8. Enfal Suresi / 34.ayet

Oysa onlar, insanları Mescid-i Haram’dan engellerken, Allah onları niye cezalandırmasın? Üstelik onlar Mescid-i Haram’ın gerçek dostları değiller. Onun gerçek dostları/oraya layık olanlar yalnızca muttakiler/günahlardan korunanlardır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

Bknz: (9/17)»(9/19)(48/25)

Mustafa Çavdar Meali

Enfal 34 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ne diye Allah onları azaplandırmasın ki onlar, hizmetine layık olmadıkları halde halkı Mescidi Haram'dan menediyorlar, onun hizmetine layık olanlar, ancak çekinenlerdir, fakat çoğu bilmez bunu.

(Enfal 34)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar, (müşrikler ve işbirlikçiler) Mescid-i Haram'dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) dostları ve koruyucuları değilken, Allah ne diye onları azaplandırmasın? Onun (Beytullah ve civarının asıl) koruyucuları (ve sadık mensupları) yalnızca korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakınan müttaki (Müslümanlar) dır. Ancak onların (inkârcıların ve münafıkların) çoğu (gerçeği) bilmeyen (iman ve İslam cahili insanlardır, doğru düşünüp değerlendirmekten uzaktırlar).

(Enfal 34)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey peygamber! Sen aralarından ayrıldıktan sonra, Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Onlar, Mescidi Haram'da, müslümanların ibadet etmelerine engel oluyorlar ve onlar Mecidi Haram'ın gerçek ve layık koruyucuları değildirler. O'nun gerçek koruyucuları ve dostları, yolunu Allah ve kitabıyla bulmaya çalışan müslümanlardır. Ne var ki onların çoğu bunun farkında değillerdir.

(Enfal 34)

Adem Uğur Meali:

Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellîleri olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlar Mescid-i Haram'dan (iman edenleri ziyaretten) engelledikleri halde, Allah onlara ne diye azap vermesin? (Üstteki ayetle bu çelişmez; orada toplumsal azaptan burada bireysel azaptan söz edilmekte... ) (Hem) onlar, Onun (Mescid'in) velileri değillerdir... Onun velileri ancak korunanlardır... Ne var ki, onların çoğunluğu (Mescid-i Haram'ın ne olduğunu) bilmezler.

(Enfal 34)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar, mü'minleri Kâbe yolundan geri çevirirlerken, engeller çıkarırken, Allah'ın onları cezalandırmaması için bir imtiyazları mı var? Onlar Mescidi Haram'ın mütevellisi de değildirler. Mescid-i Haram'ın hizmetinde görevli olanlar, yalnızca Allah'a sığınanlar, emirlerine yapışanlar, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü'minlerdir, müttakilerdir, takvâ sahipleridir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Ahmet Varol Meali

Onlar gerçekte onu korumaya ehil olmadıkları halde insanları Mescidi Haram'dan alıkoyarlarken Allah onlara neden azap etmesin! Onu korumaya ehil olanlar ancak takva sahipleridir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, Mescid-i Haram'dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken Allah, ne diye onları azablandırmasın? Onun (asıl) koruyucuları yalnızca korkup sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sen aralarından çıktıktan sonra, Allah'ın kendilerine azap etmemesi için ne imkânları var. Mescid-i Hârâm'ı tavâf etmekten mü'minleri menediyorlar, halbuki ona hizmet etmeye ehil de değiller; onun hizmetine ehil olanlar, ancak şirkten sakınan müminlerdir. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik Kutsal Yakarış Evi'nden alıkoymalarına ve orasının dostları olmamalarına karşın, Allah'ın onları cezalandırmaması için neden var mı? Orasının dostları, yalnızca sorumluluk bilinci taşıyanlardır. Fakat onların çoğu bilmez.

(Enfal 34)

Ali Ünal Meali:

Buna karşılık, üstelik Kâbe’nin ona lâyık yöneticileri ve koruyucuları olmadıkları halde Mescidi Haram’da ibadete ve mü’ minlerin orayı ziyaretine mani olup dururlarken, Allah o (zalim müşriklere dünyada) niye azap etmesin, (onları özellikle Müslümanların eliyle neden cezalandırmasın) ki? Mescidi Haram’ın hizmet ve yönetimine lâyık olanlar, ancak Allah’a isyandan sakınan ve içleri O’na karşı saygıyla dopdolu olarak O’nun hükümlerini titizlikle yerine getiren (mü’minler)dir. Fakat o inanmayanların çoğunun ilimle alâkası yoktur ki, bunu da bilsinler.

(Enfal 34)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Neden Allah onlara azap vermeyecekmiş? Hâlbuki onlar, insanları Mescid-ül Haram’dan alıkoyuyorlar. Ve ona sahip de değiller. Asıl sahipleri, özlerini koruyan müminlerdir. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar Mescid-i Haram'ın yöneticileri olmadıkları halde müminleri oradan geri çevirirlerken, Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın yöneticileri takva ehlinden başkası değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Bekir Sadak Meali:

Yoksa Mescidi Haram'a girmekten menederlerken Allah onlara nicin azap etmesin? Hem de O'nun dostu degiller; O'nun dostlari ancak karsi gelmekten sakinanlardir. Fakat cogu bunu bilmiyorlar.

(Enfal 34)

Besim Atalay Meali:

Kâbe'de onların namazı ancak, ıslık çalmak, el şakırdatmaktır, kâfir olduğunuzçün tadasınız azabı

(Enfal 34)

Celal Yıldırım Meali:

(Sen ve İstiğfar eden mü'minler aralarında bulunmayınca) Allah onlara ne diye azâb etmeyecek ? Oysa onlar (mü'minleri) Mescid-i Harâm'a (girmekten) men'ediyorlar. (Bununla beraber) onlar O Mescid'in dostları ve lâyıkları da değillerdir. Onun dostları ve lâyıkları ancak muttaki (Allah'tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınanlardır. Ama ne var ki, onların çoğu (bu gerçeği) bilmezler.

(Enfal 34)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar Mescid-i Haram'ın bakımına ehil olmadıkları halde (inananları) oradan alıkoyarken, Allah onlara ne diye azap etmesin? Oranın bakımına ehil olanlar ancak Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşayanlardır. Fakat onların pek çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yoksa Mescidi Haram'a girmekten menederlerken Allah onlara niçin azab etmesin? Hem de O'nun dostu değiller; O'nun dostları ancak karşı gelmekten sakınanlardır. Fakat çoğu bunu bilmiyorlar.

(Enfal 34)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar Mescid-i Haram'dan (mü'minleri) alıkoyarken ve oranın bakımına ehil de değillerken, Allah onlara ne diye azap etmesin? Oranın bakımına ehil olanlar ancak Allah'a karşı gelmekten sakınanlardır. Fakat onların çoğu bilmez.

(Enfal 34)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar Mescid-i Haram'ın mütevellîleri olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın mütevellîleri takvâ sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Edip Yüksel Meali:

Başkalarını Kutsal Mescid'den menederlerken neden ALLAH'ın azabını haketmesinler? Oysa onlar onun koruyucuları değiller. Onun gerçek koruyucuları inananlardır; ancak çokları bunu bilmez.

(Enfal 34)

Elmalılı Orjinal Meali:

Şimdi ise Allahın kendilerini azab etmemesi için neleri var? Mü'minleri Mescidi haramdan menediyorlar, halbuki hizmetine ehil de değiller, onun hizmetine ehl olanlar ancak müttekılerdir ve lakin çokları bilmezler

(Enfal 34)

Elmalılı Yeni Meali:

Şimdi ise Allah'ın kendilerine azap etmemesi için neleri var ki? Mü'minleri Mescid-i Haram'dan alıkoyuyorlar, oysa onun hizmetine ehil de değiller; onun hizmetine ehil olanlar ancak Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlardır, lakin çokları bilmezler!

(Enfal 34)

Erhan Aktaş Meali:

Onlar, Mescid-i Haram'a girmeye engel oldukları halde ve onun velileri[1] olmadıkları halde Allah neden onlara azap etmesin? Oysa oranın gerçek sahipleri, muttakilerdir[2]. Fakat onların çoğu bilmezler.

1)Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur'an'da yer alan, "veli" sözcüğü; "dost," olarak çeviriye konu edilmektedir. Oysaki bu sözcük, etik anlamda dostluğu değil; siyasi bağlamda, yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir.
2)Takva sahibi olan.

(Enfal 34)

Gültekin Onan Meali:

Onlar Mescid-i Haram'dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken, Tanrı ne diye onları azablandırmasın? Onun (asıl) koruyucuları yalnızca korkup sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve onların, kendileri Mescid-i Harâm'ın/dokunulmaz kılınmış ilâhiyat eğitimi merkezinin ayakta tutan mütevellileri/vakıf yöneticileri olmadıkları hâlde ondan menedip dururlarken Allah'ın kendilerine azap etmemesi için neleri var? Onun ayakta tutan mütevellileri/vakıf yöneticileri sadece Allah'ın koruması altına girmiş kimselerdir. Velâkin onların çoğu bilmiyorlar.

(Enfal 34)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlar, insanları Mescid-i Haram’dan alıkoyup dururken ne diye Allah onlara azap etmeyecekmiş? Onlar (Mescid-i Haram’ın) koruyucusu/hizmetkârı/yakını da değillerdir. Bunlara en layık olanlar muttakilerdir. Fakat onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Harun Yıldırım Meali:

Hem onlar Mescidi Haram’dan alıkoydukları halde Allah onlara niçin azab etmesin ki? Çünkü O’nun velileri değillerdir. O’nun velileri ancak muttakilerdir, fakat onların pekçoğu bilmez.

(Enfal 34)

Hasan Basri Çantay:

(Sen içlerinden çıkdıkdan sonra) Allah onlara ne diye azab etmeyecek? Onlar mescid-i haramdan, kendileri ona (onun hizmetine) ehil olmadıkları halde, men'edib duranlardır. O (hizmete) takvaaye erenlerden başkaları onun ehilleri değildir. Fakat onların pek çoğu (bunu) bilmezler.

(Enfal 34)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem onlar, (mü'minleri) Mescid-i Harâm'dan men' ettikleri ve onun (hizmetinin)ehli olmadıkları hâlde, neden Allah onlara azâb etmesin? Onun (hizmetinin) ehli olanlar, ancak takvâ sâhibleridir; fakat onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[yoksa] onların ne var ki kendileri kutsal ibadethaneden (Mescidi haram'dan) çeviriyorlarken Allah onlara azap etmesin? Onun velileri değillerdi. Onun velileri başkası değil, ancak korunup sakınanlardır; fakat onların çoğunluğu bilmiyor.

(Enfal 34)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar, Saygın Mescid’den engellerken, niye Allah onlara azap etmesin? Onlar, o mescidin koruyucuları değildir. Onun koruyucuları, ancak saygılı olanlardır. Ancak çoğu bilmez.

(Enfal 34)

İbni Kesir Meali:

Allah onlara, niçin azab etmesin ki; onlar, kendileri ona ehil olmadıkları halde (insanları) Mescid-i Haram'dan men'edip duranlardır. Hem O'nun dostu değillerdir. O'nun dostları ancak müttakilerdir, ama onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

İlyas Yorulmaz Meali:

Mescidi Haramın koruyucuları onlar olmadıkları halde, (inananları) Mescidi Haram'a sokmamaları sebebiyle Allah'ın onlara azap etmesine onlar nasıl engel olabilirler. Halbuki Mescidi Haramın koruyucuları[1] Allah dan korunan (mü'min) lerdir. Fakat onlardan pek çoğu bunları bilmiyorlar.*

(Enfal 34)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve onlar, Mecsid-i Haram’dan men ediyorlarken (engel oluyorlarken) ve onlar, O’nun (Allah’ın) dostları değilken; Allah, niçin onlara azap etmesin? O’nun dostları ancak takva sahibi olanlardır. Ve fakat, onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah onları ne diye azaba uğratmasın ki Mescid-i Haram'm gözcüsü olmak ellerinden gelmezken onlar yine de insanları oraya girmekten alıkoydular. Besbelli ki onun gö­zeticisi olmak, yalnız sakınanların elinden gelir. Ancak, onların pek çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Kadri Çelik Meali:

Yoksa Mescid-i Haram'a girmekten men ederlerken Allah onlara niçin azap etmesin? Hâlbuki onun (Mescid-i Haram'ın) mütevellileri (ehil yöneticileri de) değildirler. Onun mütevellileri muttakilerden başkası değildir. Velâkin onların birçokları bilmezler.

(Enfal 34)

Mahmut Kısa Meali:

Sen Mekke’den çıkarıldıktan sonra, Allah’ın onlara sizin elinizle azap etmemesi için artık ne gibi mâzeretleri olabilir ki, hem de, serbestçe ziyaret edilmesi gereken Kâbe’deki Kutsal Mescidi Müslümanlara yasaklamışlarken! Üstelik onlar, Hz. İbrahim’in tevhid dinini terk ettikleri için, oranın bakım ve idaresini üstlenme hak ve yetkisine sahip değillerdir! Zira orası Allah’ın evidir ve oraya kan ve soy bağıyla varis olunamaz. Bu yüzden Kâbe’ye hizmet etmeye lâyık olanlar, ancak Rab’lerine içten bir saygıyla bağlanıp zulüm ve haksızlıktan titizlikle sakınan kimselerdir; ne var ki, pek çokları bunu bilmezler. O kâfirlerin şirk ve riyâkârlığa bulanmış ibâdetleri de, kendilerini ilâhî azâptan kurtaramazdı:

(Enfal 34)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Fakat insanları Mescid-i Haram'dan alıkoyuyor iken onlar, Allah niye azaplandırmasın ki? Onlar gerçek koruyucular değildir Lakin asıl koruyucular ancak sakınanlardır. Onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Mehmet Türk Meali:

Onlar, hizmetine ehil olmadıkları halde (inananları) Mescid-i Haram’a girmekten men edip dururlarken Allah, onlara neden azap etmesin ki? Çünkü onun hizmetine ehil olanlar, ancak Allah’tan hakkıyla sakınanlardır. Ama onların çoğu, bunu bilmiyorlar.1*

(Enfal 34)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onların ne özelliği var ki, Allah onlara azap vermesin? Oysa onlar, (gerçek) koruyucuları olmadıkları halde (insanları) Mescid-i Haram’dan alıkoyarlar. Onun (gerçek) koruyucuları takvayı benimsemiş olanlardan başkası değildir. Ancak onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Muhammed Esed Meali:

Fakat (şimdi), kendileri oranın (gerçek) sahipleri olmadıkları halde saldırmazlık örfü altında bulunan o Mescid-i Haramdan (inananları) alıkoymaları yüzünden Allahın onları cezalandırmaması için ne gibi bir güvenceleri var ellerinde? Allaha karşı sorumluluk bilinci içinde olanlardan başkası o evin bakıcısı olamaz: ne var ki, onların çoğu bunun farkında değil;

(Enfal 34)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar, Kutsal Secdelik'e girmeye engel olurken, Allah onlara ne diye azap etmesin?! Üstelik onun sahipleri de değiller. Onun sahipleri yalnızca sakınanlardır. Fakat onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Mustafa Çavdar Meali:

Oysa onlar, insanları Mescid-i Haram’dan engellerken, Allah onları niye cezalandırmasın? Üstelik onlar Mescid-i Haram’ın gerçek dostları değiller. Onun gerçek dostları/oraya layık olanlar yalnızca muttakiler/günahlardan korunanlardır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

Bknz: (9/17)»(9/19) - (48/25)

(Enfal 34)

Mustafa Çevik Meali:

34-35 Müşriklerin, Kâbe’yi yapılışının amacı olan ilâhî nizam ve ahlakının öğretilmesi dışında kullanmaları ve mü’minlerin orayı ziyaret edip ibadet etmelerine engel olmaları sebebiyle, Allah’ın onları cezalandırmaması düşünülebilir mi? Mescid-i Haram’ın (Kâbe’nin) gerçek sahipleri yalnızca Allah’ı Rab ve ilah edinen ve O’nun davetine iman eden mü’minlerdir fakat müşrikler bu gerçeği kabul etmezler. Böylelerinin Kâbe’de ibadet adı altında yaptıkları sadece ıslık çalmak ve el çırpmaktır. Onlar bu yaptıkları dolayısıyla hak ettikleri azap ile cezalandırılacaklar.

(Enfal 34)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama şimdi onlar Mescid-i Haram'dan (inananları) alıkoyup dururken, Allah'ın onları cezalandırmaması için ne gibi bir gerekçeleri olabilir? Kaldı ki, onlar (Kabe'nin) can dostları olamazlar: çünkü oraya can dost olmaya ancak sorumluluk bilincini kuşananlar layıktır; ve fakat onların çoğu bunu bile fark etmezler.

(Enfal 34)

Osman Okur Meali:

Onlar Mescid-i Haram'ın velisi (bakıcısı, koruyucusu) olmadıkları halde (müminleri) oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Oranın velisi (bakıcısı, koruyucusu) takvâ sahiplerinden başkaları değildir. Fakat onların (müşriklerin) çoğu bunun farkında değildir.

(Enfal 34)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve neleri vardır ki, Allah Teâlâ onları muazzep kılmasın? Ve onlar Mescid-i Haram'dan men ediyorlar. Halbuki O'nun mütevellileri değildirler. Onun mütevellileri muttakîlerden başka değildir. Velâkin onların bir çokları bilmezler.

(Enfal 34)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar Mescid-i haram'ın hizmetine ehil olmadıkları halde müminleri oradan geri çevirirlerken Allah onlara ne diye azap etmeyecek? Onun gerçek dostları (mütevellisi) ancak takvâ sahipleridir. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yoksa Kâbe’ye girmelerini engellerlerken Allah onlara niçin azap etmesin! Üstelik, onun dostu da olmadılar. Onun dostu, içtenlikle inanarak günahlardan sakınanlardır. Fakat çokları bilmez.

(Enfal 34)

Sadık Türkmen Meali:

Onlar Mescid-i Haram’dan (müminleri) alıkoyarken ve oranın bakımına ehil de değillerken, Allah onlara ne diye azap etmesin? Oranın bakımına ehil olanlar, ancak Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır. Fakat onların birçoğu bilmiyor.

(Enfal 34)

Seyyid Kutub Meali:

Yoksa onlar insanların Mescid-i Haram'a girmelerine engel oldukları halde, Allah onları niye azaba çarptırmasın ki? Onlar oranın korucuları değildiler. Oranın korucuları ancak Allah'ın yasaklarından sakınanlardır. Fakat çokları bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Suat Yıldırım Meali:

Allah ne diye onları cezalandırmasın ki onlar kendileri Mescid-i Haramı yönetmeye layık olmadıkları halde, üstelik orayı ziyaret etmek isteyen müminleri de geri çeviriyorlar?Oranın hizmet ve yönetimine asıl ehil olanlar, Allah'ı sayıp O'na şerik koşmaktan sakınanlardır. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Süleyman Ateş Meali:

Onlar, (inananları) Mescid-i haramdan geri çevirdikleri ve onun velisi, (bakıcısı, koruyucusu) olmadıkları halde neden Allah onlara azabetmesin? Onun velileri, (bakıcıları, koruyucuları) sadece (günahlardan) korunanlardır. Fakat çokları bilmezler.

(Enfal 34)

Süleymaniye Vakfı Meali:

(Bu iki koşulun dışında) Ne özellikleri var ki Allah, onlara azap etmesin? Yetkileri olmadığı halde (sizi) Mescid-i Haram'dan engelliyorlar. Orada yetkili olanlar sadece Allah'tan çekinenlerdir. Ama onların çoğu bunu bilmezler.

(Enfal 34)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'ın yakınları olmadıkları ve iman edenleri Mescid-i Haram'ı ziyaret etmekten alıkoydukları halde Allah onlara niye azap etmesin? O'nun yakınları ancak, Allah'a karşı gelmekten çekinenlerdir, ama çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Şaban Piriş Meali:

Onlar, Mescid-i Haram'a girmeye engel olurken, yoksa onlara Allah ne diye azap etmesin?! Üstelik onun (Mescid-i Haram'ın) sahipleri de değiller. Onun sahipleri yalnızca muttakilerdir. Fakat onların çokları bunu bilmez.

(Enfal 34)

Talat Koçyiğit Meali:

Yoksa onlar, (müslümanların) Mescid-i Harâm'a girmelerine engel olup dururken, üstelik onun bakıcıları da olmadıkları halde zira onun bakıcıları, ancak takva sahibi olanlardır; fakat çokları bunu bilmezler. Allah'ın onlara azâb etmemesi için ne (özellikleri) vardır?

(Enfal 34)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, Mescid-i Haram'dan (insanları) alıkoyarlarken ve onun (gerçek ve layık) koruyucuları değilken Allah, ne diye onları azablandırmasın? Onun (asıl) koruyucuları yalnızca korkup sakınanlardır. Ancak onların çoğu bilmezler.

(Enfal 34)

Ümit Şimşek Meali:

Yoksa, onlar insanları Mescid-i Haramdan alıkoyarlarken, Allah niçin onlara azap etmesin? Halbuki onlar Mescid-i Haramın idaresine ehil de değillerdir. Ona ehil olanlar, Allah'a şirk koşmaktan ve Ona karşı gelmekten sakınanlardır; lâkin onların çoğu bunu bilmez.

(Enfal 34)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onlar Mescid-i Haram'dan geri çevirip dururken, Allah onlara neden azap etmeyecekmiş? Onlar onun dostları/koruyucuları da değillerdir. Onun dostları/koruyucuları takva sahiplerinden başkası değildir. Ama onların çokları bunu bilmezler.

(Enfal 34)