz ise ona sizden daha yakmızdır; ama siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Mustafa Çavdar Meali:

Artık biz, ona sizden daha yakınız. Ama siz göremezsiniz.

Bknz: (33/9)

(Vakıa 85)

Mustafa Çevik Meali:

83-87 İnsanın canı boğazına gelip dayandığında, etrafındakiler de çaresiz gözlerle ona bakıp dururken, işte o zaman da yine Biz ona yakınız fakat siz görüp anlayamazsınız. Hayatı Bize borçlu olduğunuza inanmıyorsanız haydi onu geri döndürün de görelim.

(Vakıa 85)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve Biz ona sizden çok daha yakınızdır, fakat siz görmeyeceksiniz.

(Vakıa 85)

Osman Okur Meali:

(83-85) Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha yakınızdır, ama görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve biz (O can çekiştirene) sizden daha yakınız. Velâkin siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Ömer Öngüt Meali:

Biz ona sizden yakınız, fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Sadık Türkmen Meali:

O anda, Biz ona (çıkacak can’a) sizden daha yakınız, fakat siz (Bizi) görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Seyyid Kutub Meali:

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Suat Yıldırım Meali:

Biz ise, ona sizden daha yakınız, ama siz göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Süleyman Ateş Meali:

Biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Biz ona, sizden daha yakınız ama göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(83-85) Biri ölüm döşeğindeyken, çaresiz bakıp durursunuz. Biz ona sizden daha yakınız, ama siz Bizi göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Şaban Piriş Meali:

Biz, ona sizden daha yakınız. Ama göremezsiniz.

(Vakıa 85)

Talat Koçyiğit Meali:

83-85 Can boğaza dayandığında ve siz de o sırada bakıp dururken, biz ona sizden daha yakınız, fakat siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Tefhimul Kuran Meali:

Biz ona sizden daha yakınız; ancak siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Ümit Şimşek Meali:

Biz ise ona sizden daha yakınızdır; ama siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz.

(Vakıa 85)