29. Ankebut Suresi / 64.ayet

Zaten şu dünya hayatı, bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir. Asıl hayat ise ahiret yurdudur. Zamanında keşke bunu bilmiş olsalardı…

Bknz: (6/32)(28/60)(47/36)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 64 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve bu dünya yaşayışı, ancak aslı olmayan bir eğlenceden, bir oyundan başka bir şey değil ve şüphe yok ki ahiret yurdunda gerçek yaşayış, bunu bir bilselerdi.

(Ankebut 64)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Oysa) Bu dünya hayatı, sadece bir oyun ve (eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadan ibarettir. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. (Keşke insanlar bu gerçeği) Bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, işte asıl hayat odur, keşke bu gerçeği bilselerdi.

(Ankebut 64)

Adem Uğur Meali:

Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!

(Ankebut 64)

Ahmet Hulusi Meali:

Şu dünya hayatı (en sefil yaşam - esfeli safiliyn) bir eğlence (kendini avutarak keyifle oyalanma) ve bir oyundan (kurallarına göre oynanan senaryo) başka bir şey değildir! Sonsuz gelecek vatana gelince; işte asıl bilinçlilik - yaşam yurdu odur. Kavrayabilselerdi!

(Ankebut 64)

Ahmet Tekin Meali:

Bu dünya hayatı, kesinlikle çoluk-çoçuk sahibi olma zevki, bir eğlence, bir oyundur. Âhiret yurdundaki hayat ise, bütün canlılığıyla devam eden sonsuz, asıl hayattır. Keşke bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Ahmet Varol Meali

Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise işte asıl hayat odur. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

Ali Bulaç Meali:

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.

(Ankebut 64)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bu dünya hayatı, ancak bir eğlence ve bir oyundan ibarettir. Ahiret yurdu ise, ölmez gerçek hayat işte budur. Eğer bilselerdi, (geçici dünya hayatını ebedî ahiret hayatına tercih etmezlerdi)...

(Ankebut 64)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dünya yaşamı, bir oyun ve bir eğlenceden başka bir şey değildir. Oysa aslında, Sonsuz Yaşam Ülkesi gerçek yaşamdır; keşke bilselerdi!

(Ankebut 64)

Ali Ünal Meali:

Bu dünya hayatı, (kendine bakan yüzüyle) boş bir oyalanma ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise, işte o, (her şeyin diri olduğu) gerçek hayattır. Bunu bir bilselerdi!

(Ankebut 64)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hâlbuki dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ve şüphesiz ahiret yurdu ise, gerçek canlı orasıdır. (Gerçek hayat oradadır.) Keşke bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bu dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Şüphesiz ahiret yurdu ise, çok uzun süreli yaşanacak yerdir. Keşke bilseler!

(Ankebut 64)

Bekir Sadak Meali:

Bu dunya hayati sadece bir eglence ve oyundan ibarettir. Asil hayat ahiret yurdundaki hayattir. Keske bilseler!

(Ankebut 64)

Besim Atalay Meali:

Eğer bilmiş olsalardı, bu dünya dirliği, ancak bir eğlence, bir oyuncak, son yurt, evet işte dirlik budur !

(Ankebut 64)

Celal Yıldırım Meali:

Bu Dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise gerçek hayatın kendisidir. Bunu bir bilselerdi!.

(Ankebut 64)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ebedî ahiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir Keşke bunu bilselerdi.

(Ankebut 64)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!

(Ankebut 64)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!

(Ankebut 64)

Diyanet Vakfı Meali:

Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!

(Ankebut 64)

Edip Yüksel Meali:

Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise gerçek hayattır; bir bilselerdi.

(Ankebut 64)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bu Dünya hayat bir eğlence ve oyundan ıbaret ve hakıkaten son yurd (dar-ı Ahıret) işte halis hayat o amma bilselerdi

(Ankebut 64)

Elmalılı Yeni Meali:

Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

Erhan Aktaş Meali:

Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, gerçek hayattır. Keşke, bunun farkında olsalardı!

(Ankebut 64)

Gültekin Onan Meali:

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.

(Ankebut 64)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve bu iğreti dünya yaşamı, sadece bir eğlence ve oyundur. Şüphesiz son yurt ise kesinlikle hayatın ta kendisidir. Keşke onlar, bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Asıl (yaşanılacak ve ebedî olan) ahiret hayatıdır. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

Harun Yıldırım Meali:

Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı!

(Ankebut 64)

Hasan Basri Çantay:

Bu dünya hayatı bir eğlenceden, bir oyundan başka (şey) değildir. Ahiret yurdu (na gelince:) Şübhe yok ki o, (asıl) hayatın ta kendisidir, (bunu) bilmiş olsalardı...

(Ankebut 64)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki bu dünya hayâtı, bir eğlence ve bir oyundan başka bir şey değildir. Şübhesiz âhiret yurdu ise, elbette asıl hayat odur.(1) Keşke bilselerdi!*

(Ankebut 64)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bu dünya [ilk] hayatı, ancak bir oyalanma ve bir oyundur. Ahiret [son] yurduna [gelince] hayatın ta kendisi O'dur. Şayet biliyor olsalardı...

(Ankebut 64)

Hüseyin Atay Meali:

Ve bu dünya yaşamı sadece oyun ve oyalanmadır. Doğrusu sonraki yurt asıl yaşamdır. Keşke bilseler!

(Ankebut 64)

İbni Kesir Meali:

Bu dünya hayatı; yalnızca bir oyun ve oyalanmadır. Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşki bilseler.

(Ankebut 64)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu dünya hayatı yalnızca eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret hayatı ise gerçek yaşam odur. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve bu dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Muhakkak ki ahiret yurdu, elbette o gerçek hayattır. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bu dünyadaki yaşayış ancak bir eğlencedir, bir oyundur. İşte gerçek yaşayış sonraki yurttakidir. Bunu bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Kadri Çelik Meali:

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve oyalanmadır. Gerçekten ahiret yurdu (var ya), asıl hayat odur. Bir bilselerdi!

(Ankebut 64)

Mahmut Kısa Meali:

Bu dünya hayatının zevk ve eğlenceleri, aldatıcı bir oyalanmadan ve gelip geçici eğlenceden başka bir şey değildir; oysa özenip imrenmeye değer gerçek hayat, sadece âhiret yurdudur; keşke bunu bilselerdi! Aslında onlar, insanlığa gönderilen Peygamberler sayesinde, hakîkatin ne olduğunu pekâlâ bilirler. Öyle ki:

(Ankebut 64)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Neşeli dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir, bilselerdi; asıl olan ahirettir.

(Ankebut 64)

Mehmet Türk Meali:

Bu dünya hayatı, yalnızca bir eğlence ve oyalanmadan başka bir şey değildir. Âhiret yurduna gelince işte, asıl hayat odur. Ah bunu bir bilseler...

(Ankebut 64)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu dünya hayatı gaflet ve eğlenceden başka bir şey değildir. Şüphesiz ahiret evi, gerçek hayat (evidir.) Keşke onlar bilselerdi.

(Ankebut 64)

Muhammed Esed Meali:

Çünkü (akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki) bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek (gerçek) hayattır: keşke bunu bilselerdi!

(Ankebut 64)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bu dünya yaşamı bir eğlence ve bir oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek yaşam odur. Keşke bilselerdi.

(Ankebut 64)

Mustafa Çavdar Meali:

Zaten şu dünya hayatı, bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir. Asıl hayat ise ahiret yurdudur. Zamanında keşke bunu bilmiş olsalardı...

Bknz: (6/32) - (28/60) - (47/36)

(Ankebut 64)

Mustafa Çevik Meali:

Aklını doğru kullananlar bu dünya hayatının yalnızca bir oyun ve eğlenceden ibaret olmadığını, bunun için yaratılmadıklarını anlayıp asıl önemli ve devamlı olanın âhiret hayatı olduğunu kavrarlar. Fakat ne yazık ki insanların çoğu bu gerçeği bilip anlamak istemiyorlar.

(Ankebut 64)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Zaten (akletselerdi, bileceklerdi ki) şu dünya hayatı (tek başına) geçici bir oyun ve oynaştan başka bir şey değildir; bir de hayatın öteki yüzü vardır ki, işte odur capcanlı gerçek hayat: keşke bunu olsun bilebilseydiler.

(Ankebut 64)

Osman Okur Meali:

Bu dünya hayatı (size göre) sadece bir eğlence ve oyundan ibarettir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!

(Ankebut 64)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bu dünya hayatı bir eğlenceden ve bir oyundan başka değildir. Ve hakikaten ahiret yurdu ise elbette ki, daimi hayat odur, eğer bilecekler olsalar idi.

(Ankebut 64)

Ömer Öngüt Meali:

Bu dünya hayatı sadece bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bu dünya hayatı bir oyundan, bir eğlenceden başka nedir ki! Gerçek hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşke bilseler!

(Ankebut 64)

Sadık Türkmen Meali:

BU DÜNYA HAYATI bir eğlenme ve bir çalışma(yurdun)dan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, elbette asıl hayat/konaklama yeri/sonsuz vatan odur! Şayet bilmiş olsalardı!..

(Ankebut 64)

Seyyid Kutub Meali:

Bu dünya hayatı oyundan ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat ahiret yurdundaki hayattır. Kâfirler keşki bunun bilincine varsalardı.

(Ankebut 64)

Suat Yıldırım Meali:

Düşünseler şunu da anlarlardı ki: bu dünya hayatı geçici bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir ve ebedi ahiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bir bilselerdi!

(Ankebut 64)

Süleyman Ateş Meali:

Bu dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur (asıl yaşanacak yer orasıdır), keşke bilselerdi!

(Ankebut 64)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Şu yaşanan hayat, bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Asıl hayat, son yurttaki hayattır; keşke bilseler.

(Ankebut 64)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Dünya hayatı, oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Asıl hayat, sonraki hayattır. Keşke bilselerdi!

(Ankebut 64)

Şaban Piriş Meali:

Bu dünya hayatı, bir eğlence ve bir oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, gerçek hayat odur. Bilmiş olsalardı...

(Ankebut 64)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurdu, işte asıl hayat odur; keşke bunu bilmiş olsalardı.

(Ankebut 64)

Tefhimul Kuran Meali:

Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve (eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.

(Ankebut 64)

Ümit Şimşek Meali:

Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka birşey değildir. Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!

(Ankebut 64)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Ahiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!

(Ankebut 64)