45. Casiye Suresi / 22.ayet

Allah, gökleri ve yeri, hiçbir haksızlığa uğramadan herkes kazandığının karşılığını tastamam alsın diye gerçek bir amaç için yarattı.

Bknz: (11/7)(67/2)

Mustafa Çavdar Meali

Casiye 22 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve halketmiştir Allah gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve herkes, kazancına göre karşılık bulsun diye ve onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah, gökleri ve yeri Hakk olarak yaratıp var etmiştir; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün (diye imtihan için dünyaya gönderilmiştir) . Onlara asla zulmedilmeyecek (herkes amelinin karşılığını görecektir).

(Casiye 22)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah gökleri ve yeryüzünü şaşmaz bir düzen ve uygunluk içerisinde yaratmıştır. Böylece herkes, kazanıp elde ettiğinin karşılığını görsün diye, onları dünyada belli bir süre geçindirdi. Öteki alemde yaptıklarının karşılığı verilirken de, hiçbir haksızlığa uğratılmazlar.

(Casiye 22)

Adem Uğur Meali:

Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Ahmet Hulusi Meali:

Allah, semaları (bilinçleri) ve arzı (bedeni) Hak olarak (Esma'sıyla) yarattı; her kişi kazandığının sonucunu yaşasın diye; onlara haksızlık edilmez!

(Casiye 22)

Ahmet Tekin Meali:

Allah gökleri ve yeri, haklı bir gerekçe ile, hikmete dayalı, hesaplı bir düzen içinde yaratmıştır. Herkes, işlediği amellerin, kazandığı sevapların, yüklendiği günahların karşılığını görür. Onlara haksızlık edilmez, zulmedilmez.

(Casiye 22)

Ahmet Varol Meali

Allah gökleri ve yeri hak üzere yarattı. Öyle ki her cana kazandığının karşılığı verilsin. Onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Ali Bulaç Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Halbuki Allah gökleri ve yeri adaletle yarattı, (zulüm olsun diye değil). Hem de herkese kazandığının karşılığı verilmek için (yarattı)... Onlara asla haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve her benliğe kazandığının karşılığını vermek için yaratmıştır. Çünkü onlara haksızlık yapılmaz.

(Casiye 22)

Ali Ünal Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak bir gaye için, yerli yerince ve gerçeğe dayalı sabit bir sistem üzerinde yarattı ve (bu hakikatın gereği olarak da bir başka âlem gelecektir ki,) herkes dünyada ne işleyip, (sevap ve günah olarak) ne kazanmışsa karşılığını görsün; orada kimseye haksızlık yapılmayacaktır.

(Casiye 22)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hâlbuki Allah, gökleri ve yeri, hak ve hukuka dayalı olarak yaratmıştır. Ki hiç zulmedilmeden herkes ne kazanmışsa, karşılığını görsün.

(Casiye 22)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Allah, gökleri ve yeri bir amaç uğrunayarattı ki, her can, kendi kazandığının karşılığını görsün. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.

(Casiye 22)

Bekir Sadak Meali:

Allah gokleri ve yeri gercekle yaratmistir; her cana, kazandiginin karsilgi verilir, onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Besim Atalay Meali:

Herkes yaptığıyla cezalanmakçin, Allah gökleri de, yeri de hak olarak yarattı, zulüm de olunmazlar

(Casiye 22)

Celal Yıldırım Meali:

Allah, gökleri ve yeri hakk ile yarattı. Herkes kazanıp elde ettiğinin karşılığını görsün diye (onları Dünya'ya getirdi). Onlar (amellerinin karşılığı verilirken) hiç de haksızlığa uğratılmazlar.

(Casiye 22)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. Öyleyse herkes kazandığının karşılığını görecek ve kimseye haksızlık edilmeyecektir.

(Casiye 22)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah gökleri ve yeri gerçekle yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez.

(Casiye 22)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah, gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH gökleri ve yeri belli bir amaç için yarattı ki her can, kazandığının karşılığını haksızlığa uğramadan görsün.

(Casiye 22)

Elmalılı Orjinal Meali:

Halbuki Allah o Gökleri ve Yeri hakk ile halk etti, hem de her nefsi hiç hakları yenmeksizin kazandığı ile cezalandırmak için

(Casiye 22)

Elmalılı Yeni Meali:

Halbuki Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Hem de herkesi, hakları hiç yenilmeksizin, kazandığı ile cezalandırmak için.

(Casiye 22)

Erhan Aktaş Meali:

Allah, gökleri ve yeryüzünü "hakk"[1] ile yarattı. Herkes yaptığının karşılığını görecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.

1)Her şeyi yerli yerince, adalet üzerine; ilkeli, anlamlı ve amaçlı.

(Casiye 22)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve Allah, gökleri ve yeryüzünü gerçek ile ve de her kişiyi yaptığı ile karşılıklandırmak için oluşturdu. Ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.

(Casiye 22)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Allah, gökleri ve yeri hak ile ve her nefse kazandıklarının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlar zulme uğramayacaklardır.

(Casiye 22)

Harun Yıldırım Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazandıklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Hasan Basri Çantay:

Allah, gökleri ve yeri hakkın ikaamesine sebeb olarak ve herkesin kazandığı ne ise, kendilerine asla haksızlık edilmeyerek, onunla mukaabele edilmesi için yaratmışdır.

(Casiye 22)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile (herşeyi, yerli yerinde) yarattı ki (kudretine delâlet etsin) ve herkes kazandığının karşılığını görsün! Ve (o gün) onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah, bir de¹ kendilerine zulüm edilmeksizin her bir can elde ettiği ile karşılık bulması için Gökleri ve yeri [tüm evreni] hak [gerekli] yere yarattı.

(Casiye 22)

Hüseyin Atay Meali:

Allah gökleri ve yeri gerçeğe göre yarattığı için, her cana kazandığının karşılığı verilir, onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

İbni Kesir Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Ta ki her nefis, zulme uğratılmaksızın kazancına göre karşılık görsün.

(Casiye 22)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah gökleri ve yeryüzünü gerçek haklı bir sebep ve her nefsi kendi kazandığı ile cezalandırması için yaratmıştır. Onlara asla haksızlık yapılmaz.

(Casiye 22)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Ve bütün nefslere kazandıklarının karşılığı (ceza veya mükâfat) verilsin diye. Ve onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah yerleri, gökleri gerektiği gibi yarattı. Herkes ettiğini bulacaktır, hiç kimseye de kıyılmıyacaktır.

(Casiye 22)

Kadri Çelik Meali:

Allah, her nefis kazanmakta olduklarıyla karşılık görsün diye gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Mahmut Kısa Meali:

Oysa Allah, gökleri ve yeri hak, hukuk ve adâlet esaslarına göre, belli bir hikmet doğrultusunda ve şaşmaz kanunlara bağlı mükemmel bir sistem hâlinde, yani hak olarak yaratmıştır. Bunun içindir ki, her insan yapıp ettiklerinin karşılığını tam olarak görecek ve hiç kimseye zerre kadar haksızlık edilmeyecektir.

(Casiye 22)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İnşa edilen gökleri ve yeri Allah hikmetle yaratmıştır. Öyle ki; Kim ne kazanırsa eğer Yakışacak şekilde karşılığını görsün. Onlara zulmedilmez. Ettiklerinin karşılığı vardır.

(Casiye 22)

Mehmet Türk Meali:

Allah gökleri ve yeri, her insanın ancak kazandığının karşılığını görmesi ve kimseye zulmedilmemesi için asla değişmeyen ölçülerle yarattı.

(Casiye 22)

Muhammed Celal Şems Meali:

Herkese kazandığına göre karşılık verilsin diye Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Onlara asla zulmedilmeyecek.

(Casiye 22)

Muhammed Esed Meali:

Çünkü Allah, gökleri ve yeri (deruni bir) hakikate göre yarattı ve (bu sebeple diledi ki) her insan kazandığının karşılığını görsün ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.

(Casiye 22)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Allah gökleri ve yeri gerçek bir nedene dayalı olarak yaratmıştır. Onun için, herkes kendi kazandığının karşılığını görür ve kimseye bir haksızlık yapılmaz.

(Casiye 22)

Mustafa Çavdar Meali:

Allah, gökleri ve yeri, hiçbir haksızlığa uğramadan herkes kazandığının karşılığını tastamam alsın diye gerçek bir amaç için yarattı.

Bknz: (11/7) - (67/2)

(Casiye 22)

Mustafa Çevik Meali:

Allah, göklerle yeri ve içindekileri boş yere değil; yalnızca kendisinin Rab ve ilah olduğu bilinsin ve Allah merkezli bir hayat yaşanılsın diye yarattı. Sonunda herkes Allah’ın huzurunda toplanıp yaratılış amacına uygun yaşayıp yaşamadığından hesaba çekilip layık olduğu karşılığı görecektir.

(Casiye 22)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama Allah gökleri ve yeri gerçek bir amaç uğruna yarattı ki, her insan kendi kazandığının karşılığını görebilsin ve hiç kimseye haksızlık yapılmasın.

(Casiye 22)

Osman Okur Meali:

Allah gökleri ve yeri hak ile (bir maksada binaen) yaratmıştır; her cana, kazandığının karşılığı verilir, onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı ve herkesi kendi kazandığı ile cezalandırılmak için (yaratmıştır) ve onlar zulme uğratılmazlar.

(Casiye 22)

Ömer Öngüt Meali:

Allah yeri ve göğü hak olarak yarattı. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, gökleri ve yeri adaletle ‘dengeli, yerli yerinde, her hak sahibine hakkını vererek’ yarattı. Her insan kazancına uygun bir karşılık bulacak, hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır.

(Casiye 22)

Sadık Türkmen Meali:

ALLAH gökleri ve yeri bir hesap ile yarattı. Ta ki, herkes kazandığıyla karşılık görsün! Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Seyyid Kutub Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak ilkesine dayalı olarak yarattı, ta ki herkes kazandığının karşılığını görsün. Onlara haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Suat Yıldırım Meali:

Halbuki Allah gökleri ve yeri hikmetle, gerçek bir maksatla ve bir de herkes ne kazanmışsa, kendilerine asla haksızlık edilmeksizin, ona göre karşılık görmesi için yaratmıştır.

(Casiye 22)

Süleyman Ateş Meali:

Allah, gökleri ve yeri gerçek olarak yaratmıştır ki her can, kazandığıyle cezalandırılsın, kimseye haksızlık edilmez.

(Casiye 22)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah, gökleri ve yeri gerçek[1] varlıklar olarak ve herkese çalışmasının karşılığının verileceği imtihan sebebi olsun diye[2] yarattı. Kimseye de haksızlık yapılmaz.

1)Hem gerçek varlıklar hem de gerçekleri gösterir içerikte. Göklerin ve yerin, Allah'ın ayetlerinden olması ve emin olmak isteyenler için buralarda pek çok delil bulunması ile ilgili diğer ayetler Nuh 71/15-17, Casiye 45/12-13, Bakara 2/164 ve Bakara 2/255, Al-i İmran 3/190, En'am 6/99, Yunus 10/6, Yunus 10/101, Ra'd 13/2
2) وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَلَئِنْ قُلْتَ إِنَّكُمْ مَبْعُوثُونَ مِنْ بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ
3)[هود : 7]  

(Casiye 22)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah, gökleri ve yeri belli bir amaç için yaratmış ve herkesin yaptığının karşılığını görmesini, kimseye haksızlık yapılmamasını dilemiştir.

(Casiye 22)

Şaban Piriş Meali:

Allah, gökleri ve yeri, herkes, hiçbir haksızlığa uğramadan kazandıklarının karşılığını görsün diye hak olarak yarattı.

(Casiye 22)

Talat Koçyiğit Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak ile ve her nefsin, hiç haksızlığa uğratılmadan, kendi kazandığı ile cezalandırılması için yaratmıştır.

(Casiye 22)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı; öyle ki, her nefis kazanmakta olduklarıyla karşılık görsün. Onlara zulmedilmez.

(Casiye 22)

Ümit Şimşek Meali:

Allah gökleri ve yeri hak ile yaratmıştır. Onun için, her nefis kendi kazandığıyla karşılık görür ve kimseye bir haksızlık yapılmaz.

(Casiye 22)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve Allah, gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Ta ki her benlik, kazancının karşılığıyla, hiç kimse zulme uğratılmaksızın, yüz yüze getirilsin.

(Casiye 22)