3. Ali İmran Suresi / 88.ayet

Onlar, o lanette süreklidirler. Azap, onlardan asla hafifletilmez ve onların yüzüne de bakılmaz.

Bknz: (18/100)»(18/106)(40/49)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 88 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve bu lanette ebedi kalırlar, ne azapları hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.

(Ali İmran 88)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onun (bu lanet ve zillet) içinde temelli kalıcı kimselerdir. Onların azabı hafifletilmeyecek ve onlar (asla korunup) gözetilmeyeceklerdir.

(Ali İmran 88)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu lanete ebediyen gömülüp gideceklerdir. Onların ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

(Ali İmran 88)

Adem Uğur Meali:

Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonsuza dek bu şartlarda kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez ve onlarla ilgilenilmez.

(Ali İmran 88)

Ahmet Tekin Meali:

O lânet içinde, cehennemde ebedî kalırlar. Onların cezası hafifletilmez, özür dilemelerine, tevbe etmelerine fırsat verilmez, merhamet nazarıyla bakılmaz, onlara göz açtırılmaz.

(Ali İmran 88)

Ahmet Varol Meali

Onlar orada (lanette) sonsuza kadar kalıcıdırlar. Üzerlerinden azap hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Ali Bulaç Meali:

İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

(Ali İmran 88)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içindedirler. Kendilerinden ne azap hafifletilir, ne de onlara merhamet gözü ile bakılır.

(Ali İmran 88)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sürekli onun içinde kalacaklardır. Ne cezaları azaltılacak ne de yardım edilecektir.

(Ali İmran 88)

Ali Ünal Meali:

Hem de bu lânetin içinde sonsuzca kalmak üzere. Görecekleri azap hafifletilmeyecek, yüzlerine de bakılmayacaktır.

(Ali İmran 88)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar o mahrumiyet içinde ebedî kalacaklar. Ne azapları hafifler ne de gözetilirler.

(Ali İmran 88)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar bu halde kalacaklar;ne azapları hafifletilecek ne de onlara bir mühlet tanınacak.

(Ali İmran 88)

Bekir Sadak Meali:

Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onlarin azabi geciktirilmez.

(Ali İmran 88)

Besim Atalay Meali:

Onlar, cehennemde sonsuz kalırlar, azapları yeğnitilmez, onlara bakılmaz da

(Ali İmran 88)

Celal Yıldırım Meali:

Bu lanet (azabı için)de devamlı kalıcılardır. Ne bu azâb onlardan hafifletilir, ne de (rahmet ile) yüzlerine bakılır.

(Ali İmran 88)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar ebedî olarak bu lânet ve azabın içinde kalacaklardır. Kendilerinden ne azap hafifletilecek ne de yüzlerine bakılacaktır.

(Ali İmran 88)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; onların azabı geciktirilmez.

(Ali İmran 88)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onun (lanetin) içinde ebedi kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz açtırılmaz.

(Ali İmran 88)

Diyanet Vakfı Meali:

Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Edip Yüksel Meali:

Orada sürekli kalıcıdırlar; azapları hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ebediyyen onun içindedirler, azabları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez

(Ali İmran 88)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonsuza kadar o lanetin içindedirler, azapları hafifletilmez ve kendilerine mühlet verilmez.

(Ali İmran 88)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, bu halde sürekli kalacaklardır. Onlardan ne azap hafifletilecek ve ne de onların yüzlerine bakılacak.

(Ali İmran 88)

Gültekin Onan Meali:

İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

(Ali İmran 88)

Hakkı Yılmaz Meali:

(87,88) İşte onların cezaları, Allah'ın, doğal güçlerin/haberci âyetlerin, insanların hepsinin dışlayıp gözden çıkarması, sürekli içinde kalmak üzere şüphesiz onların üzerlerindedir. Kendilerinden bu azap hafifletilmez ve kendilerine süre tanınmaz.

(Ali İmran 88)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onda ebedî kalacaklardır. Onlardan azap hafifletilmeyecek ve onlara değer verilmeyecektir/onların azabı ertelenmeyecektir.

(Ali İmran 88)

Harun Yıldırım Meali:

Onun içinde sürekli kalıcıdırlar. Onlardan azap hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

(Ali İmran 88)

Hasan Basri Çantay:

Onlar bunun (bu la'netin ve cehennemin) içinde ebedi kalıcıdırlar. Kendilerinden ne azab hafifletilir, ne de onlara (yüzlerine, suratlarına) bakılır.

(Ali İmran 88)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar,) orada (Cehennemde) ebedî olarak kalıcıdırlar. Onlardan ne azab hafifletilir, ne de onlar (rahmet nazarıyla) gözetilirler.

(Ali İmran 88)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Onun içinde kalıcıdırlar. Azap, kendilerinden yana hafifletilmez ve kendilerine bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Hüseyin Atay Meali:

Bu lanette temelli kalacaklar. Onlardan azap eksiltilmez ve onlara bir daha bakılmaz.

(Ali İmran 88)

İbni Kesir Meali:

Ebediyyen onun içindedirler. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara rahmet nazarıyla bakılmaz.

(Ali İmran 88)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Cehennem azabında) Sürekli kalacaklar, orada onlardan azap asla hafifletilmeyecek ve onlara bakılmayacak da.

(Ali İmran 88)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar, onun (lânetin) içinde ebedi kalacak olanlardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara bakılmaz...

(Ali İmran 88)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar hep Cehennem'de kalacaklardır. Onların azabı ne azaltılacak, ne de geciktirilecektir.

(Ali İmran 88)

Kadri Çelik Meali:

Onlar onda (ilahi lanette) temelli kalıcılardır. Onlardan azap hafifletilmez ve onlara mühlet de verilmez.

(Ali İmran 88)

Mahmut Kısa Meali:

Sonsuza dek o lânetin içerisinde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır!

(Ali İmran 88)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İçinde onlar daimi kalıcıdırlar. Azapları ne hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.

(Ali İmran 88)

Mehmet Türk Meali:

Onlar, bu (ceza) içerisinde sürekli olarak kalacaklardır. Onların bu azapları hafifletilmediği gibi, yüzlerine de bakılmayacaktır.1*

(Ali İmran 88)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar bu (lânet) içinde kalacaklar. Ne azapları hafifletilecek ne (de) kendilerine süre tanınacak.

(Ali İmran 88)

Muhammed Esed Meali:

Onlar bu halde kalacaklar; (ve) ne azapları hafifletilecek, ne de onlara bir mühlet tanınacak.

(Ali İmran 88)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar bu lanetin içinde kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

(Ali İmran 88)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar, o lanette süreklidirler. Azap, onlardan asla hafifletilmez ve onların yüzüne de bakılmaz.

Bknz: (18/100)»(18/106) - (40/49)

(Ali İmran 88)

Mustafa Çevik Meali:

86-89 Allah, peygamberleri ve kitablarıyla davet ettiği hayat nizamının gerçeğin ta kendisi olduğunu bildikleri halde bundan yüz çeviren toplumlara hidayet nasip etmez. Bunların cezası Allah’ın, meleklerin ve bütün mü’minlerin lanetine uğramaktır. Âhirette de içinde devamlı kalacakları cehenneme atılacaklar ve kendilerine asla yardım edilmeyecektir. Ancak şirkinden ve küfründen dünyada tevbe edip iman ederek sorumluluklarını yerine getirenlere karşı Allah çok merhametli ve bağışlayıcıdır.

(Ali İmran 88)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Onlar bu halde kalacaklar; ne azapları hafifletilecek ne de onlara süre tanınacaktır.

(Ali İmran 88)

Osman Okur Meali:

Sürekli lânet içinde kalırlar. Artık ne azapları hafifletilir nede onların yüzlerine bakılır.

(Ali İmran 88)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(Onlar) Bunun içinde ebedîyyen kalıcılardır. Onlardan azab hafifletilmez ve onlara nazar olunmaz.

(Ali İmran 88)

Ömer Öngüt Meali:

Bu lânete ebediyyen gömülüp gidecekler. Onların azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Ömer Sevinçgül Meali:

Cehennemde temelli kalırlar. Çektikleri azap ne hafifletilir, ne de geciktirilir!

(Ali İmran 88)

Sadık Türkmen Meali:

Onun içinde ebedi kalacaklardır. Onların azabı hafifletilmez, onlara göz de açtırılmaz.

(Ali İmran 88)

Seyyid Kutub Meali:

Onların bu cezaları süreklidir. Ne azapları hafifletilir ve ne de yüzlerine bakılır.

(Ali İmran 88)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar bu lanetin içinde ebedi kalacaklardır. Ne cezaları hafifletilecek, ne de yüzlerine bakılacaktır.

(Ali İmran 88)

Süleyman Ateş Meali:

O(la'net)in içinde ebedi kalacaklardır. Onlardan azab hafifletilmeyecek ve onlara asla fırsat verilmeyecektir.

(Ali İmran 88)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sürekli dışlanmış olarak kalırlar. Azapları hafifletilmez, yüzlerine de bakılmaz.

(Ali İmran 88)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Orada temelli kalacaklardır. Artık ne azapları hafifletilecek, ne de kendilerine bir fırsat verilecektir.

(Ali İmran 88)

Şaban Piriş Meali:

O lanette daimidirler. Azap, onlardan hafifletilmez ve onlara bakılmaz da.

(Ali İmran 88)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu lanetin içinde daimîdirler. (Çekecekleri) azâb ise, ne hafifletilir, ne de tehir edilir.

(Ali İmran 88)

Tefhimul Kuran Meali:

İçinde temelli kalıcıdırlar. Onların azabı hafifletilmez ve onlar gözetilmezler.

(Ali İmran 88)

Ümit Şimşek Meali:

Ebediyen de bu lânet içindedirler; ne azapları hafifler, ne yüzlerine bakan olur.

(Ali İmran 88)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O lanet içinde sürekli kalacaklardır. Ne azap hafifletilecektir onlardan ne de yüzlerine bakılacaktır onların.

(Ali İmran 88)