44. Duhan Suresi / 59.ayet

Şimdi bekle gör onların başına neler geleceğini zaten onlar da senin başına gelecekleri bekliyorlar.

Bknz: (11/39)(25/42)(102/1)»(102/8)

Mustafa Çavdar Meali

Duhan 59 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Artık gözetle, bekle; şüphe yok ki onlar da gözetlemedeler, beklemedeler.

(Duhan 59)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Öyleyse artık Sen, (zalimlerin başlarına gelecekleri) gözleyip bekle!.. (Zira) Onlar da (korku ve endişe içinde) beklemektedirler.

(Duhan 59)

Abdullah Parlıyan Meali:

Öyleyse gözetleyip bekle, başlarına ne geleceğini… Şüphe yok ki onlar da ne olacak diye beklemekteler…

(Duhan 59)

Adem Uğur Meali:

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Ahmet Hulusi Meali:

Seyret bekle! Muhakkak ki onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Ahmet Tekin Meali:

Artık sen, sana gelecek yardımı, onların başlarına gelecekleri gözle. Onlar da senin başına gelecekleri gözleyip durmaktadırlar.*

(Duhan 59)

Ahmet Varol Meali

Artık sen (onların başlarına gelecekleri) gözle. Onlar da gözlüyorlar.

(Duhan 59)

Ali Bulaç Meali:

Öyleyse sen gözleyip bekle; elbette onlar da gözleyip bekliyorlar.

(Duhan 59)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Artık (onların helâkini) bekle; çünkü onlar (senin helâkini) bekliyorlar.

(Duhan 59)

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, bekle. Aslında, onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Ali Ünal Meali:

(Böyle iken, onlar inkârda diretiyorlarsa,) artık olacakları bekle, zaten onlar da (misyonun nasıl ve ne zaman boşa çıkacak diye) beklemektedirler.

(Duhan 59)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bekle! Onlar da bekliyorlar. (Kimin haklı olduğu ortaya çıkacaktır.)

(Duhan 59)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Öyleyse bekle, çünkü onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Bekir Sadak Meali:

(58-59) Biz, ogut alirlar diye, Kuran'i senin dilinde indirerek kolayca anlasilmasini sagladik. Sen bekle, onlar da beklemektedirler. *

(Duhan 59)

Besim Atalay Meali:

Sen bekliyesin, onlar da bekliyorlar

(Duhan 59)

Celal Yıldırım Meali:

O halde bekle, onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Hala akıllarını kullanmazlarsa) artık sen (onların başına gelecekleri) bekle! Unutma ki, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Diyanet İşleri Eski Meali:

58,59. Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlar da beklemektedirler.*

(Duhan 59)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Artık sen (onların başına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Diyanet Vakfı Meali:

(Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Edip Yüksel Meali:

Öyleyse bekle; onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Elmalılı Orjinal Meali:

O halde gözet çünkü onlar gözetiyorlar

(Duhan 59)

Elmalılı Yeni Meali:

O halde gözet, çünkü onlar da gözetiyorlar.

(Duhan 59)

Erhan Aktaş Meali:

Artık bekle! Onlar da bekleyenlerdir.

(Duhan 59)

Gültekin Onan Meali:

Öyleyse sen gözleyip bekle; elbette onlar da gözleyip bekliyorlar.

(Duhan 59)

Hakkı Yılmaz Meali:

Artık sen gözetle. Şüphesiz onlar gözetleyenlerdirler.

(Duhan 59)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Öyleyse) gözetle. Onlar da gözetlemektelerdir.

(Duhan 59)

Harun Yıldırım Meali:

Öyleyse sen gözleyipbekle; elbette onlar da gözleyipbekliyorlar.

(Duhan 59)

Hasan Basri Çantay:

Artık (onların başına inecek azabı) gözetle. Çünkü onlar (senin felaketini) bekleyicidirler.

(Duhan 59)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde (eğer dinlemezlerse, onların helâkini) gözetle; doğrusu onlar da (senin başına bir şey gelmesini) gözetleyicidirler.

(Duhan 59)

Hubeyb Öndeş Meali: /

O halde gözetle. Gerçekten onlar gözetleyicidir.

(Duhan 59)

Hüseyin Atay Meali:

58-59 Ancak biz, anmaya çalışsınlar diye onu senin dilinde kolaylaştırdık. Sen bekle, doğrusu, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

İbni Kesir Meali:

Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sen sonucu bekle. Onlarda bekleyip, sonuç ne olacak görecekler.

(Duhan 59)

İskender Ali Mihr Meali:

Artık gözle (bekle)! Muhakkak ki onlar da (bekleyenler) gözleyenlerdir.

(Duhan 59)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık onları gözle, çünkü onlar da gözliyeceklerdir.

(Duhan 59)

Kadri Çelik Meali:

Artık gözet, şüphesiz onlar da gözeticilerdir.

(Duhan 59)

Mahmut Kısa Meali:

Öyleyse, sen çağrıya devam et ve Rabb’in neler gösterecek, onu bekle;zaten onlar da başlarına gelecek azâbı bekliyorlar!

(Duhan 59)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Neticesini sen gözleyip bekle; onlar da (elbette başlarına) gelecekleri beklemektedirler.

(Duhan 59)

Mehmet Türk Meali:

O halde sen (onların başlarına gelecekleri) biraz bekle. Zâten onlar da beklemekteler.

(Duhan 59)

Muhammed Celal Şems Meali:

Böylece sen (sonu) bekle, onlar (da) bekleyenlerdir.

(Duhan 59)

Muhammed Esed Meali:

Öyleyse (geleceğin ne getireceğini) bekle! Unutma, onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Öyleyse sen artık onların başlarına gelecekleri beklemeye başla. Nitekim onlar da beklemekteler.

(Duhan 59)

Mustafa Çavdar Meali:

Şimdi bekle gör onların başına neler geleceğini zaten onlar da senin başına gelecekleri bekliyorlar.

Bknz: (11/39) - (25/42) - (102/1)»(102/8)

(Duhan 59)

Mustafa Çevik Meali:

58-59 Ey Peygamber! Biz bu Kur’an’ı konuşup anlaştığınız, yazıştığınız dilde kolayca anlaşılsın, üzerinde düşünülsün diye indirdik. Sen Kur’an ile davetine devam et ve sabırla işin sonunu bekle. Herkes sonunda hak ettiği ile karşılaşacak.

(Duhan 59)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Artık sen de (yukarıda tanıtılan cennetini) bekle; çünkü ötekiler (yukarıda tanıtılan cehennemlerini) bekliyorlar!

(Duhan 59)

Osman Okur Meali:

(58-59) Biz, öğüt alırlar diye, Kuran'ı senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. Sen bekle, onlarda beklemektedirler.

(Duhan 59)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık gözet, şüphe yok ki, onlar gözeticilerdir.

(Duhan 59)

Ömer Öngüt Meali:

Öyle ise bekle, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sen bekle, onlar da beklemedeler!

(Duhan 59)

Sadık Türkmen Meali:

Öyleyse sen gözetleyip bekle! Çünkü onlar da gözetleyip bekleyenlerdir!

(Duhan 59)

Seyyid Kutub Meali:

Öyleyse bekle, onlar da beklemektedirler.

(Duhan 59)

Suat Yıldırım Meali:

O halde neticeyi bekle! Zaten onlar da senin başına bir felaket gelmesini can atarak beklemektedirler.

(Duhan 59)

Süleyman Ateş Meali:

Biraz bekle, onlar da beklemektedirler (yakında başlarına neler geleceğini göreceklerdir).

(Duhan 59)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sen onları takip et, onlar da seni takip edeceklerdir.

(Duhan 59)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Öyleyse bekle; çünkü onlar da bekliyor.

(Duhan 59)

Şaban Piriş Meali:

O halde bekle zaten onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Talat Koçyiğit Meali:

58-59 (Ey Muhammed!) Belki öğüt alırlar diye Kur'ânı senin dilinde indirerek onu kolaylaştırdık. Şimdi sen bekle; onlarda beklemektedirler.

(Duhan 59)

Tefhimul Kuran Meali:

Öyleyse sen gözleyip bekle; gerçekten onlar da gözleyip beklemekte olanlardır.

(Duhan 59)

Ümit Şimşek Meali:

Artık neticeyi bekle; onlar da bekliyorlar.

(Duhan 59)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Artık, beklemeye geç! Çünkü onlar da beklemekteler.

(Duhan 59)