15. Hicr Suresi / 12.ayet

İşte biz de vahyin, günahkârların kalplerine etki etmeden böylece geçip gitmesini sağlarız…

Bknz: (6/25)(7/146)(45/23)

Mustafa Çavdar Meali

Hicr 12 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Biz böylece, Kur'an'ı, yüreklerine kadar sokarız da.

(Hicr 12)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte böylece Biz onu (İlahi gerçekleri alay konusu edinme hastalığını), suçlu-günahkârların kalplerine sokuveririz.

(Hicr 12)

Abdullah Parlıyan Meali:

Biz böylece alay edip inanmadıkları Kur'ân'ı, günaha gömülüp giden o alaycıların kalplerinin derinliklerine kadar sokarız da veya biz o alaycı tutumları, günaha gömülüp gidenlerin kalplerine kadar sokarız.

(Hicr 12)

Adem Uğur Meali:

İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte Onu suçluların kalplerinde böylece ilerletiriz.

(Hicr 12)

Ahmet Tekin Meali:

Alayı, inkârı, yalanlamayı, hidayeti, İslâm'a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahibi âsilerin, suçluların, günahkârların akıllarına, kalplerine soktuğumuz gibi onun, Kur'ân'ın günahkârların kafalarında, kalplerinde yankı bulmadan geçip gitmesine de biz yol açarız.

(Hicr 12)

Ahmet Varol Meali

İşte onu suçluların kalplerine böyle sokarız.

(Hicr 12)

Ali Bulaç Meali:

Böylece biz onu (alayı), suçlu günahkarların kalblerine sokarız.

(Hicr 12)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz, o küfrü (istihzâyı) mücrimlerin kalblerine işte böyle geçiririz.

(Hicr 12)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte böylece, Onu, suçluların yüreklerine sokarız.

(Hicr 12)

Ali Ünal Meali:

(Nasıl her bir ümmete indirilen Kitap için o ümmetteki günahkâr suçluların kalblerine bir yol açmışsak,) aynı şekilde Zikir için de hayatları günah hasadından ibaret olan suçluların kalblerine yol açıyoruz.

(Hicr 12)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Böylece Biz, o zikri, (kâfir olan) suçluların kalbine (gözüne) sokarız.

(Hicr 12)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Böylece biz de o alayı suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Bekir Sadak Meali:

(12-13) Ayni sekilde biz de Kitap'i suclularin kalblerine sokariz, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden oncekilerin ugradiklari meydandadir.

(Hicr 12)

Besim Atalay Meali:

İşte böyle günahlılar gönlüne, alayı yerleştirdik

(Hicr 12)

Celal Yıldırım Meali:

Bunun gibi onu (sapıklık, inkâr, alay ve şirki) suçlu günahkârların kalblerine sokarız (öncekilerin kalblerine soktuğumuz gibi).

(Hicr 12)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Böylece biz, onu (peygamberleri alaya alma huyunu) günahkârların (tutumlarına uygun olarak) kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Diyanet İşleri Eski Meali:

12,13. Aynı şekilde biz de Kitap'ı suçluların kalblerine sokarız, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden öncekilerin uğradıkları meydandadır.

(Hicr 12)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Aynı şekilde (onların tutumlarına uygun olarak) biz onu suçluların kalbine sokarız.

(Hicr 12)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Edip Yüksel Meali:

İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız.

(Hicr 12)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz ona mücrimlerin kalblerinde böyle bir süluk veririz

(Hicr 12)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz böylece suçluların kalplerine sokarız onu.

(Hicr 12)

Erhan Aktaş Meali:

Böylece onu[1] suçluların kalplerine sokarız.

1)Alaycı tutumu, basitleşmeyi.

(Hicr 12)

Gültekin Onan Meali:

Böylece biz onu (alayı), suçlu günahkarların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Hakkı Yılmaz Meali:

Böylece Biz Kur’ân'ı, suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İşte böyle! Biz (resûlleri inkâr ve onları alaya almayı) suçlu günahkârların kalbine sokarız da,

(Hicr 12)

Harun Yıldırım Meali:

İşte böylece biz onu, suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Hasan Basri Çantay:

Biz böylece o (istihzayi) günahkarların kalblerine sokarız.

(Hicr 12)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte böylece onu (o alayı, bir azâb olarak) günahkârların kalblerine sokarız.

(Hicr 12)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(12-13) İşte bunun gibi, onu öncülerin/öncekilerin sünneti gelip geçmiş olduğu halde ona[elçi'ye] inanmayan suçluların kalplerinin içine saplarız.

(Hicr 12)

Hüseyin Atay Meali:

Böylece Biz de onu suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

İbni Kesir Meali:

Biz, böylece onu suçluların kalbine sokarız.

(Hicr 12)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bizde bu özelliği, tüm günahkar inkarcıların kalplerine belirleyici özellik olarak koyduk.

(Hicr 12)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte böylece onu (alay etmeyi), mücrimlerin kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte Biz suçluların yüreklerine onu böyle işleriz.

(Hicr 12)

Kadri Çelik Meali:

Böylece biz (özürleri kalmasın diye) onu (Kur'an'ı), suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Mahmut Kısa Meali:

İşte böylece Biz onu, tavır ve davranışlarıyla kâfirliği hak eden suçluların kalplerine sokarız. Bundan dolayıdır ki:

(Hicr 12)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hakikatte Biz o alaycılığı, böyle sokarız günahkarların kalplerine.

(Hicr 12)

Mehmet Türk Meali:

Böylece Biz de o (alaycılığı) günâhkâr (kâfirlerin) ahlâkı haline getiriyorduk.

(Hicr 12)

Muhammed Celal Şems Meali:

İşte böylece Biz, bu (alay etme âdetini) suçluların kalplerine yerleştiririz.

(Hicr 12)

Muhammed Esed Meali:

Biz (mesajımızdan yana) bu (alaycı tutumu), işte böylece, o günaha gömülüp gitmiş kimselerin yüreklerine sokarız,

(Hicr 12)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Alaycılığı o suçluların kalplerine biz işte böyle sokarız.

(Hicr 12)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte biz de vahyin, günahkârların kalplerine etki etmeden böylece geçip gitmesini sağlarız...

Bknz: (6/25) - (7/146) - (45/23)

(Hicr 12)

Mustafa Çevik Meali:

10-13 Ey Peygamber! Biz senden önce gelip geçen topluluklara da peygamberler gönderdik, onlar da kendilerine gelen peygamberlerle alay ettiler, alaycı ve inkârcı tavırlarını inatla sürdürmekte olanları, Biz de gözden çıkarırız, günaha gömülüp, gitmelerine engel olmayız, önceki toplumların müşrik ve kâfirleri için uygulamamız hep böyle olmuştur. Allah’ın kanununda bir değişiklik olmaz.

(Hicr 12)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Biz (vahyin, etki etmeden) günahkarların yüreklerinden geçip gitmesini işte böyle sağlarız;

(Hicr 12)

Osman Okur Meali:

İşte biz o (Elçiyi /getirdiği vahyi) suçluların kalblerine böyle (duyururuz) sokarız.

(Hicr 12)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte böylece onu (o istihzâyı) günahkâr olanların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Ömer Öngüt Meali:

İşte böylece biz onu (inkârı) suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Ömer Sevinçgül Meali:

Biz onu ‘alay etme düşüncesini’ umursamaz bir tavırla günahlara dalan suçluların yüreklerine sokarız.

(Hicr 12)

Sadık Türkmen Meali:

İşte böylece suçluların kalpleri katılaşır.

(Hicr 12)

Seyyid Kutub Meali:

Biz böylece peygamberleri alaya alma huyunu günahkârların kalplerine aşılarız.

(Hicr 12)

Suat Yıldırım Meali:

(12-13) Biz böylece o inkar ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.

(Hicr 12)

Süleyman Ateş Meali:

İşte biz o(Tanrı Zikri)ni suçluların kalblerine böyle sokarız.

(Hicr 12)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Hep böyle olur. Onu (Zikri) suçluların kalplerine[1] işleriz.

1)Aslında o zikirin(kitabın) doğru olduğunu içten(kalpten) bilirler.

(Hicr 12)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(12-13) Biz o alaycı tutumu, günahkarların beynine öyle yerleştiririz ki, öncekilerin başına gelenleri bildikleri halde ona inanmazlar.

(Hicr 12)

Şaban Piriş Meali:

İşte biz onu suçluların kalplerine sokarız.

(Hicr 12)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte biz alayı, suçluların kalbine böyle sokarız.

(Hicr 12)

Tefhimul Kuran Meali:

Böylece biz onu (alayı), suçlu günahkârların kalblerine sokarız.

(Hicr 12)

Ümit Şimşek Meali:

Alaycılığı o mücrimlerin kalplerine Biz böyle yerleştiririz.

(Hicr 12)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.

(Hicr 12)