25. Furkan Suresi / 8.ayet
Furkan 8 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Yahut ona bir define verilmeliydi, yahut da bir bahçesi olmalıydı da orada biten şeyleri yemeliydi ve zalimler, siz dediler, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.
(Furkan 8)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
"Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu (şahane) bir bahçesi olması (gerekmez miydi? Böylesine fakir ve kimsesiz birinden ne bekliyorsunuz? diye halkı kışkırtıvermişlerdi). " Ayrıca o zulmedenler: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" demişler (insanları Hakk’tan ve hayırdan engellemişlerdi).
(Furkan 8)Abdullah Parlıyan Meali:
Yahut kendisine Allah tarafından bir hazine verilseydi, yahut zahmetsiz yiyip içtiği bir bahçesi olsaydı ya!” Yaratılış maksadına aykırı hareket eden bunlar, inananlara: “Siz olsa olsa, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.
(Furkan 8)Adem Uğur Meali:
Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
(Furkan 8)Ahmet Hulusi Meali:
"Yahut O'na bir hazine verilmesi ya da yiyeceği özel bir bahçesi olması... " Zalimler (birbirlerine) şöyle konuştular: "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!"
(Furkan 8)Ahmet Tekin Meali:
“Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip kolaylıkla geçimini sağlayacağı bir bahçesi olmalıydı.” dediler. Baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen ve İslâm aleyhinde propaganda yapan zâlimler: “Siz, kesinlikle büyülenerek aklı etki altına alınmış bir adama uymaktasınız” dediler.
(Furkan 8)Ahmet Varol Meali
Yahut kendisine bir hazine atılmalı veya içinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?" Zalimler: "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Ali Bulaç Meali:
"Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?" Zulmedenler dedi ki: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz."
(Furkan 8)Ali Fikri Yavuz Meali:
Yahud O'na (gökten) bir hazine bırakılıverse (de onu harcasa, geçim derdinde olmasa), yahud güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!” Hem o zalimler, müminlere dediler ki: “- Siz, ancak büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz.”
(Furkan 8)Ali Rıza Sefa Meali:
Veya "Ona, bir gömü verilseydi?" veya "İçinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı?" Haksızlık yapanlar, bir de şöyle dediler: "Yalnızca, büyülenmiş bir adamı izliyorsunuz!"
(Furkan 8)Ali Ünal Meali:
“Ya da, (hayatını kazanmak için böyle çarşı pazar dolaşmak zorunda kalmasın diye) kendisine gökten bir hazine atılsaydı veya hazır bir bahçesi olsaydı da yiyeceğini oradan temin etseydi!” O zalimler, (mü’ minlere de,) “Siz, başka değil, gerçekten büyülenmiş bir adamın peşine düşmüşsünüz!” demektedirler.
(Furkan 8)Bahaeddin Sağlam Meali:
“Veya (gökten) ona bir hazine atılmalı veya ondan yiyeceği bir bahçesi olmalı değil mi idi?” Ve o zalimler: “Ancak, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.
(Furkan 8)Bayraktar Bayraklı Meali:
"Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya meyvelerinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!" Bu zalimler, "Sizler sırf büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Bekir Sadak Meali:
(7-8) soyle dediler: «Bu ne bicim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya beslenecegi bir bahce olsaydi ya!» Bu zalimler, inananlara: «Siz sadece buyulenmis bir adama uyuyorsunuz» dediler.
(Furkan 8)Besim Atalay Meali:
Ya da ona bir hazne inmiş olsa, yahut yiyeceği bir bahçesi olsa ya?» Yine derler ki Zalimler: «Sizler ancak, büyülenmiş bir adama uyarsız!»
(Furkan 8)Celal Yıldırım Meali:
«Veya Ona bir hazine sunulsa, ya da kendisine ait bir Cennet olsa da ondan yese ya..» Bu zâlimler, (Muhammed'e inananlara): «Siz olsa olsa, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz !» dediler.
(Furkan 8)Cemal Külünkoğlu Meali:
“Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi olsaydı!” (Ayrıca) bu zalimler, (müminlere:) “Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler. *
(Furkan 8)Diyanet İşleri Eski Meali:
7,8. Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya besleneceği bir bahçe olsaydı ya!" Bu zalimler, inananlara: "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Diyanet İşleri Yeni Meali:
"Yahut kendisine bir hazine verilseydi veya ürününden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!" Zalimler, (inananlara): "Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Diyanet Vakfı Meali:
Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
(Furkan 8)Edip Yüksel Meali:
'Yahut kendisine bir hazine atılsaydı, veya kendisinin bir bahçesi olsaydı ve ondan yeseydi!' Hatta zalimler, 'Siz, büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz,' dediler.
(Furkan 8)Elmalılı Orjinal Meali:
Veya ona bir hazine bırakılıverse, yahud güzel bir bağçesi olsa da ondan yese ya! hem o zalimler "siz, sırf büyülenmiş bir adama tabi' oluyorsunuz" dediler
(Furkan 8)Elmalılı Yeni Meali:
Veya ona bir hazine bırakılsa ya da onun güzel bir bahçesi olsa da ondan yese ya!" dediler. Yine o zalimler: "Siz, yalnız büyülenmiş bir adama tabi oluyorsunuz!" dediler.
(Furkan 8)Erhan Aktaş Meali:
"Veya ona bir hazine verilseydi veya kendisinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı ya!" Bu zalimler: "Siz yalnızca büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz." dediler.
(Furkan 8)Gültekin Onan Meali:
"Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya (ürünlerinden) yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?" Zulmedenler dedi ki: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş birisine (erkeğe) uyuyorsunuz."
(Furkan 8)Hakkı Yılmaz Meali:
7-8 Ve inkâr etmiş olanlar: “Bu ne biçim elçi ki, yemek yiyor, sokaklarda yürüyor? Ona, bir melek indirilseydi ya! Böylece O'nunla beraber bir uyarıcı olur! Yahut kendisine bir hazine bırakılsaydı veya kendisinden yiyeceği bir bahçe olsaydı ya!” dediler. Bu şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar: “Siz, yalnızca büyülenmiş bir kişiye uyuyorsunuz” da dediler.
(Furkan 8)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
“Ya da onun üzerine bir hazine atılması veya kendisinden yediği bir bahçesi olması gerekmez miydi?” Zalimler dediler ki: “Siz yalnızca büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.”
(Furkan 8)Harun Yıldırım Meali:
Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yeyip (meşakkatsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı. (Ayrıca) o zalimler (müminlere): Siz, ancak büyüye tutulmuş bir adama uymaktasınız! dediler.
(Furkan 8)Hasan Basri Çantay:
"Yahud ona (gökden) bir hazine atılmalı, yahud onun, (meyvelerinden) yiyeceği bir bostanı bulunmalı değil miydi"? O zaalimler (kafirler, mü'minlere) dedi ki: "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına tabi' olmuyorsunuz"!
(Furkan 8)Hayrat Neşriyat Meali:
“Yâhut kendisine bir hazîne bırakılmalı, ya da ondan yiyeceği bir bahçesi olmalı(değil miydi?)” Ayrıca o zâlimler (mü'minlere): “(Siz,) ancak sihirlenmiş bir adama tâbi' oluyorsunuz” dedi.
(Furkan 8)Hubeyb Öndeş Meali: /
(7-8) "Bu Elçi (!) için ne var ki, yemek yiyor ve pazarlarda geziyor? Kendisine bir melek indirilmeli, böylece onunla birlikte bir uyarıcı olması veya ona bir hazine atılmalı veya kendisinden yeyeceği bir cennetin [bahçenin] kendisine ait olması gerekmez miydi?" dediler. Bir de zalimler, "sihirlenmiş [etkilenmiş] bir kişiden başkasına uyumuyorsunuz!" dediler.
(Furkan 8)Hüseyin Atay Meali:
7-8 Dediler: "Bu ne biçim elçi, yemek yer, sokaklarda yürür? Kendisine bir melek indirilip, onunla beraber uyarıda bulunmalı değil mi idi? Yahut, kendisine bir hazine verilseydi veya besleneceği bir bostanı olsaydı ya!" Ve bu zalimler dediler ki: "Sizin uyduğunuz, sadece büyülenmiş bir adamdır."
(Furkan 8)İbni Kesir Meali:
Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya besleneceği bir bahçe olmalı değil miydi? O zalimler dediler ki: Siz, büyülenmiş bir adamdan başkasına tabi olmuyorsunuz.
(Furkan 8)İlyas Yorulmaz Meali:
“Veyahut bu elçiye bir hazine indirilse, yahut yiyip içeceği bir bahçesi olsaydı ya.” Haksızlık yapanlar insanlara “Siz sihre uğramış bir adama uyuyorsunuz” dediler.
(Furkan 8)İskender Ali Mihr Meali:
Veya ona, (gökten) bir hazine atılsaydı (verilseydi) veya ondan (ürünlerinden) yiyeceği bir bahçesi olsaydı. Ve zalimler: “Siz ancak, sihir yapılmış (büyülenmiş) bir adama tâbî oluyorsunuz.” dediler.
(Furkan 8)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
ya ona bir hazine gönderilmeli, ya da onun yiyeceğini sağlıyacak bir bahçesi olmalı değil miydi?» Sonunda da o kıyıcılar dediler: «Siz olsa olsa büyülenmiş bir kimsenin ardından gidiyorsunuz.»
(Furkan 8)Kadri Çelik Meali:
“Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya ondan yemekte olduğu bir bahçesi olsaydı!” Zulmedenler dedi ki: “Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız.”
(Furkan 8)Mahmut Kısa Meali:
“Ya da ona gökten hazineler indirilmeli; yâhut hiç çalışıp yorulmadan meyvelerini yiyeceği mûcizevî bir bahçesi olmalı değil miydi?” Allah’ın nurunu söndürmek için ne yapacaklarını şaşıran bu zâlimler, önceki bütün iddialarını çürütecek bir başka iftira ortaya atarak, Kur’an’dan etkilenen insanlara, “Siz ancak küstahlığı nedeniyle ilâhlarımızın lânetine uğrayan büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz!” diyorlar. Sana “büyülenmiş” diyorlar; çünkü okuduğun Kur’an’dan etkileniyor, bu sözlerin beşer kaynaklı olmadığını, olamayacağını hissediyorlar. Ne var ki, kibir ve inatçılıkları onları imandan alıkoyuyor.
(Furkan 8)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
"Farklı olarak yada ona bir iyi bir hazine verilseydi ondan yeseydi" derler Üstelik bu zalimler inananlara: "Siz büyülenmiş adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Mehmet Türk Meali:
(Ve devamla):1 “Veya ona bir hazine verilse yahut (ürünlerini) yiyeceği bir bahçesi olsa olmaz mıydı?” (dediler.) (Ayrıca) o zâlimler (Müslümanlara): “Siz, sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz!” dediler.*
(Furkan 8)Muhammed Celal Şems Meali:
“Yahut kendisine bir hazine indirilseydi veya (meyvesini) yiyeceği bir bahçesi olsaydı!” Zalimler, “Siz ancak yemek yedirilen bir adamın arkasından yürüyorsunuz, ” dediler. (“Meshûr” yemek verilen kişiye de denilir.)
(Furkan 8)Muhammed Esed Meali:
Yahut kendisine (Allah tarafından) bir hazine verilseydi, yahut (zahmetsiz) yiyip içtiği (tılsımlı) bir bahçesi olsaydı ya!" Ve bu zalimler (birbirlerine): "Eğer (Muhammed'e) uyacak olsaydınız, büyülenmiş bir adamdan başkasına (uymuş, olmazdınız)!" diyorlar.
(Furkan 8)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
"Ya da ona bir hazine verilseydi. Yahut bir bahçesi olsaydı da oradan yiyip içseydi." Bir de o zalimler; "Siz büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz," dediler.
(Furkan 8)Mustafa Çavdar Meali:
– Ya da kendisine bir hazine verilmeli veya kendine ait emeksiz ürünlerinden yediği bir bahçesi olmalı. Bir de kalkıp o zalimler inananlara “Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz” diyorlar.Bknz: (17/90)»(17/94) - (10/2) - (34/43) - (51/52)
(Furkan 8)Mustafa Çevik Meali:
7-8 Senin bütün çabana rağmen ilâhî daveti inkâr edenler bir de şöyle diyorlar: “Bu nasıl bir peygamber! O da bizim gibi yiyip içiyor, çarşıda, pazarda dolaşıyor. Peygamber olsaydı onun yanında bir de melek olması, davetini onunla birlikte yapması, kendisine gökten bir hazine indirilmesi ve buralarda bizlerin görmediğimiz güzellikte bir bahçenin ona bağışlanması, oradan da yiyip içmesi gerekmez miydi?” Bununla birlikte bu zalimler birbirlerine, “Şayet Muhammed’in davetine uyarsanız, olsa olsa büyülenmiş bir adama uymuş olursunuz.” diyorlardı.
(Furkan 8)Mustafa İslamoğlu Meali:
Ya da kendisine (gökten) bir hazine bırakılsaydı, veya ondan yiyip içerek (safa sürdüğü) kendisine ait bir cenneti olsaydı?" dediler.Bir de kalkıp o zalimler; "Eğer (ona) uymuş olsaydınız, sihirlenmiş bir adamdan başkasına uymamış olacaktınız" dediler.
(Furkan 8)Osman Okur Meali:
“Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi olsaydı!” (Ayrıca) bu zalimler, (müminlere:) “Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler.
(Furkan 8)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
«Yahut O'na bir hazine indirilmeli veya O'nun için bir bostan olmalı değil mi idi ki, ondan yiyiverse idi.» Ve zalimler dedi ki: «Siz başka değil, bir büyülenmiş adama tâbi oluyorsunuz.»
(Furkan 8)Ömer Öngüt Meali:
“Yahut kendisine bir hazine atılmalı veya meyvelerinden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil miydi?” O zâlimler: “Siz ancak büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz. ” dediler.
(Furkan 8)Ömer Sevinçgül Meali:
“Ya da kendisine bir hazine verilmeli ya da bir bahçesi olmalıydı da ondan yemeliydi!” O zalimler, “Siz, sadece büyülenen bir adama uymaktasınız!” dediler.
(Furkan 8)Sadık Türkmen Meali:
Ya da kendisine bir hazine atılmalı değil mi? Ya da, onun kendisinden yiyeceği bir bahçesi olması gerekmez mi?” Ve zalimler dediler ki: “Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz.”
(Furkan 8)Seyyid Kutub Meali:
Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi olsaydı. Bu zalimler, müminlere «Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz» dediler.
(Furkan 8)Suat Yıldırım Meali:
"Yahut kendine bir hazine verilse, yahut kendisinin içinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı!" Hasılı o zalimler: "Doğrusu siz, sadece büyülenmiş bir adamın peşine düşmüşsünüz." dediler.
(Furkan 8)Süleyman Ateş Meali:
"Yahut üstüne bir hazine atılmalı, yahut kendisinin ürününden yiyeceği bir bahçesi olmalı değil mi?" Ve zalimler: "Siz başka değil, sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Süleymaniye Vakfı Meali:
Ya da ona bir hazine indirilseydi yahut yiyeceğini sağlayacağı bir bahçesi olsaydı ya?" O zalimler şunu da dediler: "Sizin yaptığınız sadece, büyüye kapılmış bir kişinin peşinden gitmektir."
(Furkan 8)Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
"Yahut ona bir hazine indirilmeli ya da çalışmadan yiyip içeceği bir bahçesi olmalıydı." Ayrıca bu zâlimler birbirlerine: "Bu adama uyarsanız, büyülenmiş birine uymuş olacaksınız" diyorlar.
(Furkan 8)Şaban Piriş Meali:
Veya kendisine bir hazine verilseydi, veya bir bahçesi olsaydı da oradan yeseydi .. Zalimler "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasına uymuyorsunuz" dediler.
(Furkan 8)Talat Koçyiğit Meali:
"Yahut kendisine bir hazine verilseydi; yahut bir bahçesi olsaydı da oradan yeseydi olmaz mıydı?" Zâlimler demişlerdir ki: "Siz büyülenmiş bir adamdan başkasının peşinden gitmiyorsunuz."
(Furkan 8)Tefhimul Kuran Meali:
«Ya da kendisine bir hazinenin bırakılması veya ondan yemekte olduğu bir bahçesi olması (gerekmez miydi)?» Zulmedenler dedi ki: «Siz olsa olsa, ancak büyülenmiş bir adama uymaktasınız.»
(Furkan 8)Ümit Şimşek Meali:
“Veya ona bir hazine verilseydi. Yahut bir bahçesi olsaydı da oradan yiyip içseydi.” Bir de o zalimler “Siz büyülenmiş bir adamın peşinden gidiyorsunuz” dediler.
(Furkan 8)Yaşar Nuri Öztürk Meali
"Yahut ona bir hazine gönderilmeli, yahut ürününden yediği bir bahçesi olmalı değil miydi?" O zalimler şunu da söylediler: "Sizler büyülenmiş bir adamdan başkasının ardı sıra gitmiyorsunuz."
(Furkan 8)