7. Araf Suresi / 148.ayet

Musa’nın halkı, onun (Sina dağına) gidişinden sonra süs eşyalarından böğürebilen bir buzağı yapıp ona taptılar. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara bir yol göstermediğini görmüyorlar mıydı? Ama yine de ona bağlandılar ve zalimlerden oldular.

Bknz: (2/51)(2/93)(4/153)(20/87)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 148 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Musa'nın kavmi, o gittikten sonra ziynet eşyasından bir buzağı yaptılar. O buzağı, böğürüyordu da. O buzağının kendileriyle konuşmayacağını, onlara doğru yolu göstermeyeceğini görüp anlamadılar mı da ona sarıldılar ve kendilerine kıydılar, yazık ettiler.*

(Araf 148)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Tûr’a gitmesinin) Ardından Musa’nın kavmi (topladıkları altın) süs eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip-iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenlerden olup gittiler.

(Araf 148)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve Musa'nın halkı, onun yokluğunda süs eşyalarından yaptıkları ve ses çıkaran buzağı heykeline tapmaya başladılar. Bunun kendileriyle ne konuşabileceğini ve ne de onlara hiçbir şekilde yol gösteremeyeceğini görmüyorlar mıydı sanki? Öyleyken yine de ona tapmaya devam ettiler ve böylece yaratılış sebebine aykırı davranmış oldular.

(Araf 148)

Adem Uğur Meali:

(Tûr'a giden) Musa'nın arkasından kavmi, zinet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini (tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zalimler oldular.

(Araf 148)

Ahmet Hulusi Meali:

Musa'nın halkı ondan sonra (yani Musa'nın Tur'a çıkışından sonra), kendilerinin değerli süs eşyalarından meydana gelen, (buzağı gibi) böğürebilen buzağı heykeli edindiler... Fark edemediler mi ki o (heykel) onlarla ne kelam edebiliyor ne de bir yola hidayet edebiliyor? Onu (ilah) edindiler ve zalimler oldular (nefslerine zulmettiler)!

(Araf 148)

Ahmet Tekin Meali:

Mûsâ'nın arkasından kavmi, süs takılarından yapılmış, böğüren bir buzağı heykelini put haline getirmişlerdi. O buzağının kendileriyle konuşamayacağını, kendilerine bir yol gösteremeyeceğini görmüyorlar mıydı, düşünemiyorlar mıydı? Yine de onu put haline getirdiler, şirke girdiler, zâlim oldular.*

(Araf 148)

Ahmet Varol Meali

Musa'nın kavmi, onun ardından [9] süs eşyalarından yapılmış, buzağı görünümde ve böğürmesi olan bir heykeli (ilah olarak) benimsediler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve kendilerini bir yola iletmediğini görmediler mi? Onu benimsediler ve zalim kimseler oldular.*

(Araf 148)

Ali Bulaç Meali:

(Tura gitmesinin) Ardından Musa'nın kavmi süs eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenler oldular.

(Araf 148)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Tûr'a çıkan Mûsa'nın arkasından, geride kalan kavmi, süs eşyalarından bir buzağı heykeli yapıp onu tanrı edindiler, ki onun bir böğürmesi de vardı. Buzağının kendileriyle konuşamayacağını, onlara bir yol gösteremiyeceğini görmediler mi de onu tanrı edindiler? Böylece zâlimlerden oldular.

(Araf 148)

Ali Rıza Sefa Meali:

Musa toplumu, Onun arkasından, süs eşyasından böğürmesi olan bir buzağı heykeli edindi. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara doğru yolu göstermediğini görmediler mi? Onu edindiler ve kendilerine yazık ettiler.[126]

126)Buzağının böğürmesi, büyük olasılıkla, buzağı heykelinin üzerinde yapılmış olan deliklerin, rüzgarın etkisiyle çıkardığı seslerdir. Eski Mısır tapınaklarında yer alan kimi heykellerin, rüzgarın etkisiyle ses çıkaran delikleri olduğu belirlenmiştir. Kimi yorumcular ise TaHa 20:96 ayetinde bildirilen, "Elçinin izinden bir tutam alarak attım!" söyleminden dolayı, buzağı heykelinin karışımına yaratılış gizeminin atıldığı ve bu nedenle buzağının gerçekten ses çıkardığı biçiminde uydurma yorumlar yapmışlardır.

(Araf 148)

Ali Ünal Meali:

Musa, Rabbisinin huzuruna çıkmak için aralarından ayrılmasının ardından halkı, ziynet takımlarından böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yapıp onu ilâh edindiler. Onun kendilerine konuşmadığının ve onlara herhangi bir yol göstermediğinin de mi farkında değillerdi? Buna rağmen onu ilâh edindiler ve (bütün kâinat, yaratı lış ve Ulûhiyet gerçeklerinin aksine hareket eden ve böylece bizzat kendilerine de zulmeden) zalimler oldular.

(Araf 148)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Musa’nın kavmi ondan sonra, süs eşyalarından cesetli, böğüren bir buzağı edindiler. Görmediler mi?! O, onlarla konuşamıyor ve onlara yol gösteremiyor. (Fakat) onu ilah olarak benimseyip kendilerine zulmettiler.

(Araf 148)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Musa'nın arkasından kavmi, ziynet takımlarından böğürebilen bir buzağı heykelini tanrı edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor. Onu tanrı olarak benimsediler ve zalimler oldular.

(Araf 148)

Bekir Sadak Meali:

Musa'nin ardindan milleti, ziynet takimlarindan, canliymis gibi boguren bir buzagi heykeli yaparak onu tanri edindiler. O buzaginin kendileriyle konusmadigini ve yol da gostermedigini gormediler mi? Onu tanri olarak benimseyip kendilerine yazik ettiler.

(Araf 148)

Besim Atalay Meali:

Musa orda yokken, hemen ulusu süs takımlarından, böğürücü bir buzağı heykelini yaptılar, görmezler mi buzağı onlar ile konuşmaz, doğru yol da göstermez onlara, onu Tanrı edinmekle zalim oldular

(Araf 148)

Celal Yıldırım Meali:

Musa'nın (belirlenen vakitte Tûr Dağı'na çıkması) ardından kavmi, kendi zînetlerinden üç boyutlu böğüren bir buzağı heykeli yapıp (tanrı) edindiler. O buzağının kendileriyle konuşamıyacağını ve bir yol da gösteremiyeceğini görmediler mi ?! Onu kendilerine ilâh edindiler; zaten onlar zâlimler idiler.

(Araf 148)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Musa Tevrat'ı almak için Tur'a gittiği zaman) kavmi onun arkasından ziynet takımlarından canlıymış gibi böğüren bir buzağı heykeli edindiler. Görmemişler miydi ki o heykel onlara hitap edemiyordu ve kendilerine yol da gösteremiyordu. Ama buna rağmen onu tanrı edindiler ve zalimlerden oldular. *

(Araf 148)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Musa'nın ardından milleti, ziynet takımlarından, canlıymış gibi böğüren bir buzağı heykeli yaparak onu tanrı edindiler. O buzağının kendileriyle konuşmadığını ve yol da göstermediğini görmediler mi? Onu tanrı olarak benimseyip kendilerine yazık ettiler.

(Araf 148)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Musa'nın kavmi onun (Tur'a gitmesinin) ardından, ziynet eşyalarından, böğürmesi olan bir buzağı heykeli (yaparak ilah) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara hiçbir yol göstermediğini görmediler mi? (Böyle iken) onu (ilah) edindiler de zalim kimseler oldular.

(Araf 148)

Diyanet Vakfı Meali:

(Tûr'a giden) Musa'nın arkasından kavmi, zinet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini (tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zalimler oldular.  *

(Araf 148)

Edip Yüksel Meali:

Musa'nın halkı kendisinden sonra, süs eşyalarından, böğürmesi olan bir buzağı heykeli yapıp putlaştırdılar. Onun, konuşmaktan ve kendilerine yol göstermekten aciz olduğunu görmediler mi? Onu benimseyerek zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Elmalılı Orjinal Meali:

Musanın arkasından ise kavmi tutmuşlar huliyyatlarından bir dana: böğüren bir heykel idinmişlerdi, görmemişler miydi ki o, onlara bir söz de söyliyemezdi, bir yol da gösteremezdi, fakat onu idindiler ve zalim idiler

(Araf 148)

Elmalılı Yeni Meali:

Musa'nın arkasından kavmi tutmuş takılarından bir dana, böğüren bir heykel edinmişlerdi. Onun kendilerine bir söz söylemediğini ve bir yol göstermediğini görmemişler miydi? Fakat onu tanrı edindiler ve zalimdiler.

(Araf 148)

Erhan Aktaş Meali:

Musa'nın halkı, onun arkasından, böğürmesi olan, süs eşyalarından yapılmış bir buzağı benimsediler. Onun kendileriyle konuşamadığını ve hidayet yolunu gösteremediğini görmediler mi ki onu benimsediler? Onu benimsemekle zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Gültekin Onan Meali:

(Tur'a gitmesinin) Ardından Musa'nın kavmi süs eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapacak Tanrı) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (Tanrı) edindiler de zulmedenler oldular.

(Araf 148)

Hakkı Yılmaz Meali:

Mûsâ'nın toplumu, Mûsâ'dan sonra, kendi toplumunun süs takılarını bir araya getirerek aldatıcı, tuzağa düşürücü sesi olan, aslında hiç işe yaramayan bir ilâh edindiler; büyük bir sermaye oluşturarak ona tapındılar. –Onun kendilerine bir söz söylemezliğini ve bir yol göstermezliğini görmediler mi?– Onu edindiler ve zâlimlerden oldular.

(Araf 148)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Musa’nın kavmi onun ardından süs eşyalarından yapılmış, (aldığı hava nedeniyle) ses çıkaran bir buzağı heykelini ilah edindi. O (buzağının) onlarla konuşmadığını ve onları doğru yola hidayet edemediğini görmediler mi? Onu (ilah) edindiler ve (zaten) zalim idiler (veya onu ilah edinmekle zalim/müşrik oldular).

(Araf 148)

Harun Yıldırım Meali:

Musa’nın kavmi onun ardından ziynet eşyalarından böğüren bir buzağı heykeli edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve kendilerine bir yol göstermediğini görmediler mi? Onu ilahedinmekle zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Hasan Basri Çantay:

("Tuur" a giden) Musanın arkasından kavmi zinet takımlarından bir buzağı heykel (i yapıb onu Tanrı) edindiler ki onun (inek gibi) bir böğürmesi de vardı. Onun kendileriyle konuşmayacağını, onlara bir yol da gösteremeyeceğini görmediler mi ki ona tutundular, kendilerine yazık ediciler oldular?

(Araf 148)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve kendisinin (Tûr dağına gitmesinin) ardından Mûsâ'nın kavmi, ziynet eşyâlarından (yapılmış) böğürmesi olan bir buzağı heykelini (ilâh) edindiler; görmediler mi ki gerçekten o, ne onlarla konuşuyor, ne de onlara bir yol gösteriyor! Onu (ilâh) edindiler ve zâlimler oldular.

(Araf 148)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Musa'nın milleti, kendisinden sonra kendilerinin süs takılarından yapılmış, bir böğürmesi olan ceset bir buzağı edindiler. Onun [cesedin] kendilerine konuşmadığını ve herhangi bir yola iletmediğini hiç görmediler mi? Onu [Tanrı]¹ edindiler ve acımasızlardan oldular.

(Araf 148)

Hüseyin Atay Meali:

Musa'nın ardından ulusu süs takımlarından böğürme sesi veren bir buzağı heykeli benimsediler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve kendilerine yol göstermediğini görmediler mi? Ancak onu benimsemekle zalim oldular.

(Araf 148)

İbni Kesir Meali:

Musa'nın kavmi; onun ardından, zinet takımlarından canlıymış gibi böğüren bir buzağı heykeli edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve bir yol da göstermediğini görmediler mi ki, tanrı edindiler de zalimlerden oldular?

(Araf 148)

İlyas Yorulmaz Meali:

Musa dan sonra kavmi, süs eşyalarından yapılmış ve ses çıkaran buzağı heykelini ilah edindiler. Onlar görmüyorlar mı? ki o, ilah edindikleri kendileriyle konuşmuyor ve onlara yol göstermiyor. O (buzağı heykelini) ilah edinmekle kendilerine zulüm ettiler.

(Araf 148)

İskender Ali Mihr Meali:

Musa (A.S)’nın kavmi, ondan sonra (Musa A.S’ın Tur dağına gitmesinden sonra) ziynet eşyalarından, böğüren (ses çıkaran) bir buzağı heykeli (yapıp) onu (ilâh) edindiler. Onun, onlarla konuşmadığını ve onları yola hidayet etmediğini (hidayete erdirmediğini) görmüyorlar mı? Onu (ilâh) edindiler ve zalimler oldular.

(Araf 148)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Musa'nın ardından ulusu süs takımlarıyla bir buzağı gövdesi yaptılar ki böğürür dururdu. Ancak hiç konuşmazdı, onlara doğru yolu da göstermezdi. Bunu görmüyorlar mıydı? Yine de onu tanrı edindiler. Onun için kıyıcı oldular.

(Araf 148)

Kadri Çelik Meali:

(Tur'a giden) Musa'nın arkasından, ziynet takımlarından böğüren bir buzağı heykeli yaparak onu ilah edindiler. O buzağının kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola hidayet etmediğini görmediler mi? Onu ilah edindiler ve (böylece de) zalimler oldular.

(Araf 148)

Mahmut Kısa Meali:

Mûsâ’nın kavminden birçokları, O’nun vahiy almak üzere Sînâ dağına çıkmasının hemen ardından, süs eşyalarından edindikleri ve rüzgarın etkisiyle böğürtü sesi çıkaran bir buzağı heykeline tapınmaya başladılar. Peki onlar, taptıkları bu eski Mısır putunun kendileriyle konuşmaktan bile âciz olduğunu, hele onlara asla doğru yolu gösteremeyeceğini göremiyorlar mıydı?Evet, görmesine görüyorlardı, fakat işlerine öyle geldiği için, onu kendilerine tanrı edindiler ve böylece kendilerine zulmetmiş oldular.

(Araf 148)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ayrıca Musa'ın kavmi o (Tur'a gitmesiyle) süs eşyasından bir buzağı yaptılar. Fiilen böğüren heykeli ilah edindiler. Görmediler mi o, onlara ne yol gösteriyor Ayrıca ne onlarla konuşabiliyordu. Onu benimseyip zalimlerden oldular

(Araf 148)

Mehmet Türk Meali:

(Sina Dağına giden) Mûsa’nın ardından toplumu ziynet eşyalarından (yapılmış) böğürme sesi verebilen1 bir buzağı heykelini,2 (ilâh) edindiler. Sanki onlar, onun kendileriyle konuşamadığını ve kendilerine bir yol da gösteremediğini bilmiyorlar mıydı? İşte onlar, bu heykeli ilâh edinerek, zâlimlerden oldular.*

(Araf 148)

Muhammed Celal Şems Meali:

Musa (Tûr dağına gittikten) sonra kavmi, kendi takılarından bir buzağı yaptılar. O, ancak hayvan sesi çıkaran (cansız) bir cesetti. Onlar, onun kendileriyle konuşmadığını ve kendilerine yol göstermediğini görmediler mi? Onlar, onu (tanrı) edindiler, zaten (de) zalimdiler.

(Araf 148)

Muhammed Esed Meali:

Ve Musa'nın halkı, onun yokluğunda, süs eşyalarından (yaptıkları), içinden boğuk bir ses çıkaran bir buzağı heykeline tapmaya başladılar. Bunun kendileriyle ne konuşabileceğini ne de onlara hiçbir biçimde yol gösteremeyeceğini görmüyorlar mıydı sanki? (Öyleyken yine de) ona tapmaya devam ettiler, çünkü zalim kimselerdi onlar:

(Araf 148)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Musa'nın arkasından halkı, tutmuş süs takılarından, böğüren bir buzağı heykeli edinmişlerdi. O buzağının kendilerine bir söz söylemediğini ve bir yol gösteremediğini görmemişler miydi? Oysa yine de onu ilah edindiler de böylece zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Mustafa Çavdar Meali:

Musa’nın halkı, onun (Sina dağına) gidişinden sonra süs eşyalarından böğürebilen bir buzağı yapıp ona taptılar. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara bir yol göstermediğini görmüyorlar mıydı? Ama yine de ona bağlandılar ve zalimlerden oldular.

Bknz: (2/51) - (2/93) - (4/153) - (20/87)

(Araf 148)

Mustafa Çevik Meali:

Musa’nın arkasından kavmi, ziynet eşyalarını eriterek içinden rüzgâr geçince böğürmeye benzeyen bir ses çıkaran buzağı heykeli yapıp onu ilah edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de yol gösteriyor. Buna rağmen onu ilah olarak benimsediler ve böylece zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve Musa'nın halkı onun peşi sıra, takılardan mamul ses çıkaran bir buzağı heykelini ilah edindiler. Onlar onun kendileriyle konuşmayacağını, yol da göstermeyeceğini görmüyorlar mıydı sanki! (Yine de onu) ilah edindiler; çünkü onlar bilinci altüst olmuş kimselerdi.

(Araf 148)

Osman Okur Meali:

(Tûr'a giden) Musa'nın arkasın dan kavmi, ziynet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini (tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor? Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zalim oldular.

(Araf 148)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Mûsa'nın kavmi, O'ndan sonra ziynet takımlarından bir buzağı böğürmesi olan bir heykel edindiler. Onlar görmediler mi ki, o kendileriyle konuşamaz ve onlara bir yol gösteremezdi. Onu (ilâh) edindiler ve zalimler oluverdiler.

(Araf 148)

Ömer Öngüt Meali:

Musa'nın kavmi; onun ardından kendi ziynetlerinden canlıymış gibi böğüren buzağı heykeli yaparak onu ilâh edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve yol da göstermediğini görmediler mi? Onu ilâh olarak benimsediler ve zâlimler oldular.

(Araf 148)

Ömer Sevinçgül Meali:

Musa’nın halkı, onun ardı sıra, takılarından yapılmış böğüren bir buzağı heykelini tanrı edindiler. Görmediler mi ‘taptıkları heykel’ onlara ne bir söz söyleyebilir, ne de bir yol gösterebilirdi. İşte onu tanrı olarak benimsediler! Kendilerine yazık ettiler!

(Araf 148)

Sadık Türkmen Meali:

VE MUSA’NIN kavmi, onun (Musa’nın Tûr’a çıkmasının) ardından, ziynet/süs eşyalarından yapılmış, ses çıkaran buzağı heykeline tapınmaya başladılar. Görmediler mi ki o, onlarla konuşmuyor, onlara bir yol göstermiyor. Onu benimsediler ve zalimler oldular.

(Araf 148)

Seyyid Kutub Meali:

Soydaşları, Musa'nın ardından, ziynet eşyalarından yapılmış, böğürme sesi verebilen bir buzağı heykelini ilâh edindiler. Oysa görmüyorlar mıydı ki, O onlarla ne konuşabiliyor ve ne de kendilerine bir yol gösterebiliyor? Onlar bu heykeli ilâh edinerek, zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Suat Yıldırım Meali:

Musa Tevrat'ı almak için ayrıldıktan sonra ümmeti, zinet takımlarından, böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yapıp tanrı edindiler. Görmemişler miydi ki o heykel onlara hitap edemiyordu, kendilerine yol da gösteremiyordu. Fakat buna rağmen onu tanrı edindiler ve zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Süleyman Ateş Meali:

Musa kavmi, kendisin(in, Rabbi ile mülakata gitmesin)den sonra kendilerinin zinet takımlarından yapılmış, böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tanrı diye) benimsediler. Görmediler mi ki o, ne kendilerine söz söylüyor, ne de onlara yol gösteriyor? Onu benimsediler ve zalimler(den) oldular.

(Araf 148)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Musa'nın halkı, ondan sonra süs eşyalarından boğa gibi böğüren bir sığır yavrusu yaptılar. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara yol göstermediğini görmüyorlar mıydı? Onu (ilah[1]) edindiler ve yanlış yapan kimseler oldular.

1) Ta-Ha 20/88

(Araf 148)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Musa'nın kavmi, o gittikten sonra, süs eşyalarından yaptıkları, boğuk bir ses çıkaran bir buzağı heykeline tapmaya başladı. Onun kendileriyle konuşamadığını, kendilerine doğru yolu da gösteremediğini görmediler mi? Buna rağmen ona tapmaya devam ettiler; çünkü onlar, zalim kimselerdi.

(Araf 148)

Şaban Piriş Meali:

Musa'nın kavmi, onun ardından süs eşyalarından (yapılmış) böğüren bir buzağı heykelini ilah edindiler. onun kendileriyle konuşmadığını ve onlara bir yol göstermediğini görmüyorlar mı? Ona bağlandılar, tapındılar ve kendilerine yazık ettiler.

(Araf 148)

Talat Koçyiğit Meali:

Musa'nın kavmi de, onun ardından, ziynet takımlarından, böğürmesi olan bir buzağı heykelini (kendilerine ilâh) edinmişlerdi. Onun, kendileriyle hiç konuşmadığını ve kendilerine hiç yol göstermediğini görmemişler mi idi? Onu (ilâh) edinmişlerdi ve zâlim olmuşlardı.

(Araf 148)

Tefhimul Kuran Meali:

(Tura gitmesinin) Ardından Musa'nın kavmi, süsleme eşyalarından böğürmesi olan bir buzağı heykelini (tapılacak ilâh) edindiler. Onun kendileriyle konuşmadığını ve onları bir yola da yöneltip iletmediğini (hidayete erdirmediğini) görmediler mi? Onu (tanrı) edindiler de, zulmedenler oldular.

(Araf 148)

Ümit Şimşek Meali:

Musa'nın arkasından, onun kavmi, ziynet eşyalarından böğüren bir buzağı heykeli yapıp onu tanrı edindi. Görmüyorlar mıydı ki, o heykel ne kendileriyle konuşur, ne de onlara bir yol gösterebilirdi. Onu tanrı edinmekle zalimlerden oldular.

(Araf 148)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Musa'nın kavmi, onun Allah'la konuşmaya gidişinden sonra, süs eşyalarından oluşmuş, böğürebilen bir buzağı heykelini ilah edinmişti. Görmediler mi ki, o onlarla ne konuşabiliyor ne de kendilerine yol gösterebiliyor? Onu benimsediler ve zalimler haline geldiler.

(Araf 148)