3. Ali İmran Suresi / 171.ayet

Ve bunlar, Allah’ın nimeti ve lütfu ile Allah’ın inanan müminlerin ödülünü zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

Bknz: (11/115)(18/30)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 171 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah'ın nimet ve ihsanına nail olduklarından dolayı sevinç içindedir onlar ve Allah, inananların ecrini zayi etmez.

(Ali İmran 171)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar (şehit olanlar ve Allah’ın rızasına ulaşanlar), Allah'tan bir nimeti, bir fazilet ve bereketi ve kesinlikle Allah'ın mü'minlerin ecrini asla boşa vermeyeceği (gerçeğini) müjdeleyip durmaktadırlar.

(Ali İmran 171)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah'ın nimet ve ikramıyla ve bir de Allah'ın, inananların hak ettiği ödülü zayi etmeyeceği gerçeğini müjdeleyerek sevinirler.

(Ali İmran 171)

Adem Uğur Meali:

Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.

(Ali İmran 171)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah'ın üzerlerinde açığa çıkan nimetini ve fazlını ve de iman edenlerin yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar Allah'tan gelen nimet ve lütfun, Allah'ın, mü'minlerin mükâfatını zâyi etmeyeceği müjdesinin sevincini duymaktadırlar.

(Ali İmran 171)

Ahmet Varol Meali

Allah'tan olan bir nimet, lütuf ve Allah'ın mü'minlerin ecirlerini zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler.

(Ali İmran 171)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, Allah'tan bir nimeti, bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.

(Ali İmran 171)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar, Allah'dan gelen bir nimet ve daha üstün bir ihsan sebebiyle sevinirler ve müminlerin mükâfatını Allah'ın zayi etmediği neş'esi içinde bulunurlar.

(Ali İmran 171)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah tarafından bir nimeti, bir lütfu ve Allah'ın inananları asla ödülsüz bırakmayacağını, sevinçli bir haber olarak onlara vermek istiyorlar.

(Ali İmran 171)

Ali Ünal Meali:

Sevinmektedirler Allah katından (gözlerin görmediği, kulakların duymadığı ve kimsenin aklından geçmemiş) nimetler ve fazladan bol bol ihsanla; ayrıca, mü’minlerin mükâfatını Allah’ın asla zayi etmeyeceği müjdesiyle.

(Ali İmran 171)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah’ın nimet ve ikramından ve Allah’ın inananların ücretini zayi etmediğinden dolayı sevinirler. (Ve sevindirirler.)

(Ali İmran 171)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar Allah'tan gelecek olan nimet ve keremin, Allah'ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içinde olacaklardır.

(Ali İmran 171)

Bekir Sadak Meali:

Onlar Allah'tan olan bir nimeti, bollugu ve Allah'in, muminlerin ecrini zayi etmiyecegini mujdelemek isterler. *

(Ali İmran 171)

Besim Atalay Meali:

Allahın erdemiyle, nimetlerini müjdelerler, Allah inananların sevapların yitirmez

(Ali İmran 171)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar Allah'tan gelen bir nîmeti, fazl-u keremi ve Allah'ın mü'minlerin mükâfatını zay'etmiyeceğini de müjdeliyerek ferahlık duyarlar.

(Ali İmran 171)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar Allah'ın nimeti ve lütfu ile ve Allah'ın müminlere olan mükâfatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler.

(Ali İmran 171)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar Allah'tan olan bir nimeti, bolluğu ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.*

(Ali İmran 171)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Şehitler) Allah'ın nimetine, keremine ve Allah'ın, mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler.

(Ali İmran 171)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.

(Ali İmran 171)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH'ın bol nimetini ve ALLAH'ın inananların ödülünü yitirmeyeceği gerçeğini müjdelemek isterler

(Ali İmran 171)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allahın bir ni'metini bir de fazlını ve Allah mü'minlerin ecrini zayi' etmiyeceğini istibşar ederler

(Ali İmran 171)

Elmalılı Yeni Meali:

Yine onlar, Allah'ın bir nimeti, bir lütfu ile ve Allah'ın, müminlerin mükafatını zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler.

(Ali İmran 171)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar; Allah'ın nimetini, lütfunu ve Allah'ın mü'minlerin ecirlerini[1] zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.

1)Yaptıklarının karşılığını.

(Ali İmran 171)

Gültekin Onan Meali:

Onlar, Tanrı'dan bir nimeti, bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Tanrı'nın inançlıların ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.

(Ali İmran 171)

Hakkı Yılmaz Meali:

(169-171) Allah yolunda öldürülenleri de sakın ölüler sanma. Tam tersi onlar diridirler, Allah'ın armağanlarından verdiği şeylerle sevinçli olarak Rableri katında rızıklanmaktadırlar. Arkalarından kendilerine henüz ulaşmayan kimselere, kendileri için hiçbir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler. Onlar, Allah'tan bir nimeti, armağanı ve Allah'ın şüphesiz, mü’minlerin ecrini kaybetmeyeceğini müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Ayrıca kardeşlerini) Allah’tan bir nimet, fazilet ve Allah’ın müminlerin ecirlerini zayi etmeyeceği konusunda da müjdelemek istemektelerdir.

(Ali İmran 171)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar, Allah’ın nimetini ve fazlını ayrıca Allah’ın mü’minlerin ecrini elbette zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Hasan Basri Çantay:

Onlar Allahdan (gelen) bir ni'metle, (hatta) daha fazlasıyle ve Allanın, mü'minlere olan mükafatını zaayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler.

(Ali İmran 171)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar) Allah'dan (gelen) bir ni'meti ve bir ihsânı ve şübhesiz Allah'ın, mü'minlerin mükâfâtını zâyi' etmeyeceğini (de) müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(169-171) Allah yolunda öldürülmüş olanları sakın ölüler sanma! Aksine, [onlar] RAB'leri katında, Allah'ın kendi ikramından kendilerine verdiğine sevinir bir halde rızıklandırılan dirilerdir. Kendilerine arkalarından hiç katılmamış olanları, Allah'tan bir nimeti ve bir ikramı müjdelemek isterken kendilerine herhangi bir korku olmadığını, üzülmez bir halde olduklarını ve inançlıların ödüllerini Allah'ın yok etmeyeceğini müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Hüseyin Atay Meali:

(171-172) Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve elçisinin çağrısına koşan inananların ödülünü Allah'ın zayi etmeyeceğini ve Allah’tan nimet ve bolluk olduğunu müjde etmekle sevinç duyarlar. Onların içinden işlerini güzel yapanlara ve saygılı olanlara büyük ödül vardır.

(Ali İmran 171)

İbni Kesir Meali:

Onlar Allah'tan gelen bir nimet ve kerem ile ve Allah'ın mü'minlerin mükafatını zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler.

(Ali İmran 171)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar, Allah'ın verdiği nimetler ve lütfundan bağışladıkları ile (henüz hayatta olanları) müjdeleme isteği duyarlar. Allah inananların hak ettikleri karşılığı zayi etmez.

(Ali İmran 171)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar, Allah'tan olan ni'meti, fazlı ve "Allah'ın mü'minlerin mükâfatını zayi etmeyeceğini" müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlara Allah'dan bol iyilik gelecektir. «Gerçekten Allah inananların karşılığını yitirmiyecektir» müjdesini alınca, da sevinirler.

(Ali İmran 171)

Kadri Çelik Meali:

Onlar Allah'tan olan nimet ve bol bağışa sevinirler ve şüphesiz Allah iman edenlerin ecrini asla zayi etmez.

(Ali İmran 171)

Mahmut Kısa Meali:

Allah’ın şehitler için hazırladığı muhteşem lütuf ve nîmetlerini onlara haber vermek ve Allah’ın, inananların çabalarını boşa çıkarmadığını, onların mükâfâtını asla zayi etmediğini müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Allah'ın ikramı, ihsanı, nimetine nail oldukları için onlar sevinç içindedirler. Nitekim Allah, onların ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemektedirler.

(Ali İmran 171)

Mehmet Türk Meali:

171,172. Onlar, (ayrıca) Allah’tan bir nîmet ve bir lütuf olarak Allah’ın; yaralandıktan sonra Allah ve Peygamberin davetine uyan mü’minlerin, (yaptıklarının) karşılığını kesinlikle boşa çıkarmayacağını ve onlardan Allah’ı görüyormuş gibi ibâdet edenlere ve Allah’tan hakkıyla sakınanlara büyük bir mükâfatın olduğunu da müjdelerler.1*

(Ali İmran 171)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, Allah’ın nimeti ve lütfu konusunda müjdeler alırlar. Allah’ın müminlere vereceği ecir ve mükâfatı zayi etmeyeceğinin (de) müjdesini alırlar.

(Ali İmran 171)

Muhammed Esed Meali:

Onlar, Allah katından ulaşan bir lütfu, bir nimeti ve Allah'ın inananların hak ettiği ödülü zayi etmeyeceği (vaadini) müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar ki, Allah'tan gelen bir nimeti ve bir sunumu, ayrıca Allah'ın inananlara ödüllerini vermezlik etmeyeceğini müjdelemek istiyorlar.

(Ali İmran 171)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve bunlar, Allah’ın nimeti ve lütfu ile Allah’ın inanan müminlerin ödülünü zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

Bknz: (11/115) - (18/30)

(Ali İmran 171)

Mustafa Çevik Meali:

169-171 Yaratılışlarının sebebi olan kurallarını Allah’ın belirlediği hayat nizamını yaşamak ve yaşatmak uğrunda cihat ederken şehit olanlar için sakın sıradan insanlara dediğiniz gibi öldürüldüler yahut öldüler demeyin, onlar kısacık dünya hayatının Allah’ın davetine uygun yaşamak için bahşedildiğine yürekten iman etmişler ve bu uğurda şehit olmuşlardı. Onlar Allah’ın nezdinde devamlı diridirler ve Rablerinin nimetleriyle ödüllendirilip şehit olmanın mutluluğunu yaşamakla birlikte, geride kalan mü’minlere de Allah’ın şehitlere lütfettiği nimetlerini müjdelemek için can atarlar. Allah, yaratılış sebepleri uğrunda cihat edenleri en güzel nimetlerle ödüllendirir.

(Ali İmran 171)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar, Allah'ın nimeti ve keremiyle, Allah'ın mü'minlere ait ecri zayi etmeyeceğini müjdelemeye can atarlar.

(Ali İmran 171)

Osman Okur Meali:

Onlar, Allah'ın nimetini ve fazlını ve Allah'ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onlar Allah Teâlâ'dan bir nîmet ile ve bir fazl ile mü'minlerin mükâfaatını Allah Teâlâ'nın elbette zâyi etmeyeceği ile müjdelenip mesrûr bir halde bulunurlar.

(Ali İmran 171)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar Allah'tan olan nimet ve keremin; Allah'ın müminlerin ecrini zâyi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.

(Ali İmran 171)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar, Allah katından erişen bir lütfu, bir nimeti, inananların çabalarının ödüllendirildiğini müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Sadık Türkmen Meali:

(Şehitler/şahit olarak ölenler) Allah’ın nimetine, ikrâmına ve Allah’ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler.

(Ali İmran 171)

Seyyid Kutub Meali:

Onların sevinci Allah'tan gelen nimet ve lütuf ile O'nun müminlerin mükâfatını kayba uğratmayacağı müjdesinden kaynaklanıyor.

(Ali İmran 171)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar Allah'ın nimeti ve lütfu ile ve Allah'ın müminlere olan mükafatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler.

(Ali İmran 171)

Süleyman Ateş Meali:

Allah'ın ni'metine, lutfuna ve Allah'ın mü'minlerin ecrini zayi etmeyeceğine sevinirler.

(Ali İmran 171)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah'ın nimetini ve ikramını da müjdelemek isterler. Allah, inanıp güvenenlerin ödülünü azaltmaz.

(Ali İmran 171)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(169-171) Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın. Hayır, onlar diridirler; Rableri katında rızıklanacaklardır. Allah'ın, lütfuyla kendilerine verdiğine sevinirler. Arkada kalıp, henüz kendilerine kavuşamamış kimselere, korku ve üzüntü duymayacaklarını, Allah'ın lütfuna ve nimetine erişeceklerini, Allah'ın, iman edenlerin emeğini boşa çıkarmayacağını müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, Allah'ın nimetini ve fazlını ve Allah'ın müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

(Ali İmran 171)

Talat Koçyiğit Meali:

(Keza onlara) Allah'tan gelecek bir nimeti ve fazlasını da müjdelerler. Allah şüphesiz, mü'minlerin (hakettikleri) mükâfatı asla zayi etmez.

(Ali İmran 171)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, Allah'tan bir nimeti bir fazlı (bolluğu) ve gerçekten Allah'ın mü'minlerin ecrini boşa çıkarmadığını müjdelemektedirler.

(Ali İmran 171)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, Allah'ın nimetini ve lütfunu, bir de mü'minlerin ecrini Allah'ın asla zayi etmeyeceğini müjdeliyorlar.

(Ali İmran 171)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Allah'tan bir nimeti, bir lütfu ve Allah'ın müminlerin ödülünü vermezlik etmeyeceğini de müjdelerler.

(Ali İmran 171)