3. Ali İmran Suresi / 172.ayet

Onlar kendilerine isabet eden büyük acı ve yaradan sonra Allah’ın ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisinin çağrısına icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve sorumlu davrananlar için büyük bir ödül vardır.

Bknz: (69/18)»(69/20)(77/41)»(77/44)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 172 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yaralandıktan sonra bile Allah'ın ve Peygamberin davetine icabet edenlere, hele onların içinden iyiliklerde bulunup sakınanlara pek büyük bir ecir var.

(Ali İmran 172)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kendilerine (Hakk dinlerinde ve davalarında dik durmalarından dolayı çeşitli sıkıntılar ve) yaralar dokunduktan sonra (bile), Allah ve Elçisinin (cihad) çağrısına icabet edip (hizmete koşanlar), onlardan ihsan (ve ikramda bulunup davaları için harcayanlar) ve (her türlü kötülük ve kirlenmeden) sakınanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve elçisinin çağrısına uyup gönül verenleri, hele onlardan iyilik edenleri ve yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanları çok büyük bir karşılık vardır.

(Ali İmran 172)

Adem Uğur Meali:

Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendileri yara aldıktan sonra (bile) Allah ve Rasulün davetine icabet ettiler ki, onlardan ihsan sahibi olanlar ve korunanlar için aziym mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

Ahmet Tekin Meali:

Mü'minler, sıkıntıya uğradıktan, bir takım kayıplara maruz kalıp, yara aldıktan sonra da, Allah'ın ve Rasulünün davetine icabet edenler, emirlerini yerine getirenlerdir. Özellikle bunların içlerinden iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, yararlı hizmetler yapan müslüman askerî erkân, idareciler, müslümanlar ve Allah'a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minler için büyük mükâfatlar vardır.

(Ali İmran 172)

Ahmet Varol Meali

Kendilerine yara dokunduktan sonra Allah'ın ve Peygamberin çağrısına icabet edenlere, (özellikle) içlerinden iyilikte bulunan ve kötülüklerden sakınanlara büyük ecir vardır.*

(Ali İmran 172)

Ali Bulaç Meali:

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına koşanlar ve hele onlardan iyilik edip fenalıktan sakınanlar için çok büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yaralandıktan sonra bile, Allah'ın ve elçinin çağrısına karşılık verdiler. İyilik yapanlar ve sorumluluk bilinci taşıyanlar için büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Ali Ünal Meali:

Kendilerine o yara dokunduktan sonra Allah ve Rasûlü’nün çağrısına uyup (düşmanı takibe çıkanlara), özellikle Allah’ı görürcesine, en azından O’nun kendilerini gördüğünün şuuru içinde davranan ve takvaya dayalı olarak hareket eden o (mü’minlere) pek büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar ki yara aldıktan sonra da Allah’a ve elçisine icabet ettiler. Onlardan (ibadetlerle) iyilik yapanlar, (günahlardan sakınmakla) özünü koruyanlar için büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar, özellikle bunların içinden iyilik yapanlar ve takva sahibi olanlar için pek büyük ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Bekir Sadak Meali:

Kendileri savasta yara aldiktan sonra Allah ve peygamberin cagrisina kosanlara, hele onlardan iyilik edip sakinanlara buyuk ecir vardir. *

(Ali İmran 172)

Besim Atalay Meali:

Yara aldıktan sonra, Allah ile peygamberin çağrısına koşanlar, içlerinden iylik edenlere, sakınçlı olanlara büyük sevap verilir

(Ali İmran 172)

Celal Yıldırım Meali:

Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve Peygamberin çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlardan iyilik edenlere ve Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlara büyük ecirler vardır.

(Ali İmran 172)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O inananlar ki, savaşta yara aldıktan sonra bile (müşrikleri kovalayıp geri püskürtmek için) Allah'ın ve elçisinin çağrısına uydular. İyilik yapıp erdemli davrananlar için büyük bir ödül vardır. *

(Ali İmran 172)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar yaralandıktan sonra Allah'ın ve Peygamberinin davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

Diyanet Vakfı Meali:

Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Edip Yüksel Meali:

O inananlar ki, savaşta yara aldıktan sonra bile ALLAH'ın ve elçisinin çağrısına uydular. İyilik yapıp erdemli davrananları için büyük bir ödül var.

(Ali İmran 172)

Elmalılı Orjinal Meali:

hele o, kendilerine yara değdikten sonra Allahın ve Peygamberin emrine icabet eyleyenler: mü'minler içinden bilhassa böyle ihsan ve ittika edenler için pek büyük bir ecir var

(Ali İmran 172)

Elmalılı Yeni Meali:

Hele yara aldıktan sonra Allah'ın ve peygamberin emrine uyanların. Müminler içinden özellikle iyilik yapıp fenalıktan sakınanlara pek büyük bir mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

Erhan Aktaş Meali:

Yaralanmalarına rağmen, Allah ve Rasul'ünün davetine uyanlar, iyilik yapanlar ve Allah için takvalı olanlar için çok değerli bir karşılık vardır.

(Ali İmran 172)

Gültekin Onan Meali:

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Tanrı ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Hakkı Yılmaz Meali:

(172,173) Kendilerine yara dokunduktan sonra Allah ve Elçi'nin davetine katılan kimseler; insanlar kendilerine: “Şüphesiz insanlar size karşı birlik oldular, onlardan ürperin” dediklerinde, bunun, kendilerini inanç yönünden artırdığı ve: “Allah bize yeter. O, ne güzel tüm varlıkları belirli bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan”dır!” diyen kimseler; onlardan iyileştiren, güzelleştiren ve Allah'ın koruması altına girmiş kimselere büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Onlar ki; Uhud’da) yara aldıktan sonra Allah’ın ve Resûl’ün çağrısına icabet ettiler. Onlardan (olup) kulluğunu en güzel şekilde yapan ve korkup sakınanlara büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar ki kendilerine yara dokunduktan sonra, Allah’ın ve Rasul’ün davetine uydular. Bunlardan iyilik eden ve sakınan kimseler için çok büyük bir ecir vardır!

(Ali İmran 172)

Hasan Basri Çantay:

Kendilerine yara isaabet etdikden sonra yine Allanın ve Peygamberin da'vetine icabet edenler, (hele) içlerinden iyilik yapanlar ve (fenalıkdan) sakınanlar için pek büyük mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Uhud'da) kendilerine yara isâbet ettikten sonra Allah ve Resûlünün (cihad)da'vetine icâbet edenler var ya, işte onlardan iyilik eden ve (günahlardan) sakınanlar için pek büyük bir mükâfât vardır.

(Ali İmran 172)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[İnançlılar] ki kendilerine (o) yara isabet ettikten sonra Allah'a ve Elçiye olumlu cevap vermeyi dilediler. Onlardan¹, güzellik [iyilik] etmiş ve sakınmış kimseler için, çok büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Hüseyin Atay Meali:

(171-172) Yaralandıktan sonra yine Allah'ın ve elçisinin çağrısına koşan inananların ödülünü Allah'ın zayi etmeyeceğini ve Allah’tan nimet ve bolluk olduğunu müjde etmekle sevinç duyarlar. Onların içinden işlerini güzel yapanlara ve saygılı olanlara büyük ödül vardır.

(Ali İmran 172)

İbni Kesir Meali:

Kendileri yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve peygamberin davetine koşanlar, ihsan edenler ve sakınanlar için pek büyük mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kendilerine savaşta isabet eden yaralardan sonra Allah'ın ve Elçinin çağrılarına icabet edenler var ya, onlardan iyilik yapmaya devam edenlere ve Allah dan sakınanlara büyük mükafatlar var.

(Ali İmran 172)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar (o mü'minler) ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve Resûl'ün davetine icabet ettiler. Onlardan ahsen olanlar (Allah'ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiği hiçbir fiili işlemeyenler) ve (azîm) takvaya ulaşanlar için "Azîm Ecir (en büyük mükafat)" vardır.

(Ali İmran 172)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O kimseler ki yara aldıktan sonra da Allah'ın, elçilerinin çağrısına uydular, içlerinden böyle iyilik edenler, sakınanlar için pek büyük karşılık vardır.

(Ali İmran 172)

Kadri Çelik Meali:

Onlar ki kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve Resulü'nün çağrısına icabet ettiler. İçlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Mahmut Kısa Meali:

O inananlar ki, Uhud savaşında ağır bir yara almış olmalarına rağmen,yaralarından akan kan henüz kurumadan, Allah’ın ve Peygamberin çağrısına kulak verip düşmanı takibe yöneldiler. Onlardan, güzel davranış gösteren ve fenâlıklardan titizlikle sakınıp korunanlara, Rableri katında büyük bir ödül vardır!

(Ali İmran 172)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Allah'ın ve Resulünün davetine yaralandıktan sonra bile icabet edenler, Layıkıyla onların içinden iyilik yapan ve sakınanlar için büyük ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Mehmet Türk Meali:

171,172. Onlar, (ayrıca) Allah’tan bir nîmet ve bir lütuf olarak Allah’ın; yaralandıktan sonra Allah ve Peygamberin davetine uyan mü’minlerin, (yaptıklarının) karşılığını kesinlikle boşa çıkarmayacağını ve onlardan Allah’ı görüyormuş gibi ibâdet edenlere ve Allah’tan hakkıyla sakınanlara büyük bir mükâfatın olduğunu da müjdelerler.1*

(Ali İmran 172)

Muhammed Celal Şems Meali:

Yara aldıktan sonra, Allah ile Peygamberi’nin emrini kabul edenlerden, görevlerini tam manasıyla yerine getirip, takvayı benimseyenlere, büyük mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Muhammed Esed Meali:

O inananlar ki başlarına gelen beladan sonra Allah'ın ve Elçisi'nin çağrısına uydular. İyilik yapmada sebat edenleri ve Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde olanları muhteşem bir karşılık bekliyor:

(Ali İmran 172)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O inananlar ki, yara aldıktan sonra bile Allah'ın ve elçisinin çağrısına uydular. İyilik yapıp sakınanlar için elbette büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar kendilerine isabet eden büyük acı ve yaradan sonra Allah’ın ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisinin çağrısına icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve sorumlu davrananlar için büyük bir ödül vardır.

Bknz: (69/18)»(69/20) - (77/41)»(77/44)

(Ali İmran 172)

Mustafa Çevik Meali:

172-174 Allah’a ve Rasulüne gönülden iman eden mü’minler, savaşta mağlup olmalarına rağmen imanlarından taviz vermediler. İşte imanına böylece sarılıp, samimiyetle yollarına devam edenleri de Allah cennet nimetlerine kavuşturacaktır. Bu mü’minlere savaştan önce münafıklar, “Düşmanlarınız size karşı büyük bir ordu hazırladı, onlardan korkun” demişlerdi. Söylenenler mü’minleri korkutmak yerine, imanlarını daha da artırmıştı. Bunu diyenlere de “Allah bize yeter, O’ndan güzel vekil mi olur?” diyerek cevap vermişlerdi. Savaştan Allah’ın rızasını kazanmış gaziler olarak dönen mü’minlerin İslam nizam ve ahlakı uğrunda savaşarak, Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmekten başka da bir amaçları yoktu. Allah böylesi mü’minlere karşı sınırsız ihsan sahibidir.

(Ali İmran 172)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar ki, kendilerine dokunan zarardan sonra Allah'ın ve Elçisi'nin çağrısına uydular; bunlardan iyilikte sebat gösterenleri ve sorumluluk bilincini kuşananları muazzam bir karşılık beklemektedir.

(Ali İmran 172)

Osman Okur Meali:

Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Elçisin'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar ki kendilerine yara isabet ettikten sonra Allah Teâlâ için ve Peygamberi için (davete) icâbet eylediler. Onlardan iyilik edenler ve ittikada bulunanlar için pek büyük bir mükâfaat vardır.

(Ali İmran 172)

Ömer Öngüt Meali:

Yara aldıktan sonra da Allah'ın ve Peygamber'in dâvetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince Allah'tan korkanlara büyük bir mükâfat vardır.

(Ali İmran 172)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendileri savaşta yaralandıktan sonra Allah’ın ve Elçisinin çağrısına olumlu karşılık verenlere, görevlerini güzelce yapıp kötülüklerden sakınanlara büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Sadık Türkmen Meali:

ONLAR Kİ; kendilerine dokunan zarardan sonra Allah’ın ve Rasûl’ün davetine uyan kimselerdir. Onlardan güzel davranıp iyilik edenlere ve Allah’a karşı gelmekten sakınanlara büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Seyyid Kutub Meali:

O müminler ki, yaralandıktan sonra Allah'ın ve peygamberin savaşma çağrısına uydular, onlardan «İhsan» (Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek - Mütercim-) ilkesine uyanlar ile takva sahiplerini büyük bir ödül beklemektedir.

(Ali İmran 172)

Suat Yıldırım Meali:

Hele o yara aldıktan sonra Allah'ın ve Resulünün çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlar gibi ihsan ve takva sahiplerine pek büyük mükafatlar vardır.

(Ali İmran 172)

Süleyman Ateş Meali:

O(mü'mi)nler ki yaralandıkları halde yine Allah'ın ve Elçinin çağrısına uydular; onlardan güzel davrananlar ve (günahlardan) korunanlar için pek büyük ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Savaşta yara aldıktan sonra, Allah'ın ve Elçisinin çağrısına koşanlardan güzel davranan ve Allah'tan çekinerek korunanlar, büyük bir ödül alacaklardır.

(Ali İmran 172)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar, başlarına bela geldikten sonra bile Allah'ın ve elçisinin çağrısına uydular. İyilik eden ve Allah'a karşı gelmekten çekinenlere büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Şaban Piriş Meali:

Onlar kendilerine isabet eden yaradan sonra da Allah'a ve Resulüne icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve takva sahibi olanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Talat Koçyiğit Meali:

(Uhud'da) kendilerine isabet eden (ağır) yaradan sonra, Allah'ın ve Peygamberin davetine icabet edenler ve bir de içlerinden iyilikle bulunup Allah'tan sakınanlar için son derece büyük mükafat vardır.

(Ali İmran 172)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve Resulünün çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır.

(Ali İmran 172)

Ümit Şimşek Meali:

Onlar, yaralandıktan sonra da yine Allah'ın ve Resulünün çağrısına uyanlardır. Onlardan iyilik yapan ve sakınanlar için pek büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp takvaya sarılanlara büyük bir ödül vardır.

(Ali İmran 172)