21. Enbiya Suresi / 79.ayet
Enbiya 79 ayeti için diğer mealler.
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
O hükmü, biz anlatmıştık Süleyman'a ve hepsine de peygamberlik ve bilgi vermiştik ve beraberce Tanrıyı tenzih etmek için dağları ve kuşları, Davud'a ram ettik ve bunları yaptık, gücümüz yeter yapmaya.
(Enbiya 79)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık; (Nebilerin) her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bütün bunları) Yapanlar Biz idik.
(Enbiya 79)Abdullah Parlıyan Meali:
Biz o meselenin çözümünü gerektiren hükmü, Süleyman'a anlattık ki, her ikisine de ayrı bir hüküm, ayrı bir bilgi verdik. Davud'la beraber tesbih etsinler diye, dağları ve kuşları boyun eğdirdik. Evet biz idik bunları düzenleyip yapanlar.
(Enbiya 79)Adem Uğur Meali:
Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman'a biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm (hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. (Bunları) biz yapmaktayız.
(Enbiya 79)Ahmet Hulusi Meali:
Biz Süleyman'ı bu konuda anlayışlı kıldık! Her birine bir hüküm ve bir ilim verdik. Davud da tespih ederken, dağları ve kuş cinsini hizmetine verirdik... Failler biz idik.
(Enbiya 79)Ahmet Tekin Meali:
Süleyman’ın dava konusu yapılan ihtilâfı daha iyi anlamasını biz sağlamıştık. Biz onların her birine hikmete dayalı hükümranlık yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim vermiştik. Dâvûd ile beraber tesbih etsinler, namaz kılarak ibadet etsinler diye dağları ve kuşları da emrimize boyun eğdirmiştik. Bunları biz yapmaktaydık.*
(Enbiya 79)Ahmet Varol Meali
Biz bunu(n hükmünü) Süleyman'a bildirdik. Her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile beraber tesbih etmeleri üzere dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bütün bunları) yapan bizdik.
(Enbiya 79)Ali Bulaç Meali:
Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık, her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik.
(Enbiya 79)Ali Fikri Yavuz Meali:
Biz, o meselenin hükmünü Süleymân'a bildirdik. Bununla beraber her birine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Davud ile birlikte tesbih etmek üzere, dağları ve kuşları (ona) bağlı kılmıştık. Biz (bu gibi acaib işleri peygamberlere) yapanlarız.
(Enbiya 79)Ali Rıza Sefa Meali:
Süleyman'a, onu kavrattık. Her birine, hem bilgelik hem de bilgi verdik. Davut ile birlikte övgülerle yüceltmeleri için, dağları ve kuşları boyun eğdirdik. Çünkü Biz, yaparız.
(Enbiya 79)Ali Ünal Meali:
Söz konusu davada isabetli olan hükmü Süleyman’a bildirdik. Biz, peygamberlerin her birine, (kendi misyonları ve içinde bulundukları zaman ve şartlar çerçevesinde) hüküm, doğru ve yerinde karar verebilme kabiliyeti, hikmet ve ilim bahşettik. Dağları, ayrıca kuşları da, Davud’un (ibadet ve münacattaki derinliğine ve sesinin güzelliğine) ram ettik ve onlar, O’nunla birlikte tesbihte bulunuyorlardı. Bütün bunları yapan Biziz.
(Enbiya 79)Bahaeddin Sağlam Meali:
Böylece hüküm etmeyi Süleyman’a öğrettik. Her birisine de hüküm ve ilim verdik. Dağları ve kuşları, Davud ile beraber tesbih eder bir halde musahhar kıldık. Bütün bunları yapan Biz olduk.
(Enbiya 79)Bayraktar Bayraklı Meali:
Böylece hükmü Süleyman'a biz anlatmıştık. Her ikisine de sağlam bir muhakeme gücü ve ilim vermiştik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. Biz her şeyi yaparız.
(Enbiya 79)Bekir Sadak Meali:
Suleyman'a bu meselenin hukmunu bildirmistik; her birine hukum ve ilim verdik. Davud ile beraber tesbih etsinler diye daglari ve kuslari buyruk altina aldik. Bunlari Biz yapmistik.
(Enbiya 79)Besim Atalay Meali:
Bu hükmü anlattık biz Süleyman'a, hepsine hikmet verdik, bilgi de verdik, Dâvut'a, dağlarla birlikte, kuşları da kul ettik, beraber tespih ederlerdi, bunları biz yapmıştık
(Enbiya 79)Celal Yıldırım Meali:
Biz onun (çözümünü gerektiren hükmü) Süleyman'a anlattık. Her ikisine de ayrı bir hüküm, ayrı bir bilgi verdik. Dâvud'la beraber tesbîh etsinler diye dağlara ve kuşlara baş eğdirdik; (evet) biz idik (bunları düzenleyip) yapanlar..
(Enbiya 79)Cemal Külünkoğlu Meali:
Biz çözüm getirecek hükmü Süleyman'a kavratmıştık. Zaten her birine hükümdarlık ve ilim vermiştik. Davut ile birlikte, Allah'a tespih etsinler diye dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan bizdik. *
(Enbiya 79)Diyanet İşleri Eski Meali:
Süleyman'a bu meselenin hükmünü bildirmiştik; her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile beraber tesbih etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Bunları Biz yapmıştık.
(Enbiya 79)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Biz hüküm vermeyi Süleyman'a kavratmıştık. Zaten her birine hükümranlık ve ilim vermiştik. Davud ile birlikte, Allah'ı tespih etmeleri için dağları ve kuşları onun emrine verdik. Bunları yapan biz idik.
(Enbiya 79)Diyanet Vakfı Meali:
Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman'a biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm (hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. (Bunları) biz yapmaktayız. *
(Enbiya 79)Edip Yüksel Meali:
Süleyman'a, doğru anlama yeteneği bağışladık. Herbirine bilgi ve bilgelik verdik. Davud'un emrine dağları ve kuşları verdik. Biz bunları yapmıştık.
(Enbiya 79)Elmalılı Orjinal Meali:
Derhal onu Süleymana anlattık, bununla beraber her birine bir huküm ve bir ılim vermiştik ve Davudun maıyyetinde dağları müsahhar kılmıştık, kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı ve biz bunları yaparız
(Enbiya 79)Elmalılı Yeni Meali:
Derhal onu Süleyman'a anlattık; bununla beraber herbirine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Dağları Davud'un emrine amade kılmıştık, kuşlarla beraber tesbih ediyorlardı; Biz bunları yaparız!
(Enbiya 79)Erhan Aktaş Meali:
Biz, bunu Süleyman'a iyice kavrattık. Her ikisine de hüküm[1] ve ilim[2] verdik. Davud'la beraber tesbih[3] etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Ve Biz, yapanlarız.
1)Egemenlik.
2)Vahiy.
3)Dağların ve kuşların tesbih etmeleri, yaradılış özelliklerine göre hareket etmeleridir.
Gültekin Onan Meali:
Biz bunu (hükmü) Süleyman'a kavrattık (fefehhemnaha), her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birtikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları ) Yapanlar biz idik.
(Enbiya 79)Hakkı Yılmaz Meali:
Sonra da Biz, onu Süleymân'a hemen iyice kavrattık. Ve hepsine yasa ve bilgi verdik. Dâvûd'la beraber Allah'ı noksan sıfatlardan arındırsınlar diye, dağları ve kuşları buyruk altına aldık/onları insanların yararlanacağı ölçüler içinde yarattık. Ve Biz yapanlarız.
(Enbiya 79)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Biz, (isabetli hükmü) Süleyman’ın fıkhetmesini sağladık. Her birine hüküm/hikmet ve ilim verdik. Dağları ve kuşları (onunla beraber) tesbih etsinler diye Davud’un emrine amade kıldık. (Bunları) yapan bizleriz.
(Enbiya 79)Harun Yıldırım Meali:
Böylece bunu (bu fetvayı) Süleyman'a biz anlatmıştık. Biz, onların her birine hüküm (hükümdarlık, peygamberlik) ve ilim verdik. Kuşları ve tesbih eden dağları da Davud'a boyun eğdirdik. (Bunları) biz yapmaktayız.
(Enbiya 79)Hasan Basri Çantay:
Biz onu (n fetvasını) hemen Süleymana anlatmışdık. (Zaten) biz, her birine hüküm, ve ilim vermişdik. Dağları ve kuşları, Davud ile birlikde tesbih etmek üzere, ram etmişdik. (Bütün bunları) yapanlar bizdik.
(Enbiya 79)Hayrat Neşriyat Meali:
Bunun üzerine onu (o hâdise hakkındaki hükmü) Süleymân'a anlattık. Bununla berâber her birine hüküm ve ilim verdik. Dağları ve kuşları, Dâvûd'la berâber tesbîh etmek üzere (ona) itaatkâr kıldık.(2) Ve (bütün bunları) yapanlar (biz) idik.*
(Enbiya 79)Hubeyb Öndeş Meali: /
Süleymanın onu [hükmü] anlamasını¹ sağladık. Her birine, bir hüküm/hikmet ve bir bilgi verdik. Davud ile beraber tesbih eden dağları ve kuşları hizmete sunduk. Biz (bunları) yapanlardık.
(Enbiya 79)Hüseyin Atay Meali:
Süleyman'a durumu anlatmıştık; her birine egemenlik ve ilim verdik. Davud ile beraber yüceltsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Yapanlar Bizdik.
(Enbiya 79)İbni Kesir Meali:
Biz bu hükmü hemen Süleyman'a belletmiştik. Her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Bunları yapanlar Bizdik.
(Enbiya 79)İlyas Yorulmaz Meali:
Sonra Süleyman'ın bu konu hakkındaki verileri doğru kavramasını sağlamış ve hepsine (Davut ve Süleyman'a) hükümler ve ilim verdik. Ve Davut'la beraber Rabbini tesbih eden dağları ve kuşları onun emrine verdik ve biz bunları yapanlardanız (bunları yapabilme gücüne sahibiz).
(Enbiya 79)İskender Ali Mihr Meali:
Böylece onu (bu hükmü), Süleyman (a.s)’a anlattık. Ve hepsine hikmet ve ilim verdik. Dâvud (a.s)’la beraber tesbih eden (etsinler diye) dağları ve kuşları musahhar (emrine amade) kıldık. Ve (bunları) yapan, Biziz.
(Enbiya 79)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Biz bu işi hemen Süleyman'a anlatmıştık. İkisine de doğrunun düşüncesini, bilimi verdik. Davut ile birlikte Allah'ı, ululasınlar diye dağlara, kuşlara boyun eğdirdik. Bütün bunları yapan Bizdik.
(Enbiya 79)Kadri Çelik Meali:
Biz bunu (yargılamayı) Süleyman'a kavrattık. (Davud ve Süleyman'ın) Her birine de hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih eden dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik.
(Enbiya 79)Mahmut Kısa Meali:
Bunun üzerine, henüz genç yaştaki Süleyman’a, bu dâvâ hakkında en âdilâne çözümü ilham ettik. Süleyman babasının huzuruna gelerek, “Bence sürüyü, bir yıllığına tarla sahibine verelim. Bu zaman zarfında koyunların sütü, doğuracağı yavrular, yünü vs. onun olsun. Bu arada, onarıp eski hâline getirinceye kadar tarlayı da sürü sahibine verelim. Böylece hem tarla sahibinin uğradığı kayıp telâfî edilmiş, hem de sürü sahibi mağdur edilmemiş olur.” dedi. Bu hükmün daha âdil olduğunu gören Davud, kararını değiştirdi. Gerçi Davud’un verdiği karar da yanlış değildi, çünkü Biz, her ikisine de sağlam bir muhâkeme yeteneği ve ilim bahşetmiştik. Öyle ki; Davud ile beraber sınırsız kudret ve yüceliğimizi dile getirip tesbih etmekte olan dağları, taşları ve hattâ kuşları onun çağrısınaboyun eğdirmiştik. Evet, bütün bunları Biz yapıyorduk. Ve Davud gibi Allah’a yönelirseniz, size de aynı nîmetleri veririz.
(Enbiya 79)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Yani Biz Süleyman'a bildirdik. Her birine hüküm ve ilim verdik. Davut ile beraber, Allah'a tesbih etsinler diye dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. Bizdik bunu yapanlar.
(Enbiya 79)Mehmet Türk Meali:
Diğer tüm Peygamberlere, hikmet ve ilim verdiğimiz gibi, böyle (âdil hüküm vermeyi de) Süleyman’a Biz öğrettik. Dâvûd ile birlikte tesbih etsinler diye, dağları ve kuşları Dâvûd’a boyun eğdirme işini yapan da Biziz Biz.
(Enbiya 79)Muhammed Celal Şems Meali:
Biz, (asıl meseleyi) Süleyman’a anlattık. Her birine (de) hâkimiyet ve ilim verdik. (Allah’ı) tespih etsinler diye Biz, Davud ile birlikte dağları ve kuşları görevlendirdik. Bunun hepsini yapmaya gücümüz yeterlidir.
(Enbiya 79)Muhammed Esed Meali:
ve bu olayda Süleyman'ın dava konusunu (daha derinden) anlamasını sağladık; bununla birlikte, Biz her ikisine de sağlam bir muhakeme gücü ve ilim bahşetmiştik. Bizim sınırsız kudret ve yüceliğimizi anarken, dağı taşı ve kuşları Davud'un çağrısına boyun eğdirdik; ve Biz (dilediğimiz her şeyi) yapabilme kudretine sahibiz.
(Enbiya 79)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Süleyman'a bu konunun çözümünü bildirmiştik; her birine egemenlik ve yüksek bilgi verdik. Birlikte Tanrıyı yüceltsinler diye dağları ve kuşları Davud'un buyruğu altına aldık. Bunları biz yapmıştık.
(Enbiya 79)Mustafa Çavdar Meali:
Yönetim konusunda Süleyman’ı daha marifetli yapmıştık. Gerçi her birine isabetli karar verme yeteneği ve ilim verdik. Biz dağları Davud’un emrine verdik, dağlar ve kuşlar Davud’un tespihine eşlik ediyorlardı. Bizdik bütün bunları yapan.Bknz: (27/14)»(27/17) - (34/10)
(Enbiya 79)Mustafa Çevik Meali:
78-80 Ey Peygamber! Davud ile Süleyman’ı da anlat. Vaktiyle Davud ve Süleyman başıboş bir koyun sürüsünün bir tarlaya girip ekinleri tahrip etmesi sonunda, tarla sahibinin şikâyeti üzerine taraflar arasında hüküm vermişler. Biz de o hükme şahit olmuştuk. Adaletin uygulanması, yasaların yorumlanması bakımından Süleyman daha derin bir anlayışa sahipti. Davud da kendisine bahşettiğimiz ilim ve hikmet için Rabbine daima şükreden dağlar, taşlar ve kuşlar gibi Rabbinin nizamına teslim olmuş, bu bilinçle yaşayıp başkalarını da yüce Rabbine hamd ile teslim olmaya çağıran salih bir kulumuzdu. Biz sorumluluklarını yerine getirme gayreti gösterenleri yardımımızla başarıya ulaştırırız. Ayrıca Biz Davud’a üstün bir koruma bilgisi de lütfedip zırh yapmayı öğrettik. Şüphesiz Kur’an ile davet olunan hayat nizamı da batıla karşı mü’minlerin zırhı gibidir. Bu yüzden Rabbinize şükretmeniz gerekmez mi?
(Enbiya 79)Mustafa İslamoğlu Meali:
fakat bu davada Süleyman'a (daha) derin bir kavrayış vermiştik. Bununla beraber Biz, her birine sağlam bir muhakeme ve seçip ayırma yeteneği kazandıran bir bilgi tasavvuru bahşettik. Zaten Davud ile birlikte, emrimize amade kıldığımız dağlar da O'nun kudret ve ihtişamını dillendiriyordu, kuşlar da... Zira Biz, her zaman istediğimizi gerçekleştiririz.
(Enbiya 79)Osman Okur Meali:
Ve bu olayda Süleyman'ın dava konusunu (daha derinden) anlamasını sağladık; bununla birlikte, Biz her ikisine de sağlam bir muhakeme gücü ve ilim bahşetmiştik. Bizim sınırsız kudret ve yüceliğimizi anarken, dağı taşı ve kuşları Davud'un çağrısına boyun eğdirdik; ve Biz (dilediğimiz her şeyi) yapabilme kudretine sahibiz.
(Enbiya 79)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Onu (onun hükmünü) derhal Süleyman'a anlattık ve herbirine bir hüküm ve bir ilim ihsan ettik. Ve Dâvud'a dağları ve kuşları musahhar kıldık, onunla beraber tesbihte bulunurlardı. Ve (bunları) yapanlar olduk.
(Enbiya 79)Ömer Öngüt Meali:
Biz Süleyman'a bu meselenin hükmünü belletmiştik. Biz onların her birine hüküm ve ilim verdik. Davut'a dağları ve kuşları musahhar kıldık, onunla beraber tesbihte bulunurlardı. Bunları yapan bizdik.
(Enbiya 79)Ömer Sevinçgül Meali:
‘Doğru karar verebilmesi için’ işin aslını Süleyman’a bildirdik. ‘Bu iki peygamberin’ her birine bir karar yetkisi, bir gerçeklik bilgisi verdik. Davud’un yanı sıra tesbih etsinler ‘yaratıcılarını yüce nitelikleriyle ansınlar’ diye dağları ve kuşları onun emrine verdik. Evet, bunları yapan biz olduk!
(Enbiya 79)Sadık Türkmen Meali:
Biz Süleyman’a yargıyı (dava konusunu) iyice (inceden inceye, derinlemesine) bellettik ve her birine bir hüküm/yargı gücü ve ilim verdik. Davud’a, kuşlarla beraber tesbih eden dağları boyun eğdirdik. Biz bunları yapanlarız!
(Enbiya 79)Seyyid Kutub Meali:
Davud'un verdiği bu hükmü, Süleyman'ın kavrayıp onaylamasını sağladık. Her ikisine de egemenlik ve bilgi verdik. Allah'ı noksanlıklardan tenzih etme konusunda dağları ve kuşları Davud'a boyun eğdirdik. Biz bunları yaparız.
(Enbiya 79)Suat Yıldırım Meali:
Biz çözümü ihtiva eden hükmü Süleyman'a bildirdik. Bununla beraber, her birine bir hüküm ve bir ilim verdik. Dağları ve kuşları Davud'un emrine verdik. Onunla beraber takdis ve ibadet ederlerdi. Biz dilediğimiz her şeyi yapma kudretine sahibiz.
(Enbiya 79)Süleyman Ateş Meali:
O hükmü Süleyman'a bellettik. Onların hepsine de hükümdarlık ve bilgi verdik. Davud'a dağları ve kuşları boyun eğdirdik, onunla beraber tesbih ediyorlardı. Biz (bunları) yaparız.
(Enbiya 79)Süleymaniye Vakfı Meali:
İkisine de ilim ve hikmet verdiğimiz halde doğru kararı Süleyman'ın bulmasını sağlamıştık. Dağları ve kuşları da Davut'un emrine vermiştik; onunla birlikte ibadet (tesbih ederlerdi)[1]. Bunları yapan Bizdik.
1)..
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Süleyman'ın bu meseleyi daha iyi kavramasını sağladık. Ama her ikisine de sağlam bir muhakeme yeteneği ve ilim vermiştik. Ve Bizim sonsuz kudretimizi anarken, dağı-taşı ve kuşları onun çağrısına boyun eğdirdik. Çünkü Biz, dilediğimizi yaparız.
(Enbiya 79)Şaban Piriş Meali:
Onu Süleyman'a belletmiştik. Her birine hikmet ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye dağları ve kuşları hizmetine verdik. Bunları yapan biz idik.
(Enbiya 79)Talat Koçyiğit Meali:
Süleyman'a bu hükmü öğretmiştik; zaten hepsine de hüküm ve ilim vermiş, Dâvûd'la beraber Allah'ı tesbih eden dağları ve kuşları teshîr etmiştik. Bunları yapan bizdik.
(Enbiya 79)Tefhimul Kuran Meali:
Biz bunu (hükmü) Süleymana kavrattık, her birine de hüküm ve ilim verdik. Davud ile birlikte tesbih etsinler diye, dağlara ve kuşlara boyun eğdirdik. (Bunları) Yapanlar biz idik.
(Enbiya 79)Ümit Şimşek Meali:
Biz onu Süleyman'a anlattık.(10) Onların herbirine Biz hüküm ve ilim verdik. Dağları ve kuşları, onunla beraber tesbih etsinler diye Davud'un emrine verdik. Bütün bunları yapan Bizdik.*
(Enbiya 79)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Onu Süleyman'a derhal kavrattık. Herbirine hükümdarlık ve bilgi verdik. Davud'a dağları boyun eğdirdik. Kuşlarla beraber tespih ediyorlardı. Yapmak isteyince yapanlarız biz.
(Enbiya 79)