21. Enbiya Suresi / 49.ayet

Onlar ki Rablerine içten derin bir saygı duyarlar ve onlar o saatin bu dünyanın sonunun dehşetinden dolayı tir tir titrerler.

Bknz: (3/30)(25/63)»(25/65)(21/90)

Mustafa Çavdar Meali

Enbiya 49 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O çekinenler, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten ürküp titrerler.

(Enbiya 49)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet (korku ve hürmet) içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden “içleri titremekte olan” kimselerdir.

(Enbiya 49)

Abdullah Parlıyan Meali:

O bilinçli ve duyarlı kimseler, görmedikleri halde, Rablerinden korkar ve kıyametin gelivermesinden de korkarak titrer, dururlar.

(Enbiya 49)

Adem Uğur Meali:

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlar ki gaybları olarak Rablerinden haşyet ederler... Onlar o Saat'ten de titrerler.

(Enbiya 49)

Ahmet Tekin Meali:

Allah'a sığınanlar, saklı-gizli hallerinde, görmedikleri halde, gıyaben Rablerinden korkanlardır, O'na saygı duyanlardır. Onlar Kıyamet'in kopacağı ânın dehşeti dolayısıyla korku içinde Allah'ın emirlerine itina gösterenlerdir.*

(Enbiya 49)

Ahmet Varol Meali

Onlar [10] Rablerinden gıyaben korkarlar ve onların kıyamet saatinden içleri titrer.*

(Enbiya 49)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'

(Enbiya 49)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar, o takva sahibleridir ki, yalnızlıkta Rablerinden titrerler ve onlar, kıyamet azabından da korkarlar.

(Enbiya 49)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlar, görmemelerine karşın, Efendilerine derin saygı duyarlar; evrenlerin sonundan da ürperirler.

(Enbiya 49)

Ali Ünal Meali:

Onlar, Kendisini görmedikleri halde Rabbilerine karşı tam bir saygı duyup tazim gösterirler ve yine onlar, Kıyamet’ten de korkup titrerler.

(Enbiya 49)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O muttakiler ki gıyaben, Rablerinin büyüklüğüne karşı irkilirler ve kıyametin kopmasından da çekiniyorlar.

(Enbiya 49)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Takva sahipleri, görmedikleri halde Rabblerine bilinçli bir şekilde saygı duyarlar; onlar kıyametten korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Bekir Sadak Meali:

Onlar gormedikleri halde Rablerinden korkarlar; kiyamet saatinden de titrerler.

(Enbiya 49)

Besim Atalay Meali:

Tanrıdan korkarlar, görmeden onlar, evet, çekinirler kıyametten de

(Enbiya 49)

Celal Yıldırım Meali:

O sakınanlar ki Rablarından gıyabında saygı ile korkarlar ve Kıyametin meydana geliş saatinden endişe içinde titreyip dururlar.

(Enbiya 49)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O (Allah'a karşı sorumluluk bilinciyle yaşaya)nlar, algı ve tasavvurlarının ötesinde olmasına rağmen Rablerin(in (azabın)dan korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.

(Enbiya 49)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlar görmedikleri halde Rablerinden korkarlar; kıyamet saatinden de titrerler.

(Enbiya 49)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden içten içe korkarlar. Onlar kıyamet gününden de korkarlar.

(Enbiya 49)

Diyanet Vakfı Meali:

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Edip Yüksel Meali:

Onlar ki kimse kendilerini görmezken bile Rab'lerini sayarlar ve Saatin dehşetini duyarlar.

(Enbiya 49)

Elmalılı Orjinal Meali:

O müttekıler için ki rablarına gıyabda haşyet beslerler ve o saatten titrer dururlar

(Enbiya 49)

Elmalılı Yeni Meali:

O takva sahipleri için ki, gıyabında Rablerinden korkarlar ve kıyamet endişesiyle titrer dururlar.

(Enbiya 49)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, Rabb'lerini görmedikleri halde, O'na içten derin bir saygı duyarlar. Ve onlar, Kıyamet Günü'nün hesabından endişe ederler.

(Enbiya 49)

Gültekin Onan Meali:

Onlar rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'

(Enbiya 49)

Hakkı Yılmaz Meali:

(48,49) Ve andolsun ki Mûsâ ve Hârûn'a Furkân'ı ve görülmeyen, duyulmayan, sezilmeyen ıssız yerde Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan, kıyâmetin kopmasından içleri titreyen, Allah'ın koruması altına girmiş kişiler için bir ışığı ve öğüdü verdik.

(Enbiya 49)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlar ki; gaybta (görmedikleri hâlde ya da kimsenin kendilerini görmediği yerlerde) Rablerinden korkar ve kıyamet nedeniyle kalpleri ürperti içerisindedir.

(Enbiya 49)

Harun Yıldırım Meali:

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Hasan Basri Çantay:

(Öyle takvaa saahibleri) ki onlar tenhada da Rablerine candan saygı gösterirler. Onlar kıyametden korkanlardır.

(Enbiya 49)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Takvâ sâhibleri) o kimselerdir ki, yalnızken (de) Rablerinden korkarlar, onlar kıyâmetten de korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Korunup sakınanlar] ki, saat'ten (kıyametten) ürperir bir haldeyken, RAB'lerinden Gayb'da[yalnızlıkta bile]¹ çekinirler/ona saygı duyarlar.

(Enbiya 49)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar, görmedikleri halde Rablerine bilinçle saygılı olurlar: onlar Saatten de titrerler.

(Enbiya 49)

İbni Kesir Meali:

Onlar ki görmedikleri halde, Rabblarından korkarlar ve kıyamet saatından titrerler.

(Enbiya 49)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar o kimselerdir ki, Allah'ı görmedikleri halde, O na saygı gösteren ve kıyamet saatinden de korkanlardır.

(Enbiya 49)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar, gaybde (görmedikleri halde) Rab’lerine huşû duyarlar. Ve onlar, o saatten (kıyâmet saatinden) korkanlardır.

(Enbiya 49)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O kimseler ki, çalaplarını görmiyerek Ondan ürkerler, onlar kalkış gününden de titrerler.

(Enbiya 49)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, (azabı) görmedikleri halde Rablerinden bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyametten dolayı içleri titremekte olanlardır.

(Enbiya 49)

Mahmut Kısa Meali:

O takvâ sahipleri ki, Rablerine gayben, yani O’nun zatını göremedikleri hâlde, varlığını, rab ve ilah olarak birliğini, sonsuz kudret ve merhametini gözler önüne seren sayısız yaratılış mucizelerini görerek iman eder, O’na yürekten bir saygıyla bağlanır ve ecel vaktinin gelip çatacağı o Son Saatin korkusuyla titrerler.

(Enbiya 49)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Aleni olarak görmedikleri halde Rablerine karşı haşyet içinde ve kıyamet saatinden titrerler.

(Enbiya 49)

Mehmet Türk Meali:

Rablerini görmedikleri halde Ondan (sevgiye dayalı bir korku ile) korkanlar var ya işte kıyamet vaktinden içleri titreyerek tam sakınanlar onlardır.

(Enbiya 49)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, Rablerinden gıyaben (bile) korkarlar. Onlar, (amellerin karşılığının) verileceği saatten (de) korkanlardır.

(Enbiya 49)

Muhammed Esed Meali:

o (bilinçli, duyarlı) kimseler ki, algı ve tasavvurlarının ötesinde olsa da, Rablerinden korkar ve Son Saat'in kaygısıyla titrerler.

(Enbiya 49)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Tanrının buyruğuna uyanlar öyle kimselerdir ki, görmedikleri halde rablerinden sakınırlar. Onlar dünyanın sonunun gelmesinden de ürperen kimselerdir.

(Enbiya 49)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar ki Rablerine içten derin bir saygı duyarlar ve onlar o saatin bu dünyanın sonunun dehşetinden dolayı tir tir titrerler.

Bknz: (3/30) - (25/63)»(25/65) - (21/90)

(Enbiya 49)

Mustafa Çevik Meali:

48-49 Biz Musa ile Harun’a da doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edip, adaleti tesis eden aydınlık kaynağı olan kitabı vermiştik. Ona da Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar uydular. Böyleleri tasavvurlarının ötesinde ve üstünde olan göremedikleri Rablerine iman eder, yürekten saygı duyup hesap verme endişesi taşırlar.

(Enbiya 49)

Mustafa İslamoğlu Meali:

onlar ki, idrak sınırını aşan bir hakikat olsa da Rablerinden korkarlar; yine onlar (görürcesine inandıkları) Son Saat'ten dolayı titrerler.

(Enbiya 49)

Osman Okur Meali:

(O takvâ sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde Rablerine candan saygı gösterirler. Yine onlar, saatten (kıyametten) korkan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O muttakîler ki Rablerinden tenhada da büyük bir korku ile korkarlar ve onlar Kıyametten de titreyicilerdir.

(Enbiya 49)

Ömer Öngüt Meali:

O takvâ sahipleri ki görmedikleri halde Rablerinden korkarlar ve kıyametten de titrerler.

(Enbiya 49)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kötülüklerden korunanlar, görmedikleri hâlde Rablerine saygı duyar, kıyamet gününün dehşetinden titrerler.

(Enbiya 49)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar görmeden Rablerinden korkarlar ve onlar kıyamet saatinden içleri ürpermekte olanlardır.

(Enbiya 49)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar Rabb'lerinden görmeden korkarlar ve kıyamet gününün dehşetinden ürkerler.

(Enbiya 49)

Suat Yıldırım Meali:

O müttakiler, görmedikleri halde Rab'lerini gıyabında tazim eder ve hem de kıyametten, o duruşma saatinden korkup titrerler.

(Enbiya 49)

Süleyman Ateş Meali:

Korunanlar görmeden Rablerinden korkarlar ve (Duruşma) sa'at(in)den de titrerler.

(Enbiya 49)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar, Rablerinin korkusunu içlerinde[1] hisseden ve kıyamet saatinden dolayı da ürperen kimselerdir.

1)İçlerinde" anlamı verdiğimiz kelime el- ğayb = الغيب‘dır. Bkz: Bakara 2/3

(Enbiya 49)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkar ve kıyametin dehşetinden ürperirler.

(Enbiya 49)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, görmedikleri halde Rablerinden korkan ve kıyamet saatinden de sakınan kimselerdir.

(Enbiya 49)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte o sakınanlar, görmedikleri halde Rablarından korkarlar; onlar kıyamet vaktinden de korkan kimselerdir

(Enbiya 49)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.'

(Enbiya 49)

Ümit Şimşek Meali:

O takvâ sahipleri ki, görmedikleri halde Rablerinden korkarlar. Onlar, kıyamet gününün de korkusu içindedirler.

(Enbiya 49)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O korunanlar ki, hiç görmeden Rablerinden korkarlar. Kıyamet saatinden de ürperirler onlar.

(Enbiya 49)