33. Ahzab Suresi / 67.ayet

– Rabbimiz, biz efendilerimize/sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.

Bknz: (2/165)»(2/167)(40/47)»(40/50)

Mustafa Çavdar Meali

Ahzab 67 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve Rabbimiz derler, gerçekten de ulularımıza ve büyüklerimize itaat ettik de onlar, sapıttı yolumuzu.

(Ahzab 67)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! “Sadat”ımıza (Bazı Tarikat ve maneviyat rehberlerimize ve hoca efendilerimize) ve “Kübera”mıza (devlet, siyaset ve servet büyüklerimize aldanıp haksız ve ahlâksız işlerine) itaat ettik. (Bu iki sınıfın vaazlarına ve va’adlerine inanıp peşlerinden gittik. Onlar ise bizim iyi niyetimizi ve teslimiyetimizi istismar edip, bizleri kâfir ve zalim sistemlere peşkeş çektiler.) Böylece onlar bizi Hakk yoldan saptırmışlardı.”

(Ahzab 67)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve “Ey Rabbimiz!” diyecekler. “Biz liderlerimize, yöneticilerimize ve ileri gelenlere uyduk. Onlar da bizim yolumuzu şaşırttılar.

(Ahzab 67)

Adem Uğur Meali:

Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.

(Ahzab 67)

Ahmet Hulusi Meali:

Daha da dediler ki: "Rabbimiz... Muhakkak ki biz önderlerimize ve inanç büyüklerimize itaat ettik de (onlar da) bizi (Hak) yoldan saptırdılar. "

(Ahzab 67)

Ahmet Tekin Meali:

“Ey Rabbimiz, biz iktidar sahibi liderlerimize, âlimlerimize ve büyüklerimize boyun eğdik. Onlar bizi hak yoldan, İslâm'dan uzaklaştırıp, dalâleti tercihimize imkân sağlayarak, başımıza buyruk hale getirdiler” derler.

(Ahzab 67)

Ahmet Varol Meali

Derler ki: "Rabbimiz! Biz efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik onlar da bizi yoldan saptırdılar.

(Ahzab 67)

Ali Bulaç Meali:

Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."

(Ahzab 67)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yine şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz! Doğrusu bizler, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.

(Ahzab 67)

Ali Rıza Sefa Meali:

Derler ki: "Efendimiz! Aslında, başımızdakilere ve büyüklerimize uyduk; bizi yoldan çıkardılar!"

(Ahzab 67)

Ali Ünal Meali:

Ve itiraf edeceklerdir: “Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, (inkârcı) önderlerimize ve büyük (bildik)lerimize uyduk, itaati onlara yaptık, onlar da bizi sapkın yollara sürüklediler.

(Ahzab 67)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve: “Ey Rabbimiz! Biz idarecilerimize ve büyüklerimize boyun eğdik, onlar da bizi yoldan saptırdılar..” diyecekler. (Ve)

(Ahzab 67)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Şöyle söylemeye devam edeceklerdir: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de, bizi yoldan çıkardılar."

(Ahzab 67)

Bekir Sadak Meali:

(67-68) « Rabbimiz! Biz yoneticilerimize ve buyuklerimize itaat etmistik, fakat onlar bizi yoldan saptirdilar.» «Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onlari buyuk bir lanete ugrat» derler. *

(Ahzab 67)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Ey Tanrımız! Bizler ağalarımıza, büyüklerimize başeğmiş idik, bizi yoldan saptırdılar

(Ahzab 67)

Celal Yıldırım Meali:

Ve dediler ki: «Ey Rabbimiz! Doğrusu biz efendilerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi şaşırtıp yolumuzu saptırdılar.

(Ahzab 67)

Cemal Külünkoğlu Meali:

67,68. Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar. Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden mahrum et!”

(Ahzab 67)

Diyanet İşleri Eski Meali:

67,68. "Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.", "Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat" derler.*

(Ahzab 67)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Diyanet Vakfı Meali:

Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.

(Ahzab 67)

Edip Yüksel Meali:

Derler ki, 'Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.'

(Ahzab 67)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler

(Ahzab 67)

Elmalılı Yeni Meali:

Yine derler ki: "Ey Rabbimiz, doğrusu biz, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler.

(Ahzab 67)

Erhan Aktaş Meali:

"Ey Rabb'imiz! Biz büyüklerimize ve beylerimize[1] uyduk, onlar da bizi yanlış yola saptırdılar."

1)Dinde ileri gidenlerimize, önderlerimize.

(Ahzab 67)

Gültekin Onan Meali:

Ve dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular."

(Ahzab 67)

Hakkı Yılmaz Meali:

(67,68) Ve dediler ki: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi onlar yoldan saptırdılar. Ey Rabbimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve kendilerini tam anlamıyla dışla/rahmetinden mahrum bırak.”

(Ahzab 67)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Diyecekler ki: “Rabbimiz! Bizler efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik. (Onlar da) bizi (doğru yoldan) saptırdılar.”

(Ahzab 67)

Harun Yıldırım Meali:

Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler.

(Ahzab 67)

Hasan Basri Çantay:

(Onlara tabi olanlar da o gün): "Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar" demişlerdir (diyeceklerdir).

(Ahzab 67)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve: “Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi(hak) yoldan saptırdılar” diyeceklerdir.

(Ahzab 67)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(67-68) "RAB'bimiz! Gerçekten biz, beylerimize ve büyüklerimize gönülden itaat ettik, ardından onlar doğru yolu kaybetmimizi sağladılar." dediler. "RAB'bimiz! Onlara azaptan iki kat ver ve onları olabildiğince büyük bir lanet olarak lanetle [rahmetinden engelle]!"

(Ahzab 67)

Hüseyin Atay Meali:

67-68 "Rabbimiz! Doğrusu biz yöneticilerimize ve büyüklerimize boyun eğmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırmışlar. Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat" derler.

(Ahzab 67)

İbni Kesir Meali:

Ve dediler ki: Rabbımız; biz büyüklerimize ve yöneticilerimize itaat etmiştik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar.

(Ahzab 67)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Rabbimiz! Biz, liderlerimiz ve toplumun büyüklerine uyduk. Onlar bizi yanlış bir yola saptırdılar.”

(Ahzab 67)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi’nden) saptırdılar.”

(Ahzab 67)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Diyecekler: «Ey çalabımız! Doğrusu biz başlarımıza, büyüklerimize boyun eğdik. Onlar ise bizi doğru yoldan saptırdılar,

(Ahzab 67)

Kadri Çelik Meali:

Derler ki: “Rabbimiz! Gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik de böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.”

(Ahzab 67)

Mahmut Kısa Meali:

Fakat bunun boş bir kuruntu olduğunu anlayınca da, “Ey Rabb’imiz!” diyecekler, “Biz, siyâsî önderlerimize ve din büyüğü saydığımız efendilerimize körü körüne itaat ettik; onlar da bizi doğru yoldan saptırdılar.”

(Ahzab 67)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ancak dediler ki: "Rabbimiz! Biz gerçekten büyüklerimize itaat ettik. Onlar bizi saptırdılar."

(Ahzab 67)

Mehmet Türk Meali:

Ve: “Ey Rabbimiz! Gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi hak yoldan saptırdılar.” derler.

(Ahzab 67)

Muhammed Celal Şems Meali:

Keza diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Şüphesiz biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Sonra onlar bizi (doğru) yoldan saptırdılar.”

(Ahzab 67)

Muhammed Esed Meali:

Ve "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "Biz liderlerimize ve ileri gelenlere uyduk, bizi doğru yoldan uzaklaştıranlar onlardır!

(Ahzab 67)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve derler ki; "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize uyduk da bizi onlar yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Mustafa Çavdar Meali:

– Rabbimiz, biz efendilerimize/sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.

Bknz: (2/165)»(2/167) - (40/47)»(40/50)

(Ahzab 67)

Mustafa Çevik Meali:

63-68 Ey Peygamber! İnsanlar sana Kıyamet’in ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Sen onlara de ki: “Onun vaktini yalnızca Allah bilir, kim bilir o belki çok yakın, belki de uzaktır.” Ama bilinmesi gereken gerçek şu ki davet olundukları nizam ile ahlaka sırt çevirenleri Allah rahmetinden, mağfiretinden kovmuş ve cehennemde onlar için korkunç bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebedî kalacaklar ve ne bir dost ne de bir yardımcı bulamayacaklar! Yüzlerinin ateşte kavrulup, darmadağın olduğu O Gün şöyle diyecekler: “Ah keşke biz de yaratılış amacımızı layıkıyla kavrayıp, yalnızca Allah’ı Rab ve ilah edinerek, Peygamberi ile yaptığı davete uysaydık.” Ardından da, “Ey Rabbimiz! Bizler dünyada iken önderlerimize, ileri gelen büyüklerimize uyduk, sonunda onlar bizi Senin davetinden uzak tutup, kopardılar. Ey Rabbimiz onlara iki misli azap çektir de, bizim cehenneme girmemize sebep olmalarının cezasını çeksinler.” diyerek sızlanırlar.

(Ahzab 67)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Yine "Rabbimiz!" diyecekler, "Fakat biz ileri gelenlerimize, büyüklerimize uyduk; sonuçta onlar da bizi yoldan saptırdı.

(Ahzab 67)

Osman Okur Meali:

Rabbimiz ! Biz sadatlarımıza (yöneticilerimize) ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.»

(Ahzab 67)

Ömer Öngüt Meali:

Ey Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.

(Ahzab 67)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbimiz!” derler, “Biz, efendilerimize, büyüklerimize uymuştuk. Bizi onlar saptırdılar.

(Ahzab 67)

Sadık Türkmen Meali:

Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.”

(Ahzab 67)

Seyyid Kutub Meali:

«Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar» derler.

(Ahzab 67)

Suat Yıldırım Meali:

"Ey ulu Rabbimiz!" derler, "sözün doğrusu, biz önderlerimizin ve büyüklerimizin dediklerine uyduk, ama onlar bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Süleyman Ateş Meali:

Ve dediler ki: "Rabbimiz, biz beylerimize ve büyüklerimize uyduk da bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize boyun eğdik, onlar da bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(66-68) Yüzleri ateşte kavrulduğu Gün: "Keşke Allah'a ve elçisine uysaydık! Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize uyduk, ama onlar bizi saptırdı. Rabbimiz! Onlara iki kat azap et ve onları rahmetinden uzaklaştır" derler.

(Ahzab 67)

Şaban Piriş Meali:

Rabbimiz, biz liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik, onlar da bizi yoldan saptırdılar.

(Ahzab 67)

Talat Koçyiğit Meali:

Ve yine derler ki; "Rabbımız! Biz, kendi liderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik; onlar da bizi doğru yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)

Tefhimul Kuran Meali:

Ve dediler ki: «Rabbimiz, gerçekten biz, efendilerimize ve büyüklerimize itaat ettik, böylece onlar bizi yoldan saptırmış oldular.»

(Ahzab 67)

Ümit Şimşek Meali:

“Rabbimiz,” derler. “Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar.

(Ahzab 67)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve derler ki: "Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."

(Ahzab 67)