87. Ala Suresi / 13.ayet

Artık orada ne ölebilecek; ne de yaşayabilecektir.

Bknz: (14/17)(78/39)»(78/40)

Mustafa Çavdar Meali

Ala 13 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra da orada ne ölür, ne dirilir.

(Ala 13)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra onun içinde o, ne ölüp (kurtulacak), ne (huzurla) yaşayacaktır.

(Ala 13)

Abdullah Parlıyan Meali:

ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.

(Ala 13)

Adem Uğur Meali:

Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra orada ne ölür (kurtulur); ne de dirilir (hakikatin ilmiyle)!

(Ala 13)

Ahmet Tekin Meali:

Üstelik ateşte, ne ölüp kurtulabilecek, ne de mutlu bir hayat sürmesi mümkün olacaktır.

(Ala 13)

Ahmet Varol Meali

Sonra onun içinde ne ölür, ne de yaşar.

(Ala 13)

Ali Bulaç Meali:

onun içinde o, ne ölür, ne yaşar.

(Ala 13)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır...

(Ala 13)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, orada, ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Ali Ünal Meali:

Artık orada ne ölüp kurtulur, ne de rahat yüzü görür.

(Ala 13)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra orda ne ölecektir ne de dirilecektir. [İşte imtihan böylece gerçekleşmiş olacaktır.]

(Ala 13)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- En şaki olan da ondan kaçınır. O da en büyük ateşe girer. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

(Ala 13)

Bekir Sadak Meali:

O, orada ne olecektir ne de dirilecektir.

(Ala 13)

Besim Atalay Meali:

Sonra orda, ne ölür, ne de dirilir!

(Ala 13)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra da orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

(Ala 13)

Cemal Külünkoğlu Meali:

12,13. O en büyük ateşe atılacak ve sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır. *

(Ala 13)

Diyanet İşleri Eski Meali:

O, orada ne ölecektir ne de dirilecektir.

(Ala 13)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra orada ne ölür (kurtulur), ne de (rahat bir hayat) yaşar.

(Ala 13)

Diyanet Vakfı Meali:

10, 11, 12, 13. (Allah'tan) korkan öğütten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğütten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Edip Yüksel Meali:

Nitekim, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

(Ala 13)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra ne ölecek onda ne hayat bulacaktır

(Ala 13)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.

(Ala 13)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra orada ölüm de yok, yaşam da.[1]

1)Ölüp kurtulmak da yok, rahat yüzü görmek de.

(Ala 13)

Gültekin Onan Meali:

Sonra onun içinde o ne ölür ne yaşar.

(Ala 13)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra onun içinde ne ölecek ne de hayat bulacaktır.

(Ala 13)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sonra orada ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra orada hem ölmeyecek hem de yaşamayacaktır.

(Ala 13)

Hasan Basri Çantay:

sonra orada hem ölmeyecek, hem dirilmeyecek olandır O.

(Ala 13)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra orada ne ölecek (ki kurtulsun), ne de yaşayacak!

(Ala 13)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(12-13) [en mutsuz kişi], en büyük ateşi[n azabını] çeker, sonra onun [ateşin] içinde ölmez ve yaşamaz.

(Ala 13)

Hüseyin Atay Meali:

11-13 En bedbaht olan ise ondan kaçınacaktır. O en büyük ateşe yaşlanacaktır. Sonra onun içinde ne ölecektir, ne de dirilecektir.

(Ala 13)

İbni Kesir Meali:

O, orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

(Ala 13)

İlyas Yorulmaz Meali:

O ateşin içinde ne ölüp yok olmak, nede hayat bulup dirilmek var.

(Ala 13)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra onun içinde (ateşte) ölmez ve de hayat bulmaz.

(Ala 13)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra da orada ne ölecek, ne de dirilecektir.

(Ala 13)

Kadri Çelik Meali:

Sonra onun içinde o; ne ölür, ne de dirilir.

(Ala 13)

Mahmut Kısa Meali:

Ve orada öyle amansız bir cezaya mahkûm edilecek ki, ne ölüp kurtulacak, ne dedoğru dürüst yaşayacak! İman edenlere gelince:

(Ala 13)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık orada olanlar ne ölürler, ne de rahat yüzü görürler.

(Ala 13)

Mehmet Türk Meali:

12,13. (İşte böyleleri) cehennem ateşine atılacak sonra, ne ölüp oradan (kurtulacak), ne de (rahat bir şekilde) yaşayacaktır.1*

(Ala 13)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra orada, o ne ölecek, ne (de) yaşayacaktır.

(Ala 13)

Muhammed Esed Meali:

ve orada ne ölecektir ne de diri kalacak.

(Ala 13)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Nitekim o, orada ne ölecek, ne de yaşayacaktır.

(Ala 13)

Mustafa Çavdar Meali:

Artık orada ne ölebilecek; ne de yaşayabilecektir.

Bknz: (14/17) - (78/39)»(78/40)

(Ala 13)

Mustafa Çevik Meali:

11-13 Gerçeği arayıp onu yaşamak ve Allah’ın verdiği nimetlere karşı şükretmek isteyen temiz akıl sahipleri öğüt alırlar. Kendilerini gerçeği inkâra şartlandıranlar ise öğütten yüz çevirip uzaklaşırlar. Âhirette böyleleri hak ettiği cehennem ateşinde ne tam öldürülür ne de tam yaşatılırlar.

(Ala 13)

Mustafa İslamoğlu Meali:

sonra orada ne ölebilecek, ne yaşayabilecektir.

(Ala 13)

Osman Okur Meali:

(12-13) O en büyük ateşe atılacak ve sonra orada ne ölecek, ne de hayat bulacaktır.

(Ala 13)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra orada ne ölür ve ne dirilir.

(Ala 13)

Ömer Öngüt Meali:

O ateşin içinde ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Ömer Sevinçgül Meali:

ne ölecek orada, ne de can bulacak!

(Ala 13)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra, orada ölemez ve (oradaki yaşama) yaşamak da denmez.

(Ala 13)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra onun içinde ne ölür ne de yaşar.

(Ala 13)

Suat Yıldırım Meali:

Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür.

(Ala 13)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.

(Ala 13)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra orada ne ölecek, ne de hayat sürecektir.

(Ala 13)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(11-13) Ondan uzaklaşan zavallı ise, büyük bir ateşe atılacak ve orada ne ölüp kurtulacak, ne de rahat yüzü görecektir.

(Ala 13)

Şaban Piriş Meali:

Orada ne ölür; ne de yaşar.

(Ala 13)

Talat Koçyiğit Meali:

10-13 Zaten Allah'tan korkan öğüt alacaktır; fakat o büyük ateşe girecek ve orada ne ölecek ve ne de yaşayacak olan bedbaht inatçı ise, ondan kaçacaktır.

(Ala 13)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra onun içinde o, ne ölur, ne de yaşar.

(Ala 13)

Ümit Şimşek Meali:

Ne ölür, ne de yaşar orada.

(Ala 13)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra orada ne ölür ne de hayat bulur.

(Ala 13)