3. Ali İmran Suresi / 165.ayet

(Bedir’de) Düşmanlarınıza acının iki katını tattırdığınız halde, (Uhud’da) mağlubiyetin acısını tattığınızda bu başımıza nereden geldi mi diyorsunuz? De ki: “Bu yenilgi sizin yaptıklarınızdan dolayıdır, Zira Allah her şey için bir ölçü koyandır.”

Bknz: (4/79)(42/30)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 165 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Başlarına iki misli olarak gelen felakete siz de uğrayınca, bu da nereden dediniz. De ki: Bu, sizin katınızdan geldi ve Allah'ın, şüphe yok ki her şeye gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Daha önce düşmanlarınıza) İki misli uğrattığınız bir musibet, (şimdi ganimeti ahirete tercih ettiğinizden) size isabet edince mi: "Bu nereden (çıktı) ?" diye (sızlanıverdiniz) . De ki: “O, sizin kendinizden (nefsi heveslerinizden ve dünyevi gafletinizden) dir.” Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bedir savaşında, iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir felaket, Uhud savaşında kendi başınıza gelince, bu nasıl oldu diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: O sizin kendi kusurunuzdandır. Doğrusu Allah, dilediği herşeyi yapmaya güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Adem Uğur Meali:

(Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi "Bu nasıl oluyor!" dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Ahmet Hulusi Meali:

Düşmanlarınıza iki katını tattırdığımız bir musibet sizin başınıza gelince "Bu nasıl, neden oldu?" diyorsunuz. De ki: "O, nefsaniyetinizin getirisidir!" Kesinlikle, Allah her şeye Kaadir'dir.

(Ali İmran 165)

Ahmet Tekin Meali:

Bedir'de iki katını düşmanınızın başına getirdiğiniz bir belâ, Uhut'ta kendi başınıza geldiği için mi? “Bu nasıl oluyor?” dediniz. Sen de: “Bu yenilgi, yerleştirildiğiniz savunma mevziini bırakmanızdan, peygamberin görüşüne aykırı davranmanızdan, Bedir esirlerini fidye karşılığı salıvermenizden, kendi kusurunuzdan kaynaklanmaktadır. Çünkü Allah, kanunlarının cari olduğu her şey üzerinde gücünü kudretini kullanır, düzenlemesini yapar.” de.

(Ali İmran 165)

Ahmet Varol Meali

Siz (karşı tarafa) iki katını dokundurmuşken başınıza bir musibet geldiğinde: "Bu da nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.[20]*

(Ali İmran 165)

Ali Bulaç Meali:

Başınıza bir bela gelince niçin: "Bu nereden?" diyorsunuz? Halbuki siz (Bedir'de) onların (düşmanların) başlarına bunun iki katı bela getirmiştiniz. Ey Peygamber, onlara de ki: "Bu belayı kendi başınıza siz getirdiniz." Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Uhud savaşında size gelen musibet sonunda yetmiş kişi şehid olmasına karaşılık, daha önce Bedir savaşında kâfirlerden iki kat ki, yetmiş ölü ve yetmiş esir olmuşken, siz: “- Peygamber bizimle ve biz de müslüman iken bu musibet bize nereden geldi?”, dediniz. Onlara de ki: “- O, kendi tarafınızdandır, Peygambere itaat etmeyişinizdendir.” Şüphe yok ki, Allah her şeye hakkıyla kâdirdir.

(Ali İmran 165)

Ali Rıza Sefa Meali:

Başınıza bir yıkım geldiğinde, bunun iki katını onların başına getirmiş olmanıza karşın, "Nasıl oldu bu?" dediniz. De ki: "Kendi yüzünüzden!" Kuşkusuz, Allah, her şeye Gücü Yetendir.

(Ali İmran 165)

Ali Ünal Meali:

Hâl böyle iken, düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir musibet başınıza gelince, “Bu musibet de nereden?” mi diyorsunuz? (Ey Rasûlüm,) de ki: “Elbette kendi yüzünüzden!” Hiç şüphesiz Allah, her şeye hakkıyla güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Öyle mi? Başınıza bir bela geldiğinde –ki siz onlara iki kat daha fazla bele getirdiniz- “Neden bu bela başımıza geldi?” dediniz. De ki: “O musibet sizden kaynaklandı. Hiç şüphesiz Allah, (menfi-müsbet) her şeye gücü yetendir.”

(Ali İmran 165)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İki katını Bedir'de düşmanınızın başına getirdiğiniz musibetten sonra, şimdi sizin başınıza da bir musibet geldiğinde, kendi kendinize, "Bu nasıl oldu?" diye soruyorsunuz, öyle mi?! De ki: "O sizin eserinizdir. Kuşkusuz Allah, dilediği herşeyi yapmaya kadirdir."

(Ali İmran 165)

Bekir Sadak Meali:

Baskalarini iki misline ugrattiginiz bir musibete kendiniz ugrayinca mi: «Bu nereden?» dersiniz? De ki: «O, kendi tarafinizdandir". Dogrusu Allah her seye Kadir'dir.

(Ali İmran 165)

Besim Atalay Meali:

Siz onlara iki kat belâ eriştirmiştiniz, sîzlere ancılayın bir belâ geldiği gibi : «Bu nereden?» dediniz, diyesin ki: «Bu sizin kendinizdendir!», Allahın her şeye gücü yetişir

(Ali İmran 165)

Celal Yıldırım Meali:

Hal böyle iken, düşmanlarınıza iki misli dokundurduğunuz bir musîbet size dokununca mı, «bu neden böyle ?» dediniz ! De ki: Bu kendinizdendir. Doğrusu Allah'ın kudreti her şeye yeter..

(Ali İmran 165)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Böyleyken (Bedir'de) başkalarını iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: “Bu nereden?” dersiniz? De ki: “O, kendi tarafınızdan (Peygambere itaat etmeyişinizden)dır.” Şüphesiz ki Allah, her şeye gücü yetendir.*

(Ali İmran 165)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Başkalarını iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: "Bu nereden?" dersiniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır". Doğrusu Allah her şeye Kadir'dir.

(Ali İmran 165)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onların (müşriklerin) başına (Bedir'de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet (Uhud'da) sizin başınıza geldiğinde, "Bu, nereden başımıza geldi?" dediniz, öyle mi? De ki: "O (musibet), kendinizdendir." Şüphesiz Allah'ın gücü her şeye hakkıyla yeter.

(Ali İmran 165)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi «Bu nasıl oluyor!» dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.*

(Ali İmran 165)

Edip Yüksel Meali:

Uğradığınız zararın iki katını (düşmanınıza) verdiğiniz halde, 'Bu da niçin,' dediniz. De ki, '(O) musibet, kendi tarafınızdandır.' ALLAH her şeye Kadirdir.

(Ali İmran 165)

Elmalılı Orjinal Meali:

Böyle iken size hasımlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir musıbet isabet ediverince bu nereden mi dediniz? Deki o kendi tarafınızdan çünkü Allah her şey'e kadir

(Ali İmran 165)

Elmalılı Yeni Meali:

Düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela kendi başınıza gelince mi: "Bu nereden?" dediniz? De ki: "O, kendi tarafınızdandır." Çünkü Allah, her şeye gücü yetendir.

(Ali İmran 165)

Erhan Aktaş Meali:

İki katını tattırdığınız musibet, kendinize isabet edince, "Bu nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "Bu kendi nefsinizdendir." Kuşkusuz, Allah Her Şeye Güç Yetiren'dir.

(Ali İmran 165)

Gültekin Onan Meali:

İki misline uğrattığınız bir musibet size isabet edince mi: "Bu nereden" dediniz ? De ki: "O, sizin kendinizdendir." Şüphesiz Tanrı, herşeye güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Hakkı Yılmaz Meali:

İki katını isabet ettirdiğiniz bir musibet, kendinize isabet edince mi, “Bu hezimet nereden!?” dediniz. De ki: “Başınıza gelen bu hezimet, kendi nezdinizdendir.” Şüphesiz Allah, her şeye en iyi güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Bedir’de müşriklerin başına) iki misli gelen bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza gelince mi: “Bu nereden çıktı?” dediniz? De ki: “O (musibet) sizin yanınızdandır/günahlarınız sebebiyledir.” Şüphesiz ki Allah, her şeye güç yetirendir.

(Ali İmran 165)

Harun Yıldırım Meali:

İki katına uğrattığınız musibet size gelince mi: “Bu nereden?” dediniz. De ki: “O kendinizdendir.” Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

Hasan Basri Çantay:

Size (Bedirde) onlara iki katını başlarına getirdiğiniz bir bela (Uhudde) kendinize çatmış olduğu için mi "Bu, nereden (geldi)" dediniz? De ki: "O, kendi katınızdandır". Şüphesiz ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir.

(Ali İmran 165)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Bedir'de düşmanınıza) iki mislini uğrattığınız bir musîbet şimdi (Uhud'da) size gelince: “Bu nereden?” mi dediniz.(4) (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “O, kendi nefisleriniz tarafındandır!” Şübhesiz ki Allah, herşeye hakkıyla gücü yetendir.*

(Ali İmran 165)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Size bir felaket (musibet) isabet ettiği zaman mı "Bu nasıl oluyor?" dediniz? Onlara (düşmana) onun [o musibetin] iki [katını] isabet ettirmiştiniz. "O, sizin nefislerinizin katından(gelmiş)tir" de. Kesinlikle Allah, her şeye imkanı olandır.

(Ali İmran 165)

Hüseyin Atay Meali:

Başkalarını iki katına uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca "Bu da nereden?" dersiniz? De ki: "O, kendinizdendir." Doğrusu, Allah’ın gücü her şeye yeter.

(Ali İmran 165)

İbni Kesir Meali:

Onları iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca; bu nereden? dediniz. De ki: O, kendinizdendir. Doğrusu Allah herşeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizin başınıza bir musibet geldiğinde daha önce siz, düşmanlarınıza başınıza gelenin iki katı musibet vermediniz mi? de, başınıza gelene “Bu da nereden?” dediniz. Deki “O musibet kendinizdendir. Allah her şeyi bir plan dahilinde yapandır.”

(Ali İmran 165)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve iki mislini (düşmanlarınıza) isabet ettirdiğiniz bir musibet, size isabet ettiği zaman: "Bu nasıl oldu?" dediniz. De ki:"O sizin kendi nefslerinizdendir." Muhakkak ki Allah, her şeye kaadirdir.

(Ali İmran 165)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Başkalarının başına iki katını birden getirdiğiniz kötülük sizin başınıza gelince mi: «Bu da nereden başımıza geldi?» dediniz? Onlara de ki: «Sizin kendinizden geldi.» Çünkü Allah'ın gücü her nesneye yeticidir.

(Ali İmran 165)

Kadri Çelik Meali:

(Onları) iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı, “Bu nereden?” dersiniz? De ki: “O, kendi tarafınızdandır.” Doğrusu Allah her şeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

Mahmut Kısa Meali:

Düşmanlarınızın başına Bedir savaşında iki mislini getirdiğiniz bir musîbet, Uhud’da kendi hatânız yüzünden sizin başınıza geldi diye, kendi kusurunuzu görmezlikten gelerek “Madem bizler doğru yoldayız da, bu yenilgi nasıl oldu da başımıza geldi?” diyorsunuz, öyle mi? Ey Muhammed, bunu soranlara de ki: “Bu yenilgi, sizin kendi hatânızın sonucudur. O hâlde, bundan sonra bu hatâlardan uzak durun. O zaman Allah size nice muhteşem zaferler nasip edecektir. Hiç kuşku yok ki, Allah’ın her şeye gücü yeter.”

(Ali İmran 165)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Musibet olarak onlara iki mislini uğrattığımızdan size de isabet edince mi: Rastgelen bu şey de nereden? dediniz. De ki;" Bu da sizin kendinizden geldi." Allah şüphesiz ki her şeye güç yetirendir. Dilediği her şeyi yapmaya güç yetirir.

(Ali İmran 165)

Mehmet Türk Meali:

(Uhud’da) başınıza bir belâ gelince: “Bu da nereden geldi?” dediniz. Hâlbuki siz, (Bedir’de) onların başlarına bunun iki katı belâ getirmiştiniz. (Ey Muhammed!) Onlara; “Bu başınıza gelen, kendi (hatanız) yüzündendir.” de. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye yeter.

(Ali İmran 165)

Muhammed Celal Şems Meali:

Siz, (düşmanlarınızı) iki katına uğrattığınız bir musibet kendinize gelince, bu (da) nereden çıktı, diyorsunuz. De ki: “O sizin kendinizden gelmiştir.” Allah’ın her şeye tam olarak gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Muhammed Esed Meali:

(Düşmanlarınızı) iki misli musibete uğrattıktan sonra şimdi aynı musibet sizin başınıza geldi diye, kendi kendinize "Bu nasıl oldu?" diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: "O, sizin kendi eserinizdir." Doğrusu, Allah dilediği her şeyi yapmaya kadirdir:

(Ali İmran 165)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yine de, siz, onlara, başınıza gelenin iki katı zarar verdiğiniz halde, "Bu da nereden başımıza geldi?" diyorsunuz. De ki; "O, kendinizden gelmektedir." Kuşku yok ki, Allah'ın her şeye gücü yetmektedir.

(Ali İmran 165)

Mustafa Çavdar Meali:

(Bedir’de) Düşmanlarınıza acının iki katını tattırdığınız halde, (Uhud’da) mağlubiyetin acısını tattığınızda bu başımıza nereden geldi mi diyorsunuz? De ki: “Bu yenilgi sizin yaptıklarınızdan dolayıdır, Zira Allah her şey için bir ölçü koyandır.”

Bknz: (4/79) - (42/30)

(Ali İmran 165)

Mustafa Çevik Meali:

165-166 Bedir savaşında mü’minler, Uhud savaşındaki şehitlerinin iki katı kadar müşrik ve kâfir öldürmüşlerdi. O Gün onların yaşadıkları yenilgiyi, bugün de mü’minler yaşayınca “Neden müşriklere yenilip de bu duruma düştük” diye söylenmeye başladılar. Ey Peygamber! Sen de onlara de ki: “Bu yenilgi içinizden bir kısmının savaşla ilgili verilen emirlere uymayıp, mevzilerini terk ederek ganimet peşine düşmesi sebebi ile başınıza gelmiştir.” Allah İslam nizam ve ahlakını yaşamak ve yaşatmak uğrunda cihat edenlere yardım eder. O, her şeyin tek ve mutlak doğrusunu bilen ve her şeye güç yetirendir. İki ordunun karşı karşıya gelip savaştığı gün başınıza gelenler, Allah’ın yasalarının gereği olarak gerçekleşmiştir ve bununla Allah gerçek mü’minleri ortaya çıkarmıştır.

(Ali İmran 165)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onları iki kat musibete uğrattıktan hemen sonra, o musibet sizin başınıza da geldi diye "Bu başımıza nereden geldi?" diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: "Sizin kendi yüzünüzden!" Hiç kuşku yok ki Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.

(Ali İmran 165)

Osman Okur Meali:

(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi «Bu nasıl oluyor!» dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır. Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki size bir musibet isabet etti, halbuki siz onun iki katını düşmanlarınıza isabet ettirmiş idiniz. «Bu musibet nereden?» mi dediniz. De ki: «O kendi nefisleriniz tarafındandır.» Şüphe yok ki, Allah Teâlâ herşeye kâdirdir.

(Ali İmran 165)

Ömer Öngüt Meali:

(Bedir'de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğimiz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza gelince; “Bu nasıl oluyor?” dersiniz. Resulüm! De ki: “O musibet kendi tarafınızdandır. ” Şüphesiz ki Allah her şeye kâdirdir.

(Ali İmran 165)

Ömer Sevinçgül Meali:

Size bir musibet gelince, “Bu da nesi!” dediniz. Oysa siz onlara iki katını isabet ettirmiştiniz. “Bunun sebebi sizsiniz!” de. Allah’ın her şeye gücü yeter!

(Ali İmran 165)

Sadık Türkmen Meali:

ONLARIN (müşriklerin) başına (Bedir’de) iki mislini getirdiğiniz bir musibet, (Uhud’da) sizin başınıza geldiğinde; “Bu nereden başımıza geldi?” dediniz, öyle mi? De ki: “O (musibet), kendinizdendir (kendi hatanızdandır).” Şüphesiz Allah’ın gücü herşeye hakkıyla yeter.

(Ali İmran 165)

Seyyid Kutub Meali:

Karşı tarafa iki katını tattırdığımız musibet, bu kez sizin başınıza gelince «Bu nereden geldi?» demediniz mi? De ki; «O musibet kendinizden kaynaklandı.» Hiç şüphesiz Allah'ın gücü herşeye yeter.

(Ali İmran 165)

Suat Yıldırım Meali:

Hal böyle iken, düşmanlarınızın başına iki mislini getirdiğiniz bir bela sizin başınıza gelince: "Bu nereden geldi?" mi diyorsunuz? De ki: "Bu felaket sizin yüzünüzdendir." Muhakkak ki Allah her şeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

Süleyman Ateş Meali:

Başınıza bir bela gelince -siz, onun iki katını onların başlarına getirmiş olduğunuz halde yine- Bu nereden başımıza geldi?" dediniz. De ki: "O (bela), kendinizdendir." Allah, herşeye kadirdir.

(Ali İmran 165)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Başınıza bir olay gelince[1] "Bu da nereden çıktı?" demeniz mi gerekir? Siz karşı tarafa bunun iki katını yapmıştınız. De ki "O, sizden kaynaklandı[2]. Her şeye bir ölçü koyan Allah'tır[3]."

1)Uhud'da yenildiğiniz zaman
2)Uhud yenilgisinin sebebi, okçuların disiplinsizliğidir. Yukarıdaki ayetlerde belirtilmiştir (Bkz. Al-i İmran 3/152)
3)Kim Allah'ın savaşla ilgili koyduğu ölçülere uymazsa o kaybeder. Allah'ın savaş ile ilgili koyduğu ölçülerden bazıları için Bkz. : (Enfal 8/15, 16), (Enfal 8/45-47), (Enfal 8/57), (Enfal 8/67,68), (Rum 30/2-4), (Muhammed 47/4),   

(Ali İmran 165)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onları iki katına uğrattığınız bir musibete kendiniz uğradığınızda, "Bu nasıl oldu?" diye düşünüyorsunuz. De ki: "Bu, kendi yaptıklarınızdan dolayıdır." Allah'ın gücü her şeye yeter.

(Ali İmran 165)

Şaban Piriş Meali:

-Düşmanlarınızın başına iki katını getirdiğiniz bela sizin başınıza gelince mi "Bu nasıl olur?" diyorsunuz. De ki: -O, sizin kendinizdendir. Allah'ın her şeye gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Talat Koçyiğit Meali:

(Uhud'da) başınıza bir felâket gelince "(biz hak yolda olduğumuz halde) bu nasıl olur?" mu diyorsunuz? Oysa bu felâketin iki katını siz, (Bedir'de) düşmanlarınızın başına getirmiştiniz. (Ey Muhammed! Müslümanlara) de ki: Bu, kendi kusurunuzdandır. Allah, şüphesiz, her şeye kaadirdir.

(Ali İmran 165)

Tefhimul Kuran Meali:

Başınıza bir belâ gelince niçin: «Bu nereden?» diyorsunuz? Halbuki siz (Bedir'de) onların (düşmanların) başlarına bunun iki katı belâ getirmiştiniz. Ey Peygamber, onlara de ki: «Bu belâyı kendi başınıza siz getirdiniz.» Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.

(Ali İmran 165)

Ümit Şimşek Meali:

Yine de, başınıza gelenin iki misli zararı siz onlara verdiğiniz halde, “Bu da nereden başımıza geldi?” diyorsunuz. De ki: O sizin kendinizdendir. Allah'ın ise herşeye gücü yeter.

(Ali İmran 165)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir musibet dokununca: "Bu da nereden!" mi dediniz? De ki: "O, sizin öz benliklerinizdendir." Allah, her şeye Kadir'dir.

(Ali İmran 165)