2. Bakara Suresi / 93.ayet

Bir vakit de sizin liderinizi ( tur) dağına davet ederek misak/söz almış; “Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve vahye kulak verin.” demiştik. Siz de “İşittik ama isyan ediyor inanmıyoruz.” demiştiniz ve bu inkârınızdan dolayı buzağı dünyalık sevgisi kalplerinize yerleşmişti. De ki: “Gerçek karşısındaki inancınız size ne kötü şey emrediyor öyle.”

Bknz: (43/46)»(43/52)(7/171)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 93 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: O vakit sizden kesin söz almıştık, Tur dağını üstünüze yüceltmiştik. Size verdiğimizi azimle tutun, dinleyin demiştik. Onlar da duyduk demişlerdi ve asi olduk. Buzağı sevgisi, küfürleri yüzünden ta iliklerine işlemişti. İnanmışsanız inancınız, ne de kötü ve pis şey emrediyor size.

(Bakara 93)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hani sizden misak (kesin söz) almış ve Tûr'u (kaldırıp) üstünüze yükseltmiştik (ve) : "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve (emirlerini) dinleyin" (demiştik) . Onlar ise (tam aksine) : “Dinledik ve isyan ettik” demişlerdi. (İşte bu) İnkârları yüzünden (altın) buzağı (servet tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: "Eğer (gerçekten) inanıyorsanız, (düşünüp söyleyin, bu bâtıl) inancınız size ne kötü şey emredip durmaktadır?” (Ve bugünkü münafıkların tavrı da aynıdır; acaba bu nasıl bir imandır ki, vicdanları Siyonist Yahudiler ve Haçlı emperyalistlerle dostluk kurmaktan ve onlara tâbi olmaktan rahatsızlık duymamaktadır?)

(Bakara 93)

Abdullah Parlıyan Meali:

Biz o zaman Tur Dağı'nı üzerinize yükseltip, size verdiğimiz ilâhî buyruklara bütün gücünüzle sarılın ve kulak verin diye Musa ile sizden bir söz almıştık. Bütün bu hatırlatmalara rağmen onlar: “Dinledik anladık ama karşı geliyoruz” demişlerdi. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas etmeleri sebebiyle, bunların kalplerini buzağı sevgisi kaplamıştır. De ki: “Eğer iman etmiş kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şeyleri emrediyor.”

(Bakara 93)

Adem Uğur Meali:

Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki: Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!

(Bakara 93)

Ahmet Hulusi Meali:

Biz sizden söz almıştık, Tur'u (benlik dağı) üzerinizde kaldırmıştık... "Verdiğimizi özünüzdeki kuvve ile yaşayın, algılayın ve gereğine uyun" (demiştik). Onlar ise: "Algıladık ama kabul etmedik" dediler. Bu inkarları yüzünden kalpleri buzağı sevgisiyle (dışsallıkla) doldu! De ki: "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın getirisi de buysa, ne kötü bir şey bu!"

(Bakara 93)

Ahmet Tekin Meali:

Bir zamanlar sizin kesin sözünüzü, taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın.Tûr'u üstünüze kaldırıp; “Size verdiğimiz kitaba, sıkı sıkı sarılın, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın, iyice kulak verin" demiştik. Onlar: “Sözünü duyduk ve emrine isyân ettik" dediler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrarları sebebiyle kalplerine, akıllarına buzağı putunu yerleştirdiler. Onlara: “Mü'min olmakla alâkanız varsa eğer, imanınız size ne kötü şey emrediyor, ne kötü rehberlik ediyor" de.

(Bakara 93)

Ahmet Varol Meali

Hani, sizden kesin bir söz almıştık ve Tur dağını üzerinize doğru yüseltmiştik. "Size verdiğimize sıkı sıkıya yapışın ve bildirileni duyun." Onlar: "Duyduk ve başkaldırdık" dediler. İnkarcılıklarından dolayı buzağıya olan tutku onların kalplerine iyice yerleştirilmişti. De ki: "Eğer iman sahibi iseniz, sizin imanınız size ne kadar fena şeyler emrediyor!"

(Bakara 93)

Ali Bulaç Meali:

Hani sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve): "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve baş kaldırdık." İnkarları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?"

(Bakara 93)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir vakıt: “- Size verdiğimiz Tevrat'ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin.” diye Tur'u üzerinize kaldırıp sizden sağlam ahd almıştık. Onlar: “-Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik.” demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalblerine buzağı sevgisi sinmişti. Habibim, onlara şöyle de: “Eğer siz mümin olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur'an'ı inkâr edin diye” çirkin şeyleri emretmezdi.

(Bakara 93)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sizden kesin söz aldığımızda, dağı üzerinize yükseltmiştik. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın ve dinleyin!" Dediler ki: "Dinledik ve karşı geliyoruz!" Nankörlük ettikleri için, yüreklerinde buzağı yer etmişti. De ki: "İnancınız, sizi ne kötü yönlendiriyor; eğer inanıyorsanız?"

(Bakara 93)

Ali Ünal Meali:

Yine bir zaman (ahdimize riayet edeceğiniz konusunda) sizden sağlam söz almış (ve hem bu maksatla, hem de sözünüzde durmak gerektiğinin önemine dikkat çekmek ve sözünüzden dönmenin başınıza neler getireceği hususunda sizi ikaz etmek için) Tur’u yerinden söküp kaldırmış ve üzerinize düşüverecek gibi o vaziyette tutmuştuk: “Size verdiğimiz (Kitaba) kuvvetle tutunun ve dinleyip itaat edin!” “Dinledik, (ama hiç dinlememiş, duymamış gibi, denilenin tersini yaparak, sanki) isyan ettik!” dediler. Gerçek karşısında sürekli direnip (isyan etmeleri ve en son buzağıya tapınarak) küfre girmeleri sebebiyle buzağı (sevdası) kalblerine içirilmiş, (kalblerinde imana ve başka bir sevgiye artık hiç yer kalmamıştı). Onlara de ki: “İddia ettiğiniz gibi gerçekten mü’minseniz, size indirilene gerçekten inanmışsanız, bu imanınız size ne kötü şeyler emrediyor?”

(Bakara 93)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yine bir vakit sizden söz aldık. Tur dağını üstünüzde yükselttik (manen veya maddeten.) “(Bu Tur dağından size gelen) İlahî vahiyleri kuvvetle tutun ve dinleyin” dedik. (Bu söze muhatap olanlar hal dilleriyle:) “İşittik ve isyan ediyoruz” dediler. İnkârcılıklarından dolayı, buzağı sevgisi kalplerine nüfuz ettirildi. Söyle: “Eğer mümin (dindar) iseniz, bu dininiz size ne kötü şeyler emrediyor.” (Demek dindar değilsiniz.)

(Bakara 93)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hatırlayınız ki, "Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri dikkatlice dinleyin" diye sizden söz almış ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık. Onlar, "İşittik ve isyan ettik" dediler. İnkarları sebebiyle buzağı sevgisi gönüllerine dolduruldu. De ki: "Eğer inanıyorsanız, inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!"

(Bakara 93)

Bekir Sadak Meali:

Sizden kesin soz almis ve Tur'u tepenize dikmistik,"Size verdigimize kuvvetle sarilin ve dinleyin» demistik «Isittik ve karsi geldik» dediler de inkarlari yuzunden buzagi sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, «Eger inanmissaniz, imaniniz size ne kotu sey emrediyor?»

(Bakara 93)

Besim Atalay Meali:

Hani, sizden ahit alıp, üstünüze Tûr'u yükseltmiş idik: «Size verileni kuvvetle tutarak dinleyesiniz» demiş idik biz, dediler ki: «Hem dinledik, hem azdık»; küfürleri yüzünden, buzağı sevgisi yüreklerinde yer tutmuş idi, diyesin ki: «Eğer inanmışsanız, inancınız sizlere ne kötü buyurur!»

(Bakara 93)

Celal Yıldırım Meali:

(Ve nerede sözünüzün doğruluğu ki) bir vakit sizden söz almıştık : Tûr'u üzerinde yükseltip size verdiğimiz (Tevrat)ı sıkı tutun, (buyruklarımızı iyice) dinleyin, demiştik. (Ama) onlar (yani atalarınız), «Dinledik ve karşı geldik» demişlerdi. Küfürleri sebebiyle buzağıya (tapma) sevgisi (içlerine) sindirilmişti. De ki: Eğer mü'minler (olduğunuzu İddia ediyor) iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!

(Bakara 93)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Hani: “Size verdiğimiz Tevrat'ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin.” diye Tur'u üzerinize kaldırıp sizden sağlam söz almıştık. (Onlar da:) “Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik.” demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi sinmişti. Habibim, onlara şöyle de: “Eğer siz mü'min olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur'an'ı inkâr edin diye” çirkin şeyleri emretmezdi. *

(Bakara 93)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sizden kesin söz almış ve Tur'u tepenize dikmiştik, "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin" demiştik "İşittik ve karşı geldik" dediler de inkarları yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, "Eğer inanmışsanız, imanınız size ne kötü şey emrediyor?"

(Bakara 93)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani, Tur'u tepenize dikerek sizden söz almıştık, "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın; ona kulak verin" demiştik. Onlar, "Dinledik, karşı geldik" demişlerdi. İnkarları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat'a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!

(Bakara 93)

Diyanet Vakfı Meali:

Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi dolduruldu. De ki: Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!*

(Bakara 93)

Edip Yüksel Meali:

Hani üzerinize Tur dağını kaldırıp sizden söz almıştık: 'Size verdiğim emirlere sıkıca sarılın ve dinleyin.' Fakat 'Dinledik ve karşı geldik,' dediler. İnkarlarından dolayı kalpleri buzağı ile kandı. De ki: 'İnanmışsanız, inancınız size ne de kötü yön veriyor!'

(Bakara 93)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir vakit size verdiğimiz kitabı kuvvetle tutun ve dinleyin diye Turu tepenize kaldırıb misakınızı aldık, dinledik ısyan ettik dediler, ve küfürleriyle danayı kalblerinde iliklerine işlettiler, eğer, de: sizler mü'minlerseniz imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor?

(Bakara 93)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir vakit: "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin" diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. "Duyduk, isyan ettik." dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi. De ki: "Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!

(Bakara 93)

Erhan Aktaş Meali:

Hani sizden, "Size verdiğimizi kuvvetlice alın ve dinleyin." diye kesin söz almış ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık[1]. Demişlerdi ki: "Dinledik ama itaat etmiyoruz." Küfürleri yüzünden buzağı kalplerine yerleştirildi. De ki: "Eğer gerçekten inanıyorsanız, inancınız sizden ne kötü şey istiyor!"

1)Sizin öncünüzü Tur'a yükseltmiştik.

(Bakara 93)

Gültekin Onan Meali:

Hani sizden misak almış ve üzerinize Tur (dağını) kaldırmıştık / yükseltmiştik: "Size verdiğime sıkıca sarılın ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve karşı geldik / baş kaldırdık" (asayna). Küfürlerinden dolayı buzağı (tutkusu) kalplerine sinmişti / içirilmişti (üşribu). De ki: "Eğer inançlılar iseniz inancınız size ne kötü / çirkin (şeyler) buyuruyor VEYA inançlılar olsaydınız inancınız size kötü / böyle çirkin şeyler buyurmazdı".

(Bakara 93)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve hani Biz sizden, “Size verdiğimiz Kitab'ı kuvvetlice alın ve dinleyin” diye sağlam söz almış ve sizin üstününüzü/ seçkininiz Mûsâ'yı Tûr'a yükseltmiştik/ çıkarmıştık. Demişlerdi ki: “Dinledik ve isyan ettik/iyice sarıldık.” Ve gerçeği bilerek reddetmeleri yüzünden altının ilâhlığı kalplerine içirilmişti. De ki: “Eğer inananlar iseniz, inancınızın size emrettiği şey ne çirkindir!” 337

(Bakara 93)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hatırlayın!) Hani sizden söz almış ve Tur Dağı’nı tepenizde yükseltmiştik. “Size verdiğimiz (Kitab’a) kuvvetle yapışın ve söz dinleyin.” demiştik. Demişlerdi ki: “İşittik ve isyan ettik.” Küfürleri sebebiyle buzağı sevgisi onların kalplerine içirilmişti/kalpleri buzağı sevgisiyle dolup taşmıştı. De ki: “Şayet müminlerseniz, imanınız size ne kötü bir şey emrediyor!”

(Bakara 93)

Harun Yıldırım Meali:

Hani sizin kesin sözünüzü almış, Tûr'u da üzerinize kaldırmıştık: "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin!" "İşittik ve isyan ettik!?" dediler de küfürleri sebebiyle buzağı (sevgisi) kalplerine içirildi. De ki: "Siz gerçekten mü'minler iseniz îmânınızın size emretttiği şey ne kötüdür?!”

(Bakara 93)

Hasan Basri Çantay:

Bir vakit "Size verdiğimiz (Tevrat) ı kuvvetle tutun (ona sımsıkı yapışın, söz) dinleyin" (diye) "Tur" u tepenizin üstüne kaldırıb sizden te'minatlı va'd almışdık. "(Kulağımızla) dinledik, (kalbimizle) isyan etdik" demişlerdi. (Çünkü) küfürleri yüzünden özlerine buzağı (bir su gibi) içirilmiş (iyice işlemiş) di. De ki: "Eğer mü'min (kimse) ler iseniz inancınız size ne kötü şey emrediyor."

(Bakara 93)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hani sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr'u da üzerinize kaldırmıştık. (Şöyle demiştik:)“Size verdiğimizi (Tevrât'ı) kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!” (Onlar ise:)“İşittik ve isyân ettik!” dediler de inkârları sebebiyle kalblerine buzağı (sevgisi) içirildi, (o muhabbet, âdetâ iliklerine işledi). (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: “Eğer mü'min kimseler iseniz, inancınızın size kendisiyle emretmekte olduğu şey ne kötüdür!”

(Bakara 93)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir zamanlar, sizin pekiştirilmiş anlaşmanızı aldık. Tur'u üstünüze kaldırdık "size verdiğimizi kuvvetle tutun ve duyun! [algılayıp itaat edin]¹" (diye söz aldık)."işittik ve isyan ettik" dediler ve küfürleri/gerçeği örtmeleri sebebiyle Kalplerine buzağı [sevgisi]² içirildi³. De ki "inancınız size ne kötü emir ediyor! Siz inananlar değilsiniz!⁴"

(Bakara 93)

Hüseyin Atay Meali:

Hani, sizden sağlam söz almıştık ve Dağ’ı üzerinize yükseltmiştik "Size verdiğimizi sıkıca tutun ve dinleyin" dedik. "Dinledik ve karşı geldik" dediler. İnkarları yüzünden buzağı sevgisi gönüllerine işledi. De ki, "Eğer inanıyorsanız? İnancınız size ne kötü şey buyuruyor."

(Bakara 93)

İbni Kesir Meali:

Hani; size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun ve dinleyin, diye Tur'u tepenize dikmiş ve sizden misak almıştık. İşittik ve karşı geldik dediler ve küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. Eğer inananlardansanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor? de.

(Bakara 93)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizden sağlam bir söz almıştık ve bunun karşılığında da, sizin şanınızı yüceltmiştik. Allah'ın verdiklerine sımsıkı sarılın ve mesajlara kulak verin demiştik. Onlarda “İşittik ama kabul etmiyoruz” dediler. Daha önceki inkar ettiklerinden dolayı, buzağı sevgisi onların kalplerine yerleştirilmişti. Deki “Eğer inanıyorsanız, şu anda imanınızın emrettiği inkarınız, ne kadar kötü şeydir.”

(Bakara 93)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve sizden, misak almış ve Tur’u üstünüze yükseltmiştik. Size verdiğimiz şeyi (Tevrat’ı) kuvvetle alın ve (emirlerimizi) işitin (demiştik). “İşittik ve isyan ettik.” dediler. Küfürleri sebebiyle buzağı (sevgisi) onların kalplerine içirildi (yerleştirildi). De ki: “Eğer siz mü’min kimseler iseniz, îmânınızın onunla size emrettiği şey ne kötü.

(Bakara 93)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün Biz sizden söz almıştık da Sina dağını başınızın üstüne yükseltmiştik. «Size verdiğimiz Kitap'a sımsıkı sarılın, onu dinleyin» demiştik. Onlar: «Dinledik, yine de karşı koyuyoruz» dediler. Allah'ı tanımadıkları için buzağı sevgisi onların iliklerine kadar işlemişti. Onlara de ki: «Eğer siz inanan kimselerseniz, bakın bu inancınız sizi ne kötü şeylere sürüklüyor.»

(Bakara 93)

Kadri Çelik Meali:

Hani sizden kesin bir söz almış ve Tur'u (tehdit olarak) tepenize dikmiştik de, “Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin” demiştik. (Ama onlar,) “Dinledik ve karşı geldik” demişlerdi. Küfürleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine içirilip sindirilmişti. De ki: “Eğer iman etmiş kimseler iseniz, (bu durumda) imanınız size pek de kötü bir şeyi emretmektedir.”

(Bakara 93)

Mahmut Kısa Meali:

Hani, Sînâ dağını üzerinize yıkılacakmış gibi kaldırıp: “Size bahşettiğimiz ilâhi prensiplere sımsıkı sarılın ve içindeki emir ve tavsiyelere kulak verin!” diye sizden kesin bir söz almıştık. Ne var ki, onlar: “İşittik, fakat isyan ettik!” dediler. Bunun üzerine, inkâr etmeleri sebebiyle kalplerine buzağı sevgisi içirildi. Azgınlıklarının doğal bir sonucu olarak, buzağıya tapma arzusu, tüm benliklerini kaplayarak gönüllerine sindi, âdetâ iliklerine kadar işledi ve bütün duygu, düşünce ve davranışlarına damgasını vuran en önemli etken oldu. Ey Peygamber! Sadece önceki kitaplara inanmakla mümin olacaklarını zanneden bu kâfirlere de ki: “Eğer iddia ettiğiniz gibi gerçekten inanıyorsanız, şu sözde imanınız size ne kötü şeyler emrediyor! Bu ne tuhaf bir imandır ki, sahibini günaha, isyankârlığa ve Allah’ın ayetlerini inkâra sevk ediyor!”

(Bakara 93)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Resmen sizden kesin bir söz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmişti bir zamanlar, Ayrıca: "Size verdiğimiz ( Kitap'a) sıkıca, azimle sarılın, dinleyin" demiştik. Bunun üzerine onlar da: "Dinledik ve isyan ettik." demişlerdi. Bu sözler Artık onlarındı ve buzağı sevgisi inkarları sebebiyle kalplerine sinmiştir. Kuşkusuz de onlara: "Sizin inkarlarınız, ne de kötü şeyleri emrediyor."

(Bakara 93)

Mehmet Türk Meali:

(Ey İsrâil oğulları!) Bir zamanlar dağı (bir gölgelik gibi) üzerinize kaldırarak Sizden bağlayıcı söz almış ve: “Eğer Allah’tan hakkıyla sakınmak istiyorsanız size verdiğimiz (kitaba) sımsıkı sarılın ve ona kulak verin.” (demiştik.)1 Kâfirlikleri sebebiyle buzağı sevgisi2 gönüllerine iyice yerleştiği için, onlar da: “İşittik ve isyan ettik.” demişlerdi. (Ey Muhammed!) Onlara: “Eğer inanıyorsanız, îmanınız size ne kötü şeyler emrediyor!” de.*

(Bakara 93)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani sizden kesin söz almış ve Tûr’u üstünüze yükseltmiştik. Size verdiğimize sımsıkı sarılın ve (sözümüzü) dinleyin, demiştik. Bunun üzerine, (aranızdan muhatabımız olan kimseler,) “Peki dinledik, (ama aynı zamanda bu emre) karşı gelmeye (de karar verdik,)” dediler. Kâfirlikleri yüzünden, buzağı sevgisi kalplerine iyice yerleşmişti. Sen onlara, “(İddia ettiğiniz gibi) müminseniz, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor,” de.

(Bakara 93)

Muhammed Esed Meali:

Biz o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir taahhüt almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Dinledik, ama itaat etmiyoruz!" derler. Zira, hakikati reddetmeleri yüzünden bunların kalplerini (altın) buzağı sevgisi kaplamıştır. De ki: "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."

(Bakara 93)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hani, Tur Dağını tepenize dikerek sizden söz almıştık da; "Size verdiğimiz kitaba sımsıkı sarılın; ona kulak verin," demiştik. Onlar ise, "Dinledik ve karşı çıktık," demişlerdi. İnkarları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sokulmuştu. Onlara de ki; "Eğer gerçekten inanan kimselerseniz, inancınızın size emrettiği şey ne kötüdür."

(Bakara 93)

Mustafa Çavdar Meali:

Bir vakit de sizin liderinizi ( tur) dağına davet ederek misak/söz almış; "Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve vahye kulak verin.” demiştik. Siz de "İşittik ama isyan ediyor inanmıyoruz.” demiştiniz ve bu inkârınızdan dolayı buzağı dünyalık sevgisi kalplerinize yerleşmişti. De ki: "Gerçek karşısındaki inancınız size ne kötü şey emrediyor öyle.”

Bknz: (43/46)»(43/52) - (7/171)

(Bakara 93)

Mustafa Çevik Meali:

92-93 Şüphesiz Musa da sizin atalarınızı Allah’ın apaçık âyetleri ve peygamberliğinin delili mucizelerle doğru yolda yaşamaya davet etmişti. Fakat kısa süreliğine yanlarından ayrılmasından hemen sonra da, içlerinden birinin yaptığı (altın) buzağı heykeline yönelip, önünde saygıyla eğilerek, ona sığınıp yardımını talep etmişlerdi. Sonra da tevbe edip bu yanlışlarından dönünce, Biz de Sina dağını üzerlerine şahit kılıp, gönderdiğimiz kitaba sımsıkı sarılacaklarına dair söz almıştık. Fakat ne yazık ki bir süre sonra, “Kitap ile davet olunduğumuzu, dinledik, anladık ama kabul etmeyeceğiz.” dediler. Çünkü kendilerini gerçeği inkâra şartlandırmış oldukları için, buzağı sevgisi yüreklerinde taht kurmuştu. Ey Peygamber! Sen onlara de ki: “Zaten samimiyetle ve bilinçle, Musa’nın davetine iman etmiş olsaydınız, buzağı heykeline tapınmak gibi hurafelere inananların takipçileri olmazdınız. Batıl ve hurafeden ibaret olan inancınız sizlere çok kötü şeyler yaptırıyor.”

(Bakara 93)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hani, bir zaman (Sina) Dağı'nı üzerinize yükselterek sizden kesin söz almıştık: "Size gönderdiğimiz mesajı hayata uygulayın ve artık hakikatı duyun!" Buna karşın "İşittik ve itaat ettik\isyan ettik" dediler. Küfürleri sebebiyle buzağı (heykeli) gönüllerinde taht kurdu. De ki onlara: Bozuk inancınız size ne fena şeyler yaptırıyor? Eğer gerçekten inandıysanız (böyle yapmazdınız).

(Bakara 93)

Osman Okur Meali:

Biz o zaman, Tur (Dağı'nı) üzerinize kaldırarak sizden kesin söz almış, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir söz almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Dinledik, ve itaat etmedik!" dediler. Hakikati reddetmeleri yüzünden kalplerine buzağı sevgisi işlemişti. De ki: "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."

(Bakara 93)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o zamanı hatırlayınız ki, sizin misakınızı almıştık. «Size verdiğimiz şeyi kuvvetle alınız ve dinleyiniz,» Diye üzerinize Tûr dağını kaldırmıştık. Demiştiler ki: «İşittik ve isyan ettik.» Ve onların küfürleri sebebiyle kalblerinde buzağı (muhabbeti) yerleştirilmişti. De ki: «Size imânınız ne kötü şey emrediyor, eğer mü'minlerseniz.»

(Bakara 93)

Ömer Öngüt Meali:

Hatırlayın o zamanı ki, sizden sağlam söz almış, Tur dağını üzerinize kaldırmıştık. “Size verdiğimizi sıkıca tutun ve dinleyin. ” demiştik. Onlar da: “İşittik ve isyan ettik. ” dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı (sevgisi) içirildi. De ki: “Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor?”

(Bakara 93)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir zamanlar, “Size verdiğimizi sımsıkı tutun! Söz dinleyin!” diye Tûr dağını tepenize kaldırmış, sizden söz almıştık. “İşittik ve isyan ettik!” dediler. İnkârları yüzünden, taptıkları buzağının sevgisi gönüllerine sindirildi. “İnanan kimselerseniz, inancınız size ne kadar da çirkin bir şey buyuruyor!” de.

(Bakara 93)

Sadık Türkmen Meali:

Biz o zaman, Tur Dağı’nı tepelerine dikerek onlardan kesin söz almıştık; “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın ve ona kulak verin” demiştik. Onlar; “Dinledik ve karşı geliyoruz” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine işlemişti. Onlara de ki: “İmanınızın; size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!”

(Bakara 93)

Seyyid Kutub Meali:

Hani sizden kesin söz almıştık; Tur'u üzerinize kaldırarak «Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise «Dinledik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı sevgisi kalplerine iyice işledi. De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!

(Bakara 93)

Suat Yıldırım Meali:

"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tur'u (Dağı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar: "Dinledik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kafirlikleri sebebiyle buzağıya tapma sevgisi iliklerine işlemişti. De ki: "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"

(Bakara 93)

Süleyman Ateş Meali:

Bir zaman üzerinize Tur(dağın)ı kaldırıp sizden kesin söz almıştık: "Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, dinleyin!" (demiştik). "Dinledik ve isyan ettik." dediler. İnkarlarıyla kalblerine buzağı sevgisi içirildi. De ki: "Eğer inanan kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor."

(Bakara 93)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir gün Tur'u tepenize kaldırarak[1] sizden kesin söz almış, "Size verdiğimize sıkı sarılın ve dinleyin!" demiştik. Siz de "Dinledik ve sıkı sarıldık"[2] demiştiniz. Oysa ayetleri görmezlikten gelmeniz sebebiyle buzağı tutkusu içinize işlemişti[3]. De ki "Kendinizi mümin sayıyorsanız, inancınız sizden ne kötü şey istiyor!"[4]

1) "Bir gün o dağı adeta bir gölgelik gibi üzerlerine kaldırdık; başlarına düşeceğini sandılar. Size verdiğimizi (Tevrat'ı) sıkı tutun. İçindekilerini düşünün ki kendinizi koruyabilesiniz" dedik." (Araf 7/171)
2) Gelenekte buraya "dinledik ve isyan ettik" anlamı verilir ama onu söyleyen, söz vermiş olmaz. Asa'nın "değneği tutar gibi tutma" (Lisan) anlamı da olduğundan "semi'na ve asayna"ya: "dinledik ve sıkı sarıldık" mealini vermek gerekir (Nisa 4/46'nın dipnotuna bkz.). Tevrat'ın ilgili bölümü şöyledir: "(Musa) antlaşma kitabını alıp halka okudu. Halk, «Şama'nu ve asinu = Rabb'in her söylediğini yapacağız, O'nu dinleyeceğiz» dedi." (Tevrat, Çıkış 24/3-7)
3) Arap edebiyatındaki iltifat sanatı bizde olmadığından mealde bu sanat yok sayılmıştır (Bkz. Bakara 2/49'un dipnotu). 
4) Bir taraftan inandık ve sıkı sarıldık diyorsunuz, diğer taraftan buzağı tutkusundan vazgeçmiyorsunuz.

(Bakara 93)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sina Dağı'nm eteklerinden sizden söz almış, "Size verdiğimiz emanete kuvvetle sanlın ve söylediklerine kulak verin" demiştik. "Duyduk ama karşı geliyoruz" demiştiniz. Hakikati inkar ettiklerinden dolayı kalpleri buzağı heykeli sevgisiyle doldu. De ki: "Eğer inanıyorsanız inancınız size ne kötü şeyler yaptırıyor."

(Bakara 93)

Şaban Piriş Meali:

Bir vakit de sizden üzerinize dağı kaldırarak kesin söz almıştık: -Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin, demiştik. -İşittik ve karşı geldik, dediler de küfürleri yüzünden gönüllerine buzağı sevgisi sindirildi. De ki: -Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!

(Bakara 93)

Talat Koçyiğit Meali:

Sizden kesin söz almış, Tûr'u da üzerinize dikerek "size verdiğimiz (Kitap) e sımsıkı tutunun ve (emirlerini) dinleyin" (demiştik). Onlar da "dinledik ve isyan ettik" demişlerdi. Buzağı tutkusu, küfürleri yüzünden kalblerine iyice işlemişti. (Ey Muhammed! Onlara) de ki: "Eğer gerçekten mü'min kişiler idiyseniz, îmanınız size ne kötü şeyler emrediyormuş"!

(Bakara 93)

Tefhimul Kuran Meali:

Hani sizden kesin söz almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve) : «Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı yapışın ve dinleyin» (demiştik) . Demişlerdi ki: «Dinledik ve başkaldırdık.» Küfürleri yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: «İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emredip önermektedir?»

(Bakara 93)

Ümit Şimşek Meali:

Yine hatırlayın ki, üzerinize Tur Dağını yükselterek sizden söz almış, “Size verdiğimize bütün gücünüzle sarılın ve ona kulak verin” demiştik. Onlar ise “İşittik ve isyan ettik” dediler. Çünkü inkârları yüzünden buzağı sevgisi onların iliklerine işlemişti. De ki: Eğer siz mü'min iseniz, inancınız sizi ne kötü şeylere teşvik ediyor!

(Bakara 93)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hani kesin söz almıştık sizden de Tur'u üzerinize kaldırmıştık. "Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin." demiştik. Şöyle demişlerdi: "Dinledik ve isyan ettik." İnkarları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki: "Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu..."

(Bakara 93)