29. Ankebut Suresi / 34.ayet

Biz, yaptıkları ahlaksızlıktan dolayı bu şehrin halkına gökten taş yağdıracağız.

Bknz: (27/54)»(27/58)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 34 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki bu şehir halkının üstüne, buyruktan çıkarak yapageldikleri işler yüzünden, gökten bir azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azap indireceğiz (ve onları yerin dibine batıracağız) .”

(Ankebut 34)

Abdullah Parlıyan Meali:

Muhakkak biz, bu yörenin halkına işledikleri bütün kötülükler ve yoldan çıkmaları yüzünden, gökten azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Adem Uğur Meali:

Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Ahmet Hulusi Meali:

"Muhakkak ki biz şu bölge halkına, bozuk inançları dolayısıyla semadan bir azap inzal edeceğiz. "

(Ankebut 34)

Ahmet Tekin Meali:

“Boylarınca günaha, isyana, küfre batmaları, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkleri sebebiyle, bu ülkenin halkının üzerine gökten feci bir azap, yağmur gibi taş indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Ahmet Varol Meali

Biz fasıklık etmelerinden dolayı bu kasabının halkının üzerine gökten şiddetli bir azap indireceğiz."

(Ankebut 34)

Ali Bulaç Meali:

"Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz."

(Ankebut 34)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Doğrus biz, bu memleket halkının yaptıkları fenalıklar (küfür ve isyan) yüzünden, üzerlerine gökten bir azab indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Aslında, yoldan çıktıkları için, bu kentin halkına gökten bir yıkım indireceğiz!"

(Ankebut 34)

Ali Ünal Meali:

“Açıktan açığa işledikleri bunca günahlarla bütün bütün yoldan çıktıkları için bu memleketin ahalisi üzerine gökten çok kötü bir musibet indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hiç şüphesiz, İlahî yasaları çiğnediklerinden dolayı, Biz bu şehir ahalisine gökten pis bir azap indireceğiz” dediler.

(Ankebut 34)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz bu ülke halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık, gökten bir azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Bekir Sadak Meali:

(33-34) Elcilerimiz Lut'a gelince, onun fenasina gitti; cok sıkıldı. Ona, «Korkma ve uzulme, dogrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karinin disinda, aileni kurtaracagiz. Bu kasaba halkina yaptiklari yolsuzluklardan oturu gokten, elbette bir azap indirecegiz» dediler.

(Ankebut 34)

Besim Atalay Meali:

«Biz bu kentte oturanlar üstüne —günahları yüzünden — gökyüzünden azap indireceğiz!

(Ankebut 34)

Celal Yıldırım Meali:

«Şüphen olmasın ki, biz bu kasaba halkı üzerine, yaptıkları çok çirkin ahlâksızlıktan dolayı gökten azâb indireceğiz.»

(Ankebut 34)

Cemal Külünkoğlu Meali:

33,34. Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı ve onlar(ın kimlikleri konusunda) çaresizlik içine düştü. Elçiler ona: “Korkma, üzülme! Biz, karının dışında seni ve aileni kurtaracağız. Karın, geride kalıp helâk olanlardan olacaktır. Haberin olsun ki, biz bu kasaba halkı üzerine, yaptıkları çok çirkin ahlâksızlıktan dolayı gökten azap indireceğiz” dediler.

(Ankebut 34)

Diyanet İşleri Eski Meali:

33,34. Elçilerimiz Lut'a gelince, onun fenasına gitti; çok sıkıldı. Ona, "Korkma ve üzülme, doğrusu biz seni ve geride kalacaklardan olan karının dışında, aileni kurtaracağız. Bu kent halkına yaptıkları yolsuzluklardan ötürü gökten, elbette bir azap indireceğiz" dediler.

(Ankebut 34)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Diyanet Vakfı Meali:

«Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz.»

(Ankebut 34)

Edip Yüksel Meali:

'Yoldan çıktıkları için, biz bu kentin üzerine gökten bir felaket indireceğiz.'

(Ankebut 34)

Elmalılı Orjinal Meali:

Haberin olsun bu karye ehalisinin yapageldikleri fiskları yüzünden üzerlerine semadan bir feci azab indireceğiz

(Ankebut 34)

Elmalılı Yeni Meali:

Haberin olsun, biz bu memleket halkının yapmakta oldukları çirkince günahları yüzünden üzerlerine gökten korkunç bir azap indireceğiz." dediler.

(Ankebut 34)

Erhan Aktaş Meali:

Biz, bu belde halkının üzerine, yoldan çıkmaları nedeniyle gökten bir azap indireceğiz.

(Ankebut 34)

Gültekin Onan Meali:

"Şüphesiz biz f(a)sık(lık yapma)larından dolayı bu ülke ehlinin üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz."

(Ankebut 34)

Hakkı Yılmaz Meali:

(33,34) Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde de o, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar sebebiyle eli-kolu bağlandı kaldı. Ve elçiler: “Korkma, tasalanma! Şüphesiz biz, seni ve geride kalanlardan olan karın hariç yakınlarını kurtaracağız. Şüphesiz biz, bu kent halkının üzerine, hak yoldan çıkıcılık yapıp durmaları nedeniyle semadan bir azap indirteceğiz” dediler.

(Ankebut 34)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Şüphesiz ki biz, o yaptıkları fasıklık nedeniyle bu belde halkının üzerine gökten azap indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Harun Yıldırım Meali:

"Biz, şüphesiz, bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık gökten (feci) bir azap indireceğiz."

(Ankebut 34)

Hasan Basri Çantay:

"Muhakkak bu memleket ahalisinin üstüne, yapmakda oldukları faasıklık yüzünden, gökden (feci) bir azab indireceğiz".

(Ankebut 34)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Şübhesiz biz, isyân etmekte olduklarından dolayı, bu şehir halkının üzerine gökten dehşetli bir azâb indirici kimseleriz.”

(Ankebut 34)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(33-34) Elçilerimizi Lut'a geldiğinde [Lut] onlar sebebiyle fenalaştı ve onlar sebebiyle çaresizliğe¹ kapıldı. [Elçilerimiz] "Korkma ve üzülme! Gerçekten biz, seni ve aileni mutlaka ama mutlaka kurtaracağız. Ancak, (azapta) kalanlardan olmuş hanımın hariç [onu kurtarmayacağız]. Gerçekten biz, hadlerini aşmakta olmaları sebebiyle, bu kentin halkının üzerine gökten bir sarsıntı indireceğiz." dediler.

(Ankebut 34)

Hüseyin Atay Meali:

33-34 Ancak elçilerimiz Lut a gelince, o bu yüzden tasalandı ve canı çok sıkıldı. "Korkma ve üzülme, doğrusu biz, seni ve geride kalacaklardan olan karının dışında aileni kurtaracağız. Doğrusu, bu kent halkına, yaptıkları yolsuzluklardan ötürü, gökten elbette bir azap indireceğiz" dediler.

(Ankebut 34)

İbni Kesir Meali:

Bu kasaba halkına da fasıklık yapar olduklarından dolayı gökten azab indireceğiz.

(Ankebut 34)

İlyas Yorulmaz Meali:

Yaptıkları pisliklerden (günahlardan) dolayı onların üzerine gökten belalar indirdik.

(Ankebut 34)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki biz, fısk yapmış oldukları şey (ahlâksızlık) sebebiyle bu beldenin halkı üzerine semadan ricz (azap) indirecek olanlarız.

(Ankebut 34)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

«Doğrusu Biz bu ilin insanları üzerine karıştırıcılıklarından dolayı bir kırlagan indireceğiz.»

(Ankebut 34)

Kadri Çelik Meali:

“Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten korkunç bir azap indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Mahmut Kısa Meali:

“İşledikleri bunca günahlardan dolayı, bu şehir halkının üzerine gökten bir azap indireceğiz!”

(Ankebut 34)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Ülke halkının üstüne şüphesiz, fasıklık yapmalarından dolayı gökten bir azap indireceğizdir."

(Ankebut 34)

Mehmet Türk Meali:

“...Şüphesiz biz, bu ülke halkının üzerine yoldan çıkmaları sebebiyle, gökten iğrenç bir azap indireceğiz.” dediler.

(Ankebut 34)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Şüphesiz Biz, itaat dışına çıktıkları için, bu yerleşimin halkı üzerine gökten azap indireniz.”

(Ankebut 34)

Muhammed Esed Meali:

Bu yörenin halkına, işledikleri bütün kötülüklerin karşılığı olarak gökten mutlaka bir bela indireceğiz!" dediler.

(Ankebut 34)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Biz, bu ülke halkına, yoldan saptıkları için gökten bir azap indirecek olanlarız."

(Ankebut 34)

Mustafa Çavdar Meali:

Biz, yaptıkları ahlaksızlıktan dolayı bu şehrin halkına gökten taş yağdıracağız.

Bknz: (27/54)»(27/58)

(Ankebut 34)

Mustafa Çevik Meali:

31-35 Bir süre sonra elçi meleklerimiz İbrahim’e gelerek hem bir oğlunun olacağının müjdesini hem de içinde Lût’un bulunduğu kavmi helak edeceklerinin haberini verdiler. Bunun üzerine İbrahim telaşla, “Ama orada Lût da var.” dedi. Melekler de ona, “Orada kimin olduğunu elbette biz biliyoruz. Lût’u ve onun iman ailesinden olanları aralarından çıkarıp kurtaracağız fakat Lût’un karısı hariç. O, helak olmak üzere geride kalanların arasında olacak, çünkü o da müşriklerdendi.” dediler. Melekler İbrahim’in yanından ayrılıp Lût’un yaşadığı yere gelerek, Lût’un evine misafir oldular. Onların kim olduklarını bilmeyen Lût, kavminin onlara zarar vereceğini düşünerek endişeye kapılıp, gönlü daraldı. Çaresizlik içinde eli ayağı birbirine dolaştı. Onun bu halini gören melekler, ona: “Korkma, bizim için de endişelenme. Biz seni ve senin iman ailenden olanları bu müşrik, kâfir, ahlaken tefessüh etmiş toplumun içinden çıkarıp kurtaracağız, ancak karın hariç, o da azapla helak edilenlerden olacak. Biz onların üzerine taş yağdırarak azap indireceğiz.” diyerek kendilerini tanıtıp, görevlerini açıkladılar. Ardından da o kavmi hak ettiği azapla helak ettik ve onlardan geriye aklını kullananlar için ibret alınacak nişaneler bıraktık.

(Ankebut 34)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte bu yüzden biz şu bölge halkına, işleye geldikleri fısku fücur yüzünden gökten yakıcı bir bela indireceğiz."

(Ankebut 34)

Osman Okur Meali:

(33-34) Elçilerimiz Lût'a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı ve onlar(ın kimlikleri konusunda) çaresizlik içine düştü. Elçiler ona: “Korkma, üzülme! Biz, karının dışında seni ve aileni kurtaracağız. Karın, geride kalıp helâk olanlardan olacaktır. Haberin olsun ki, biz bu kasaba halkı üzerine, yaptıkları çok çirkin ahlâksızlıktan dolayı gökten azap indireceğiz” dediler.

(Ankebut 34)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Muhakkak ki biz, bu kasabanın ahalisi üzerine, yapmakta oldukları fıskları sebebiyle gökten müthiş bir azap indiricileriz.»

(Ankebut 34)

Ömer Öngüt Meali:

“Biz bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmaları sebebiyle gökten feci bir azap indireceğiz. ”

(Ankebut 34)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Şu kasaba halkına gökten bir azap indireceğiz. Kötülüklerine karşılık bir ceza olacak!”

(Ankebut 34)

Sadık Türkmen Meali:

Biz bu memleket halkının üzerine, gökyüzünden feci bir azap indirecek olanlarız. Yoldan çıkarak azgınlaşmaları yüzünden!”

(Ankebut 34)

Seyyid Kutub Meali:

Biz bu kent halkının iğrenç sapıklığı yüzünden başlarına gökten ağır bir azap yağdıracağız.

(Ankebut 34)

Suat Yıldırım Meali:

"Büsbütün yoldan çıkmaları sebebiyle, biz bu şehir halkının üzerine gökten bir azap indireceğiz."

(Ankebut 34)

Süleyman Ateş Meali:

"Biz yoldan çıkan şu ülke halkının üstüne gökten bir azab indireceğiz."

(Ankebut 34)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Yoldan çıkmalarına karşılık biz, bu şehrin halkı üzerine bir pislik indireceğiz."

(Ankebut 34)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Bunların üzerine de yoldan çıktıklarından dolayı gökten bir bela indireceğiz" dediler.

(Ankebut 34)

Şaban Piriş Meali:

Biz, bu belde halkına, yoldan saptıkları için gökten bir azap indirecek olanlarız.

(Ankebut 34)

Talat Koçyiğit Meali:

"Biz, işlemiş oldukları büyük günâh sebebiyle bu şehir halkına gökten bir azâb indireceğiz.

(Ankebut 34)

Tefhimul Kuran Meali:

«Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azab indireceğiz.»

(Ankebut 34)

Ümit Şimşek Meali:

“Yoldan çıkmakta direttikleri için, bu belde ahalisinin üzerine gökten azap indireceğiz.”

(Ankebut 34)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Şu kent halkı üstüne, yaptıkları fenalıklardan ötürü gökten bir felaket indireceğiz."

(Ankebut 34)