90. Beled Suresi / 2.ayet

Ki sen de bu beldenin şerefli bir sakinisin.

Bknz: (3/96)(94/1)»(94/8)

Mustafa Çavdar Meali

Beled 2 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ki sen oturmadasın bu şehirde.*

(Beled 2)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ki (Ey Resulüm özellikle) Sen, bu şehirde oturmakta iken, (onlar Seni öldürmeyi helâl sayıyorlar).

(Beled 2)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sen orada oturuyorsun veya orada senin için bir an savaş helal kılınacaktır veya av bile avlanmanın yasak olduğu bu Mekke şehrinde inkârcılar senin kanını helal sayıp seni öldürmeye niyet etmişlerdir veya ey peygamber! Sen Mekke'de ne yaparsan sana helaldir.

(Beled 2)

Adem Uğur Meali:

Ki sen bu beldedesin,

(Beled 2)

Ahmet Hulusi Meali:

Ki sen bu beldede bir kayıtsızsın!

(Beled 2)

Ahmet Tekin Meali:

Senin gibi aslı nesli belli birine, işkencenin helâl sayıldığı, hükümranlığını ilan edeceğin, içinde ölüm cezaları verebileceğin, imtiyazlar tanıyabileceğin, haram irtikâp etmeyeceğin bu beldeye yemin ederim.

(Beled 2)

Ahmet Varol Meali

Ki sen bu beldede oturmaktasın.

(Beled 2)

Ali Bulaç Meali:

Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,

(Beled 2)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sen (Ey Rasûlüm), ikamet ederken bu beldede;

(Beled 2)

Ali Rıza Sefa Meali:

Çünkü sen, bu yörede yaşıyorsun.

(Beled 2)

Ali Ünal Meali:

Ki sen (ey Rasûlüm), bu şehrin (onun kutsallığına çok büyüt katkı yapan) bir mukimisin.

(Beled 2)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hâlbuki onlar, seni onda öldürmeyi helal sayıyorlar.

(Beled 2)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Senin yaşamakta olduğun bu beldeye; doğurana ve doğana yemin olsun ki,

(Beled 2)

Bekir Sadak Meali:

(1-2) Bu, Mekke sehrine yemin ederim; ki sen bu sehirde oturmussun.

(Beled 2)

Besim Atalay Meali:

Sen bu kentte hürsün

(Beled 2)

Celal Yıldırım Meali:

Sen bu şehirde yerli olarak oturmuşsundur. (Bu şehir sana daha lâyık ve daha helâldir).

(Beled 2)

Cemal Külünkoğlu Meali:

1,2. Yemin ederim bu beldeye (Mekke şehrine) ki, sen bu şehirde oturacaksın!

(Beled 2)

Diyanet İşleri Eski Meali:

1,2. Bu şehre (Mekke'ye) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun.

(Beled 2)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.

(Beled 2)

Diyanet Vakfı Meali:

1, 2, 3, 4. Bu beldeye -ki sen bu beldedesin-, babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.

(Beled 2)

Edip Yüksel Meali:

Ki sen bu kentte oturmaktasın.

(Beled 2)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sen hıll iken bu beldede

(Beled 2)

Elmalılı Yeni Meali:

Sen bu beldede oturmaktayken.

(Beled 2)

Erhan Aktaş Meali:

Senin de içinde yaşadığın beldeye,

(Beled 2)

Gültekin Onan Meali:

Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,

(Beled 2)

Hakkı Yılmaz Meali:

1-4 Düşündüğünüz gibi değil; bu kentte yaşayan insanların tümünü, ilk insandan bu yana üremiş gelmiş insanların tümünü kanıt gösteririm ki Biz, insanı gerçekten bir sıkıntı içinde oluşturduk. Sen de bu insanlardan birisin; sen de sıkıntı içinde olacaksın.

(Beled 2)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ve sen bu beldede yaşamaktasın.

(Beled 2)

Harun Yıldırım Meali:

Ki sen bu şehirde oturmaktasın.

(Beled 2)

Hasan Basri Çantay:

Sen bu beldeye halal iken.

(Beled 2)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ki sen bu beldede oturmaktasın.

(Beled 2)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(1-4) Hayır, sen bu beldede serbest iken bu beldeyi, babayı ve doğanı [çocuğu] delil getiriyorum ki, elbetteki insanı bir zorluk/sıkıntı içinde yaratmıştık.

(Beled 2)

Hüseyin Atay Meali:

1-2 Yo! Bu kente andolsun, sen bu kente konmuşsun.

(Beled 2)

İbni Kesir Meali:

Sen de bu beldede oturmuşsun.

(Beled 2)

İlyas Yorulmaz Meali:

Senin çok iyi tanıdığın (yakın olduğun yaşadığın) bu beldeye.

(Beled 2)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve sen, bu beldede ikâmet ediyorsun.

(Beled 2)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

sen bir gün oraya gireceksin.

(Beled 2)

Kadri Çelik Meali:

Sen bu şehirde sakin iken.

(Beled 2)

Mahmut Kısa Meali:

Andolsun, Harem Bölgeye sığınan kâtillere, hırsızlara bile dokunulmazken, senin kanını helâl gören ve müminleri en ağır baskı ve işkencelere maruz bırakan bu şehre!

(Beled 2)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Evin barkın bu beldede, sen meskunsun.

(Beled 2)

Mehmet Türk Meali:

1,2. Hayır! (Artık başka söze lüzum yok!) Şu beldeye,1 şu senin içerisinde oturduğun2 beldeye yemin ederim.*

(Beled 2)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Ey Muhammed!) Sen, bu şehre (geri) gelecek olansın.

(Beled 2)

Muhammed Esed Meali:

senin serbestçe yaşadığın bu beldeyi,

(Beled 2)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Öyle ki sen, bu kentte oturmaktasın.

(Beled 2)

Mustafa Çavdar Meali:

Ki sen de bu beldenin şerefli bir sakinisin.

Bknz: (3/96) - (94/1)»(94/8)

(Beled 2)

Mustafa Çevik Meali:

1-4 Ey Peygamber! Senin içinde yaşadığın şehre ve orada Kâbe’yi inşa eden İbrahim ve oğluna andolsun ki, Biz insanı karşılaşacağı zorluklara, sıkıntılara dayanabilecek güçte ve kapasitede yarattık.

(Beled 2)

Mustafa İslamoğlu Meali:

-ki sen de bu beldenin (şerefli) bir sakinisin-

(Beled 2)

Osman Okur Meali:

(1-2) Bu, beldeye (Mekke şehrine) yemin ederim; ki sen bu şehirde oturmuşsun

(Beled 2)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve sen bu beldede ikamet etmektesin.

(Beled 2)

Ömer Öngüt Meali:

Sen bu beldede oturmaktasın.

(Beled 2)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonunda senin olacak o şehre!

(Beled 2)

Sadık Türkmen Meali:

Sen de bu kentte oturmaktasın.

(Beled 2)

Seyyid Kutub Meali:

Ki sen bu şehre girmektesin.

(Beled 2)

Suat Yıldırım Meali:

Senin bu beldeye girişin hakkı için!

(Beled 2)

Süleyman Ateş Meali:

Ki sen bu şehire girmekte (burada yaşamakta)sın.

(Beled 2)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sen bu şehirde korumasız iken bile.

(Beled 2)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(1-3) Yaşadığın bu yurda, ana-babaya ve çocuklarına yemin ederim.

(Beled 2)

Şaban Piriş Meali:

Sen de bu şehrin insanısın.

(Beled 2)

Talat Koçyiğit Meali:

1-4 (Ey Muhammed!) Oturmakta olduğun bu beldeye, babaya ve doğan şeye yemin ederim ki, biz insanı meşakkatler içinde (yetişen bir varlık olarak) yarattık.

(Beled 2)

Tefhimul Kuran Meali:

Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,

(Beled 2)

Ümit Şimşek Meali:

1,2. Yemin ederim bu beldeye—ki sen de bu beldenin sakinisin.

(Beled 2)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sen bu kente mahremsin/bu kente gireceksin.

(Beled 2)